Check out the new design

Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo ngoo e ɗemngal Turkish- Ñiiɓirde Ruwwad ngam Eggude. * - Tippudi firooji ɗii

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

Firo maanaaji Simoore: Simoore darnga (al-haaqa)   Aaya:
وَجَآءَ فِرۡعَوۡنُ وَمَن قَبۡلَهُۥ وَٱلۡمُؤۡتَفِكَٰتُ بِٱلۡخَاطِئَةِ
Firavun da, ondan öncekiler de, altı üstüne gelen kasabalar halkı da hep hata işlediler.
Faccirooji aarabeeji:
فَعَصَوۡاْ رَسُولَ رَبِّهِمۡ فَأَخَذَهُمۡ أَخۡذَةٗ رَّابِيَةً
Rablerinin elçisine isyan ettikleri için onları şiddetli bir yakalayışla yakaladı.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّا لَمَّا طَغَا ٱلۡمَآءُ حَمَلۡنَٰكُمۡ فِي ٱلۡجَارِيَةِ
Doğrusu sular taştığı zaman sizi gemide biz taşımıştık.
Faccirooji aarabeeji:
لِنَجۡعَلَهَا لَكُمۡ تَذۡكِرَةٗ وَتَعِيَهَآ أُذُنٞ وَٰعِيَةٞ
Bunu sizin için bir öğüt kılalım ve anlayışlı kulaklar duysun diye.
Faccirooji aarabeeji:
فَإِذَا نُفِخَ فِي ٱلصُّورِ نَفۡخَةٞ وَٰحِدَةٞ
Sûr’a tek bir üfürüşle üfürüldüğü zaman.
Faccirooji aarabeeji:
وَحُمِلَتِ ٱلۡأَرۡضُ وَٱلۡجِبَالُ فَدُكَّتَا دَكَّةٗ وَٰحِدَةٗ
Yeryüzü ve dağlar kaldırılıp, tek çarpışla çarpılıp darmadağın edildiği zaman.
Faccirooji aarabeeji:
فَيَوۡمَئِذٖ وَقَعَتِ ٱلۡوَاقِعَةُ
İşte o gün olacak olmuştur.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱنشَقَّتِ ٱلسَّمَآءُ فَهِيَ يَوۡمَئِذٖ وَاهِيَةٞ
Gökyüzü yarılır ve artık o gün zayıf ve güçsüzdür.
Faccirooji aarabeeji:
وَٱلۡمَلَكُ عَلَىٰٓ أَرۡجَآئِهَاۚ وَيَحۡمِلُ عَرۡشَ رَبِّكَ فَوۡقَهُمۡ يَوۡمَئِذٖ ثَمَٰنِيَةٞ
Melekler, onun (göğün) etrafındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz (melek) yüklenir.
Faccirooji aarabeeji:
يَوۡمَئِذٖ تُعۡرَضُونَ لَا تَخۡفَىٰ مِنكُمۡ خَافِيَةٞ
Siz o gün (hesap için) arz olunursunuz da hiçbir sırrınız gizli kalmaz.
Faccirooji aarabeeji:
فَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِيَمِينِهِۦ فَيَقُولُ هَآؤُمُ ٱقۡرَءُواْ كِتَٰبِيَهۡ
İşte o vakit, kitabı kendisine sağından verilen kimse der ki: “Gelin, kitabımı okuyun!”
Faccirooji aarabeeji:
إِنِّي ظَنَنتُ أَنِّي مُلَٰقٍ حِسَابِيَهۡ
"Ben, zaten kesinlikle böyle bir hesapla karşılaşacağımı biliyordum." der.
Faccirooji aarabeeji:
فَهُوَ فِي عِيشَةٖ رَّاضِيَةٖ
Artık o hoşnut olduğu bir yaşayıştadır.
Faccirooji aarabeeji:
فِي جَنَّةٍ عَالِيَةٖ
Yüksek bir Cennet'tedir.
Faccirooji aarabeeji:
قُطُوفُهَا دَانِيَةٞ
Meyveleri çok yakındır.
Faccirooji aarabeeji:
كُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ هَنِيٓـَٔۢا بِمَآ أَسۡلَفۡتُمۡ فِي ٱلۡأَيَّامِ ٱلۡخَالِيَةِ
Yiyin, için; afiyet olsun. Bu, geçmiş günlerde yaptıklarınızın sebebiyle (size bahşedilmiştir.)
Faccirooji aarabeeji:
وَأَمَّا مَنۡ أُوتِيَ كِتَٰبَهُۥ بِشِمَالِهِۦ فَيَقُولُ يَٰلَيۡتَنِي لَمۡ أُوتَ كِتَٰبِيَهۡ
Kitabı solundan verilen kimseler ise şöyle der: “Eyvah! Keşke kitabım verilmeseydi.''
Faccirooji aarabeeji:
وَلَمۡ أَدۡرِ مَا حِسَابِيَهۡ
"Hesabımın ne olduğunu hiç bilmeseydim."
Faccirooji aarabeeji:
يَٰلَيۡتَهَا كَانَتِ ٱلۡقَاضِيَةَ
"Keşke (ölüm işimi) bitirmiş olsaydı!"
Faccirooji aarabeeji:
مَآ أَغۡنَىٰ عَنِّي مَالِيَهۡۜ
"Malım da bana bir fayda vermedi."
Faccirooji aarabeeji:
هَلَكَ عَنِّي سُلۡطَٰنِيَهۡ
"Saltanatım yok olup gitti."
Faccirooji aarabeeji:
خُذُوهُ فَغُلُّوهُ
Onu yakalayın da (ellerini boynuna) bağlayın.
Faccirooji aarabeeji:
ثُمَّ ٱلۡجَحِيمَ صَلُّوهُ
Sonra da Cehennem'e atın!
Faccirooji aarabeeji:
ثُمَّ فِي سِلۡسِلَةٖ ذَرۡعُهَا سَبۡعُونَ ذِرَاعٗا فَٱسۡلُكُوهُ
Ardından da onu yetmiş arşın boyundaki bir zincire vurup sürükleyin!
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّهُۥ كَانَ لَا يُؤۡمِنُ بِٱللَّهِ ٱلۡعَظِيمِ
Çünkü o, Yüce Allah’a iman etmiyordu.
Faccirooji aarabeeji:
وَلَا يَحُضُّ عَلَىٰ طَعَامِ ٱلۡمِسۡكِينِ
Yoksulu yedirmeye teşvik etmiyordu.
Faccirooji aarabeeji:
فَلَيۡسَ لَهُ ٱلۡيَوۡمَ هَٰهُنَا حَمِيمٞ
Bugün onun için burada bir can yoldaşı da yoktur.
Faccirooji aarabeeji:
 
Firo maanaaji Simoore: Simoore darnga (al-haaqa)
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo ngoo e ɗemngal Turkish- Ñiiɓirde Ruwwad ngam Eggude. - Tippudi firooji ɗii

Firi ɗum ko fedde hentorde kanngameeji firo e ballondiral e Ceeɗɗi Da'wa e Rabwa e Ceeɗɗi Ballondiral Ndeernde Islaam e ɗemngal.

Uddude