ترجمهٔ معانی قرآن کریم - ترجمه ى تركى - مركز رواد ترجمه * - لیست ترجمه ها

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

ترجمهٔ معانی سوره: سوره نوح   آیه:

Sûretu'n-Nûh

إِنَّآ أَرۡسَلۡنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوۡمِهِۦٓ أَنۡ أَنذِرۡ قَوۡمَكَ مِن قَبۡلِ أَن يَأۡتِيَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٞ
Şüphesiz biz Nûh’u kavmine; “Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar!” diye gönderdik.
تفسیرهای عربی:
قَالَ يَٰقَوۡمِ إِنِّي لَكُمۡ نَذِيرٞ مُّبِينٌ
Dedi ki: "Ey kavmim! Ben, sizin için açık bir uyarıcıyım.''
تفسیرهای عربی:
أَنِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ وَٱتَّقُوهُ وَأَطِيعُونِ
"Allah’a ibadet edin, ondan sakının ve bana itaat edin.''
تفسیرهای عربی:
يَغۡفِرۡ لَكُم مِّن ذُنُوبِكُمۡ وَيُؤَخِّرۡكُمۡ إِلَىٰٓ أَجَلٖ مُّسَمًّىۚ إِنَّ أَجَلَ ٱللَّهِ إِذَا جَآءَ لَا يُؤَخَّرُۚ لَوۡ كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Ta ki günahlarımızdan bir kısmını mağfiret buyursun ve sizi belli bir süreye kadar geciktirsin. Şüphesiz ki Allah’ın takdir ettiği vakit geldi mi geri bırakılmaz. Keşke bilseydiniz.
تفسیرهای عربی:
قَالَ رَبِّ إِنِّي دَعَوۡتُ قَوۡمِي لَيۡلٗا وَنَهَارٗا
Dedi ki: “Rabbim! Ben kavmimi gece gündüz davet ettim.''
تفسیرهای عربی:
فَلَمۡ يَزِدۡهُمۡ دُعَآءِيٓ إِلَّا فِرَارٗا
"Davetim onların kaçmasından başka bir şeyi artırmadı."
تفسیرهای عربی:
وَإِنِّي كُلَّمَا دَعَوۡتُهُمۡ لِتَغۡفِرَ لَهُمۡ جَعَلُوٓاْ أَصَٰبِعَهُمۡ فِيٓ ءَاذَانِهِمۡ وَٱسۡتَغۡشَوۡاْ ثِيَابَهُمۡ وَأَصَرُّواْ وَٱسۡتَكۡبَرُواْ ٱسۡتِكۡبَارٗا
Doğrusu ben onları bağışlaman için her davet edişimde, onlar parmaklarını kulaklarına tıkadılar, örtülerini başlarına çektiler, direttiler ve kibirlendikçe kibirlendiler.
تفسیرهای عربی:
ثُمَّ إِنِّي دَعَوۡتُهُمۡ جِهَارٗا
Sonra, ben onları açıktan açığa davet ettim.
تفسیرهای عربی:
ثُمَّ إِنِّيٓ أَعۡلَنتُ لَهُمۡ وَأَسۡرَرۡتُ لَهُمۡ إِسۡرَارٗا
Sonra onları açıktan açığa da, gizli gizli de davet ettim.
تفسیرهای عربی:
فَقُلۡتُ ٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ إِنَّهُۥ كَانَ غَفَّارٗا
Onlara dedim ki: "Rabbinizden bağışlanma dileyin. Çünkü O, çok bağışlayıcıdır.''
تفسیرهای عربی:
يُرۡسِلِ ٱلسَّمَآءَ عَلَيۡكُم مِّدۡرَارٗا
Gökten size bol bol yağmur yağdırsın.
تفسیرهای عربی:
وَيُمۡدِدۡكُم بِأَمۡوَٰلٖ وَبَنِينَ وَيَجۡعَل لَّكُمۡ جَنَّٰتٖ وَيَجۡعَل لَّكُمۡ أَنۡهَٰرٗا
Sizi, mallar ve oğullarla desteklesin; sizin için bahçeler var etsin, ırmaklar akıtsın.
تفسیرهای عربی:
مَّا لَكُمۡ لَا تَرۡجُونَ لِلَّهِ وَقَارٗا
Size ne oluyor da Allah için bir vakar (saygınlık, büyüklük) ummuyorsunuz?
تفسیرهای عربی:
وَقَدۡ خَلَقَكُمۡ أَطۡوَارًا
Oysa O, sizi aşamalar halinde yarattı.
تفسیرهای عربی:
أَلَمۡ تَرَوۡاْ كَيۡفَ خَلَقَ ٱللَّهُ سَبۡعَ سَمَٰوَٰتٖ طِبَاقٗا
Allah’ın yedi göğü kat kat nasıl yarattığını görmüyor musunuz?
تفسیرهای عربی:
وَجَعَلَ ٱلۡقَمَرَ فِيهِنَّ نُورٗا وَجَعَلَ ٱلشَّمۡسَ سِرَاجٗا
Onların içinde Ay’a bir ışık vermiş, Güneş'i de bir kandil yapmıştır.
تفسیرهای عربی:
وَٱللَّهُ أَنۢبَتَكُم مِّنَ ٱلۡأَرۡضِ نَبَاتٗا
Allah sizi bir bitki gibi topraktan bitirmiştir.
تفسیرهای عربی:
ثُمَّ يُعِيدُكُمۡ فِيهَا وَيُخۡرِجُكُمۡ إِخۡرَاجٗا
Sonra sizi oraya geri döndürecek ve tekrar oradan çıkaracaktır.
تفسیرهای عربی:
وَٱللَّهُ جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ بِسَاطٗا
Allah sizin için yeryüzünü bir döşek kıldı.
تفسیرهای عربی:
لِّتَسۡلُكُواْ مِنۡهَا سُبُلٗا فِجَاجٗا
Geniş yollarında gezip dolaşmanız için.
تفسیرهای عربی:
قَالَ نُوحٞ رَّبِّ إِنَّهُمۡ عَصَوۡنِي وَٱتَّبَعُواْ مَن لَّمۡ يَزِدۡهُ مَالُهُۥ وَوَلَدُهُۥٓ إِلَّا خَسَارٗا
Nûh: "Rabbim! Onlar bana isyan ettiler. Malı ve evladı kendisine hüsrandan başka bir şey artırmayan kimseye uyup, tabi oldular." dedi.
تفسیرهای عربی:
وَمَكَرُواْ مَكۡرٗا كُبَّارٗا
"Ve büyük bir tuzak kurdular.''
تفسیرهای عربی:
وَقَالُواْ لَا تَذَرُنَّ ءَالِهَتَكُمۡ وَلَا تَذَرُنَّ وَدّٗا وَلَا سُوَاعٗا وَلَا يَغُوثَ وَيَعُوقَ وَنَسۡرٗا
Ve; "Sakın ilahlarınızı bırakmayın! Sakın Ved’i, Suvâ’yı, Yeğûs’u, Yeûk’u ve Nesr’i bırakmayın!" dediler.
تفسیرهای عربی:
وَقَدۡ أَضَلُّواْ كَثِيرٗاۖ وَلَا تَزِدِ ٱلظَّٰلِمِينَ إِلَّا ضَلَٰلٗا
Birçoklarını saptırdılar. Sen de o zalimlerin sapıklıklarından başka bir şeylerini artırma.
تفسیرهای عربی:
مِّمَّا خَطِيٓـَٰٔتِهِمۡ أُغۡرِقُواْ فَأُدۡخِلُواْ نَارٗا فَلَمۡ يَجِدُواْ لَهُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ أَنصَارٗا
Günahlarından dolayı suda boğuldular ve ateşe atıldılar. Kendilerine Allah dışında bir yardımcı da bulamadılar.
تفسیرهای عربی:
وَقَالَ نُوحٞ رَّبِّ لَا تَذَرۡ عَلَى ٱلۡأَرۡضِ مِنَ ٱلۡكَٰفِرِينَ دَيَّارًا
Nûh dedi ki: "Rabbim! Yeryüzünde dolaşan tek bir kâfir bile bırakma!''
تفسیرهای عربی:
إِنَّكَ إِن تَذَرۡهُمۡ يُضِلُّواْ عِبَادَكَ وَلَا يَلِدُوٓاْ إِلَّا فَاجِرٗا كَفَّارٗا
"Eğer onları bırakırsan, senin kullarını yoldan çıkarırlar ve yalnızca ahlâksız, kâfir insanlar dünyaya getirirler."
تفسیرهای عربی:
رَّبِّ ٱغۡفِرۡ لِي وَلِوَٰلِدَيَّ وَلِمَن دَخَلَ بَيۡتِيَ مُؤۡمِنٗا وَلِلۡمُؤۡمِنِينَ وَٱلۡمُؤۡمِنَٰتِۖ وَلَا تَزِدِ ٱلظَّٰلِمِينَ إِلَّا تَبَارَۢا
"Rabbim! Beni bağışla! Anamı, babamı ve iman ederek evime giren erkek ve kadın Mü'minleri de. Zalimlerin de ancak helâkini arttır."
تفسیرهای عربی:
 
ترجمهٔ معانی سوره: سوره نوح
فهرست سوره ها شماره صفحه
 
ترجمهٔ معانی قرآن کریم - ترجمه ى تركى - مركز رواد ترجمه - لیست ترجمه ها

ترجمه ى معانى قرآن كريم به زبان تركى. مترجم: تيم مركز رواد ترجمه، با همكارى وب سایت دار الاسلام (www.islamhouse.com) در سال 1440 هجرى قمرى.

بستن