Check out the new design

Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma * - Teburin Bayani kan wasu Fassarori


Fassarar Ma'anoni Sura: Qaaf   Aya:
وَلَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ وَنَعۡلَمُ مَا تُوَسۡوِسُ بِهِۦ نَفۡسُهُۥۖ وَنَحۡنُ أَقۡرَبُ إِلَيۡهِ مِنۡ حَبۡلِ ٱلۡوَرِيدِ
Ant olsun, insanı biz yarattık ve biz, nefsinin kendisine fısıldadığı düşünceleri biliriz. Biz ona kalbe bağlı olan ve boynunda bulunan damardan/şah damarından daha yakınız.
Tafsiran larabci:
إِذۡ يَتَلَقَّى ٱلۡمُتَلَقِّيَانِ عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ قَعِيدٞ
Biri sağında ve diğeri solunda olmak üzere oturan iki melek insanın amellerini yazmaktadırlar.
Tafsiran larabci:
مَّا يَلۡفِظُ مِن قَوۡلٍ إِلَّا لَدَيۡهِ رَقِيبٌ عَتِيدٞ
İnsan bir söz söylediğinde yanında bulunup onu gözetleyen melek onun söylediklerini yazmaya hazırdır.
Tafsiran larabci:
وَجَآءَتۡ سَكۡرَةُ ٱلۡمَوۡتِ بِٱلۡحَقِّۖ ذَٰلِكَ مَا كُنتَ مِنۡهُ تَحِيدُ
İnsanın kendisinden kaçacağı yeri olmayan ölümün şiddetli hali gerçekten gelir de insana; "-Ey gafil insan!- İşte bu; senin erteleyip durduğun ve kendisinden kaçtığın şeydir." denir.
Tafsiran larabci:
وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِۚ ذَٰلِكَ يَوۡمُ ٱلۡوَعِيدِ
Sûr'a üflemek ile görevli kılınmış olan melek, o Sûr'a ikinci kez üflediğinde işte o gün kıyamet günüdür. O gün, kâfirler ve âsiler için azap günüdür.
Tafsiran larabci:
وَجَآءَتۡ كُلُّ نَفۡسٖ مَّعَهَا سَآئِقٞ وَشَهِيدٞ
Her kişi yanında biri sevk edici/sürücü ve diğeri amellerine şahitlik eden olmak üzere iki melek ile gelir.
Tafsiran larabci:
لَّقَدۡ كُنتَ فِي غَفۡلَةٖ مِّنۡ هَٰذَا فَكَشَفۡنَا عَنكَ غِطَآءَكَ فَبَصَرُكَ ٱلۡيَوۡمَ حَدِيدٞ
Sürülüp götürülen bu insana şöyle denir: "İstek ve arzularının seni aldatması sebebi ile sen dünyada iken bugün hakkında gaflette idin. Artık açıkça müşahede ettiğin azap ve sıkıntı ile senin üzerindeki gafleti kaldırdık. Daha önce kendisi hakkında gaflette olduğun şeyleri görmede gözlerin ise oldukça keskindir."
Tafsiran larabci:
وَقَالَ قَرِينُهُۥ هَٰذَا مَا لَدَيَّ عَتِيدٌ
Onunla beraber olan görevli melek şöyle der: "Yanımda olan kimsenin ameli ne bir eksik ve ne de bir fazladır."
Tafsiran larabci:
أَلۡقِيَا فِي جَهَنَّمَ كُلَّ كَفَّارٍ عَنِيدٖ
Allah Teâlâ, biri sevk edici/sürücü ve diğeri şahitlik eden olmak üzere iki meleğe şöyle buyurur: "Haydi ikiniz hakkı inkâr eden her inatçı kâfiri cehenneme atın."
Tafsiran larabci:
مَّنَّاعٖ لِّلۡخَيۡرِ مُعۡتَدٖ مُّرِيبٍ
Allah Teâlâ'nın farz kıldığı hakkı çokça engelleyen, Allah'ın koyduğu sınırları çiğneyen ve Yüce Allah'ın vaat ve tehdit olarak haber verdiği şeylerde şüphe eden kimseyi cehenneme atın.
Tafsiran larabci:
ٱلَّذِي جَعَلَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَ فَأَلۡقِيَاهُ فِي ٱلۡعَذَابِ ٱلشَّدِيدِ
(O iki meleğe;) "İbadette Allah ile birlikte başka bir ilah/mabut edineni şiddetli azaba atın." denir.
Tafsiran larabci:
۞ قَالَ قَرِينُهُۥ رَبَّنَا مَآ أَطۡغَيۡتُهُۥ وَلَٰكِن كَانَ فِي ضَلَٰلِۭ بَعِيدٖ
Şeytanlardan olan arkadaşı ondan beri olduğunu söyleyerek der ki: "Rabbimiz! Onu ben saptırmadım. Fakat o, haktan çok uzak bir sapıklık içinde idi."
Tafsiran larabci:
قَالَ لَا تَخۡتَصِمُواْ لَدَيَّ وَقَدۡ قَدَّمۡتُ إِلَيۡكُم بِٱلۡوَعِيدِ
Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Benim yanımda çekişmeyin. Zira bunun bir faydası yoktur. Şüphesiz ben, sizler dünyada iken sizlere beni inkâr eden ve bana isyan edenler için olan şiddetli azabımı peygamberlerim ile haber vermiştim."
Tafsiran larabci:
مَا يُبَدَّلُ ٱلۡقَوۡلُ لَدَيَّ وَمَآ أَنَا۠ بِظَلَّٰمٖ لِّلۡعَبِيدِ
Benim huzurumda söz değiştirilmez. Sözümden dönülmez. Ben, ne iyiliklerini eksilterek ve ne de kötülüklerini artırarak kullara zulmetmem. Bilakis onlara amellerine göre karşılık veririm.
Tafsiran larabci:
يَوۡمَ نَقُولُ لِجَهَنَّمَ هَلِ ٱمۡتَلَأۡتِ وَتَقُولُ هَلۡ مِن مَّزِيدٖ
O gün, cehenneme şöyle deriz: "Sana atılan kâfirler ve isyankârlar ile doldun mu?" Daha fazlasını isteyerek ve Rabbi için kızarak; O da Rabbine şöyle cevap verir: "Daha var mı?"
Tafsiran larabci:
وَأُزۡلِفَتِ ٱلۡجَنَّةُ لِلۡمُتَّقِينَ غَيۡرَ بَعِيدٍ
Emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınarak Rablerinden sakınanlar için cennet yakınlaştırılmıştır. Onlar, kendilerinden uzakta olmayacak şekilde orada bulunan nimetleri müşahede ederler.
Tafsiran larabci:
هَٰذَا مَا تُوعَدُونَ لِكُلِّ أَوَّابٍ حَفِيظٖ
Onlara şöyle denir: "Bu; tövbe ederek Rabbine dönen ve Rabbinin kendilerini sorumlu kıldığı şeyleri yerine getiren her kişi için Allah tarafından vadolunandır."
Tafsiran larabci:
مَّنۡ خَشِيَ ٱلرَّحۡمَٰنَ بِٱلۡغَيۡبِ وَجَآءَ بِقَلۡبٖ مُّنِيبٍ
Kendisini Yüce Allah'tan başka hiç kimsenin görmediği (gizli) hallerde dahi Rabbinden korkan ve selim bir kalp ile Rabbine çokça yönelen kimseler içindir.
Tafsiran larabci:
ٱدۡخُلُوهَا بِسَلَٰمٖۖ ذَٰلِكَ يَوۡمُ ٱلۡخُلُودِ
Onlara şöyle denir: "Hoşlanmadığınız şeylerden selamette (güvende) olduğunuz bir halde cennete girin. İşte bugün, kendisinden sonra yokluğun olmadığı ebedî kalış günüdür."
Tafsiran larabci:
لَهُم مَّا يَشَآءُونَ فِيهَا وَلَدَيۡنَا مَزِيدٞ
Onlar için orada bitmek tükenmek bilmeyen nimetlerden diledikleri her şey ve katımızda da daha önce hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve daha önce hiçbir beşerin kalbine düşüncesi gelmemiş olan nimetlerden vardır. İşte Allah Teâlâ'yı görmek de bu nimetlerdendir.
Tafsiran larabci:
daga cikin fa'idodin Ayoyin wannan shafi:
• علم الله بما يخطر في النفوس من خير وشر.
Allah'ın ilminin hayır ve şer olarak nefislerde meydana gelen şeyleri kuşattığı beyan edilmiştir.

• خطورة الغفلة عن الدار الآخرة.
Ahiret diyarı hakkında gaflette olmanın tehlikesi beyan edilmiştir.

• ثبوت صفة العدل لله تعالى.
Allah Teâlâ için adalet sıfatı ispat edilmiştir.

 
Fassarar Ma'anoni Sura: Qaaf
Teburin Jerin Sunayen Surori Lambar shafi
 
Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma - Teburin Bayani kan wasu Fassarori

Wanda aka buga a Cibiyar Tafsiri da karatuttukan AlƘur'ani.

Rufewa