Check out the new design

Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma * - Teburin Bayani kan wasu Fassarori


Fassarar Ma'anoni Sura: Al'furqan   Aya:
وَٱتَّخَذُواْ مِن دُونِهِۦٓ ءَالِهَةٗ لَّا يَخۡلُقُونَ شَيۡـٔٗا وَهُمۡ يُخۡلَقُونَ وَلَا يَمۡلِكُونَ لِأَنفُسِهِمۡ ضَرّٗا وَلَا نَفۡعٗا وَلَا يَمۡلِكُونَ مَوۡتٗا وَلَا حَيَوٰةٗ وَلَا نُشُورٗا
Müşrikler, Allah'ı bırakıp küçük ya da büyük hiçbir şey yaratamayan bilakis kendileri yaratılmış olan ilahlar edindiler. Allah Teâlâ onları yoktan yaratmıştır. Onlar, kendilerinden zararı savamadıkları gibi kendileri için bir fayda da sağlayamazlar. Aynı şekilde onlar, dirileri öldürmeye ve ölüleri diriltip kabirlerinden çıkartmaya da güç yetiremezler.
Tafsiran larabci:
وَقَالَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّآ إِفۡكٌ ٱفۡتَرَىٰهُ وَأَعَانَهُۥ عَلَيۡهِ قَوۡمٌ ءَاخَرُونَۖ فَقَدۡ جَآءُو ظُلۡمٗا وَزُورٗا
Allah'ı ve resulüne iman etmeyip, kafir olanlar: "Bu Kur'an; Muhammed'in bir iftira olarak uydurduğu ve Allah'a nispet ettiği bir yalandan başka bir şey değildir. Bunu uydurmak hususunda başka insanlar da ona yardım etmiştir." dediler. Bu kâfirler; batıl bir söz olarak iftira attılar. Kur'an, Allah'ın kelamıdır. Bir insanın yahut bir cinin, onun bir benzerini getirmesi mümkün değildir.
Tafsiran larabci:
وَقَالُوٓاْ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ ٱكۡتَتَبَهَا فَهِيَ تُمۡلَىٰ عَلَيۡهِ بُكۡرَةٗ وَأَصِيلٗا
Kur'an'ı yalanlayan bu kimseler yine şöyle dediler: "Kur'an; Muhammed'in öncekilerden aktardığı, masallardır ve bu; (Kur'an) gündüzün başında ve sonunda ona okunmaktadır." dediler.
Tafsiran larabci:
قُلۡ أَنزَلَهُ ٱلَّذِي يَعۡلَمُ ٱلسِّرَّ فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۚ إِنَّهُۥ كَانَ غَفُورٗا رَّحِيمٗا
Ey Resul! O yalanlayanlara de ki: "Kur'an'ı, göklerde ve yerdeki her şeyi bilen Yüce Allah indirmiştir. O, sizin iddia ettiğiniz gibi uydurulmuş değildir." Ardından Yüce Allah, onları tövbeye davet ederek şöyle buyurmuştur: "Allah, kullarından tövbe edenleri çokça bağışlayandır, onlara karşı çokça merhametlidir."
Tafsiran larabci:
وَقَالُواْ مَالِ هَٰذَا ٱلرَّسُولِ يَأۡكُلُ ٱلطَّعَامَ وَيَمۡشِي فِي ٱلۡأَسۡوَاقِ لَوۡلَآ أُنزِلَ إِلَيۡهِ مَلَكٞ فَيَكُونَ مَعَهُۥ نَذِيرًا
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yalanlayan müşrikler şöyle dediler: "Diğer insanlar gibi yemek yiyen ve çarşılarda geçineceği ihtiyacını temin etmek için dolaşan ve kendisinin Allah tarafından gönderilmiş bir peygamber olduğunu iddia eden bu kimse nasıl bir peygamber olabilir? Allah, bu peygamber ile birlikte ona yardım edecek ve onu doğrulayacak bir melek indirmeli değil miydi?"
Tafsiran larabci:
أَوۡ يُلۡقَىٰٓ إِلَيۡهِ كَنزٌ أَوۡ تَكُونُ لَهُۥ جَنَّةٞ يَأۡكُلُ مِنۡهَاۚ وَقَالَ ٱلظَّٰلِمُونَ إِن تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلٗا مَّسۡحُورًا
"Yahut kendisine gökten bir hazine verilmeli veya mahsullerinden yiyeceği bir bahçesi olmalıydı. Böylece rızkını talep etmek için çarşı pazarda dolaşmaya ihtiyaç duymazdı." (Ayrıca) o zalimler (müminlere): "Ey Müminler! Siz, ancak büyü sebebi ile aklına yenik düşmüş bir adama uymaktasınız!" dediler.
Tafsiran larabci:
ٱنظُرۡ كَيۡفَ ضَرَبُواْ لَكَ ٱلۡأَمۡثَٰلَ فَضَلُّواْ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ سَبِيلٗا
Ey Resul! Onların seni asılsız vasıflarla nasıl vasfettiklerine şaşkınlıkla bir bak! Onlar (Senin hakkında); büyücü, deli ve cinli dediler. Bu sebeple haktan saptılar. Onlar, hidayet yoluna tutunmaya ve senin doğruluğunu ve eminliğini karalamaya asla güç yetiremeyeceklerdir.
Tafsiran larabci:
تَبَارَكَ ٱلَّذِيٓ إِن شَآءَ جَعَلَ لَكَ خَيۡرٗا مِّن ذَٰلِكَ جَنَّٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ وَيَجۡعَل لَّكَ قُصُورَۢا
Dilerse sana onların sana teklif ettiklerinden daha iyisini, dünyada ağaçları ve saraylarının altından ırmaklar akan bahçeleri verecek olan Yüce Allah çok yücedir. Böylece sen o bahçelerin ağaçlarının meyvelerinden yersin. Sana ihsan etmiş olduğu saraylarda ise oturursun.
Tafsiran larabci:
بَلۡ كَذَّبُواْ بِٱلسَّاعَةِۖ وَأَعۡتَدۡنَا لِمَن كَذَّبَ بِٱلسَّاعَةِ سَعِيرًا
Onlardan ne hakkı talep ettiklerine ve ne de delilleri aradıklarına dair sözler sadır olmuştur. Aksine onlardan hasıl olan şey; kıyamet gününü yalanlamalarıdır. Biz de kıyamet gününü yalanlayan kimseler için alevi şiddetli olan büyük bir ateş hazırladık.
Tafsiran larabci:
daga cikin fa'idodin Ayoyin wannan shafi:
• اتصاف الإله الحق بالخلق والنفع والإماتة والإحياء، وعجز الأصنام عن كل ذلك.
Ayetlerde Hak ilah olan Allah Teâlâ; yaratma, fayda verme, öldürme ve diriltme ile vasfedilmiş; putların ise bunları yapmaktan aciz oldukları beyan edilmiştir.

• إثبات صفتي المغفرة والرحمة لله.
Yüce Allah için mağfiret ve rahmet sıfatlarının ispatı vardır.

• الرسالة لا تستلزم انتفاء البشرية عن الرسول.
Bir kimsenin peygamberlik görevi ile görevlendirilmesi; o kimsenin insan olmamasını gerekli kılmaz.

• تواضع النبي صلى الله عليه وسلم حيث يعيش كما يعيش الناس.
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in mütevaziliği beyan edilmiştir. Öyle ki, insanların yaşadığı gibi yaşamıştır.

 
Fassarar Ma'anoni Sura: Al'furqan
Teburin Jerin Sunayen Surori Lambar shafi
 
Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma - Teburin Bayani kan wasu Fassarori

Wanda aka buga a Cibiyar Tafsiri da karatuttukan AlƘur'ani.

Rufewa