ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌ߬ߘߊ߬ߟߌ ߝߐߘߊ ߘߏ߫ ߤߌߖߙߌ߫ ߖߡߊ߬ߣߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫ - ߞߐߜߍ ߝߙߍߕߍ 267 - ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߔߘߋߞߎ

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 91

ٱلَّذِينَ جَعَلُواْ ٱلۡقُرۡءَانَ عِضِينَ

Kur’an’ı parça parça ayırdılar ve şöyle dediler: "Bu sihirdir, kehanettir ve yahut şiirdir.''

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 92

فَوَرَبِّكَ لَنَسۡـَٔلَنَّهُمۡ أَجۡمَعِينَ

-Ey Peygamber!- Rabbine yemin olsun ki, kıyamet gününde Kur’an’ı parça parça bölenlerin hepsine hesap soracağız.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 93

عَمَّا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ

Elbette dünyada yaptıkları küfür/inkâr ve günahların hesabını soracağız.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 94

فَٱصۡدَعۡ بِمَا تُؤۡمَرُ وَأَعۡرِضۡ عَنِ ٱلۡمُشۡرِكِينَ

-Ey peygamber!- Artık sen, Allah’ın kendisine çağırmanı emrettiği şeyi ilan et ve müşriklerin söylediklerine de, yaptıklarına da aldırma.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 95

إِنَّا كَفَيۡنَٰكَ ٱلۡمُسۡتَهۡزِءِينَ

Onlardan korkma! Seninle alay eden Kureyş’in kâfir önderlerinin tuzaklarına karşı muhakkak biz sana yeteriz.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 96

ٱلَّذِينَ يَجۡعَلُونَ مَعَ ٱللَّهِ إِلَٰهًا ءَاخَرَۚ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ

Allah ile birlikte başka mabutlar (ibadet edilen batıl ilahlar) edinenler bu işledikleri kötü şirkin sonunun ne olduğunu bilip, anlayacaklar.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 97

وَلَقَدۡ نَعۡلَمُ أَنَّكَ يَضِيقُ صَدۡرُكَ بِمَا يَقُولُونَ

-Ey Peygamber!- Şüphesiz bizler, onların seni yalanlayıp seninle alay etmelerinden dolayı içinin daraldığını biliyoruz.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 98

فَسَبِّحۡ بِحَمۡدِ رَبِّكَ وَكُن مِّنَ ٱلسَّٰجِدِينَ

Öyleyse Allah’a layık olmayan şeylerden O'nu tenzih ederek ve mükemmel sıfatlarıyla sena ederek sığın. Yüce Allah'a ibadet edenlerden, O'nun için namaz kılanlardan ol! İşte senin içinin daralmasının ilacı/çaresi budur.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 99

وَٱعۡبُدۡ رَبَّكَ حَتَّىٰ يَأۡتِيَكَ ٱلۡيَقِينُ

Rabbine ibadet etmeye devam et ve ölüm sana gelinceye dek, hayatta olduğun sürece bu hal üzerine kalmayı sürdür.

ߟߝߊߙߌ ߟߎ߫ ߢߊ߬ߕߣߐ ߘߏ߫ ߞߐߜߍ ߣߌ߲߬ ߞߊ߲߬:

• عناية الله ورعايته بصَوْن النبي صلى الله عليه وسلم وحمايته من أذى المشركين.

Allah, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i koruyarak yardım etmiş, desteklemiş ve müşriklerin eziyetlerine karşı onu himaye etmiştir.

• التسبيح والتحميد والصلاة علاج الهموم والأحزان، وطريق الخروج من الأزمات والمآزق والكروب.

Allah’ı tespih etmek, O'na hamt etmek ve namaz kılmak kaygı ve üzüntülerin ilacıdır. Kriz, darlık ve kederlerden çıkış yoludur.

• المسلم مطالب على سبيل الفرضية بالعبادة التي هي الصلاة على الدوام حتى يأتيه الموت، ما لم يغلب الغشيان أو فقد الذاكرة على عقله.

Müslüman kimseden, baygınlık geçirmediği veya hafızasını kaybetmediği sürece, ölüm ona gelinceye dek farz kılınmış olan namaz ibadetini devamlı surette yerine getirmesi istenir.

• سمى الله الوحي روحًا؛ لأنه تحيا به النفوس.

Nefislerin onunla hayat bulması sebebiyle Yüce Allah vahyi, “Ruh” olarak isimlendirmiştir.

• مَلَّكَنا الله تعالى الأنعام والدواب وذَلَّلها لنا، وأباح لنا تسخيرها والانتفاع بها؛ رحمة منه تعالى بنا.

Allah Teâlâ, binek ve sürü hayvanlarını bizlere vererek onları bizim hizmetimize sundu. Bize rahmet ederek onları emrimiz altında kullanmayı ve onlardan faydalanmayı bizlere mübah kıldı.