Check out the new design

Übersetzung der Bedeutungen von dem heiligen Quran - Die türkische Übersetzung von Al-Mukhtasar - Eine Kurzfassung der Bedeutungen des edlen Qurans * - Übersetzungen


Übersetzung der Bedeutungen Surah / Kapitel: Ṣād   Vers:

Sûratu's-Sâd

Die Ziele der Surah:
ذكر المخاصمة بالباطل وعاقبتها.
Batıl ile tartışıp, mücadele etmek ve bu mücadelenin akıbeti.

صٓۚ وَٱلۡقُرۡءَانِ ذِي ٱلذِّكۡرِ
(Sâd), Bakara suresinin başında buna benzer huruf-u mukatta harfleri ile ilgili açıklama geçmektedir. Dünya ve ahiretlerinde insanlara faydalı olacak öğütlerle dolu Kur'an'a yemin etmiştir. Müşriklerin zannettiği gibi Allah ile beraber ortakların varlığı söz konusu değildir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي عِزَّةٖ وَشِقَاقٖ
Fakat müşrikler, Allah'ın tevhidine karşı kibir ve bir gurur içerisindedirler. Aynı zamanda Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e karşı da muhalefet ve düşmanlık içerisindedirler.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
كَمۡ أَهۡلَكۡنَا مِن قَبۡلِهِم مِّن قَرۡنٖ فَنَادَواْ وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٖ
Biz onlardan önce resullerimizi yalanlayan nice nesilleri helak ettik. Başlarına azap indiği zaman feryat ettiler. Hâlbuki artık onlar için azaptan kurtulma zamanı değildi ki, feryatları kendilerine gelen azaba karşı faydalı olabilsin.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَعَجِبُوٓاْ أَن جَآءَهُم مُّنذِرٞ مِّنۡهُمۡۖ وَقَالَ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا سَٰحِرٞ كَذَّابٌ
Kâfirler, küfürlerinde devam ettikleri müddetçe kendilerini Allah'ın azabı ile korkutan bir resulün gelmesine şaşırdılar. Kâfirler, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in getirdiklerinin doğruluğunu gösteren delilleri gördükleri zaman; "Bu insanları büyüleyen bir büyücü ve Allah'ın kendisine vahyettiği resullerden olduğunu iddia eden bir yalancıdır." dediler.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
أَجَعَلَ ٱلۡأٓلِهَةَ إِلَٰهٗا وَٰحِدًاۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٌ عُجَابٞ
Bu adam pek çok olan ilahları kendisinden başka ilah olmayan tek bir ilah mı yaptı? Şüphesiz bu yaptığı son derece şaşılır bir durumdur.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَٱنطَلَقَ ٱلۡمَلَأُ مِنۡهُمۡ أَنِ ٱمۡشُواْ وَٱصۡبِرُواْ عَلَىٰٓ ءَالِهَتِكُمۡۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٞ يُرَادُ
Onlardan ileri gelenler ve büyükleri kendilerine tabi olanlara: "Olduğunuz hal üzere devam edin. Muhammed'in dinine girmeyin. İlahlarınıza ibadet hususunda kararlılık gösterin. Şüphesiz Muhammed'in sizi bir tek ilaha ibadet etme daveti bize üstün gelmek ve ona tabi olmamız için önceden dikkatle hesaplanmış bir şeydir." diyerek harekete geçtiler.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
مَا سَمِعۡنَا بِهَٰذَا فِي ٱلۡمِلَّةِ ٱلۡأٓخِرَةِ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا ٱخۡتِلَٰقٌ
Muhammed'in bizi davet ettiği Allah'ın tevhidini, ne atalarımızın üzerinde olduğu yolda bulduk, ne de İsa -aleyhisselam-'ın dininde olduğunu işittik. Kendisinden duyduğumuz bu din, ancak uydurulmuş yalan ve iftiradan ibarettir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
أَءُنزِلَ عَلَيۡهِ ٱلذِّكۡرُ مِنۢ بَيۡنِنَاۚ بَلۡ هُمۡ فِي شَكّٖ مِّن ذِكۡرِيۚ بَل لَّمَّا يَذُوقُواْ عَذَابِ
"Biz, bu kadar eşraf ve ileri gelen büyükler dururken, aramızdan özellikle ona Kur'an'ın inmesi doğru mudur?" dediler. Bilakis bu müşrikler, sana inen vahiy hakkında şüphe içindedirler. Çünkü onlar, henüz Allah'ın azabını tatmadılar. Azap için mühlet vermesine aldandılar. Eğer o azabı tatmış olsalardı; küfre, Allah'a şirk koşmaya ve sana vahyedilene şüphe ile bakmaya kalkışmazlardı.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
أَمۡ عِندَهُمۡ خَزَآئِنُ رَحۡمَةِ رَبِّكَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡوَهَّابِ
Kendisine hiçbir şeyin galip gelemeyeceği Azîz olan, dilediğini dilediğine veren Rabbinin lütuf hazineleri bu yalancı müşriklerin yayında mıdır? Peygamberlik de O'nun lütfunun hazinelerindendir. Onu da istediğine verir. Peygamberlik, dilediklerine bahşedip dilediklerinden de men edecekleri kendilerine ait bir şey değildir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
أَمۡ لَهُم مُّلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَاۖ فَلۡيَرۡتَقُواْ فِي ٱلۡأَسۡبَٰبِ
Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların mülkü onların elinde midir ki vermede ve mani olmada hak sahibi olsunlar? Eğer bunu iddia ediyorlarsa, verme ve mani olmada istedikleri gibi hükmetmeleri için göklere ulaştıran sebeplere sarılsınlar. Bunu yapmaya asla güç yetiremezler.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
جُندٞ مَّا هُنَالِكَ مَهۡزُومٞ مِّنَ ٱلۡأَحۡزَابِ
Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yalanlayanlar, kendilerinden önceki resulleri yalanlayanların orduları gibi bozguna uğrayacaklardır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ وَعَادٞ وَفِرۡعَوۡنُ ذُو ٱلۡأَوۡتَادِ
Bu yalanlayanlar ilk yalanlayanlar değildir. Çünkü onlardan önce Nuh kavmi, Ad kavmi ve kazıkları olup insanları onlarla azaplandıran Firavun da yalanlamıştı.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَثَمُودُ وَقَوۡمُ لُوطٖ وَأَصۡحَٰبُ لۡـَٔيۡكَةِۚ أُوْلَٰٓئِكَ ٱلۡأَحۡزَابُ
Semûd, Lût kavmi, Şuayb kavmi de yalanladılar. İşte onlar da peygamberlerini yalanlamak ve getirdiklerine küfretmek için birleşen topluluklardı.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِن كُلٌّ إِلَّا كَذَّبَ ٱلرُّسُلَ فَحَقَّ عِقَابِ
O topluluklardan her biri gönderilen resulleri mutlaka yalanlamışlardır. Böylece Allah'ın azabı bir zamana kadar gecikmesine rağmen hak ettikleri o ceza yine başlarına geldi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَمَا يَنظُرُ هَٰٓؤُلَآءِ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ مَّا لَهَا مِن فَوَاقٖ
Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yalanlayanlar geri dönüşü olmayan Sûr'a ikinci kez üfürülmesinden başkasını beklemiyorlar. Eğer onu yalanlamaları üzerine ölür iseler onlar için azap vuku bulacaktır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَقَالُواْ رَبَّنَا عَجِّل لَّنَا قِطَّنَا قَبۡلَ يَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ
Alay ederek: "Ey Rabbimiz! Kıyamet gününden önce dünya hayatında azaptan olan nasibimizi bize çabucak ver." derler.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• أقسم الله عز وجل بالقرآن العظيم، فالواجب تَلقِّيه بالإيمان والتصديق، والإقبال على استخراج معانيه.
Allah -azze ve celle- Kur'an-ı Azim'e yemin etmiştir. Kur'an'ı iman ve tasdik ederek kabul etmek, manasını çıkarmak için ona yönelmek farzdır.

• غلبة المقاييس المادية في أذهان المشركين برغبتهم في نزول الوحي على السادة والكبراء.
Müşriklerin zihinlerindeki maddi kıstas ağır bastığı için, vahyin efendilerine ve büyüklerine gelmesini arzulamışlardır.

• سبب إعراض الكفار عن الإيمان: التكبر والتجبر والاستعلاء عن اتباع الحق.
Kâfirlerin iman etmekten uzaklaşıp yüz çevirmelerinin sebebi; kibir, güç gösterisinde bulunmak ve hakka tabi olmaktan kendilerini üstün görmeleridir.

ٱصۡبِرۡ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَٱذۡكُرۡ عَبۡدَنَا دَاوُۥدَ ذَا ٱلۡأَيۡدِۖ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٌ
Ey Resul! Bu yalanlayanların razı olmadığın şeyler söylemelerine karşı sabret. Düşmanlarına karşı mücadele eden ve Allah'a itaatte sabırlı olan kuvvetli kulumuz Dâvûd'u hatırla. Şüphesiz o, Allah'a çokça tövbe ederek dönen ve O'nu razı eden amelleri işleyen bir kimseydi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِنَّا سَخَّرۡنَا ٱلۡجِبَالَ مَعَهُۥ يُسَبِّحۡنَ بِٱلۡعَشِيِّ وَٱلۡإِشۡرَاقِ
Doğrusu biz dağları boyun eğdirdik. Günün başında ve günün sonunda Dâvûd'un tespihi ile birlikte tespih ederlerdi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَٱلطَّيۡرَ مَحۡشُورَةٗۖ كُلّٞ لَّهُۥٓ أَوَّابٞ
Havada toplu olarak hareket eden kuşları onun emri altına verdik. Hepsi itaat ederek ona uyup tespih ederlerdi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَشَدَدۡنَا مُلۡكَهُۥ وَءَاتَيۡنَٰهُ ٱلۡحِكۡمَةَ وَفَصۡلَ ٱلۡخِطَابِ
Heybet, güç, düşmanlarına karşı sabırlı olmayı ona bahşederek mülkünü güçlendirdik. Ona peygamberliği, işlerinde isabetli olmayı verdik. Ve yine ona hüküm vermede ve sözlü hitaplarında maksadını eksiksiz açıklama ve ifade etme yeteneğini verdik.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
۞ وَهَلۡ أَتَىٰكَ نَبَؤُاْ ٱلۡخَصۡمِ إِذۡ تَسَوَّرُواْ ٱلۡمِحۡرَابَ
Ey Resul! İki davacının haberi sana ulaştı mı? Mabedin duvarını aşıp Dâvûd -aleyhisselam-'in ibadet ettiği yere girmişlerdi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِذۡ دَخَلُواْ عَلَىٰ دَاوُۥدَ فَفَزِعَ مِنۡهُمۡۖ قَالُواْ لَا تَخَفۡۖ خَصۡمَانِ بَغَىٰ بَعۡضُنَا عَلَىٰ بَعۡضٖ فَٱحۡكُم بَيۡنَنَا بِٱلۡحَقِّ وَلَا تُشۡطِطۡ وَٱهۡدِنَآ إِلَىٰ سَوَآءِ ٱلصِّرَٰطِ
İki davacı Dâvûd'un yanına aniden girdiler. Onların bu alışılmamış şekilde ansızın girmesinden korktu. İkisi onun kendilerinden korktuğunu anlayınca: "Korkma! Biz, biri diğerine zulmetmiş iki davacıyız. Aramızda adaletle hükmet ve aramızda hükmettiğinde de haksızlık etme ve bize doğru yolu göster." dediler.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِنَّ هَٰذَآ أَخِي لَهُۥ تِسۡعٞ وَتِسۡعُونَ نَعۡجَةٗ وَلِيَ نَعۡجَةٞ وَٰحِدَةٞ فَقَالَ أَكۡفِلۡنِيهَا وَعَزَّنِي فِي ٱلۡخِطَابِ
O iki hasım olan davacılardan biri Dâvûd -aleyhisselam-'a şöyle dedi: "Doğrusu bu adam benim kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu, benim ise tek bir koyunum var. Böyle iken benim o tek koyunu da kendisine vermemi istedi ve tartışmada beni yendi."
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالَ لَقَدۡ ظَلَمَكَ بِسُؤَالِ نَعۡجَتِكَ إِلَىٰ نِعَاجِهِۦۖ وَإِنَّ كَثِيرٗا مِّنَ ٱلۡخُلَطَآءِ لَيَبۡغِي بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٍ إِلَّا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَقَلِيلٞ مَّا هُمۡۗ وَظَنَّ دَاوُۥدُ أَنَّمَا فَتَنَّٰهُ فَٱسۡتَغۡفَرَ رَبَّهُۥ وَخَرَّۤ رَاكِعٗاۤ وَأَنَابَ۩
Dâvûd, ikisinin arasında hükmetti ve davacıya yönelerek şöyle dedi: "Ant olsun, kardeşin senin koyununu kendi koyunları arasına katmak istemekle sana zulmetmiştir. Doğrusu ortakların çoğu insafsızca haksızlık ederek birbirlerinin mallarını alırlar. Ancak iman edip salih amel işleyen Müminler bundan müstesnadır. Onlar ortaklarına insaflı davranırlar ve onlara zulmetmezler. Bu vasıflara sahip olanlar pek azdır. Dâvûd -aleyhisselam- bu dava sebebiyle bizim kendisini imtihan ettiğimizden emin oldu. Rabbinden mağfiret diledi, Yüce Allah'a yakınlaşmak için secdeye kapandı ve Allah'a tövbe etti."
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
فَغَفَرۡنَا لَهُۥ ذَٰلِكَۖ وَإِنَّ لَهُۥ عِندَنَا لَزُلۡفَىٰ وَحُسۡنَ مَـَٔابٖ
Biz de ona icabet ettik ve onu bağışladık. Şüphesiz o katımızda yakın olan kullarımızdandır. Onun ahirette dönüp geleceği güzel bir yeri vardır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
يَٰدَاوُۥدُ إِنَّا جَعَلۡنَٰكَ خَلِيفَةٗ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَٱحۡكُم بَيۡنَ ٱلنَّاسِ بِٱلۡحَقِّ وَلَا تَتَّبِعِ ٱلۡهَوَىٰ فَيُضِلَّكَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَضِلُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ لَهُمۡ عَذَابٞ شَدِيدُۢ بِمَا نَسُواْ يَوۡمَ ٱلۡحِسَابِ
Ey Dâvûd! Biz, seni yeryüzünde dini ve dünyevi hükümleri adaletle uygulaman için bir halife kıldık. İnsanlar arasında adaletle hüküm ver. İnsanlar arasında hüküm verdiğin zaman hevâ ve hevese de uyma. Yoksa hasımlardan biri akraban, arkadaşın ya da düşmanın diye ona meyledersin. Aksi halde hevâ ve heves seni Allah'ın doğru yolundan saptırır. Şüphesiz Allah'ın doğru yolundan sapanlar için hesap gününü unutmalarına karşılık şiddetli bir azap vardır. Şayet Allah'ı hatırlayıp O'ndan korksalardı hevâ ve heveslerine meyletmezlerdi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• بيان فضائل نبي الله داود وما اختصه الله به من الآيات.
Dâvûd -aleyhisselam-'ın fazileti ve Yüce Allah'ın ona özel olarak vermiş olduğu mucizeler beyan edilmiştir.

• الأنبياء - صلوات الله وسلامه عليهم - معصومون من الخطأ فيما يبلغون عن الله تعالى؛ لأن مقصود الرسالة لا يحصل إلا بذلك، ولكن قد يجري منهم بعض مقتضيات الطبيعة بنسيان أو غفلة عن حكم، ولكن الله يتداركهم ويبادرهم بلطفه.
Peygamberler -salavatullahi ve selamuhu aleyhim-, Allah Teâlâ'dan tebliğ ettikleri hususlarda hatadan masumdurlar. Çünkü risaletin maksadı ancak böyle gerçekleşir. Fakat bazen fıtrat gereği unutma ve hüküm ile ilgili dikkatsizlik onlardan sadır olabilir. Lakin Allah, onları lütfuyle (yanlıştan) bir an önce döndürür ve doğruyu gösterir.

• استدل بعض العلماء بقوله تعالى: ﴿ وَإِنَّ كَثِيرًا مِّنَ اْلْخُلَطَآءِ لَيَبْغِي بَعْضُهُمْ عَلَى بَعْضٍ ﴾ على مشروعية الشركة بين اثنين وأكثر.
Bazı âlimler, Allah Teâlâ'nın; "Zaten ortakların çoğu, birbirlerinin hakkına tecavüz eder." Sad: 24. ayetini iki ya da daha fazla ortak arasında şirket kurmanın meşru olduğuna delil getirmişlerdir.

• ينبغي التزام الأدب في الدخول على أهل الفضل والمكانة.
Makam ve fazilet sahibi kimselerin yanına girerken edep kurallarına uymak uygun olan bir davranıştır.

وَمَا خَلَقۡنَا ٱلسَّمَآءَ وَٱلۡأَرۡضَ وَمَا بَيۡنَهُمَا بَٰطِلٗاۚ ذَٰلِكَ ظَنُّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْۚ فَوَيۡلٞ لِّلَّذِينَ كَفَرُواْ مِنَ ٱلنَّارِ
Biz gökleri ve yeri boş yere yaratmadık. Bu, kâfirlerin zannıdır. Eğer onlar küfür ve Allah hakkında bulunmuş oldukları suizan üzere ölürlerse, bu zanlarından dolayı kıyamet günü vay o kâfirlerin cehennem azabındaki haline!
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
أَمۡ نَجۡعَلُ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ كَٱلۡمُفۡسِدِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِ أَمۡ نَجۡعَلُ ٱلۡمُتَّقِينَ كَٱلۡفُجَّارِ
Yüce Allah'a iman edenleri, resulüne tabi olanları ve salih amel işleyenleri asla yeryüzünde küfür ve günah işleyerek bozgunculuk yapanlar ile bir tutmayız. Aynı şekilde Rablerinin emirlerine itaat eden ve yasaklarından sakınan muttakileri, kâfirler ve günahlara batmış münafıklar ile bir tutmayız. Onları bir tutmak zulümdür. Bu da Allah -Subhanehu ve Teâlâ-'ya yakışmaz. Şüphesiz Yüce Allah, takva sahibi Mümin kullarını cennete girmekle mükâfatlandıracak ve bedbaht kâfirleri ise cehenneme girmek ile cezalandıracaktır. Çünkü bu iki grup Allah katında eşit değillerdir ve O'nun katında karşılıkları da eşit değildir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
كِتَٰبٌ أَنزَلۡنَٰهُ إِلَيۡكَ مُبَٰرَكٞ لِّيَدَّبَّرُوٓاْ ءَايَٰتِهِۦ وَلِيَتَذَكَّرَ أُوْلُواْ ٱلۡأَلۡبَٰبِ
Şüphesiz sana indirdiğimiz bu Kur'an, içinde hayır ve faydanın çok olduğu bir kitaptır. İnsanlar ayetleri düşünüp taşınsınlar, manalarını tefekkür etsinler ve akıl sahipleri ondan öğüt alsınlar diye indirdik.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَوَهَبۡنَا لِدَاوُۥدَ سُلَيۡمَٰنَۚ نِعۡمَ ٱلۡعَبۡدُ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٌ
Kendi katınızdan bir nimet ve göz aydınlığı olarak Dâvûd'a oğlu Süleyman'ı bahşettik. Süleyman ne güzel bir kuldu. Şüphesiz o, Allah'a çok tövbe eden, daima Allah'a yönelen ve rûcü eden biriydi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِذۡ عُرِضَ عَلَيۡهِ بِٱلۡعَشِيِّ ٱلصَّٰفِنَٰتُ ٱلۡجِيَادُ
İkindi vaktinde kendisine, üç ayağının üzerine durup bir ayağını tırnağı üzerine diken çalımlı ve safkan koşu atları sunulmuştu. Bu safkan atların güneş batana kadar sunulmaya devam ettiğini hatırla.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
فَقَالَ إِنِّيٓ أَحۡبَبۡتُ حُبَّ ٱلۡخَيۡرِ عَن ذِكۡرِ رَبِّي حَتَّىٰ تَوَارَتۡ بِٱلۡحِجَابِ
Süleyman: "Gerçekten ben mal sevgisine kapıldım ve sevdiğim mallardan biri de bu atlardı. Bunların sebebiyle Rabbimi zikretmekten ve güneş batıncaya kadar da ikindi namazını kılmaktan geri kaldım." dedi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
رُدُّوهَا عَلَيَّۖ فَطَفِقَ مَسۡحَۢا بِٱلسُّوقِ وَٱلۡأَعۡنَاقِ
"Bu atları bana tekrar geri getirin." dedi. Sonra kendisine geri getirilince onların bacaklarını ve boyunlarını kılıçla vurmaya başladı.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَلَقَدۡ فَتَنَّا سُلَيۡمَٰنَ وَأَلۡقَيۡنَا عَلَىٰ كُرۡسِيِّهِۦ جَسَدٗا ثُمَّ أَنَابَ
Andolsun biz, Süleyman'ı bir imtihana tabi tuttuk ve hâkimiyet tahtının üzerine insan kılığına girmiş bir Şeytan oturttuk ve bu Şeytan, Süleyman'ın yerine kısa bir zaman tasarrufta bulundu. Sonra Yüce Allah, Süleyman'a tekrar hâkimiyeti ve Şeytanların üzerine olan otoritesini geri verdi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالَ رَبِّ ٱغۡفِرۡ لِي وَهَبۡ لِي مُلۡكٗا لَّا يَنۢبَغِي لِأَحَدٖ مِّنۢ بَعۡدِيٓۖ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡوَهَّابُ
Süleyman: "Ey Rabbim! Benim günahlarımı bağışla ve sadece bana has ve benden sonra insanlardan hiçbir kimseye nasip olmayacak bir hükümranlık ver. Ey Rabbim! Şüphesiz sen, bol bol bağışta bulunan ve cömertliği de bol olansın."
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
فَسَخَّرۡنَا لَهُ ٱلرِّيحَ تَجۡرِي بِأَمۡرِهِۦ رُخَآءً حَيۡثُ أَصَابَ
Onun duasına icabet ettik ve rüzgârı onun buyruğuna vermiştik. Onu, emriyle süratli ve kuvvetli olmasına rağmen hiçbir sarsıntı olmadan dilediği yere taşır, hafif ve yumuşak bir şekilde eserdi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَٱلشَّيَٰطِينَ كُلَّ بَنَّآءٖ وَغَوَّاصٖ
Ona şeytanları itaat ettirdik ve onun emirlerine uymalarını sağladık. Bunlardan yapı ustaları ve denizlere dalıp oradan inciler çıkaran dalgıçlar da vardı.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَءَاخَرِينَ مُقَرَّنِينَ فِي ٱلۡأَصۡفَادِ
Şeytanlardan asi olanları onun hizmetine verdik. Onlar bukağılara bağlı olup hareket edemiyorlardı.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
هَٰذَا عَطَآؤُنَا فَٱمۡنُنۡ أَوۡ أَمۡسِكۡ بِغَيۡرِ حِسَابٖ
Ey Süleyman! İşte sen bizden talep ettin ve biz de senin bu talebine icabet edip sana verdik. Artık sen de dilediğine ver ya da dilediğini bundan men et! Verme ve vermeme hususunda asla hesaba çekilmeyeceksin.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَإِنَّ لَهُۥ عِندَنَا لَزُلۡفَىٰ وَحُسۡنَ مَـَٔابٖ
Şüphesiz Süleyman bizim katımızda yakın olanlardandır. Ve onun döneceği güzel bir yer vardır, o da cennettir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَٱذۡكُرۡ عَبۡدَنَآ أَيُّوبَ إِذۡ نَادَىٰ رَبَّهُۥٓ أَنِّي مَسَّنِيَ ٱلشَّيۡطَٰنُ بِنُصۡبٖ وَعَذَابٍ
Ey Resul! Kulumuz Eyyûb'u da an. Hani Rabbi Allah'a yönelip dua ettiği zaman: "Doğrusu şeytan, bana eziyet edici bir yorgunluk verdi." dedi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
ٱرۡكُضۡ بِرِجۡلِكَۖ هَٰذَا مُغۡتَسَلُۢ بَارِدٞ وَشَرَابٞ
Ona: "Ayağınla yere vur!" dedik. Ayağıyla yere vurdu ve yerden kendisinden içilen ve yıkanılan bir pınar çıktı. Ona eziyet ve zarar veren her şey yok olup gitti.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• الحث على تدبر القرآن.
Kur'an'ı Kerim'in derinden düşünülmesine teşvik edilmiştir.

• في الآيات دليل على أنه بحسب سلامة القلب وفطنة الإنسان يحصل له التذكر والانتفاع بالقرآن الكريم.
Ayetlerde, insanın kalbinin selametine ve zekâsına göre Kur'an-ı Kerim'den istifade edip öğüt alacağının delili vardır.

• في الآيات دليل على صحة القاعدة المشهورة: «من ترك شيئًا لله عوَّضه الله خيرًا منه».
Ayetlerde, "Kim Allah için bir şeyi terk ederse; Allah o terk ettiği şeyin yerine daha iyisini verir." kaidesinin doğruluğunun delili vardır.

وَوَهَبۡنَا لَهُۥٓ أَهۡلَهُۥ وَمِثۡلَهُم مَّعَهُمۡ رَحۡمَةٗ مِّنَّا وَذِكۡرَىٰ لِأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ
Biz onun duasına icabet ettik ve ona zarar veren bütün şeyleri giderdik. Ona katımızdan bir rahmet olarak ehlini ve onlarla birlikte sayılarını arttırdığımız evlat ve torunlar bağışladık. Bunu sabrının karşılığı olarak verdik. Aklıselim olanların sabrın sonunda mutluluk ve mükâfatın olduğunu anlayıp öğüt almaları içindir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَخُذۡ بِيَدِكَ ضِغۡثٗا فَٱضۡرِب بِّهِۦ وَلَا تَحۡنَثۡۗ إِنَّا وَجَدۡنَٰهُ صَابِرٗاۚ نِّعۡمَ ٱلۡعَبۡدُ إِنَّهُۥٓ أَوَّابٞ
Eyyûb, eşine kızdığı zaman ona yüz kırbaç vuracağı hakkında yemin etti. Biz de ona: "Ey Eyyûb! Eline bir demet sap al ve yeminini yerine getirmek için bununla vur! Etmiş olduğun bu yeminini bozma!" dedik. Eline bir demet sap aldı ve onunla eşine vurdu. Şüphesiz biz onu imtihan ettiğimiz hususta sabreden bir kimse bulduk. O ne güzel bir kuldu! Gerçekten o, Allah'a çok yönelen ve tövbe eden bir kimse idi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَٱذۡكُرۡ عِبَٰدَنَآ إِبۡرَٰهِيمَ وَإِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَ أُوْلِي ٱلۡأَيۡدِي وَٱلۡأَبۡصَٰرِ
Ey Resul! Seçtiğimiz kullarımız ve gönderdiğimiz resullerimiz İbrahim, İshak ve Yakup'u da an. Onlar, Yüce Allah'a itaatte ve rızasını aramada güç sahibi kimselerdi. Aynı zamanda hak hususunda da sadakat ve basiret sahibi kimselerdi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِنَّآ أَخۡلَصۡنَٰهُم بِخَالِصَةٖ ذِكۡرَى ٱلدَّارِ
Şüphesiz biz onlara özel bir ihsanda bulunduk. O da kalpleri daima ahiret yurdunu hatırlayan, ona salih ameller ile hazırlanan ve insanları da ahiret için amel etmeye davet eden ihlâslı kimseler kıldık.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَإِنَّهُمۡ عِندَنَا لَمِنَ ٱلۡمُصۡطَفَيۡنَ ٱلۡأَخۡيَارِ
Şüphesiz biz, onları bize ibadet ve itaat etmeleri için katımızda seçkin kıldık. Bizim risaletimizi taşımaları ve insanlara tebliğ etmeleri için seçtik.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَٱذۡكُرۡ إِسۡمَٰعِيلَ وَٱلۡيَسَعَ وَذَا ٱلۡكِفۡلِۖ وَكُلّٞ مِّنَ ٱلۡأَخۡيَارِ
Ey Peygamber! İbrahim'in oğlu İsmail'i, Elyesa'yı ve Zülkifl'i de an. Onlara en iyi övgülerle sena et. Çünkü onlar bunu hak etmektedirler. Onların hepsi Allah katında iyi ve seçkinlerdendi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
هَٰذَا ذِكۡرٞۚ وَإِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ لَحُسۡنَ مَـَٔابٖ
Kur'an'da güzel övgülerle övülenler için bu bir anmadır. Şüphesiz Allah'ın emirlerine uyup yasaklarından sakınanlar için ahirette dönüp varacakları güzel bir makam vardır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
جَنَّٰتِ عَدۡنٖ مُّفَتَّحَةٗ لَّهُمُ ٱلۡأَبۡوَٰبُ
Kıyamet gününde kendileri için hazırlanan o güzel dönüş ise ikamet edecekleri cennetlerdir. Cennetin kapıları güler yüzle karşılamak için kendilerine açılmıştır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
مُتَّكِـِٔينَ فِيهَا يَدۡعُونَ فِيهَا بِفَٰكِهَةٖ كَثِيرَةٖ وَشَرَابٖ
Kendileri için süslenmiş koltuklara kurulup, hizmetçilerinden kendilerine canlarının çektiği çeşit çeşit meyvelerden ve arzuladıkları şarap ve diğer içeceklerden ikram etmelerini isterler.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
۞ وَعِندَهُمۡ قَٰصِرَٰتُ ٱلطَّرۡفِ أَتۡرَابٌ
Yanlarında eşlerinden başkasına bakmayan, onları terk edip başkasına gitmeyen aynı yaşta eşler vardır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِيَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ
Ey muttakiler! İşte bunlar kıyamet gününde dünyadayken yapmış olduğunuz salih amellerinize karşılık size vadedilip mükâfat olarak verilen şeylerdir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِنَّ هَٰذَا لَرِزۡقُنَا مَا لَهُۥ مِن نَّفَادٍ
Şüphesiz bu zikrettiğiz mükâfat, kıyamet gününde muttaki kullarımıza verdiğimiz rızkımızdandır. İşte onlara verilen bu rızık devamlıdır, hiç kesintiye uğramaz ve sona erip bitmez.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
هَٰذَاۚ وَإِنَّ لِلطَّٰغِينَ لَشَرَّ مَـَٔابٖ
Bu zikredilen, muttakilere verilen mükâfatlardır. Küfür ve günahlarla Yüce Allah'ın hudutlarını aşan kâfirlere ise muttakilere verilen mükâfatların zıddı olan bir karşılık vardır. Kıyamet gününde kendisine dönecekleri en kötü yerdir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
جَهَنَّمَ يَصۡلَوۡنَهَا فَبِئۡسَ ٱلۡمِهَادُ
Bu ceza her taraflarını saran cehennem ateşidir. Onun sıcaklığı ve alevinden şikayet ederler. Orada onlar için kalacak yer vardır. Orası ne kötü bir kalma yeridir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
هَٰذَا فَلۡيَذُوقُوهُ حَمِيمٞ وَغَسَّاقٞ
Bu azap son derece sıcak bir su ve cehennemde azap görenlerin bedenlerinden akan irindir, ondan içsinler. O susuzluğu gidermeyen içecekleridir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَءَاخَرُ مِن شَكۡلِهِۦٓ أَزۡوَٰجٌ
Ve onlar için bu türden başka azaplar da vardır. Ahirette onların azap göreceği çeşit çeşit azaplar vardır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
هَٰذَا فَوۡجٞ مُّقۡتَحِمٞ مَّعَكُمۡ لَا مَرۡحَبَۢا بِهِمۡۚ إِنَّهُمۡ صَالُواْ ٱلنَّارِ
Cehennem ehli cehenneme girdiklerinde husumet sahiplerinin arasında bulunan sayıp sövme bunlar arasında da vuku bulur. Bazısı bazısından uzak olduğunu belirtir. Hatta bazıları şöyle derler: "Bu cehennem ehlinden bir grup ve sizinle beraber cehenneme girdiler." Onlar da buna şöyle cevap verirler: "Onlar rahat yüzü görmesinler. Muhakkak onlar da bizim cehennem azabını tattığımız gibi azabı tatsınlar."
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالُواْ بَلۡ أَنتُمۡ لَا مَرۡحَبَۢا بِكُمۡۖ أَنتُمۡ قَدَّمۡتُمُوهُ لَنَاۖ فَبِئۡسَ ٱلۡقَرَارُ
Tabi olan grup, tabi oldukları efendilerine şöyle derler: "Bilakis siz ey kendilerine tabi olduğumuz efendiler! Asıl size rahat yüzü olmasın, bizi dalalete sürükleyip yoldan çıkararak bu elim dolu azaba çarptırılmamıza siz sebep oldunuz. Bu yer ne kötü bir yerdir. Bu kötü olan yer bizim ve sizin hepimizin yeri olan cehennem ateşidir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالُواْ رَبَّنَا مَن قَدَّمَ لَنَا هَٰذَا فَزِدۡهُ عَذَابٗا ضِعۡفٗا فِي ٱلنَّارِ
Tabi olanlar: "Ey Rabbimiz! Bizlere hidayet geldikten sonra kim bizi saptırdıysa; onun ateşteki azabını kat kat artır." derler.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• من صبر على الضر فالله تعالى يثيبه ثوابًا عاجلًا وآجلًا، ويستجيب دعاءه إذا دعاه.
Sıkıntılara sabreden kimseye, Allah Teâlâ hemen ya da bir vakit sonra karşılığını verir ve O'na dua ettiği zaman da duasını kabul eder.

• في الآيات دليل على أن للزوج أن يضرب امرأته تأديبًا ضربًا غير مبرح؛ فأيوب عليه السلام حلف على ضرب امرأته ففعل.
Ayetlerde, erkeğin eşine şiddetli olmamak şartıyla terbiye etmek amacıyla hafif dövebileceği belirtilmiştir. Zira Eyyûb -aleyhisselam- eşine vuracağına dair yemin etmişti ve ahdini yerine getirmişti.

وَقَالُواْ مَا لَنَا لَا نَرَىٰ رِجَالٗا كُنَّا نَعُدُّهُم مِّنَ ٱلۡأَشۡرَارِ
Kibirli ve zorba olan müşrikler şöyle derler: "Bize ne oldu da dünyada kötü saydığımız ve azabı hak eden adamları burada göremiyoruz?"
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
أَتَّخَذۡنَٰهُمۡ سِخۡرِيًّا أَمۡ زَاغَتۡ عَنۡهُمُ ٱلۡأَبۡصَٰرُ
Bizler onlarla alay etmemiz ve onları küçümsememiz konusunda hata mı ettik? Onları cehennemin azabını hak edenler olarak burada göremedik? Yahut onlar hakkında yapmış olduğumuz alayımız ve küçümsememiz yerinde ve doğru idi. Onlar cehenneme girdiler ama gözlerimiz onlardan kaydığı için onları göremedik.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِنَّ ذَٰلِكَ لَحَقّٞ تَخَاصُمُ أَهۡلِ ٱلنَّارِ
Şüphesiz size bu zikredilen kâfirlerin kıyamet gününde olan tartışmaları şek ve şüphesiz kesin bir gerçektir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قُلۡ إِنَّمَآ أَنَا۠ مُنذِرٞۖ وَمَا مِنۡ إِلَٰهٍ إِلَّا ٱللَّهُ ٱلۡوَٰحِدُ ٱلۡقَهَّارُ
Ey Muhammed! Kavmindeki kâfirlere de ki: "Şüphesiz ben, Allah'ı küfrünüz ve resulleri yalanlamanız sebebiyle başınıza gelecek azaptan sizi uyaran bir uyarıyıcıyım. Allah -Subhanehu ve Teâlâ-'dan başka ibadeye layık hak ilah yoktur. Azametinde, isimlerinde ve sıfatlarında tek olan O'dur. O, her şeye galip gelendir. Her şey O'na boyun eğip itaat eder."
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡغَفَّٰرُ
O; göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. O, mülkünde kimsenin kendisine galip gelemeyeceği Azîz, kullarından tövbe edenlerin günahlarını bağışlayan Gaffâr'dır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قُلۡ هُوَ نَبَؤٌاْ عَظِيمٌ
Ey Resul! Bu yalanlayanlara de ki: "Şüphesiz Kur'an, şanı çok büyük bir haberdir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
أَنتُمۡ عَنۡهُ مُعۡرِضُونَ
Siz ise önemi çok büyük olan bu haberden yüz çeviriyorsunuz, ona dönüp bakmıyorsunuz.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
مَا كَانَ لِيَ مِنۡ عِلۡمِۭ بِٱلۡمَلَإِ ٱلۡأَعۡلَىٰٓ إِذۡ يَخۡتَصِمُونَ
Eğer Allah bana vahiy edip öğretmiş olmasaydı, melekler arasında Âdem'in yaratılışı ile ilgi konuşulanlar hakkında hiçbir bilgim olmazdı.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِن يُوحَىٰٓ إِلَيَّ إِلَّآ أَنَّمَآ أَنَا۠ نَذِيرٞ مُّبِينٌ
Yüce Allah, sizleri apaçık azaptan uyaran bir uyarıcı olmam için bana vahyetmektedir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِذۡ قَالَ رَبُّكَ لِلۡمَلَٰٓئِكَةِ إِنِّي خَٰلِقُۢ بَشَرٗا مِّن طِينٖ
Hani Rabbin meleklere muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım dediği zamanı hatırla. O insan Âdem -aleyhisselam-'dır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
فَإِذَا سَوَّيۡتُهُۥ وَنَفَخۡتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُواْ لَهُۥ سَٰجِدِينَ
Onun yaratılışını şekillendirip suretini tamamladığımda ve ruhumdan ona üflediğim zaman onun için hemen secdeye kapanın.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
فَسَجَدَ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ كُلُّهُمۡ أَجۡمَعُونَ
Meleklerin hepsi topluca Rablerinin emrine uyarak ona saygı secdesi yapıp, hepsi istisnasız olarak Âdem'e secde ettiler.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِلَّآ إِبۡلِيسَ ٱسۡتَكۡبَرَ وَكَانَ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Yalnız İblis secde etmekten kibirlendi. O Rabbinin secde etme emrine karşı kibirlenmesiyle kâfirlerden oldu.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالَ يَٰٓإِبۡلِيسُ مَا مَنَعَكَ أَن تَسۡجُدَ لِمَا خَلَقۡتُ بِيَدَيَّۖ أَسۡتَكۡبَرۡتَ أَمۡ كُنتَ مِنَ ٱلۡعَالِينَ
Yüce Allah: "Ey İblis! İki elimle yarattığım Âdem'e seni secde etmekten alıkoyan nedir? Seni secde etmekten büyüklük taslaman mı engelledi? Yoksa sen daha önceden Rabbine karşı kibir sahibi miydin?" diye buyurdu.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالَ أَنَا۠ خَيۡرٞ مِّنۡهُ خَلَقۡتَنِي مِن نَّارٖ وَخَلَقۡتَهُۥ مِن طِينٖ
İblis: "Ben Âdem'den daha hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın ve Âdem'i çamurdan yarattın." İblis'in bu iddiasına göre ateş, element olarak çamurdan daha üstündü.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالَ فَٱخۡرُجۡ مِنۡهَا فَإِنَّكَ رَجِيمٞ
Yüce Allah, İblis'e: "Cennetten çık!.Şüphesiz sen lanetlisin ve yerilmişsin." diye buyurdu.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَإِنَّ عَلَيۡكَ لَعۡنَتِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلدِّينِ
Şüphesiz cennetten kovulman, hesap gününe (kıyamet günü) kadardır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالَ رَبِّ فَأَنظِرۡنِيٓ إِلَىٰ يَوۡمِ يُبۡعَثُونَ
İblis: "Ey Rabbim! Öyle ise kullarını dirilteceğin güne kadar bana mühlet ver ve öldürme." dedi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ ٱلۡمُنظَرِينَ
Yüce Allah: "Şüphesiz sen mühlet verilenlerdensin." dedi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡوَقۡتِ ٱلۡمَعۡلُومِ
Helak edilmen için belirlenen güne kadar.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قَالَ فَبِعِزَّتِكَ لَأُغۡوِيَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ
İblis: "Senin kudret ve üstünlüğüne yemin ederim ki, âdemoğularının hepsini saptıracağım." dedi.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِلَّا عِبَادَكَ مِنۡهُمُ ٱلۡمُخۡلَصِينَ
Ancak senin benim saptırmamdan koruduğun ve yalnız kendi ibadetine ihlaslı kıldığın kulların bundan müstesnadır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• القياس والاجتهاد مع وجود النص الواضح مسلك باطل.
Açık ve net olan nassın var olması durumunda kıyas ve içtihat yapmak geçersiz bir yöntemdir.

• كفر إبليس كفر عناد وتكبر.
İblis'in küfrü, inat ve kibirlenme küfrüdür.

• من أخلصهم الله لعبادته من الخلق لا سبيل للشيطان عليهم.
Allah'ın kendi ibadetine ihlâslı kıldığı kullarını, şeytan saptırmaya bir yol bulamaz.

قَالَ فَٱلۡحَقُّ وَٱلۡحَقَّ أَقُولُ
Allah Teâlâ: "Hak bendendir ve ben hakkı söylerim ve ondan başka bir şey de söylemem." diye buyurdu.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
لَأَمۡلَأَنَّ جَهَنَّمَ مِنكَ وَمِمَّن تَبِعَكَ مِنۡهُمۡ أَجۡمَعِينَ
Kıyamet gününde mutlaka cehennemi senden olan ve küfründe sana tabi olan âdemoğlunun hepsiyle dolduracağım.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
قُلۡ مَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٖ وَمَآ أَنَا۠ مِنَ ٱلۡمُتَكَلِّفِينَ
Ey Resul! Bu müşriklere de ki: "Ben size tebliğ ettiğim nasihatlerime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ve emredildiğim bir şeye kendiliğimden artırarak bir yükümlülük getirmiyorum."
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
إِنۡ هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ
Kur'an, insanlardan ve cinlerden mükellef olanlara öğütten başka bir şey değildir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَلَتَعۡلَمُنَّ نَبَأَهُۥ بَعۡدَ حِينِۭ
Kur'an'ın haberini öğreneceksiniz, öldüğünüz zaman yakın bir vakitte doğruluğunu bileceksiniz.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• الداعي إلى الله يحتسب الأجر من عنده، لا يريد من الناس أجرًا على ما يدعوهم إليه من الحق.
Yüce Allah'a davet eden karşılığını Allah'tan bekler. Hakka yapmış olduğu davetinden dolayı insanlardan bir ücret istemez.

• التكلّف ليس من الدِّين.
Güçlükle ve yapmacık olarak yapılan şeyler dinden değildir.

• التوسل إلى الله يكون بأسمائه وصفاته وبالإيمان وبالعمل الصالح لا غير.
Yüce Allah'a isimleriyle, sıfatlarıyla, O'na olan iman ve Allah için yapılan salih ameller ile tevessülde bulunulur. Bunların dışında başka bir şey ile tevessülde bulunulmaz.

 
Übersetzung der Bedeutungen Surah / Kapitel: Ṣād
Suren/ Kapiteln Liste Nummer der Seite
 
Übersetzung der Bedeutungen von dem heiligen Quran - Die türkische Übersetzung von Al-Mukhtasar - Eine Kurzfassung der Bedeutungen des edlen Qurans - Übersetzungen

Vom Tafsirzentrum für Quranwissenschaften herausgegeben.

Schließen