Check out the new design

Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma * - Teburin Bayani kan wasu Fassarori


Fassarar Ma'anoni Sura: Al'bakara   Aya:
وَإِذۡ نَجَّيۡنَٰكُم مِّنۡ ءَالِ فِرۡعَوۡنَ يَسُومُونَكُمۡ سُوٓءَ ٱلۡعَذَابِ يُذَبِّحُونَ أَبۡنَآءَكُمۡ وَيَسۡتَحۡيُونَ نِسَآءَكُمۡۚ وَفِي ذَٰلِكُم بَلَآءٞ مِّن رَّبِّكُمۡ عَظِيمٞ
Ey İsrailoğulları! Çeşitli azaplarla size azap eden Firavun'un avanelerinden sizi kurtardığımız zamanı hatırlayın. Öyle ki (yeryüzünde) varlığınız kalmasın diye oğullarınızı keserek öldürüyorlardı. Ve daha da ileri giderek size ihanet etmek ve küçük düşürmek için kendilerine hizmet eden kadın olsunlar diye kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Firavun ve avanesinin zulmünden sizi kurtarması Rabbinizden büyük bir imtihandır. Umulur ki şükredersiniz.
Tafsiran larabci:
وَإِذۡ فَرَقۡنَا بِكُمُ ٱلۡبَحۡرَ فَأَنجَيۡنَٰكُمۡ وَأَغۡرَقۡنَآ ءَالَ فِرۡعَوۡنَ وَأَنتُمۡ تَنظُرُونَ
Size gönderdiğimiz nimetlerimizi hatırlayıp, anın. Sizin için denizi yarıp, üzerinde yürüyeceğiniz bir yol haline getirdik. Ardından sizleri kurtarıp, düşmanınız firavun ve avenesini gözlerinizin önünde boğduk. Sizler onların bu halini gördünüz.
Tafsiran larabci:
وَإِذۡ وَٰعَدۡنَا مُوسَىٰٓ أَرۡبَعِينَ لَيۡلَةٗ ثُمَّ ٱتَّخَذۡتُمُ ٱلۡعِجۡلَ مِنۢ بَعۡدِهِۦ وَأَنتُمۡ ظَٰلِمُونَ
Size bahşettiğimiz nimetlerimiz arasında şunu da hatırlayın; nur ve hidayet rehberi olan Tevrat'ın indirilme işleminin tamamlanması için Musa'ya kırk geceyi söz vermiştik. Sonra bu müddet içinde buzağıya tapınmıştınız. Sizler bu yaptığınızdan dolayı zalimler oldunuz.
Tafsiran larabci:
ثُمَّ عَفَوۡنَا عَنكُم مِّنۢ بَعۡدِ ذَٰلِكَ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
Tövbenizden sonra sizi affettik. Umulur ki, Allah'a güzel bir şekilde itaat ve ibadet ile şükredersiniz diye sizleri cezalandırmadık.
Tafsiran larabci:
وَإِذۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ وَٱلۡفُرۡقَانَ لَعَلَّكُمۡ تَهۡتَدُونَ
Hak ile batılın, hidayet ile dalaletin arasını ayıran Tevrat'ı Musa -alehisselam-'a verdik, bu nimeti de hatırlayın. Umulur ki, bu nimetimiz ile hakkı bulursunuz.
Tafsiran larabci:
وَإِذۡ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوۡمِهِۦ يَٰقَوۡمِ إِنَّكُمۡ ظَلَمۡتُمۡ أَنفُسَكُم بِٱتِّخَاذِكُمُ ٱلۡعِجۡلَ فَتُوبُوٓاْ إِلَىٰ بَارِئِكُمۡ فَٱقۡتُلُوٓاْ أَنفُسَكُمۡ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ عِندَ بَارِئِكُمۡ فَتَابَ عَلَيۡكُمۡۚ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلتَّوَّابُ ٱلرَّحِيمُ
Yüce Allah'ın bahşetmiş olduğu nimetlerden bir tanesi de sizleri buzağıya ibadet etmekten tövbe etmeye muvaffak kılmasıdır. İşte bu nimeti de anın. Zira Musa -aleyhisselam- size: "Şüphesiz ki buzağıyı ibadet ettiğiniz bir ilah edinmekle nefislerinize zulmettiniz" dedi. Haydi sizi yaratan ve yoktan var eden yaratıcınıza tövbe edin, O'na dönün. Bu tövbe sizden birilerinin diğerlerini öldürmesiyle gerçekleşir. Bu tövbe sizin için, cehennemde ebedî kalmaya sebebiyet verecek küfürde devam etmekten daha hayırlıdır. Bu (tövbeyi) Allah'ın muvaffak kılması ve yardımı sayesinde ettiniz. O da sizin tövbenizi kabul etti. Çünkü O, tövbeleri çokça kabul eden, kullarına karşı merhametli olandır.
Tafsiran larabci:
وَإِذۡ قُلۡتُمۡ يَٰمُوسَىٰ لَن نُّؤۡمِنَ لَكَ حَتَّىٰ نَرَى ٱللَّهَ جَهۡرَةٗ فَأَخَذَتۡكُمُ ٱلصَّٰعِقَةُ وَأَنتُمۡ تَنظُرُونَ
Musa -aleyhisselam-'la babalarınızın cüretle konuşup, ona söylediklerini hatırlayın. Onlar şöyle demişlerdi: "Bizden gizli olmadan aleni olarak Allah'ı görene kadar sana iman etmeyeceğiz". Bunun akabinde yakıcı ateş sizi alıverdi. Sizden bazısı diğerlerine bakıverirken sizi öldürdü.
Tafsiran larabci:
ثُمَّ بَعَثۡنَٰكُم مِّنۢ بَعۡدِ مَوۡتِكُمۡ لَعَلَّكُمۡ تَشۡكُرُونَ
Sonra ölümünüzün ardından sizi tekrar dirilttik. Umulur ki size vermiş olduğu nimetinden dolayı Allah'a şükredersiniz.
Tafsiran larabci:
وَظَلَّلۡنَا عَلَيۡكُمُ ٱلۡغَمَامَ وَأَنزَلۡنَا عَلَيۡكُمُ ٱلۡمَنَّ وَٱلسَّلۡوَىٰۖ كُلُواْ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقۡنَٰكُمۡۚ وَمَا ظَلَمُونَا وَلَٰكِن كَانُوٓاْ أَنفُسَهُمۡ يَظۡلِمُونَ
Size bahşetmiş olduğumuz nimetlerimizden bir tanesi de; yeryüzünde yolunuzu kaybettiğinizde, güneşin sıcaklığından koruması için size bulut gönderdik. Size indirmiş olduğumuz nimetlerimizden bir diğeri de bal gibi tatlı içecek ve eti lezzetli olup bıldırcına benzeyen küçük kuştur. Size rızık olarak verdiğimiz güzel şeylerden yiyin dedik. Onların bu nimetlere nankörlük edip inkâr etmeleri bizden bir şey eksiltmedi. Ancak (bu nimetlerin) sevaplarından alacakları paylarını azaltarak ve azaba maruz bırakarak kendi nefislerine zulmettiler.
Tafsiran larabci:
daga cikin fa'idodin Ayoyin wannan shafi:
• عِظَمُ نعم الله وكثرتها على بني إسرائيل، ومع هذا لم تزدهم إلا تكبُّرًا وعنادًا.
Yüce Allah'ın İsrailoğulları'na bahşetmiş olduğu nimetleri pek çok ve bir o kadar da büyüktür. Ne var ki; kendilerine verilen bu nimetler, onların kibir ve inatlarını arttırmıştır.

• سَعَةُ حِلم الله تعالى ورحمته بعباده، وإن عظمت ذنوبهم.
Kulların işledikleri günahlar ne kadar büyük olursa olsun, Allah Teâlâ'nın onlara karşı hoşgörü ve şefkati çok geniş ve kapsayıcıdır.

• الوحي هو الفَيْصَلُ بين الحق والباطل.
Vahiy, hak ile batılın arasını ayıran keskin hükümdür.

 
Fassarar Ma'anoni Sura: Al'bakara
Teburin Jerin Sunayen Surori Lambar shafi
 
Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma - Teburin Bayani kan wasu Fassarori

Wanda aka buga a Cibiyar Tafsiri da karatuttukan AlƘur'ani.

Rufewa