Check out the new design

Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Simoore: Simoore yuunus   Aaya:
وَإِذَآ أَذَقۡنَا ٱلنَّاسَ رَحۡمَةٗ مِّنۢ بَعۡدِ ضَرَّآءَ مَسَّتۡهُمۡ إِذَا لَهُم مَّكۡرٞ فِيٓ ءَايَاتِنَاۚ قُلِ ٱللَّهُ أَسۡرَعُ مَكۡرًاۚ إِنَّ رُسُلَنَا يَكۡتُبُونَ مَا تَمۡكُرُونَ
Müşriklere isabet eden kuraklık ve fakirlikten sonra yağmur ve bolluk nimeti tattırdığımız zaman onlar, ayetlerimizle alay ederler ve ayetlerimizi yalanlarlar. -Ey Peygamber!- O müşriklere de ki: Allah, tuzağı en hızlı olan ve sizi cezalandırmakta en çabuk olandır. Meleklerden kaydedici olanlar, sizin kurduğunuz tuzakları yazarlar. Ondan hiçbir şey o meleklerden kaçamazken, sizi yaratandan nasıl kaçabilir! Allah, kurmuş olduğunuz tuzaklara karşılık olarak sizi cezalandıracaktır.
Faccirooji aarabeeji:
هُوَ ٱلَّذِي يُسَيِّرُكُمۡ فِي ٱلۡبَرِّ وَٱلۡبَحۡرِۖ حَتَّىٰٓ إِذَا كُنتُمۡ فِي ٱلۡفُلۡكِ وَجَرَيۡنَ بِهِم بِرِيحٖ طَيِّبَةٖ وَفَرِحُواْ بِهَا جَآءَتۡهَا رِيحٌ عَاصِفٞ وَجَآءَهُمُ ٱلۡمَوۡجُ مِن كُلِّ مَكَانٖ وَظَنُّوٓاْ أَنَّهُمۡ أُحِيطَ بِهِمۡ دَعَوُاْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ لَئِنۡ أَنجَيۡتَنَا مِنۡ هَٰذِهِۦ لَنَكُونَنَّ مِنَ ٱلشَّٰكِرِينَ
-Ey insanlar!- Sizleri karada ayaklarınızın ve bineklerinizin üzerinde yürüten O'dur. Denizde gemiler içerisinde sizleri götüren de O'dur. Öyle ki sizler, denizde gemide güzel bir rüzgâr ile mutlu bir şekilde akıp giderken yolcular bu güzel rüzgara sevindiler. Onlar sevinç içindeyken çok kuvvetli bir rüzgar gelir de her taraftan öyle dalgalar gelmeye başlar ki onlar bu dalgalar sebebi ile helak olacaklarını zannettiler. Dini yalnızca Allah'a halis kılıp O'na hiçbir şeyi ortak koşmayarak: Eğer bizi bu helak edici zorluktan kurtarırsan bize bahşettiğin nimetlerden dolayı mutlaka sana şükredenlerden olacağız" diye Allah'a dua ederek yalvarırlar.
Faccirooji aarabeeji:
فَلَمَّآ أَنجَىٰهُمۡ إِذَا هُمۡ يَبۡغُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ بِغَيۡرِ ٱلۡحَقِّۗ يَٰٓأَيُّهَا ٱلنَّاسُ إِنَّمَا بَغۡيُكُمۡ عَلَىٰٓ أَنفُسِكُمۖ مَّتَٰعَ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ ثُمَّ إِلَيۡنَا مَرۡجِعُكُمۡ فَنُنَبِّئُكُم بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Allah, onların dualarını kabul edip de onları o sıkıntıdan kurtarınca, küfür, masiyet ve günah işleyerek yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. -Ey insanlar!- Sizin taşkınlığınızın zararı sizedir. Sizin taşkınlığınız Allah'a bir zarar veremez. Sizler bu taşkınlığınız ile geçici dünya hayatında faydalanırsınız. Sonra kıyamet günü dönüşünüz bizedir. Size işlemiş olduğunuz günahlarınızı haber vereceğiz ve sizleri işlemiş olduklarınıza karşılık olarak cezalandıracağız.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّمَا مَثَلُ ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا كَمَآءٍ أَنزَلۡنَٰهُ مِنَ ٱلسَّمَآءِ فَٱخۡتَلَطَ بِهِۦ نَبَاتُ ٱلۡأَرۡضِ مِمَّا يَأۡكُلُ ٱلنَّاسُ وَٱلۡأَنۡعَٰمُ حَتَّىٰٓ إِذَآ أَخَذَتِ ٱلۡأَرۡضُ زُخۡرُفَهَا وَٱزَّيَّنَتۡ وَظَنَّ أَهۡلُهَآ أَنَّهُمۡ قَٰدِرُونَ عَلَيۡهَآ أَتَىٰهَآ أَمۡرُنَا لَيۡلًا أَوۡ نَهَارٗا فَجَعَلۡنَٰهَا حَصِيدٗا كَأَن لَّمۡ تَغۡنَ بِٱلۡأَمۡسِۚ كَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ ٱلۡأٓيَٰتِ لِقَوۡمٖ يَتَفَكَّرُونَ
Sizin kendisinden faydalandığınız çabucak sona eren dünya hayatının örneği, gökten indirdiğimiz su gibidir ki onunla insanların ve hayvanların yiyeceği taneler, ürünler ve bitkiler gürleşip birbirine girer. Yeryüzü tüm güzelliklerini takınıp, süslenip bezenir. Yeryüzünden çeşit çeşit bitkiler çıkar. İnsanlar da yetişen bu bitkileri hasat etmeye güç yetirdiklerini sandıkları bir anda, geceleyin veya gündüzleyin emrimiz gelir de onu sanki çok yakın zamanda yerinde yokmuş gibi kökünden biçilmiş bir hale getiririz. İşte dünya hayatının çabucak bitişini size açıkladığımız gibi deliller ve kanıtlar ile düşünen ve ibret alanlar için ayetleri böylece açıklıyoruz.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱللَّهُ يَدۡعُوٓاْ إِلَىٰ دَارِ ٱلسَّلَٰمِ وَيَهۡدِي مَن يَشَآءُ إِلَىٰ صِرَٰطٖ مُّسۡتَقِيمٖ
Allah, selamet yurdu olan cennetine (Dâru's-Selâm'a) çağırır. İnsanlar orada musibetlerden, endişelerden ve ölümden güvende olurlar. Allah, dilediği kullarını kendilerini selamet yurdu olan bu Cennetlere ulaştıran İslam dinine hidayet eder (iletir).
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• الله أسرع مكرًا بمن مكر بعباده المؤمنين.
Allah, Mümin kullarına tuzak kuranlara karşı en çabuk tuzak kurandır.

• بغي الإنسان عائد على نفسه ولا يضر إلا نفسه.
İnsanın yaptığı taşkınlığın zararı ancak kendisine döner. O, taşkınlığı ile ancak kendisine zarar verir.

• بيان حقيقة الدنيا في سرعة انقضائها وزوالها، وما فيها من النعيم فهو فانٍ.
Çabucak bitmesi ve zail olması bakımından dünya hayatının hakikati ve içindeki nimetlerin faniliği ortaya konulmuştur.

• الجنة هي مستقر المؤمن؛ لما فيها من النعيم والسلامة من المصائب والهموم.
Cennet Müminlerin ebedî olarak kalacakları yerdir. Zira içinde bir çok nimet vardır ve orada musibet ve üzüntülerden uzak yaşanır.

 
Firo maanaaji Simoore: Simoore yuunus
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. - Tippudi firooji ɗii

iwde e galle Firo jaŋdeeji Alkur'aana.

Uddude