Check out the new design

የቅዱስ ቁርዓን ይዘት ትርጉም - የቁርአን ተፍሲር ሙኽተሰር ትርጉም በቱርክኛ ቋንቋ * - የትርጉሞች ማዉጫ


የይዘት ትርጉም ምዕራፍ: ኣሊ-ኢምራን   አንቀጽ:
لَّقَدۡ سَمِعَ ٱللَّهُ قَوۡلَ ٱلَّذِينَ قَالُوٓاْ إِنَّ ٱللَّهَ فَقِيرٞ وَنَحۡنُ أَغۡنِيَآءُۘ سَنَكۡتُبُ مَا قَالُواْ وَقَتۡلَهُمُ ٱلۡأَنۢبِيَآءَ بِغَيۡرِ حَقّٖ وَنَقُولُ ذُوقُواْ عَذَابَ ٱلۡحَرِيقِ
Yahudiler: «Allah fakirdir, bizden borç istedi ve bizler elimizde olan mallar ile zenginiz» dediğinde şüphesiz Allah, onların söylediği sözü duydu. Rablerine attıkları bu yalan ve iftirayı, peygamberlerini haksız yere öldürmelerini yazacağız. Onlara: "Ateşin yakıcı azabı tadın!" diyeceğiz.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتۡ أَيۡدِيكُمۡ وَأَنَّ ٱللَّهَ لَيۡسَ بِظَلَّامٖ لِّلۡعَبِيدِ
-Ey Yahudiler!- Bu azap kendi ellerinizle yaptığınız günah ve rezillikten dolayıdır. Şüphesiz Allah, kullarından hiçbirine zulmedici değildir.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
ٱلَّذِينَ قَالُوٓاْ إِنَّ ٱللَّهَ عَهِدَ إِلَيۡنَآ أَلَّا نُؤۡمِنَ لِرَسُولٍ حَتَّىٰ يَأۡتِيَنَا بِقُرۡبَانٖ تَأۡكُلُهُ ٱلنَّارُۗ قُلۡ قَدۡ جَآءَكُمۡ رُسُلٞ مِّن قَبۡلِي بِٱلۡبَيِّنَٰتِ وَبِٱلَّذِي قُلۡتُمۡ فَلِمَ قَتَلۡتُمُوهُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰدِقِينَ
Onlar yalan ve iftira ile şöyle dediler: "Yüce Allah gönderdiği kitaplarda ve peygamberleri aracılığıyla bir peygambere ait sözün doğruluğunu ancak buna dair bir doğrulayıcı getirmesi halinde iman etmemizi emretmiştir." Bu da Allah'a bir sadaka sunması ve gökten inen ateşin onu yakması ile gerçekleşir. Yüce Allah'ın onlara böyle bir şey emrettiğini ve resullerin doğruluğunun ancak onların söylediği şeylerle bilineceğini ileri sürmeleri Allah adına söyledikleri uydurma yalanlardır. Bundan dolayı yüce Allah Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in onlara şöyle demesini emretti: Benden önce size doğruluklarını apaçık delillerle beyan eden nice peygamberler geldi ve dediğiniz gibi gökten inen ateş (Allah'a) yakınlaşmak için sundukları şeyi yaktı. Eğer sözünüzde sadık kimseler iseniz neden onları yalanladınız ve öldürdünüz?
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
فَإِن كَذَّبُوكَ فَقَدۡ كُذِّبَ رُسُلٞ مِّن قَبۡلِكَ جَآءُو بِٱلۡبَيِّنَٰتِ وَٱلزُّبُرِ وَٱلۡكِتَٰبِ ٱلۡمُنِيرِ
-Ey Peygamber- seni yalanladılarsa bu kâfirlerin adetidir, sakın üzülme. Senden önce de apaçık delillerle, içinde öğütler ve kalpleri yumuşatan şeylerin bulunduğu kitaplarla, içerdiği hükümler ve kanunlarla doğruyu gösteren kitapla gelen birçok peygamber yalanlandı.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
كُلُّ نَفۡسٖ ذَآئِقَةُ ٱلۡمَوۡتِۗ وَإِنَّمَا تُوَفَّوۡنَ أُجُورَكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۖ فَمَن زُحۡزِحَ عَنِ ٱلنَّارِ وَأُدۡخِلَ ٱلۡجَنَّةَ فَقَدۡ فَازَۗ وَمَا ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَآ إِلَّا مَتَٰعُ ٱلۡغُرُورِ
Hangi nefis olursa olsun kesinlikle ölümü tadacaktır. Hiçbir yaratılmış bu dünyaya aldanmasın. Kıyamet gününde amellerinizin karşılığı size eksiksiz tastamam verilecektir. Allah kimi cehennemden uzaklaştırır ve cennetine sokarsa; şüphesiz umduğu bütün hayırlara nail olacak ve korktuğu bütün şerlerden de kurtulmuş olacaktır. Dünya hayatı geçici metadan başka bir şey değildir. Ona ancak aldanan kimse bağlanır.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
۞ لَتُبۡلَوُنَّ فِيٓ أَمۡوَٰلِكُمۡ وَأَنفُسِكُمۡ وَلَتَسۡمَعُنَّ مِنَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡكِتَٰبَ مِن قَبۡلِكُمۡ وَمِنَ ٱلَّذِينَ أَشۡرَكُوٓاْ أَذٗى كَثِيرٗاۚ وَإِن تَصۡبِرُواْ وَتَتَّقُواْ فَإِنَّ ذَٰلِكَ مِنۡ عَزۡمِ ٱلۡأُمُورِ
-Ey Müminler!- Mallarınızdan, o mallarda yerine getirilmesi gereken haklardan ve mallar sebebiyle başınıza gelen musibetlerden imtihana tabi tutulacaksınız. Dini sorumlulukları yerine getirmede ve başınıza gelen belalarda hep imtihana tabi tutulacaksınız. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden sizi ve dininizi kötüleyen üzücü birçok söz işiteceksiniz. Eğer size isabet eden musibet ve belalara sabreder, emirlerini yerine getirip yasaklarını terk ederek Allah'tan korkarsanız bilin ki, bunlar azme ihtiyaç duyan işlerdir ve bunlarda birbirleriyle rekabet edenler yarışır.
የአረብኛ ቁርኣን ማብራሪያ:
ከአንቀጾቹ የምንማራቸዉ ቁም ነገሮች:
• من سوء فعال اليهود وقبيح أخلاقهم اعتداؤهم على أنبياء الله بالتكذيب والقتل.
Yahudilerin kötü iş ve çirkin huylarından biri de Allah'ın peygamberlerini yalanlamaları ve onları öldürüp, sürekli haddi aşmalarıdır.

• كل فوز في الدنيا فهو ناقص، وإنما الفوز التام في الآخرة، بالنجاة من النار ودخول الجنة.
Dünyalık bütün kazançlarda hep bir eksiklik vardır. Ancak gerçek kazanç ahirettedir. Bu da cehennemden kurtulup cennete girmekle olur.

• من أنواع الابتلاء الأذى الذي ينال المؤمنين في دينهم وأنفسهم من قِبَل أهل الكتاب والمشركين، والواجب حينئذ الصبر وتقوى الله تعالى.
Müminler din ve nefislerinde eziyete maruz kalarak imtihana uğrarlar. Kimi zaman onların bu imtihanı ehlikitap ve müşrikler tarafından kaynaklanır. Böyle durumlarda yapılması gereken sabretmek ve Allah Teâlâ'dan korkmaktır.

 
የይዘት ትርጉም ምዕራፍ: ኣሊ-ኢምራን
የምዕራፎች ማውጫ የገፅ ቁጥር
 
የቅዱስ ቁርዓን ይዘት ትርጉም - የቁርአን ተፍሲር ሙኽተሰር ትርጉም በቱርክኛ ቋንቋ - የትርጉሞች ማዉጫ

ከቁርአን ተፍሲር ጥናት ማዕከል የተገኘ

መዝጋት