Kur'an-ı Kerim meal tercümesi - الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة * - Mealler fihristi

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

Anlam tercümesi Sure: Sûretu's-Saf   Ayet:

Sûretu's-Saf

سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ı tesbih eder. O; Azîz'dir, Hakîm'dir.
Arapça tefsirler:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفۡعَلُونَ
Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi ne diye söylersiniz?
Arapça tefsirler:
كَبُرَ مَقۡتًا عِندَ ٱللَّهِ أَن تَقُولُواْ مَا لَا تَفۡعَلُونَ
Yapmayacağınız şeyleri söylemeniz, Allah katında büyük gazap gerektiren bir iştir.
Arapça tefsirler:
إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلَّذِينَ يُقَٰتِلُونَ فِي سَبِيلِهِۦ صَفّٗا كَأَنَّهُم بُنۡيَٰنٞ مَّرۡصُوصٞ
Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf halinde savaşanları sever.
Arapça tefsirler:
وَإِذۡ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوۡمِهِۦ يَٰقَوۡمِ لِمَ تُؤۡذُونَنِي وَقَد تَّعۡلَمُونَ أَنِّي رَسُولُ ٱللَّهِ إِلَيۡكُمۡۖ فَلَمَّا زَاغُوٓاْ أَزَاغَ ٱللَّهُ قُلُوبَهُمۡۚ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡفَٰسِقِينَ
Hani Musa, kendi kavmine demişti ki: “Ey kavmim! Gerçekten benim sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçi olduğumu bildiğiniz halde, niçin bana eziyet ediyorsunuz?” demişti. Onlar (hak yoldan) sapınca, Allah da onların kalplerini saptırdı. Allah, fasık kavme hidayet etmez.
Arapça tefsirler:
وَإِذۡ قَالَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ يَٰبَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ إِنِّي رَسُولُ ٱللَّهِ إِلَيۡكُم مُّصَدِّقٗا لِّمَا بَيۡنَ يَدَيَّ مِنَ ٱلتَّوۡرَىٰةِ وَمُبَشِّرَۢا بِرَسُولٖ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِي ٱسۡمُهُۥٓ أَحۡمَدُۖ فَلَمَّا جَآءَهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ قَالُواْ هَٰذَا سِحۡرٞ مُّبِينٞ
Hani Meryem oğlu İsa: "Ey İsrailoğulları! Ben, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir rasûlü de müjdeleyen Allah’ın size (gönderdiği) bir rasûlüm." demişti. Onlara, apaçık delillerle gelince: "Bu, apaçık bir büyüdür." demişlerdi.
Arapça tefsirler:
وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ وَهُوَ يُدۡعَىٰٓ إِلَى ٱلۡإِسۡلَٰمِۚ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلظَّٰلِمِينَ
İslam'a davet edildiği halde, Allah hakkında yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Allah zalim topluma hidayet etmez.
Arapça tefsirler:
يُرِيدُونَ لِيُطۡفِـُٔواْ نُورَ ٱللَّهِ بِأَفۡوَٰهِهِمۡ وَٱللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِۦ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡكَٰفِرُونَ
Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Kâfirlerin hoşuna gitmese de Allah nurunu tamamlayacaktır.
Arapça tefsirler:
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَرۡسَلَ رَسُولَهُۥ بِٱلۡهُدَىٰ وَدِينِ ٱلۡحَقِّ لِيُظۡهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِۦ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡمُشۡرِكُونَ
Müşriklerin hoşuna gitmese de, Rasûlünü hidayet ve hak din ile bütün dinlere üstün gelsin diye gönderen O'dur.
Arapça tefsirler:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ هَلۡ أَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ تِجَٰرَةٖ تُنجِيكُم مِّنۡ عَذَابٍ أَلِيمٖ
Ey iman edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim mi?
Arapça tefsirler:
تُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتُجَٰهِدُونَ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمۡوَٰلِكُمۡ وَأَنفُسِكُمۡۚ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Allah’a ve Rasûlüne iman ederseniz, Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihat ederseniz. İşte bu, eğer bilirseniz sizin için daha hayırlıdır.
Arapça tefsirler:
يَغۡفِرۡ لَكُمۡ ذُنُوبَكُمۡ وَيُدۡخِلۡكُمۡ جَنَّٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ وَمَسَٰكِنَ طَيِّبَةٗ فِي جَنَّٰتِ عَدۡنٖۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
İşte bu takdirde O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan Cennetler'e, Adn Cennetleri'ndeki güzel meskenlere koyar. İşte en büyük kurtuluş budur.
Arapça tefsirler:
وَأُخۡرَىٰ تُحِبُّونَهَاۖ نَصۡرٞ مِّنَ ٱللَّهِ وَفَتۡحٞ قَرِيبٞۗ وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Ve sevdiğiniz bir diğeri daha: Allah’tan bir zafer ve yakın bir fetih, müminleri müjdele!
Arapça tefsirler:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُونُوٓاْ أَنصَارَ ٱللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ لِلۡحَوَارِيِّـۧنَ مَنۡ أَنصَارِيٓ إِلَى ٱللَّهِۖ قَالَ ٱلۡحَوَارِيُّونَ نَحۡنُ أَنصَارُ ٱللَّهِۖ فَـَٔامَنَت طَّآئِفَةٞ مِّنۢ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ وَكَفَرَت طَّآئِفَةٞۖ فَأَيَّدۡنَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ عَلَىٰ عَدُوِّهِمۡ فَأَصۡبَحُواْ ظَٰهِرِينَ
Ey iman edenler! Allah'ın (dininin) yardımcıları olun. Meryem oğlu İsa’nın Havariler'e dediği gibi: "Allah (yolunda) yardımcılarım kimdir?" Havariler dedi ki: "Biz, Allah'ın (dininin) yardımcılarıyız!" İsrailoğulları'ndan da bir grup iman etmiş, bir grup da küfretmişti. Biz de iman edenleri düşmanlarına karşı destekledik, onlar da üstün geldiler.
Arapça tefsirler:
 
Anlam tercümesi Sure: Sûretu's-Saf
Surelerin fihristi Sayfa numarası
 
Kur'an-ı Kerim meal tercümesi - الترجمة التركية - مركز رواد الترجمة - Mealler fihristi

ترجمة معاني القرآن الكريم إلى اللغة التركية، ترجمها فريق مركز رواد الترجمة بالتعاون مع موقع دار الإسلام www.islamhouse.com . عام 1440.

Kapat