অৰ্থানুবাদ ছুৰা আল-মুৰছালাত - আল-মুখতাচাৰ ফী তাফছীৰিল কোৰআনিল কাৰীমৰ তুৰ্কী অনুবাদ - পৃষ্ঠা নং 580 - আল-কোৰআনুল কাৰীমৰ বিশ্বকোষ

Sûretu'l-Mürselât

ছুৰাৰ উদ্দেশ্য:

الوعيد للمكذبين بالويل يوم القيامة.

Kıyamet gününde yalanlayanlar helak ve hüsran ile tehdit edilmiştir.

---

আয়াত: 1

وَٱلۡمُرۡسَلَٰتِ عُرۡفٗا

Yüce Allah, at yelesi gibi ardı ardına gelen rüzgârlara yemin etmiştir.

আয়াত: 2

فَٱلۡعَٰصِفَٰتِ عَصۡفٗا

Şiddetle esip savuran rüzgârlara yemin etmiştir.

আয়াত: 3

وَٱلنَّٰشِرَٰتِ نَشۡرٗا

Yağmurları yayan rüzgârlara yemin etmiştir.

আয়াত: 4

فَٱلۡفَٰرِقَٰتِ فَرۡقٗا

Hak ve batılı birbirinden ayıranı indiren meleklere yemin etmiştir.

আয়াত: 5

فَٱلۡمُلۡقِيَٰتِ ذِكۡرًا

Vahyi getiren meleklere yemin etmiştir.

আয়াত: 6

عُذۡرًا أَوۡ نُذۡرًا

Allah’tan insanlara bir ikaz olarak veya Allah’ın azabına karşı insanları korkutmak için vahiyle inerler.

আয়াত: 7

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٞ

Şüphesiz size vadedilen yeniden diriliş, hesap ve karşılıkların verilmesi kaçınılmaz olarak muhakkak gerçekleşecektir.

আয়াত: 8

فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتۡ

Yıldızların parıltısı silinip ışığı kaybolduğu zaman.

আয়াত: 9

وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتۡ

Gökyüzü, meleklerin inişi sebebiyle parçalandığı zaman.

আয়াত: 10

وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ نُسِفَتۡ

Dağlar yerlerinden sökülüp toz tanelerine dönüşünceye kadar paramparça edildiği zaman.

আয়াত: 11

وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتۡ

Peygamberler belli bir vakit için toplandığı zaman.

আয়াত: 12

لِأَيِّ يَوۡمٍ أُجِّلَتۡ

Çok büyük bir gün için, ümmetlerine karşı şahitlikleri ertelenmiştir.

আয়াত: 13

لِيَوۡمِ ٱلۡفَصۡلِ

Kulların arasında ayrımın (hükmün) olacağı gün için (ertelenmiştir). Böylece haklı olan haksız olandan ve mutlu olan bedbaht olandan ayrılarak ortaya çıkacaktır.

আয়াত: 14

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ

-Ey Peygamber!- Hüküm gününün ne olduğunu sana ne öğretti?

আয়াত: 15

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün; helak, azap ve hüsran peygamberlerinin Allah’ın katından getirdiklerini yalanlayan o inkârcıların üzerine olsun!

আয়াত: 16

أَلَمۡ نُهۡلِكِ ٱلۡأَوَّلِينَ

Biz, Allah'a karşı inkârcı oldukları ve resulleri yalanladıkları zaman geçmiş ümmetleri helak etmedik mi?

আয়াত: 17

ثُمَّ نُتۡبِعُهُمُ ٱلۡأٓخِرِينَ

Ardından, sonradan gelenleri de o inkârcılara katacağız ve onları helak ettiğimiz gibi onları da helak edeceğiz.

আয়াত: 18

كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ

Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in getirdiklerini yalanlayan mücrim kimseleri, o ümmetlerin helak edildiği gibi helak edeceğiz.

আয়াত: 19

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün; helak, azap ve hüsran Yüce Allah’ın günahkârları cezalandırma vaadini yalanlayanların üzerine olsun!

এই পৃষ্ঠাৰ আয়াতসমূহৰ পৰা সংগৃহীত কিছুমান উপকাৰী তথ্য:

• خطر التعلق بالدنيا ونسيان الآخرة.

Dünyaya bağlanmanın ve ahireti unutmanın tehlikesi ifade edilmiştir.

• مشيئة العبد تابعة لمشيئة الله.

Kulun dilemesi, Allah'ın dilemesine bağlıdır.

• إهلاك الأمم المكذبة سُنَّة إلهية.

Yalancıların helak edilmesi ilahi bir kanundur.