Translation of the Meanings of the Noble Qur'an - Turkish translation - Shaaban Britsh * - Translations’ Index

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

Translation of the meanings Surah: Ash-Shu‘arā’   Ayah:

Sûratu'ş-Şuarâ'

طسٓمٓ
Tâ Sîn Mîm.
Arabic explanations of the Qur’an:
تِلۡكَ ءَايَٰتُ ٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُبِينِ
Bunlar, apaçık kitabın ayetleridir.
Arabic explanations of the Qur’an:
لَعَلَّكَ بَٰخِعٞ نَّفۡسَكَ أَلَّا يَكُونُواْ مُؤۡمِنِينَ
Mümin olmuyorlar diye neredeyse kendini mahvedeceksin.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِن نَّشَأۡ نُنَزِّلۡ عَلَيۡهِم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ ءَايَةٗ فَظَلَّتۡ أَعۡنَٰقُهُمۡ لَهَا خَٰضِعِينَ
Dilersek, üzerlerine gökten bir ayet/mucize indiririz de boyunları öne eğilip kalır.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَا يَأۡتِيهِم مِّن ذِكۡرٖ مِّنَ ٱلرَّحۡمَٰنِ مُحۡدَثٍ إِلَّا كَانُواْ عَنۡهُ مُعۡرِضِينَ
Rahman’dan kendilerine öğüt gelmiş olmasın ki, ondan yüz çevirmesinler.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَقَدۡ كَذَّبُواْ فَسَيَأۡتِيهِمۡ أَنۢبَٰٓؤُاْ مَا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Onlar, yalanladılar; ama alay ettikleri şeyin haberleri onlara gelecektir.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ إِلَى ٱلۡأَرۡضِ كَمۡ أَنۢبَتۡنَا فِيهَا مِن كُلِّ زَوۡجٖ كَرِيمٍ
Yeryüzüne hiç bakmıyorlar mı? Her çiftten nice hoş bitkiler bitirdik.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
İşte bunda da bir ayet vardır. Buna rağmen onların çoğu mümin değillerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Elbette Rabbin, çok güçlüdür, çok merhametlidir. @Corrected
Elbette Rabbin, işte O, çok güçlüdür, çok merhametlidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِذۡ نَادَىٰ رَبُّكَ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱئۡتِ ٱلۡقَوۡمَ ٱلظَّٰلِمِينَ
Hani Rabbin, Musa’ya: Zalim kavme git! diye seslenmişti.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَوۡمَ فِرۡعَوۡنَۚ أَلَا يَتَّقُونَ
Firavun’un kavmine. Onlar hala sakınmayacaklar mı?
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ رَبِّ إِنِّيٓ أَخَافُ أَن يُكَذِّبُونِ
Rabbim! Beni yalanlamalarından korkuyorum, dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَيَضِيقُ صَدۡرِي وَلَا يَنطَلِقُ لِسَانِي فَأَرۡسِلۡ إِلَىٰ هَٰرُونَ
Göğsüm daralır, dilim açılmaz. Onun için Harun’a da (vahiy) gönder.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَلَهُمۡ عَلَيَّ ذَنۢبٞ فَأَخَافُ أَن يَقۡتُلُونِ
Üstelik onlara karşı işlediğim bir de suçum var. Beni öldürmelerinden korkarım.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ كَلَّاۖ فَٱذۡهَبَا بِـَٔايَٰتِنَآۖ إِنَّا مَعَكُم مُّسۡتَمِعُونَ
Asla (bunu yapamazlar), dedi. İkiniz, ayetlerimle birlikte gidin. Şüphesiz biz, sizinle beraberiz işitmekteyiz.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأۡتِيَا فِرۡعَوۡنَ فَقُولَآ إِنَّا رَسُولُ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Firavun’a gidin ve deyin ki: Biz, alemlerin Rabbi (Allah'ın) elçileriyiz.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَنۡ أَرۡسِلۡ مَعَنَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ
İsrailoğulları'nı bizimle beraber gönder.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ أَلَمۡ نُرَبِّكَ فِينَا وَلِيدٗا وَلَبِثۡتَ فِينَا مِنۡ عُمُرِكَ سِنِينَ
Firavun dedi ki: Çocukken seni içimizde büyütmedik mi? Ömrün boyunca senelerce aramızda kalmadın mı?
Arabic explanations of the Qur’an:
وَفَعَلۡتَ فَعۡلَتَكَ ٱلَّتِي فَعَلۡتَ وَأَنتَ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Sonunda o yaptığın (cinayeti) yaptın, Sen nankörün birisin!
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ فَعَلۡتُهَآ إِذٗا وَأَنَا۠ مِنَ ٱلضَّآلِّينَ
Ben, onu yaptığım zaman dalalet içinde olanlardan biriydim, dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَفَرَرۡتُ مِنكُمۡ لَمَّا خِفۡتُكُمۡ فَوَهَبَ لِي رَبِّي حُكۡمٗا وَجَعَلَنِي مِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Sizden korktuğum için de kaçtım. Sonra Rabbim bana hüküm/ilim verdi ve beni rasûllerden kıldı.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَتِلۡكَ نِعۡمَةٞ تَمُنُّهَا عَلَيَّ أَنۡ عَبَّدتَّ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ
Başıma kaktığın bu nimet, (aslında) İsrailoğulları’nı kendine köle edinmendir.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ فِرۡعَوۡنُ وَمَا رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Firavun dedi ki: Alemlerin Rabbi de nedir?
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ
Göklerin, yerin ve aralarındaki her şeyin Rabbi. Eğer yakinen anlayabilirseniz, dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ لِمَنۡ حَوۡلَهُۥٓ أَلَا تَسۡتَمِعُونَ
(Firavun,) Etrafındakilere: Duyuyor musunuz? dedi. @Corrected
Duyuyor musunuz? dedi Firavun, etrafındakilere.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ رَبُّكُمۡ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Musa:O sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir, dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ ٱلَّذِيٓ أُرۡسِلَ إِلَيۡكُمۡ لَمَجۡنُونٞ
(Firavun ise:)Size gönderilen elçi elbette delidir, dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ رَبُّ ٱلۡمَشۡرِقِ وَٱلۡمَغۡرِبِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُمۡ تَعۡقِلُونَ
O, doğunun, batının ve arasındakilerin Rabbi’dir, dedi. Eğer aklınızı akleden kimselerseniz (iman edersiniz).
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ لَئِنِ ٱتَّخَذۡتَ إِلَٰهًا غَيۡرِي لَأَجۡعَلَنَّكَ مِنَ ٱلۡمَسۡجُونِينَ
(Firavun) Eğer benden başka bir ilah edinirsen, seni elbette zindana atılanlardan edeceğim! dedi
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ أَوَلَوۡ جِئۡتُكَ بِشَيۡءٖ مُّبِينٖ
Sana apaçık bir şey getirmiş olsam da mı? dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ فَأۡتِ بِهِۦٓ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ
Haydi doğru söylüyorsan onu getir, bakalım! dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَلۡقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعۡبَانٞ مُّبِينٞ
Bunun üzerine Musa asasını atmış ve o da hemen apaçık bir yılan oluvermişti.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِيَ بَيۡضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ
Elini çekip çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ لِلۡمَلَإِ حَوۡلَهُۥٓ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ عَلِيمٞ
(Firavun) Etrafındaki ileri gelenlere: “Bu, muhakkak bilgin bir sihirbaz!” dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
يُرِيدُ أَن يُخۡرِجَكُم مِّنۡ أَرۡضِكُم بِسِحۡرِهِۦ فَمَاذَا تَأۡمُرُونَ
Sihirleriyle sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne buyurursunuz?
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُوٓاْ أَرۡجِهۡ وَأَخَاهُ وَٱبۡعَثۡ فِي ٱلۡمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ
Onu ve kardeşini beklet. Şehirlere de toplayıcılar gönder, dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
يَأۡتُوكَ بِكُلِّ سَحَّارٍ عَلِيمٖ
Sana bütün bilgiç sihirbazları getirsinler.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَجُمِعَ ٱلسَّحَرَةُ لِمِيقَٰتِ يَوۡمٖ مَّعۡلُومٖ
Sihirbazlar, belli bir günde, belirlenen bir vakitte toplandılar.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَقِيلَ لِلنَّاسِ هَلۡ أَنتُم مُّجۡتَمِعُونَ
Halka da: “Siz de toplandınız mı?” denildi.
Arabic explanations of the Qur’an:
لَعَلَّنَا نَتَّبِعُ ٱلسَّحَرَةَ إِن كَانُواْ هُمُ ٱلۡغَٰلِبِينَ
Eğer galip gelen sihirbazlar olursa herhalde biz de onlara uymaya devam ederiz.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَلَمَّا جَآءَ ٱلسَّحَرَةُ قَالُواْ لِفِرۡعَوۡنَ أَئِنَّ لَنَا لَأَجۡرًا إِن كُنَّا نَحۡنُ ٱلۡغَٰلِبِينَ
Sihirbazlar geldikleri zaman, Firavun’a: Biz galip gelirsek, bize bir ücret var, değil mi? dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ نَعَمۡ وَإِنَّكُمۡ إِذٗا لَّمِنَ ٱلۡمُقَرَّبِينَ
Evet, dedi. Siz o zaman, bana yakınlaştırılmış kimselerden olacaksınız.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ لَهُم مُّوسَىٰٓ أَلۡقُواْ مَآ أَنتُم مُّلۡقُونَ
Musa sihirbazlara: Ne atacaksanız atın! dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَلۡقَوۡاْ حِبَالَهُمۡ وَعِصِيَّهُمۡ وَقَالُواْ بِعِزَّةِ فِرۡعَوۡنَ إِنَّا لَنَحۡنُ ٱلۡغَٰلِبُونَ
Onlar da, iplerini ve değneklerini attılar ve: Firavun’un izzeti adına (yemin ederek) elbette galip gelecekler bizleriz! dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَلۡقَىٰ مُوسَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ تَلۡقَفُ مَا يَأۡفِكُونَ
Musa da değneğini attığı zaman, onların uydurdukları şeyleri yutmaya başladı.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأُلۡقِيَ ٱلسَّحَرَةُ سَٰجِدِينَ
Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُوٓاْ ءَامَنَّا بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Alemlerin Rabbine iman ettik, dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
رَبِّ مُوسَىٰ وَهَٰرُونَ
Musa’nın ve Harun’un Rabbine!
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ ءَامَنتُمۡ لَهُۥ قَبۡلَ أَنۡ ءَاذَنَ لَكُمۡۖ إِنَّهُۥ لَكَبِيرُكُمُ ٱلَّذِي عَلَّمَكُمُ ٱلسِّحۡرَ فَلَسَوۡفَ تَعۡلَمُونَۚ لَأُقَطِّعَنَّ أَيۡدِيَكُمۡ وَأَرۡجُلَكُم مِّنۡ خِلَٰفٖ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمۡ أَجۡمَعِينَ
Ben size izin vermeden önce ona iman mı ettiniz? Anlaşıldı ki o, size sihri öğreten büyüğünüzdür. Öyleyse yakında bileceksiniz elleriniz ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim ve tümünüzü astıracağım! dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُواْ لَا ضَيۡرَۖ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا مُنقَلِبُونَ
Onlar da: Bir zararı yok. Zaten Rabbimize döneceğiz.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّا نَطۡمَعُ أَن يَغۡفِرَ لَنَا رَبُّنَا خَطَٰيَٰنَآ أَن كُنَّآ أَوَّلَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
İman edenlerin ilki olduğumuz için Rabbimizin günahlarımızı bağışlayacağını umarız.
Arabic explanations of the Qur’an:
۞ وَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنۡ أَسۡرِ بِعِبَادِيٓ إِنَّكُم مُّتَّبَعُونَ
Musa’ya, kullarımı geceleyin yola çıkar. Zira siz mutlaka takip edileceksiniz! diye vahyettik.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَرۡسَلَ فِرۡعَوۡنُ فِي ٱلۡمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ
Firavun ise şehirlere toplayıcılar gönderip:
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَشِرۡذِمَةٞ قَلِيلُونَ
Onlar, kuşkusuz, azınlık olan bir topluluktur.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّهُمۡ لَنَا لَغَآئِظُونَ
Onlar bizi kesinlikle öfkelendirmişlerdir
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّا لَجَمِيعٌ حَٰذِرُونَ
Ama biz tedbirli bir toplumuz.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَخۡرَجۡنَٰهُم مِّن جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ
(Allah Teâlâ buyurdu ki): Biz de onları, bahçelerden ve pınarlardan çıkardık.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَكُنُوزٖ وَمَقَامٖ كَرِيمٖ
Hazinelerden ve şerefli makamlardan...
Arabic explanations of the Qur’an:
كَذَٰلِكَۖ وَأَوۡرَثۡنَٰهَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ
İşte, bunlara İsrailoğulları'nı mirasçı kıldık.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَتۡبَعُوهُم مُّشۡرِقِينَ
Güneşin doğuşuyla birlikte onların peşine düştüler.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَلَمَّا تَرَٰٓءَا ٱلۡجَمۡعَانِ قَالَ أَصۡحَٰبُ مُوسَىٰٓ إِنَّا لَمُدۡرَكُونَ
İki topluluk birbirini görünce, Musa’nın arkadaşları: İşte bize yetiştiler, dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ كَلَّآۖ إِنَّ مَعِيَ رَبِّي سَيَهۡدِينِ
Musa: Hayır, asla! dedi. Çünkü, Rabbim benimle beraberdir ve bana yol gösterecektir.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱضۡرِب بِّعَصَاكَ ٱلۡبَحۡرَۖ فَٱنفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرۡقٖ كَٱلطَّوۡدِ ٱلۡعَظِيمِ
İşte o sırada, Musa’ya: Asanı denize vur, diye vahyettik. O, hemen yarıldı ve (on iki yol açıldı) her parçası koca bir dağ gibi oluverdi.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَأَزۡلَفۡنَا ثَمَّ ٱلۡأٓخَرِينَ
Oraya ötekilerini de yaklaştırdık.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَأَنجَيۡنَا مُوسَىٰ وَمَن مَّعَهُۥٓ أَجۡمَعِينَ
Musa’yı ve yanındakilerin tümünü kurtardık.
Arabic explanations of the Qur’an:
ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ
Sonra da, arkalarından gelenleri suda boğduk.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
Şüphesiz bunda bir “ayet/işaret” vardır. Buna rağmen onların çoğu mümin değillerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Elbette Rabbin, çok güçlüdür, çok merhametlidir. @Corrected
Elbette Rabbin, işte O, çok güçlüdür, çok merhametlidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱتۡلُ عَلَيۡهِمۡ نَبَأَ إِبۡرَٰهِيمَ
Onlara İbrahim’in haberini de oku!
Arabic explanations of the Qur’an:
إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَا تَعۡبُدُونَ
Hani, babasına ve halkına: Neye ibadet ediyorsunuz? demişti.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُواْ نَعۡبُدُ أَصۡنَامٗا فَنَظَلُّ لَهَا عَٰكِفِينَ
Onlar da: Putlara ibadet ediyoruz, onlara devamlı (ibadet ederek) hiç ayrılmayız, dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ هَلۡ يَسۡمَعُونَكُمۡ إِذۡ تَدۡعُونَ
Onlara dua ettiğiniz de sizi işitiyorlar mı? dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَوۡ يَنفَعُونَكُمۡ أَوۡ يَضُرُّونَ
Ya da size faydaları veya zararları dokunuyor mu?
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُواْ بَلۡ وَجَدۡنَآ ءَابَآءَنَا كَذَٰلِكَ يَفۡعَلُونَ
Hayır, dediler. Atalarımızı böyle yapıyor bulduk.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ أَفَرَءَيۡتُم مَّا كُنتُمۡ تَعۡبُدُونَ
Şimdi gördünüz mü nelere ibadet ettiğinizi? dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُمُ ٱلۡأَقۡدَمُونَ
Sizin ve önceki atalarınızın…
Arabic explanations of the Qur’an:
فَإِنَّهُمۡ عَدُوّٞ لِّيٓ إِلَّا رَبَّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Alemlerin Rabbi olan (Allah'tan) başka, (ibadet ettiklerininiz) hepsi benim düşmanımdır.
Arabic explanations of the Qur’an:
ٱلَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهۡدِينِ
Beni yaratan ve bana yol gösteren O’dur. @Corrected
Beni yaratan O’dur, bana yol gösteren O’dur.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱلَّذِي هُوَ يُطۡعِمُنِي وَيَسۡقِينِ
Beni yediren ve içiren de O’dur.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِذَا مَرِضۡتُ فَهُوَ يَشۡفِينِ
Hasta olduğumda, bana şifa veren...
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱلَّذِي يُمِيتُنِي ثُمَّ يُحۡيِينِ
Beni öldürecek olan, sonra yeniden beni diriltecek olan O’dur.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱلَّذِيٓ أَطۡمَعُ أَن يَغۡفِرَ لِي خَطِيٓـَٔتِي يَوۡمَ ٱلدِّينِ
Hesap günü günahlarımı bağışlamasını ümit ettiğim de O’dur.
Arabic explanations of the Qur’an:
رَبِّ هَبۡ لِي حُكۡمٗا وَأَلۡحِقۡنِي بِٱلصَّٰلِحِينَ
Rabbim bana hüküm/ilim ver ve beni iyiler arasına kat!
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱجۡعَل لِّي لِسَانَ صِدۡقٖ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
Ve beni, sonrakiler içinde “doğrunun dili/doğrulukla anılan” kıl!
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱجۡعَلۡنِي مِن وَرَثَةِ جَنَّةِ ٱلنَّعِيمِ
Beni Naîm cennetlerinin varislerinden kıl!
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱغۡفِرۡ لِأَبِيٓ إِنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلضَّآلِّينَ
Babamı da bağışla! Çünkü o, sapıklık içinde olanlardandır.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَلَا تُخۡزِنِي يَوۡمَ يُبۡعَثُونَ
İnsanların yeniden diriltilecekleri gün beni rezil etme!
Arabic explanations of the Qur’an:
يَوۡمَ لَا يَنفَعُ مَالٞ وَلَا بَنُونَ
O gün, ne mal fayda verir ve ne de çocuklar...
Arabic explanations of the Qur’an:
إِلَّا مَنۡ أَتَى ٱللَّهَ بِقَلۡبٖ سَلِيمٖ
Ancak kişi Allah’a (şirkten) selim olan bir kalp ile gelmiş ola.!
Arabic explanations of the Qur’an:
وَأُزۡلِفَتِ ٱلۡجَنَّةُ لِلۡمُتَّقِينَ
O gün cennet, takva sahipleri için yaklaştırılmıştır.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَبُرِّزَتِ ٱلۡجَحِيمُ لِلۡغَاوِينَ
Cehennem de kâfirler için ortaya çıkarı verilir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَقِيلَ لَهُمۡ أَيۡنَ مَا كُنتُمۡ تَعۡبُدُونَ
Onlara: Allah’tan başka kendilerine ibadet ettikleriniz hani nerede ?
Arabic explanations of the Qur’an:
مِن دُونِ ٱللَّهِ هَلۡ يَنصُرُونَكُمۡ أَوۡ يَنتَصِرُونَ
Hiç size yardım ediyorlar veya kendilerini kurtarabiliyorlar mı? denilir.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَكُبۡكِبُواْ فِيهَا هُمۡ وَٱلۡغَاوُۥنَ
Ve onlar, kâfirlerle birlikte Cehennem'in içine atılır.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَجُنُودُ إِبۡلِيسَ أَجۡمَعُونَ
Ve İblis’in tüm ordusu da.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُواْ وَهُمۡ فِيهَا يَخۡتَصِمُونَ
Orada, birbirleriyle çekişerek, şöyle derler:
Arabic explanations of the Qur’an:
تَٱللَّهِ إِن كُنَّا لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ
Vallahi biz, açıkça sapıklıktaydık.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِذۡ نُسَوِّيكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Çünkü sizi alemlerin Rabbi ile eşit tutmuştuk.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَآ أَضَلَّنَآ إِلَّا ٱلۡمُجۡرِمُونَ
Bizi hep o günahkârlar saptırdı.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَمَا لَنَا مِن شَٰفِعِينَ
Şimdi, bir şefaatçimiz de yok. @Corrected
Şimdi, bir şefaatçimiz de yok. Sıcak bir dost da yok.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٖ
Sıcak bir dost da yok. @Corrected
Arabic explanations of the Qur’an:
فَلَوۡ أَنَّ لَنَا كَرَّةٗ فَنَكُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Ah keşke bizim için (dünyaya) bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak! @Corrected
Ah keşke bizim için (dünyaya) bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak! İşte bunda bir ibret vardır.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
İşte bunda bir ibret vardır. Buna rağmen onların çoğu mümin değillerdir. @Corrected
Buna rağmen onların çoğu mümin değillerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Elbette Rabbin, çok güçlüdür, çok merhametlidir. @Corrected
Elbette Rabbin, işte O, çok güçlüdür, çok merhametlidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
كَذَّبَتۡ قَوۡمُ نُوحٍ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Nuh’un kavmi de elçileri yalanlamıştı.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ نُوحٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Kardeşleri Nuh, onlara şöyle demişti: “Hiç Allah’tan korkmuyor musunuz?
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ
Ben, sizin için güvenilir bir elçiyim.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Buna karşılık sizden bir ücret de istemiyorum. Benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
Arabic explanations of the Qur’an:
۞ قَالُوٓاْ أَنُؤۡمِنُ لَكَ وَٱتَّبَعَكَ ٱلۡأَرۡذَلُونَ
Sana ayak takımı tabi olmuşken, biz sana inanır mıyız? dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ وَمَا عِلۡمِي بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Onların yaptıkları hakkında bir bilgim yoktur.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنۡ حِسَابُهُمۡ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّيۖ لَوۡ تَشۡعُرُونَ
Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Eğer anlarsanız.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Ben, müminleri kovacak değilim.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنۡ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٞ مُّبِينٞ
Ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُواْ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمَرۡجُومِينَ
Eğer buna son vermezsen ey Nuh! Sen gerçekten taşlanacaklardan olacaksın! dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوۡمِي كَذَّبُونِ
Rabbim! Kavmim beni yalanladı, dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَٱفۡتَحۡ بَيۡنِي وَبَيۡنَهُمۡ فَتۡحٗا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Artık benimle onların arasında sen hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَنجَيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ
Bunun üzerine biz, onu ve yanındakileri o yüklü/dolu gemide kurtuluşa erdirdik.
Arabic explanations of the Qur’an:
ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا بَعۡدُ ٱلۡبَاقِينَ
Sonra geride kalanları da suda boğduk.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
İşte bunda da bir ayet/ibret vardır. Buna rağmen onların çoğu mümin değillerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Şüphesiz Rabbin, çok güçlü, çok merhametli olan O’dur.
Arabic explanations of the Qur’an:
كَذَّبَتۡ عَادٌ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Ad Kavmi de peygamberleri yalanlamıştı.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Kardeşleri Hûd onlara: Hiç Allah’tan korkmuyor musunuz? demişti.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ
Ben sizin için güvenilir bir peygamberim.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Buna karşılık sizden bir ücret de istemiyorum. Benim ücretim ancak Alemlerin Rabbine aittir.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَتَبۡنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ ءَايَةٗ تَعۡبَثُونَ
Siz, her tepeye bir alamet bina edip eğlenir misiniz?
Arabic explanations of the Qur’an:
وَتَتَّخِذُونَ مَصَانِعَ لَعَلَّكُمۡ تَخۡلُدُونَ
Ebedi kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı yapıyorsunuz?
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِذَا بَطَشۡتُم بَطَشۡتُمۡ جَبَّارِينَ
Yakaladığınız zamanda zorbaca tutuyorsunuz.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱتَّقُواْ ٱلَّذِيٓ أَمَدَّكُم بِمَا تَعۡلَمُونَ
Size bildiğiniz şeyleri sunandan korkun!
Arabic explanations of the Qur’an:
أَمَدَّكُم بِأَنۡعَٰمٖ وَبَنِينَ
Size hayvanlar ve çocuklar sundu.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَجَنَّٰتٖ وَعُيُونٍ
Bahçeler ve pınarlar… @Corrected
Bahçeler ve pınarlar sundu.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ
Ben, sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡنَآ أَوَعَظۡتَ أَمۡ لَمۡ تَكُن مِّنَ ٱلۡوَٰعِظِينَ
Onlar da şöyle dediler:Öğüt versen de vermesen de bizim için birdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا خُلُقُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Bu, ancak öncekilerin geleneğidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَا نَحۡنُ بِمُعَذَّبِينَ
Biz, azaba uğrayacak değiliz.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَكَذَّبُوهُ فَأَهۡلَكۡنَٰهُمۡۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
Hûd’u yalanladılar. Biz de onları yok ettik. İşte bunda bir ibret vardır. Buna rağmen onların çoğu mümin değillerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Elbette Rabbin, çok güçlüdür, çok merhametlidir. @Corrected
Elbette Rabbin, işte O, çok güçlüdür, çok merhametlidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
كَذَّبَتۡ ثَمُودُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Semûd Kavmi de peygamberlerini yalanlamıştı.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ صَٰلِحٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Kardeşleri Salih, onlara: Hiç Allah’tan sakınmıyor musunuz? demişti.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ
Ben, sizin için güvenilir bir elçiyim.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Allah’tan sakının ve bana itaat edin.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Bu işe karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَتُتۡرَكُونَ فِي مَا هَٰهُنَآ ءَامِنِينَ
Siz, burada (dünyada) güven içinde mi bırakılacaksınız?
Arabic explanations of the Qur’an:
فِي جَنَّٰتٖ وَعُيُونٖ
Bahçelerde, pınarlarda...
Arabic explanations of the Qur’an:
وَزُرُوعٖ وَنَخۡلٖ طَلۡعُهَا هَضِيمٞ
Ekinler ve yumuşak tomurcuklu hurmalıklar içinde…
Arabic explanations of the Qur’an:
وَتَنۡحِتُونَ مِنَ ٱلۡجِبَالِ بُيُوتٗا فَٰرِهِينَ
Dağları oyup, ustalıkla evler yapıyorsunuz.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Artık, Allah’tan korkun ve bana itaat edin.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَلَا تُطِيعُوٓاْ أَمۡرَ ٱلۡمُسۡرِفِينَ
Aşırı olanların emrine uymayın!
Arabic explanations of the Qur’an:
ٱلَّذِينَ يُفۡسِدُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ وَلَا يُصۡلِحُونَ
Onlar yeryüzünde bozgunculuk yapıyorlar, ıslah etmiyorlar.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُوٓاْ إِنَّمَآ أَنتَ مِنَ ٱلۡمُسَحَّرِينَ
Sen, ancak büyülenmiş birisin, dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
مَآ أَنتَ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُنَا فَأۡتِ بِـَٔايَةٍ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ
Sen de sadece bizim gibi bir insansın. Eğer, sözlerin doğruysa bize bir ayet/ mucize getir bakalım.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ هَٰذِهِۦ نَاقَةٞ لَّهَا شِرۡبٞ وَلَكُمۡ شِرۡبُ يَوۡمٖ مَّعۡلُومٖ
İşte şu, bir devedir. Su içme hakkı (belli bir gün) onundur, belli bir gün sizindir, dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَلَا تَمَسُّوهَا بِسُوٓءٖ فَيَأۡخُذَكُمۡ عَذَابُ يَوۡمٍ عَظِيمٖ
Sakın ona bir kötülük etmeyin; yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalar.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَعَقَرُوهَا فَأَصۡبَحُواْ نَٰدِمِينَ
Buna rağmen kestiler sonra da pişman oldular.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَخَذَهُمُ ٱلۡعَذَابُۚ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
Çünkü onları azap yakaladı. Bu olayda gerçekten bir ibret vardır. Buna rağmen onların çoğu mümin değillerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Elbette Rabbin, çok güçlüdür, çok merhametlidir. @Corrected
Elbette Rabbin, işte O, çok güçlüdür, çok merhametlidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
كَذَّبَتۡ قَوۡمُ لُوطٍ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Lut’un kavmi de elçileri yalanlamıştı.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ لُوطٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Kardeşleri Lut onlara: Hiç Allah’tan sakınmıyor musunuz? demişti.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ
Ben, sizin için güvenilir bir Rasûlüm.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Allah’tan sakının ve bana itaat edin.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Bu işime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak Alemlerin Rabbi’ne aittir.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَتَأۡتُونَ ٱلذُّكۡرَانَ مِنَ ٱلۡعَٰلَمِينَ
İnsanların içinde erkeklere mi yanaşıyorsunuz?
Arabic explanations of the Qur’an:
وَتَذَرُونَ مَا خَلَقَ لَكُمۡ رَبُّكُم مِّنۡ أَزۡوَٰجِكُمۚ بَلۡ أَنتُمۡ قَوۡمٌ عَادُونَ
Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bırakıp da.. Gerçekten siz, haddi aşan bir topluluksunuz.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُواْ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ يَٰلُوطُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمُخۡرَجِينَ
Ey Lut! Eğer son vermezsen, elbette sürülüp çıkarılanlardan olacaksın, dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ إِنِّي لِعَمَلِكُم مِّنَ ٱلۡقَالِينَ
Ben sizin yaptıklarınızdan buğzedenlerdenim dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
رَبِّ نَجِّنِي وَأَهۡلِي مِمَّا يَعۡمَلُونَ
Rabbim! Beni ve ailemi onların yaptıklarından kurtar.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَنَجَّيۡنَٰهُ وَأَهۡلَهُۥٓ أَجۡمَعِينَ
Onu ve tüm ailesini kurtardık.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِلَّا عَجُوزٗا فِي ٱلۡغَٰبِرِينَ
Sadece geride kalanlar içindeki (hanımı olan) bir kocakarı hariç.
Arabic explanations of the Qur’an:
ثُمَّ دَمَّرۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ
Sonra, diğerlerini yerle bir ettik.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِم مَّطَرٗاۖ فَسَآءَ مَطَرُ ٱلۡمُنذَرِينَ
Üzerlerine şiddetli bir yağmur yağdırdık. Uyarılanların yağmuru ne kötüdür.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
İşte bunda da bir ayet/ibret vardır. Buna rağmen onların çoğu mümin değillerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Elbette Rabbin, çok güçlüdür, çok merhametlidir. @Corrected
Elbette Rabbin, işte O, çok güçlüdür, çok merhametlidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
كَذَّبَ أَصۡحَٰبُ لۡـَٔيۡكَةِ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Eyke halkı da peygamberleri (Şuayb'ı) yalanlamıştı.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِذۡ قَالَ لَهُمۡ شُعَيۡبٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Şuayb onlara: Hiç Allah’tan sakınmıyor musunuz? demişti.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ
Ben, sizin için güvenilir bir Rasûlüm.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
Allah’tan sakının ve bana itaat edin.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Bu işime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir.
Arabic explanations of the Qur’an:
۞ أَوۡفُواْ ٱلۡكَيۡلَ وَلَا تَكُونُواْ مِنَ ٱلۡمُخۡسِرِينَ
Ölçüyü tam tutun. Eksik tartanlardan olmayın.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَزِنُواْ بِٱلۡقِسۡطَاسِ ٱلۡمُسۡتَقِيمِ
Dosdoğru terazi ile tartın.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَلَا تَبۡخَسُواْ ٱلنَّاسَ أَشۡيَآءَهُمۡ وَلَا تَعۡثَوۡاْ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُفۡسِدِينَ
İnsanların eşyalarını değerinden düşürmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱتَّقُواْ ٱلَّذِي خَلَقَكُمۡ وَٱلۡجِبِلَّةَ ٱلۡأَوَّلِينَ
Sizi ve daha önceki nesilleri yaratandan sakının
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالُوٓاْ إِنَّمَآ أَنتَ مِنَ ٱلۡمُسَحَّرِينَ
Sen, ancak büyülenmiş bir adamsın, dediler.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَآ أَنتَ إِلَّا بَشَرٞ مِّثۡلُنَا وَإِن نَّظُنُّكَ لَمِنَ ٱلۡكَٰذِبِينَ
Sen, sadece bizim gibi bir insansın. Gerçekten senin yalancı olduğunu sanıyoruz.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَأَسۡقِطۡ عَلَيۡنَا كِسَفٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ
Eğer, doğru söylüyorsan haydi üzerimize gökten bir parça düşürüver.
Arabic explanations of the Qur’an:
قَالَ رَبِّيٓ أَعۡلَمُ بِمَا تَعۡمَلُونَ
Sizin yaptıklarınızı Rabbim çok iyi biliyor, dedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَكَذَّبُوهُ فَأَخَذَهُمۡ عَذَابُ يَوۡمِ ٱلظُّلَّةِۚ إِنَّهُۥ كَانَ عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٍ
Onu yalanlamışlardı da, onları (azapla dolu) gölgeli bir günün azabı yakalamıştı. O, büyük günün azabı idi.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
İşte bu olayda da bir ayet/ ibret vardır. Buna rağmen onların çoğu mümin değillerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
Elbette Rabbin, çok güçlüdür, çok merhametlidir. @Corrected
Elbette Rabbin, işte O, çok güçlüdür, çok merhametlidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّهُۥ لَتَنزِيلُ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Şüphesiz bu (Kur'an), alemlerin Rabbinin indirmesidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
نَزَلَ بِهِ ٱلرُّوحُ ٱلۡأَمِينُ
O'nu Ruhu'l-Emîn/Cebrail indirdi.
Arabic explanations of the Qur’an:
عَلَىٰ قَلۡبِكَ لِتَكُونَ مِنَ ٱلۡمُنذِرِينَ
Uyarıcılardan olman için senin kalbine.
Arabic explanations of the Qur’an:
بِلِسَانٍ عَرَبِيّٖ مُّبِينٖ
Apaçık Arapça ile…
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِنَّهُۥ لَفِي زُبُرِ ٱلۡأَوَّلِينَ
O, önceki kitaplarda da (vardır).
Arabic explanations of the Qur’an:
أَوَلَمۡ يَكُن لَّهُمۡ ءَايَةً أَن يَعۡلَمَهُۥ عُلَمَٰٓؤُاْ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ
İsrailoğulları’nın bilginlerinin onu bilmeleri, onlar için bir ayet/delil değil midir?
Arabic explanations of the Qur’an:
وَلَوۡ نَزَّلۡنَٰهُ عَلَىٰ بَعۡضِ ٱلۡأَعۡجَمِينَ
Eğer onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَقَرَأَهُۥ عَلَيۡهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ مُؤۡمِنِينَ
O da onlara (Kur'an'ı Arapça) okusaydı, yine de ona inanmazlardı.
Arabic explanations of the Qur’an:
كَذَٰلِكَ سَلَكۡنَٰهُ فِي قُلُوبِ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
İşte böylece onu suçluların kalbine sokarız da…
Arabic explanations of the Qur’an:
لَا يُؤۡمِنُونَ بِهِۦ حَتَّىٰ يَرَوُاْ ٱلۡعَذَابَ ٱلۡأَلِيمَ
Acıklı azabı görünceye kadar yine de ona iman etmezler.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَيَأۡتِيَهُم بَغۡتَةٗ وَهُمۡ لَا يَشۡعُرُونَ
O azap, onlara farkında olmadıkları bir anda ansızın gelir.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَيَقُولُواْ هَلۡ نَحۡنُ مُنظَرُونَ
İşte o zaman: Acaba bize biraz daha süre tanınır mı? derler.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَفَبِعَذَابِنَا يَسۡتَعۡجِلُونَ
Oysa onlar, bir an önce azabımız için acele etmiyorlar mıydı?
Arabic explanations of the Qur’an:
أَفَرَءَيۡتَ إِن مَّتَّعۡنَٰهُمۡ سِنِينَ
Gördün mü onları senelerce nimetlendirsek,
Arabic explanations of the Qur’an:
ثُمَّ جَآءَهُم مَّا كَانُواْ يُوعَدُونَ
Sonra da onlara vaat edilen azap gelse.
Arabic explanations of the Qur’an:
مَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يُمَتَّعُونَ
İçinde bulundukları nimetler onlara hiç yarar sağlamayacaktır.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَآ أَهۡلَكۡنَا مِن قَرۡيَةٍ إِلَّا لَهَا مُنذِرُونَ
Biz, hiçbir memleketi uyarıcılar göndermedikçe helâk etmedik.
Arabic explanations of the Qur’an:
ذِكۡرَىٰ وَمَا كُنَّا ظَٰلِمِينَ
Bu, bir hatırlatmadır. Biz zalimler değiliz.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَا تَنَزَّلَتۡ بِهِ ٱلشَّيَٰطِينُ
Kur’an’ı şeytanlar indirmedi.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَا يَنۢبَغِي لَهُمۡ وَمَا يَسۡتَطِيعُونَ
Bu onlara düşmez, buna güçleri de yetmez.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّهُمۡ عَنِ ٱلسَّمۡعِ لَمَعۡزُولُونَ
Çünkü onlar, vahyi dinlemekten uzak tutulmuşlardır.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَلَا تَدۡعُ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَتَكُونَ مِنَ ٱلۡمُعَذَّبِينَ
Allah ile beraber başka bir ilaha dua etme, yoksa azap görenlerden olursun.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَأَنذِرۡ عَشِيرَتَكَ ٱلۡأَقۡرَبِينَ
En yakın akrabalarını uyar.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱخۡفِضۡ جَنَاحَكَ لِمَنِ ٱتَّبَعَكَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Sana tabi olan müminlere (merhamet) kanadını indir.
Arabic explanations of the Qur’an:
فَإِنۡ عَصَوۡكَ فَقُلۡ إِنِّي بَرِيٓءٞ مِّمَّا تَعۡمَلُونَ
Eğer sana isyan ederlerse, ben sizin yaptıklarınızdan uzağım, de.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَتَوَكَّلۡ عَلَى ٱلۡعَزِيزِ ٱلرَّحِيمِ
Çok güçlü, çok merhametli olan Allah’a tevekkül et.
Arabic explanations of the Qur’an:
ٱلَّذِي يَرَىٰكَ حِينَ تَقُومُ
218-219 O, seni (namaza) kalktığın zaman da; secde edenler arasında (onlarla birlikte rukü, secde… ile) hareket etmeni de görür. @Corrected
O, seni (namaza) kalktığın zaman da; secde edenler arasında (onlarla birlikte rukü, secde… ile) hareket etmeni de görür.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَتَقَلُّبَكَ فِي ٱلسَّٰجِدِينَ
218-219 O, seni (namaza) kalktığın zaman da; secde edenler arasında (onlarla birlikte rukü, secde… ile) hareket etmeni de görür. @Corrected
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡعَلِيمُ
Çünkü o her şeyi işitendir, bilendir.
Arabic explanations of the Qur’an:
هَلۡ أُنَبِّئُكُمۡ عَلَىٰ مَن تَنَزَّلُ ٱلشَّيَٰطِينُ
Şeytanların kime indiğini size haber vereyim mi?
Arabic explanations of the Qur’an:
تَنَزَّلُ عَلَىٰ كُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٖ
Onlar, her yalancıya, günahkâra inerler.
Arabic explanations of the Qur’an:
يُلۡقُونَ ٱلسَّمۡعَ وَأَكۡثَرُهُمۡ كَٰذِبُونَ
Onlar (şeytanlara) kulak verirler, çoğu zaten yalancıdır.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَٱلشُّعَرَآءُ يَتَّبِعُهُمُ ٱلۡغَاوُۥنَ
Şairlere gelince, onlara da azgınlar uyar.
Arabic explanations of the Qur’an:
أَلَمۡ تَرَ أَنَّهُمۡ فِي كُلِّ وَادٖ يَهِيمُونَ
Bilmez misin ki onlar her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَأَنَّهُمۡ يَقُولُونَ مَا لَا يَفۡعَلُونَ
Ve yapmadıkları şeyleri söylerler.
Arabic explanations of the Qur’an:
إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَذَكَرُواْ ٱللَّهَ كَثِيرٗا وَٱنتَصَرُواْ مِنۢ بَعۡدِ مَا ظُلِمُواْۗ وَسَيَعۡلَمُ ٱلَّذِينَ ظَلَمُوٓاْ أَيَّ مُنقَلَبٖ يَنقَلِبُونَ
İman eden, salih ameller yapan ve çokça Allah’a zikreden, zulme uğradıkları zaman (şiirleri ile) savunan (şairler) hariç. Zalimler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.
Arabic explanations of the Qur’an:
 
Translation of the meanings Surah: Ash-Shu‘arā’
Surahs’ Index Page Number
 
Translation of the Meanings of the Noble Qur'an - Turkish translation - Shaaban Britsh - Translations’ Index

Translation of the Quran meanings into Turkish by Shaaban Britsh. Notice: Some referred translated verses corrected by Rowwad Translation Center. The original translation is available for suggestions, continuous evaluation and development.

close