Check out the new design

Kur'an-ı Kerim meal tercümesi - Muhtasar Kur'an-ı Kerim Tefsiri Türkçe Tercümesi * - Mealler fihristi


Anlam tercümesi Sure: Sûratu'l-En'âm   Ayet:
ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمۡۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ خَٰلِقُ كُلِّ شَيۡءٖ فَٱعۡبُدُوهُۚ وَهُوَ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ وَكِيلٞ
-Ey insanlar!- Bu sıfatlarla vasıflanmış olan sizin Rabbinizdir. O'dan başka sizin için bir Rab ve O'ndan başka hak mabut yoktur. O her şeyin yaratıcısıdır. Yalnız O'na ibadet edin. O ibadet edilmeyi hak edendir ve O her şeyi koruyandır.
Arapça tefsirler:
لَّا تُدۡرِكُهُ ٱلۡأَبۡصَٰرُ وَهُوَ يُدۡرِكُ ٱلۡأَبۡصَٰرَۖ وَهُوَ ٱللَّطِيفُ ٱلۡخَبِيرُ
Gözler O'nu kuşatamaz. O -Subhanehu ve Teâlâ- bütün gözleri idrak edip görür ve kuşatır. O, salih kullarına lütfeden ve onlardan hakkıyla haberdar olandır.
Arapça tefsirler:
قَدۡ جَآءَكُم بَصَآئِرُ مِن رَّبِّكُمۡۖ فَمَنۡ أَبۡصَرَ فَلِنَفۡسِهِۦۖ وَمَنۡ عَمِيَ فَعَلَيۡهَاۚ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيۡكُم بِحَفِيظٖ
-Ey insanlar!- Kesinlikle size Rabbinizden apaçık delil ve hüccetler gelmiştir. Her kim bunları idrak edip hakkı anlarsa, faydası kendi lehine döner, kim de kör olup idrak etmez ve itaat etmezse onun zararı yalnız kendisinedir. Ben sizin amellerinizin hesabını tutan başınızda bir gözetleyici değilim. Ancak ben Rabbim tarafından gönderilmiş bir elçiyim. Sizin gözeticiniz olan O'dur.
Arapça tefsirler:
وَكَذَٰلِكَ نُصَرِّفُ ٱلۡأٓيَٰتِ وَلِيَقُولُواْ دَرَسۡتَ وَلِنُبَيِّنَهُۥ لِقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ
Allah'ın kudretini açıklayan delilleri ve burhanları çeşitlendirdiğimiz gibi; vaat, tehdit etme ve öğüt ile ilgili ayetlerimizi de çeşitli şekilde açıklıyoruz. Müşrikler: "Bu vahiy değil. Fakat bunu sen, senden önce gelen ehlikitaptan öğrendin." derler. İnsanlara hakkı açıklamak için Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ümmetinden Mümin olanlara bu ayetleri çeşitlendiririz. Şüphesiz onlar, hakkı kabul edip ve ona tabi olurlar.
Arapça tefsirler:
ٱتَّبِعۡ مَآ أُوحِيَ إِلَيۡكَ مِن رَّبِّكَۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ وَأَعۡرِضۡ عَنِ ٱلۡمُشۡرِكِينَ
-Ey Resul!- Rabbinden sana hak olarak vahyedilene tabi ol. O -Subhanehu ve Teâlâ-'nın kendisinden başka hak yoktur. Kalbini kâfirlerle ve onların inatlarıyla meşgul etme. Onların durumlarını Allah'a bırak.
Arapça tefsirler:
وَلَوۡ شَآءَ ٱللَّهُ مَآ أَشۡرَكُواْۗ وَمَا جَعَلۡنَٰكَ عَلَيۡهِمۡ حَفِيظٗاۖ وَمَآ أَنتَ عَلَيۡهِم بِوَكِيلٖ
Şayet Allah, kendisine başka birisini ortak koşmamalarını dileseydi, O'na hiç bir kimseyi ortak koşamazlardı. -Ey Resul!- Seni onların yapmış oldukları amellerinin hesabını tutan gözetici kılmadık. Seni onlara kayyum da tayin etmedik. Ancak sen bir elçisin ve senin onlara tebliğ etmekten başka bir görevin yoktur.
Arapça tefsirler:
وَلَا تَسُبُّواْ ٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ فَيَسُبُّواْ ٱللَّهَ عَدۡوَۢا بِغَيۡرِ عِلۡمٖۗ كَذَٰلِكَ زَيَّنَّا لِكُلِّ أُمَّةٍ عَمَلَهُمۡ ثُمَّ إِلَىٰ رَبِّهِم مَّرۡجِعُهُمۡ فَيُنَبِّئُهُم بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
-Ey Müminler!- Değersiz olmalarına ve sövülmeyi hak etmelerine rağmen müşriklerin Allah ile birlikte taptıkları putlara sövmeyin ki, müşrikler de haddi aşıp cehaletlerinden dolayı Allah Teâlâ'ya yakışık almayacak sözler söylemesinler. Bunlara üzerinde bulundukları sapıklıkları güzel gösterildiği gibi, her ümmete de hayır ya da şer amellerini güzel gösterdik. Bunun akabinde onlara güzel gösterdiğimiz şeyleri işlediler. Sonra kıyamet gününde Rablerine döndürülürler. Onlara dünyada yaptıklarını haber verecek ve yaptıklarının karşılığını verecektir.
Arapça tefsirler:
وَأَقۡسَمُواْ بِٱللَّهِ جَهۡدَ أَيۡمَٰنِهِمۡ لَئِن جَآءَتۡهُمۡ ءَايَةٞ لَّيُؤۡمِنُنَّ بِهَاۚ قُلۡ إِنَّمَا ٱلۡأٓيَٰتُ عِندَ ٱللَّهِۖ وَمَا يُشۡعِرُكُمۡ أَنَّهَآ إِذَا جَآءَتۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
Müşrikler, eğer Muhammed onların istedikleri mucizeleri getirirse ona mutlaka iman edeceklerine dair var güçleriyle Allah adına yemin etmişlerdi. -Ey Resul!- Onlara de ki: "Mucizeler bende değildir, ancak Allah katındadır ve dilediği zaman onları Yüce Allah indirir." -Ey Müminler!- Şüphesiz bu mucizeler onların istedikleri şekilde geldiği zaman yine iman etmezler. Bilakis inatları ve inkârları üzerine kalırlar. Çünkü onlar hidayete ermek istemezler.
Arapça tefsirler:
وَنُقَلِّبُ أَفۡـِٔدَتَهُمۡ وَأَبۡصَٰرَهُمۡ كَمَا لَمۡ يُؤۡمِنُواْ بِهِۦٓ أَوَّلَ مَرَّةٖ وَنَذَرُهُمۡ فِي طُغۡيَٰنِهِمۡ يَعۡمَهُونَ
Nasıl ilk defa da inatları sebebi ile onlarla Kur'an'a iman etmeleri arasına engel oldu isek, onların kalplerini ve gözlerini tersine çeviririz de hak ve doğru din ile onların arasına girerek engel oluruz. Onları Rablerine karşı isyan ve sapıklıklarında yolu kaybetmiş bir şekilde bırakırız.
Arapça tefsirler:
Bu sayfadaki ayetlerin faydaları:
• تنزيه الله تعالى عن الظلم الذي ترسِّخُه عقيدة (الجَبْر)، وبيان أن كفر العباد وشركهم أمر يحدث باختيارهم.
Cebriye akidesinin temellendirdiği zulümden Yüce Allah tenzih edilmiş ve kulların küfür ve şirklerinin onların kendi tercihleri ile meydana geldiği beyan edilmiştir.

• ليس بمقدور نبي من الأنبياء أن يأتي بآية من عند نفسه، أو متى شاء، بل ذلك أمر مردود لله تعالى، فهو القادر وحده على ذلك، وهو الحكيم الذي يُقَدِّر نوع الآية ووقت إظهارها.
Hiçbir peygamber kendi katından veya dilediği zaman mucize getirmeye güç yetiremez. Bilakis bu iş, Allah Teâlâ-'ya ait bir husustur. Yalnızca O'nun gücü buna yeter. O, hikmeti ile bu mucizelerin çeşidini ortaya çıkaracağı vakti tayin edendir.

• النهي عن سب آلهة المشركين حذرًا من مفسدة أكبر وهي التعدي بالسب على جناب رب العالمين.
Müşriklerin ilahlarına sövmek daha büyük bir mefsedeye yol açmaması için yasaklanmıştır. O da Cenab-ı Rabbu'l Alemin'e haddi aşarak sövmemeleri içindir.

• قد يحول الله سبحانه وتعالى بين العبد والهداية، ويُصرِّف بصره وقلبه على غير الطاعة؛ عقوبة له على اختياره الكفر.
Allah -Subhanehu ve Teâlâ- kul ile hidayetinin arasına girerek engel olabilir. Kul, küfrü tercih ettiğinden dolayı Allah kalbini ve sağduyusunu itaatten başka bir tarafa çevirir.

 
Anlam tercümesi Sure: Sûratu'l-En'âm
Surelerin fihristi Sayfa numarası
 
Kur'an-ı Kerim meal tercümesi - Muhtasar Kur'an-ı Kerim Tefsiri Türkçe Tercümesi - Mealler fihristi

Kur'an Araştırmaları Tefsir Merkezi Tarafından Yayınlanmıştır.

Kapat