Check out the new design

የቅዱስ ቁርዓን ይዘት ትርጉም - የቁርአን ተፍሲር ሙኽተሰር ትርጉም በቱርክኛ ቋንቋ * - የትርጉሞች ማዉጫ


የይዘት ትርጉም ምዕራፍ: አል-ሙዕሚኑን   አንቀጽ:
مَا تَسۡبِقُ مِنۡ أُمَّةٍ أَجَلَهَا وَمَا يَسۡتَـٔۡخِرُونَ
Yalanlayan bu ümmetlerden herhangi biri, hangi vesilelere sahip olursa olsun; helak edilmeleri için belirlenmiş olan vaktin önüne geçemez ve onu geciktiremez.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
ثُمَّ أَرۡسَلۡنَا رُسُلَنَا تَتۡرَاۖ كُلَّ مَا جَآءَ أُمَّةٗ رَّسُولُهَا كَذَّبُوهُۖ فَأَتۡبَعۡنَا بَعۡضَهُم بَعۡضٗا وَجَعَلۡنَٰهُمۡ أَحَادِيثَۚ فَبُعۡدٗا لِّقَوۡمٖ لَّا يُؤۡمِنُونَ
Sonra peygamberlerimizi birbiri ardınca gönderdik. Her ümmete kendilerine gönderilen peygamberi geldikçe onu yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından helak ettik de helak edilmiş olan bu ümmetlerden geriye, Rablerinden peygamberlerinin getirdiklerine iman etmeyen bir toplumun helak edildiğine dair insanların konuştuğu (ibretlik) olaylardan başka bir şey kalmadı.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
ثُمَّ أَرۡسَلۡنَا مُوسَىٰ وَأَخَاهُ هَٰرُونَ بِـَٔايَٰتِنَا وَسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٍ
Sonra, Musa ve kardeşi Harun'u dokuz ayet (asa, el, çekirge, bit, kurbağa, kan, tufan, kıtlık ve mahsullerin azalması) ve açık deliller ile gönderdik.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَمَلَإِيْهِۦ فَٱسۡتَكۡبَرُواْ وَكَانُواْ قَوۡمًا عَالِينَ
O ikisini Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik. Bunun üzerine onlar büyüklendiler, Musa ve Harun'a iman etmeyi kabul etmediler. Onlar; zulüm ve eziyet ile insanlara üstünlük taslayan bir topluluktu.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
فَقَالُوٓاْ أَنُؤۡمِنُ لِبَشَرَيۡنِ مِثۡلِنَا وَقَوۡمُهُمَا لَنَا عَٰبِدُونَ
"Onların bize üstün olacakları bir meziyetleri olmadığı ve kavimleri (İsrailoğulları) de bize boyun eğip itaat eden kimseler olduğu halde bizim gibi iki insana mı iman edeceğiz?" dediler.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
فَكَذَّبُوهُمَا فَكَانُواْ مِنَ ٱلۡمُهۡلَكِينَ
O ikisinin Allah katından getirdiklerini yalanladılar. Yalanlamaları sebebi ile boğularak helak edilenlerden oldular.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡكِتَٰبَ لَعَلَّهُمۡ يَهۡتَدُونَ
Ant olsun biz Musa'ya, kavmini hakka iletmesi ve onların bu hak ile amel etmeleri arzusu ile Tevrat'ı verdik.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
وَجَعَلۡنَا ٱبۡنَ مَرۡيَمَ وَأُمَّهُۥٓ ءَايَةٗ وَءَاوَيۡنَٰهُمَآ إِلَىٰ رَبۡوَةٖ ذَاتِ قَرَارٖ وَمَعِينٖ
Meryem'in oğlu İsa'yı ve annesi Meryem'i kudretimize delalet eden birer ayet kıldık. Meryem, ona babasız olarak hamile kaldı. Biz, o ikisini yüksek, akarsuyu olan, düzgün ve meskun bir yere yerleştirdik.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلرُّسُلُ كُلُواْ مِنَ ٱلطَّيِّبَٰتِ وَٱعۡمَلُواْ صَٰلِحًاۖ إِنِّي بِمَا تَعۡمَلُونَ عَلِيمٞ
Ey Peygamberler! Sizin için helal kıldığım şeylerden yemesi hoş ve tatlı olanları yiyin ve şeriate uygun salih ameller işleyin. Şüphesiz ben, amel eden kimsenin amelini çok iyi bilenim. Sizin amellerinizden hiçbir şey bana gizli kalmaz.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
وَإِنَّ هَٰذِهِۦٓ أُمَّتُكُمۡ أُمَّةٗ وَٰحِدَةٗ وَأَنَا۠ رَبُّكُمۡ فَٱتَّقُونِ
Ey Peygamberler! Şüphe yok ki sizin dininiz tek bir dindir, o da İslam'dır ve ben, sizin Rabbinizim. Sizin benim dışımda bir Rabbiniz yoktur. O halde emirlerimi yerine getirip yasaklarımdan kaçınarak benden sakının (korkun).
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
فَتَقَطَّعُوٓاْ أَمۡرَهُم بَيۡنَهُمۡ زُبُرٗاۖ كُلُّ حِزۡبِۭ بِمَا لَدَيۡهِمۡ فَرِحُونَ
Peygambelere tabi olanlar, onlardan sonra dinde ayrılığa düşüp fırkalar ve gruplar haline geldiler. Her grup, Allah katında kendisinden razı olunan din olduğuna inanarak kendi dini ile böbürlenmekte ve kendisi dışındakileri dikkate almamaktadır.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
فَذَرۡهُمۡ فِي غَمۡرَتِهِمۡ حَتَّىٰ حِينٍ
Ey Peygamber! Azap kendilerine ininceye kadar onları içinde bulundukları cehalet ve şaşkınlık içerisinde bırak!
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
أَيَحۡسَبُونَ أَنَّمَا نُمِدُّهُم بِهِۦ مِن مَّالٖ وَبَنِينَ
Sahip oldukları ile sevinip duran bu gruplar dünya hayatında kendilerine vermiş olduğumuz mal ve evlatları, hak ettikleri iyiliklerin bir an önce verilmiş karşılığı mı zannediyorlar? Hayır! Durum onların zannettiği gibi değildir. Biz onlara, bunları ancak bir oyalama ve onları bu şekilde tutmak için veriyoruz. Fakat onlar, bunun farkında değillerdir.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
نُسَارِعُ لَهُمۡ فِي ٱلۡخَيۡرَٰتِۚ بَل لَّا يَشۡعُرُونَ
Elindeki ile sevinip duran bu gruplar dünya hayatında kendilerine vermiş olduğumuz mal ve evlatları hak ettikleri iyiliklerin bir an önce verilmiş karşılığı mı zannediyorlar? Hayır! Durum onların zannettiği gibi değildir. Biz onlara, bunları ancak bir oyalama ve onları bu şekilde tutmak için veriyoruz. Fakat onlar, bunun farkında değillerdir.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
إِنَّ ٱلَّذِينَ هُم مِّنۡ خَشۡيَةِ رَبِّهِم مُّشۡفِقُونَ
Şüphesiz imanları ve ihsanları (iyilikleri) ile Rablerinin (korkusundan) titreyenler,
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
وَٱلَّذِينَ هُم بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ يُؤۡمِنُونَ
O'nun kitabının ayetlerine iman edenler,
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
وَٱلَّذِينَ هُم بِرَبِّهِمۡ لَا يُشۡرِكُونَ
Ve onlar Rablerini birleyip O'na hiçbir şeyi şirk koşmayanlardır.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
ከአንቀጾቹ የምንማራቸዉ ቁም ነገሮች:
• الاستكبار مانع من التوفيق للحق.
Büyüklenmek, hakka muvaffak kılınmaya engel olan bir durumdur.

• إطابة المأكل له أثر في صلاح القلب وصلاح العمل.
Helal ve temiz şeyleri yemenin, kalp ve amellerin güzel ve düzgün olmasına etkisi vardır.

• التوحيد ملة جميع الأنبياء ودعوتهم.
Bütün peygamberlerin dini ve daveti tevhit (Allah'ı birlemek) dir.

• الإنعام على الفاجر ليس إكرامًا له، وإنما هو استدراج.
Fâcir bir kimsenin nimetlendirilmesi ona bir ikram değil; ancak onu bir oyalamadır.

 
የይዘት ትርጉም ምዕራፍ: አል-ሙዕሚኑን
የምዕራፎች ማውጫ የገፅ ቁጥር
 
የቅዱስ ቁርዓን ይዘት ትርጉም - የቁርአን ተፍሲር ሙኽተሰር ትርጉም በቱርክኛ ቋንቋ - የትርጉሞች ማዉጫ

ከቁርአን ተፍሲር ጥናት ማዕከል የተገኘ

መዝጋት