Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da Yaren Turkanci Wanda aka rairayo shi daga Tafsirin Al-Qurani Mai Maigirma * - Teburin Bayani kan wasu Fassarori


Fassarar Ma'anoni Aya: (56) Sura: Suratu Al'kahf
وَمَا نُرۡسِلُ ٱلۡمُرۡسَلِينَ إِلَّا مُبَشِّرِينَ وَمُنذِرِينَۚ وَيُجَٰدِلُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِٱلۡبَٰطِلِ لِيُدۡحِضُواْ بِهِ ٱلۡحَقَّۖ وَٱتَّخَذُوٓاْ ءَايَٰتِي وَمَآ أُنذِرُواْ هُزُوٗا
Gönderdiğimiz resullerimizi, ancak iman ve taat ehline müjdeci, kâfirlere ve isyankârlara karşı korkutucu olarak göndeririz. Resullerin, kalpler üzerinde onları hidayete taşıyacak hükümranlıkları yoktur. Kendilerine takdim edilen delillerin apaçık olmasına rağmen Allah'a küfredenler sürekli mücadele ederler. Batıllarıyla Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e indirilen hakkı yok etmek için mücadele ederler. Kur'an'ı ve kendilerine yapılan uyarıları gülünecek bir şey ve alay konusu yaparlar.
Tafsiran larabci:
daga cikin fa'idodin Ayoyin wannan shafi:
• عظمة القرآن وجلالته وعمومه؛ لأن فيه كل طريق موصل إلى العلوم النافعة، والسعادة الأبدية، وكل طريق يعصم من الشر.
Kur'an son derece azametli, ihtişamlı ve kapsamlıdır. Çünkü Kur'an'da her faydalı ilme ve ebedî saadete ulaştıran ve tüm şerli şeylerden koruyan bütün yöntemler bulunmaktadır.

• من حكمة الله ورحمته أن تقييضه المبطلين المجادلين الحق بالباطل من أعظم الأسباب إلى وضوح الحق، وتبيُّن الباطل وفساده.
Hakka karşı batıl ile mücadele eden bozguncuların çaresiz bırakılmaları hakkın ortaya çıkmasının, batıl ve fesadın aşikâr olmasının en büyük sebeplerinden birisidir. Bu ise Allah Teâlâ'nın hikmeti ve rahmetindendir.

• في الآيات من التخويف لمن ترك الحق بعد علمه أن يحال بينه وبين الحق، ولا يتمكن منه بعد ذلك، ما هو أعظم مُرَهِّب وزاجر عن ذلك.
Ayetlerde hakkı öğrendikten sonra, onu terk edenler, hak ile kendi arasına bir engelin konulması ve bir daha ona ulaşamamak ile korkutulmuşlardır. Zira bu çok korkutan, sakınılması gereken bir husustur.

• فضيلة العلم والرحلة في طلبه، واغتنام لقاء الفضلاء والعلماء وإن بعدت أقطارهم.
İlmin üstünlüğü ve onu talep etmek için yolculuk yapmak, bulundukları ülkeler uzak olsa dahi üstün, erdemli kimseler ve âlimlerle buluşmayı bir fırsat olarak değerlendirmenin önemine işaret vardır.

• الحوت يطلق على السمكة الصغيرة والكبيرة ولم يرد في القرآن لفظ السمك، وإنما ورد الحوت والنون واللحم الطري.
el-Hût, her türlü büyük ve küçük balığa denilir. Kur'an-ı Kerim'de balık anlamına gelen semek lafzı geçmemiştir. Sadece Hût, Nûn ve taze et olarak zikredilmiştir.

 
Fassarar Ma'anoni Aya: (56) Sura: Suratu Al'kahf
Teburin Jerin Sunayen Surori Lambar shafi
 
Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da Yaren Turkanci Wanda aka rairayo shi daga Tafsirin Al-Qurani Mai Maigirma - Teburin Bayani kan wasu Fassarori

Fassara da Yaren Turkanci Wanda aka tattaro daga Tafsirin Al-Qurani Mai girma

Rufewa