Check out the new design

Übersetzung der Bedeutungen von dem heiligen Quran - Die türkische Übersetzung von Al-Mukhtasar - Eine Kurzfassung der Bedeutungen des edlen Qurans * - Übersetzungen


Übersetzung der Bedeutungen Surah / Kapitel: Al-Aʿrāf   Vers:
وَإِذۡ قَالَتۡ أُمَّةٞ مِّنۡهُمۡ لِمَ تَعِظُونَ قَوۡمًا ٱللَّهُ مُهۡلِكُهُمۡ أَوۡ مُعَذِّبُهُمۡ عَذَابٗا شَدِيدٗاۖ قَالُواْ مَعۡذِرَةً إِلَىٰ رَبِّكُمۡ وَلَعَلَّهُمۡ يَتَّقُونَ
Ey Resul! Hani içlerinden bir grup, onları bu kötü işlerden yasaklamış ve onları sakındırmıştı. Bu gruba başka bir grup: "Allah'ın kendilerini dünyada işledikleri günahları ile helak edeceği yahut kıyamet gününde şiddetli bir azap ile cezalandıracağı bir kavme niçin öğüt veriyorsunuz?" dediği zaman öğüt verenler; iyiliği emretmemiz ve kötülükten nehyetmemiz bize emredildiği içindir. Biz onlara nasihat ediyoruz ki Rabbimiz nasihat etmeyi terk ettiğimiz için bizi cezalandırmasın. Belki öğütten faydalanırlar, bulundukları ve işlemekte oldukları günahlardan da sakınırlar.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
فَلَمَّا نَسُواْ مَا ذُكِّرُواْ بِهِۦٓ أَنجَيۡنَا ٱلَّذِينَ يَنۡهَوۡنَ عَنِ ٱلسُّوٓءِ وَأَخَذۡنَا ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ بِعَذَابِۭ بَـِٔيسِۭ بِمَا كَانُواْ يَفۡسُقُونَ
Öğüt verenler günahkârlara hatırlatma yaptıklarında işlediklerini terk etmeyip yüz çevirdiklerinde; biz de kötülükten men edenleri azaptan kurtardık, cumartesi günü avlanma yasağını çiğneyerek kendilerine zulmedenleri Allah'a itaat etmeye karşı çıkmaları ve günah işlemede ısrar etmeleri sebebiyle şiddetli bir azap ile yakaladık.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
فَلَمَّا عَتَوۡاْ عَن مَّا نُهُواْ عَنۡهُ قُلۡنَا لَهُمۡ كُونُواْ قِرَدَةً خَٰسِـِٔينَ
Yüce Allah'a isyan edip kibirlenip, inat ederek haddi aştıklarında ve kendilerine yapılan öğütten ders almayınca onlara: "Ey Asiler! Aşağılık maymunlar olun!" dedik. Onlar da bizim dediğimiz gibi oldular. Şüphesiz biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman ona: "Ol!" dememizden ibarettir ve o da hemen oluverir.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَإِذۡ تَأَذَّنَ رَبُّكَ لَيَبۡعَثَنَّ عَلَيۡهِمۡ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ مَن يَسُومُهُمۡ سُوٓءَ ٱلۡعَذَابِۗ إِنَّ رَبَّكَ لَسَرِيعُ ٱلۡعِقَابِ وَإِنَّهُۥ لَغَفُورٞ رَّحِيمٞ
Ey Resul! Allah'ın hakkında hiçbir şüphe olmaksızın çok açık bir şekilde, kıyamet gününe kadar dünya hayatında Yahudileri aşağılayacak kimseleri onların başlarına musallat edip cezalandıracağını ilan etmesini hatırla. Ey Resul! Şüphesiz Rabbin, kendisine isyan edeni hızlıca cezalandırandır. Zira O dilerse dünyada acele olarak cezasını gönderir. Şüphesiz O, kullarından tövbe edenlerin günahlarını çok affeden, onlara karşı çok merhametli olandır.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَقَطَّعۡنَٰهُمۡ فِي ٱلۡأَرۡضِ أُمَمٗاۖ مِّنۡهُمُ ٱلصَّٰلِحُونَ وَمِنۡهُمۡ دُونَ ذَٰلِكَۖ وَبَلَوۡنَٰهُم بِٱلۡحَسَنَٰتِ وَٱلسَّيِّـَٔاتِ لَعَلَّهُمۡ يَرۡجِعُونَ
Bir arada olmalarından sonra, onları yeryüzünde dağınık topluluklara ayırdık. Onlardan Allah'ın ve kulların haklarını yerine getiren salih olanlar, yine onlardan orta yol izleyenler ve kendi nefislerine günahlarla zulmedenler vardı. Biz onların içinde bulundukları durumdan dönmelerini umarak kolaylıklarla ve zorluklarla onları imtihan ettik.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
فَخَلَفَ مِنۢ بَعۡدِهِمۡ خَلۡفٞ وَرِثُواْ ٱلۡكِتَٰبَ يَأۡخُذُونَ عَرَضَ هَٰذَا ٱلۡأَدۡنَىٰ وَيَقُولُونَ سَيُغۡفَرُ لَنَا وَإِن يَأۡتِهِمۡ عَرَضٞ مِّثۡلُهُۥ يَأۡخُذُوهُۚ أَلَمۡ يُؤۡخَذۡ عَلَيۡهِم مِّيثَٰقُ ٱلۡكِتَٰبِ أَن لَّا يَقُولُواْ عَلَى ٱللَّهِ إِلَّا ٱلۡحَقَّ وَدَرَسُواْ مَا فِيهِۗ وَٱلدَّارُ ٱلۡأٓخِرَةُ خَيۡرٞ لِّلَّذِينَ يَتَّقُونَۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
Onların ardından kötü bir nesil geldi ve Tevrat'ı atalarından miras aldılar. Onu okuyorlar ama onda bulunanlarla amel etmiyorlardı. Allah'ın kitabını tahrif etmek ve onda indirilmeyen ile hükmetmek için değersiz dünya malını rüşvet olarak alıyorlardı. Üstelik Allah'ın onların günahlarını bağışlayacağına dair kuruntular kuruyorlardı. Onlara değersiz dünya malı geldiğinde onu alırlardı ve tekrar geldiğinde yine almaktan geri kalmazlardı. Yüce Allah, tahrif etmeden ve değiştirmeden ancak hakkı söyleyeceklerine dair onlardan söz ve misaklar almamış mıydı? Onlar kitapla amel etmeyi cehaletlerinden dolayı terk etmediler, bilakis bilerek terk etmişlerdi. Kesinlikle kitapta yazılanları okuyup bilmekteydiler. Bundan dolayı onların suçu daha şiddetliydi. Kuşkusuz ahiret yurdu ve ahiret yurdunda bulunan nimetler, dünyanın o geçici malından ve varlıklarından; Allah'ın emirlerine uyanlar ve yasaklarından sakınanlar için dâimi olarak daha hayırlıdır. Yüce Allah'ın muttakiler için ahiret yurdunda hazırladıklarının dünyada almış oldukları bu değersiz mallardan daha hayırlı ve kalıcı olduğunu bunlar akıl edemediler mi?
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
وَٱلَّذِينَ يُمَسِّكُونَ بِٱلۡكِتَٰبِ وَأَقَامُواْ ٱلصَّلَوٰةَ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجۡرَ ٱلۡمُصۡلِحِينَ
Kitaba sımsıkı sarılıp içindekilerle amel edenlere ve namazlarını dosdoğru vakitlerinde kılanlara, şartlarına, farzlarına, vaciplerine ve sünnetlerine dikkat edenlere Allah yapmış oldukları bu amellerinin sevabını verecektir. Allah salih amel işleyenlerin ecrini zayi etmez.
Arabische Interpretationen von dem heiligen Quran:
Die Nutzen der Versen in dieser Seite:
• إذا نزل عذاب الله على قوم بسبب ذنوبهم ينجو منه من كانوا يأمرون بالمعروف وينهون عن المنكر فيهم.
Eğer bir topluma günahları sebebi ile üzerlerine Allah'ın azabı inerse aralarından iyiliği emredip kötülükten nehyedenler o azaptan kurtulur.

• يجب الحذر من عذاب الله؛ فإنه قد يكون رهيبًا في الدنيا، كما فعل سبحانه بطائفة من بني إسرائيل حين مَسَخَهم قردة بسبب تمردهم.
Yüce Allah'ın azabından sakınmak gerekir. Allah -Subhanehu ve Teâlâ- İsrailoğulları'ndan bir taifeyi itaatsizlikleri sebebi ile maymunlara döndürerek onlara dünyada azap göndermiştir. Bu azap son derece korkutucudur.

• نعيم الدنيا مهما بدا أنه عظيم فإنه قليل تافه بجانب نعيم الآخرة الدائم.
Yüce Allah, İsrailoğulları üzerine zillet, adilik ve sefalet yazmıştır. Zulüm yapmaları ve hak yoldan sapmalarından dolayı her zaman onlara azabı tattıran kimseler göndereceğini bildirmiştir.

• أفضل أعمال العبد بعد الإيمان إقامة الصلاة؛ لأنها عمود الأمر.
Dünyanın nimetleri ne kadar çok azametli görünse de; âhiretin daimî olan nimetleri yanında çok azdır ve kıymetsizdir.

• كتب الله على بني إسرائيل الذلة والمسكنة، وتأذن بأن يبعث عليهم كل مدة من يذيقهم العذاب بسبب ظلمهم وانحرافهم.
Bir kulun, imandan sonra gelen en faziletli ameli namaz kılmaktır. Çünkü namaz dinin direğidir.

 
Übersetzung der Bedeutungen Surah / Kapitel: Al-Aʿrāf
Suren/ Kapiteln Liste Nummer der Seite
 
Übersetzung der Bedeutungen von dem heiligen Quran - Die türkische Übersetzung von Al-Mukhtasar - Eine Kurzfassung der Bedeutungen des edlen Qurans - Übersetzungen

Vom Tafsirzentrum für Quranwissenschaften herausgegeben.

Schließen