অৰ্থানুবাদ ছুৰা ত্বা-হা - তুৰ্কী অনুবাদ- ড. আলী ঔঝক আৰু এদল অনুবাদক গোষ্ঠী - পৃষ্ঠা নং 312 - আল-কোৰআনুল কাৰীমৰ বিশ্বকোষ

Sûratu Tâhâ

আয়াত: 1

طه

Tâ. Hâ.

আয়াত: 2

مَآ أَنزَلۡنَا عَلَيۡكَ ٱلۡقُرۡءَانَ لِتَشۡقَىٰٓ

Biz, Kur'an'ı sana, güçlük çekesin diye değil,

আয়াত: 3

إِلَّا تَذۡكِرَةٗ لِّمَن يَخۡشَىٰ

ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt olsun diye indirdik.

আয়াত: 4

تَنزِيلٗا مِّمَّنۡ خَلَقَ ٱلۡأَرۡضَ وَٱلسَّمَٰوَٰتِ ٱلۡعُلَى

(Kur'ân) yeri ve yüce gökleri yaratan Allah tarafından (peyderpey) indirilmiştir. @সংশোধনকৃত

মূল ভাষ্য(Kur an) veri ve yüce gökleri yaratan Allah tarafından peyderpey indirilmiştir. পাৰ্থক্য দেখুৱাওক

আয়াত: 5

ٱلرَّحۡمَٰنُ عَلَى ٱلۡعَرۡشِ ٱسۡتَوَىٰ

Rahmân, Arş'a istivâ etmiştir.

আয়াত: 6

لَهُۥ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَا وَمَا تَحۡتَ ٱلثَّرَىٰ

Göklerde, yerde ve ikisi arasında bulunan şeyler ile toprağın altında olanlar hep O’nundur.

আয়াত: 7

وَإِن تَجۡهَرۡ بِٱلۡقَوۡلِ فَإِنَّهُۥ يَعۡلَمُ ٱلسِّرَّ وَأَخۡفَى

Eğer sen, sözü açıktan söylersen, bilesin ki O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir.

আয়াত: 8

ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ لَهُ ٱلۡأَسۡمَآءُ ٱلۡحُسۡنَىٰ

Allah, kendisinden başka ilâh olmayandır. En güzel isimler O'na mahsustur.

আয়াত: 9

وَهَلۡ أَتَىٰكَ حَدِيثُ مُوسَىٰٓ

(Rasûlüm!) Musa (olayının) haberi sana ulaştı mı?

আয়াত: 10

إِذۡ رَءَا نَارٗا فَقَالَ لِأَهۡلِهِ ٱمۡكُثُوٓاْ إِنِّيٓ ءَانَسۡتُ نَارٗا لَّعَلِّيٓ ءَاتِيكُم مِّنۡهَا بِقَبَسٍ أَوۡ أَجِدُ عَلَى ٱلنَّارِ هُدٗى

Hani o, bir ateş görmüş ve ailesine: Bekleyin! Eminim ki bir ateş gördüm. Belki ondan size bir meş'ale getiririm veya ateşin yanında bir rehber bulurum demişti.

আয়াত: 11

فَلَمَّآ أَتَىٰهَا نُودِيَ يَٰمُوسَىٰٓ

Oraya vardığında kendisine (tarafımızdan): Ey Musa! diye seslenildi:

আয়াত: 12

إِنِّيٓ أَنَا۠ رَبُّكَ فَٱخۡلَعۡ نَعۡلَيۡكَ إِنَّكَ بِٱلۡوَادِ ٱلۡمُقَدَّسِ طُوٗى

Muhakkak ki ben, evet ben senin Rabbinim! Hemen pabuçlarını çıkar! Çünkü sen kutsal vâdi Tuvâ'dasın!