Check out the new design

Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma * - Teburin Bayani kan wasu Fassarori


Fassarar Ma'anoni Sura: Al'kalam   Aya:
إِنَّا بَلَوۡنَٰهُمۡ كَمَا بَلَوۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ إِذۡ أَقۡسَمُواْ لَيَصۡرِمُنَّهَا مُصۡبِحِينَ
Meyvelerden fakirlerin yememesi için bahçelerinin meyvelerini sabah vakti alelacele toplayacaklarına dair yemin eden bahçe sahiplerini imtihan ettiğimiz gibi, o müşrikleri de kıtlık ve açlıkla imtihan ettik.
Tafsiran larabci:
وَلَا يَسۡتَثۡنُونَ
Ettikleri yeminlerinde (inşallah) diyerek bir istisna da yapmıyorlardı.
Tafsiran larabci:
فَطَافَ عَلَيۡهَا طَآئِفٞ مِّن رَّبِّكَ وَهُمۡ نَآئِمُونَ
Allah Teâlâ da onlara bir ateş gönderdi. Sahiplerinin uykuda olduğu esnada bahçelerini yutuveren o ateşi uzaklaştıramadılar.
Tafsiran larabci:
فَأَصۡبَحَتۡ كَٱلصَّرِيمِ
Bahçeleri bir anda kapkaranlık gece gibi simsiyah oldu.
Tafsiran larabci:
فَتَنَادَوۡاْ مُصۡبِحِينَ
Sabah vakti birbirlerine seslendiler.
Tafsiran larabci:
أَنِ ٱغۡدُواْ عَلَىٰ حَرۡثِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰرِمِينَ
Şöyle diyorlardı: "Eğer meyveleri toplayacaksanız fakirler gelmeden, mahsulünüz için bir an önce yola çıkın.''
Tafsiran larabci:
فَٱنطَلَقُواْ وَهُمۡ يَتَخَٰفَتُونَ
Birbiriyle kısık bir sesle konuşarak alelacele mahsullerinin yanına gittiler.
Tafsiran larabci:
أَن لَّا يَدۡخُلَنَّهَا ٱلۡيَوۡمَ عَلَيۡكُم مِّسۡكِينٞ
Birbirlerine şöyle diyorlardı: “Bahçede sizin yanınıza hiçbir fakir kesinlikle girmesin.''
Tafsiran larabci:
وَغَدَوۡاْ عَلَىٰ حَرۡدٖ قَٰدِرِينَ
Fakirlerin meyvelerinden almalarını engellemek için kararlı bir halde sabahın ilk vaktinde gittiler.
Tafsiran larabci:
فَلَمَّا رَأَوۡهَا قَالُوٓاْ إِنَّا لَضَآلُّونَ
Bahçeyi yanmış olarak gördüklerinde birbirlerine şöyle dediler: “Biz bahçenin yolunu şaşırdık.”
Tafsiran larabci:
بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ
Bilakis, fakirleri engellemeye dair bizden sadır olan karardan ötürü bahçenin meyvelerini toplamaktan mahrum bırakıldık.
Tafsiran larabci:
قَالَ أَوۡسَطُهُمۡ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ لَوۡلَا تُسَبِّحُونَ
Aralarından en iyi olanı dedi ki: "Yoksulları mahsulden mahrum etme kararını verdiğiniz zaman size; Allah’ı tespih edip, O'na tövbe etmeyecek misiniz demedim mi?"
Tafsiran larabci:
قَالُواْ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ
Dediler ki: “Rabbimiz! Seni tenzih ederiz. Şüphesiz biz, bahçelerimizin meyvelerinden yoksulları mahrum etmeye karar verdiğimizde, kendi nefislerimize zulmeden zalim kimselerdendik.”
Tafsiran larabci:
فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَلَٰوَمُونَ
Sonra da birbirlerini kınamaya başladılar.
Tafsiran larabci:
قَالُواْ يَٰوَيۡلَنَآ إِنَّا كُنَّا طَٰغِينَ
Pişmanlık içinde şöyle dediler: ''Yazıklar olsun bizlere! Yoksulları haklarından mahrum bırakmamız sebebiyle biz haddi aşmış kimselerdik.''
Tafsiran larabci:
عَسَىٰ رَبُّنَآ أَن يُبۡدِلَنَا خَيۡرٗا مِّنۡهَآ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا رَٰغِبُونَ
Umulur ki, Rabbimiz bize bu bahçeden daha hayırlısını verir. Biz, bir tek Rabbimizi arzuluyor, O'ndan bağışlanma diliyor ve O'ndan hayır istiyoruz.
Tafsiran larabci:
كَذَٰلِكَ ٱلۡعَذَابُۖ وَلَعَذَابُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَكۡبَرُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ
İşte böyle, rızıktan mahrum bırakan azap gibi, bize asi olanlara azap ederiz. Elbette ahiret azabı daha büyüktür. O azabın şiddetini ve devamlılığını keşke biliyor olsalardı.
Tafsiran larabci:
إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمۡ جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ
Şüphesiz emirlerini yerine getirip, yasaklarından sakınarak Allah’a karşı takvalı olanlar için Rablerinin katında, içinde bolluğun olduğu nimetleri hiç kesilmeyen cennetler vardır.
Tafsiran larabci:
أَفَنَجۡعَلُ ٱلۡمُسۡلِمِينَ كَٱلۡمُجۡرِمِينَ
Mekke halkından müşriklerin iddia ettikleri gibi, ceza verirken hiç Müslümanlarla kâfirleri bir tutar mıyız?
Tafsiran larabci:
مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ
-Ey müşrikler!- Size ne oluyor da bu adaletsiz çarpık hükmü veriyorsunuz?
Tafsiran larabci:
أَمۡ لَكُمۡ كِتَٰبٞ فِيهِ تَدۡرُسُونَ
Yoksa sizin, içinde itaat edenlerin ve günahkârların eşit olduğunu okuduğunuz bir kitabınız mı var?
Tafsiran larabci:
إِنَّ لَكُمۡ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ
Bu kitapta, ahirette kendiniz için beğenip seçtiğiniz şeyler mi yazılı?
Tafsiran larabci:
أَمۡ لَكُمۡ أَيۡمَٰنٌ عَلَيۡنَا بَٰلِغَةٌ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ إِنَّ لَكُمۡ لَمَا تَحۡكُمُونَ
Yoksa kendiniz için ne hüküm verirseniz size verilecektir diye yeminlerle pekiştirilmiş olarak size verdiğimiz sözlerimiz mi var?
Tafsiran larabci:
سَلۡهُمۡ أَيُّهُم بِذَٰلِكَ زَعِيمٌ
-Ey Peygamber!- Bunu söyleyenlere hangisinin bunu savunacağını sor?
Tafsiran larabci:
أَمۡ لَهُمۡ شُرَكَآءُ فَلۡيَأۡتُواْ بِشُرَكَآئِهِمۡ إِن كَانُواْ صَٰدِقِينَ
Yoksa onların Müminlere verilecek karşılığın aynısını kendilerine de verecek Allah’tan başka ortakları mı var? Onların Müminlere verilecek karşılığın aynısının kendilerine de vereceği hakkında ileri sürdükleri iddiaları doğru ise; haydi ortaklarını çağırıp, getirsinler bakalım.
Tafsiran larabci:
يَوۡمَ يُكۡشَفُ عَن سَاقٖ وَيُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ
Kıyamet günü korku ve dehşet ortaya çıkar. Rabbimiz baldırını açar ve insanlar secde etmeye çağırılırlar. Müminler secde eder, fakat kâfirler ve münafıklar öylece kalıp, secde etmeye güç yetiremezler.
Tafsiran larabci:
daga cikin fa'idodin Ayoyin wannan shafi:
• منع حق الفقير سبب في هلاك المال.
Fakirlerin haklarını vermeyip, yerine getirmemek servetin yok olmasına sebep olur.

• تعجيل العقوبة في الدنيا من إرادة الخير بالعبد ليتوب ويرجع.
Cezalandırmanın dünyada erkenden verilmesi, kulun tövbe etmesi ve günahından dönmesi adına onun iyiliğinin murat edilmesindendir.

• لا يستوي المؤمن والكافر في الجزاء، كما لا تستوي صفاتهما.
Mümin ve kâfirlerin vasıfları eşit olmadığı gibi görecekleri karşılık da eşit değildir.

 
Fassarar Ma'anoni Sura: Al'kalam
Teburin Jerin Sunayen Surori Lambar shafi
 
Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma - Teburin Bayani kan wasu Fassarori

Wanda aka buga a Cibiyar Tafsiri da karatuttukan AlƘur'ani.

Rufewa