অৰ্থানুবাদ ছুৰা ছুৰা আল-বালাদ - তুৰ্কী অনুবাদ- ড. আলী ঔঝক আৰু অনুবাদ গোষ্ঠী - আল-কোৰআনুল কাৰীমৰ বিশ্বকোষ

Sûretu'l-Beled

আয়াত: 1

لَآ أُقۡسِمُ بِهَٰذَا ٱلۡبَلَدِ

Bu beldeye yemin ederim ki,

আয়াত: 2

وَأَنتَ حِلُّۢ بِهَٰذَا ٱلۡبَلَدِ

Sen bu beldedesin, yemin ederim ki

আয়াত: 3

وَوَالِدٖ وَمَا وَلَدَ

babaya ve ondan meydana gelen çocuğa yemin ederim ki,

আয়াত: 4

لَقَدۡ خَلَقۡنَا ٱلۡإِنسَٰنَ فِي كَبَدٍ

biz, insanı (yüzyüze geleceği nice) zorluklar içinde yarattık.

আয়াত: 5

أَيَحۡسَبُ أَن لَّن يَقۡدِرَ عَلَيۡهِ أَحَدٞ

İnsan, hiç kimsenin kendisine güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?

আয়াত: 6

يَقُولُ أَهۡلَكۡتُ مَالٗا لُّبَدًا

«Pek çok mal harcadım» diyor.

আয়াত: 7

أَيَحۡسَبُ أَن لَّمۡ يَرَهُۥٓ أَحَدٌ

Kimse onu görmedi mi sanıyor?

আয়াত: 8

أَلَمۡ نَجۡعَل لَّهُۥ عَيۡنَيۡنِ

Biz ona iki göz, vermedik mi?

আয়াত: 9

وَلِسَانٗا وَشَفَتَيۡنِ

Bir dil ve iki dudak vermedik mi?

আয়াত: 10

وَهَدَيۡنَٰهُ ٱلنَّجۡدَيۡنِ

Ona iki yolu (doğru ve eğriyi) göstermedik mi?

আয়াত: 11

فَلَا ٱقۡتَحَمَ ٱلۡعَقَبَةَ

Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.

আয়াত: 12

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا ٱلۡعَقَبَةُ

O sarp yokuş nedir bilir misin?

আয়াত: 13

فَكُّ رَقَبَةٍ

Köle âzat etmek

আয়াত: 14

أَوۡ إِطۡعَٰمٞ فِي يَوۡمٖ ذِي مَسۡغَبَةٖ

veya açlık gününde doyurmaktır.

আয়াত: 15

يَتِيمٗا ذَا مَقۡرَبَةٍ

Yakını olan bir yetimi

আয়াত: 16

أَوۡ مِسۡكِينٗا ذَا مَتۡرَبَةٖ

veya açaçık bir yoksulu.

আয়াত: 17

ثُمَّ كَانَ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَتَوَاصَوۡاْ بِٱلصَّبۡرِ وَتَوَاصَوۡاْ بِٱلۡمَرۡحَمَةِ

Sonra iman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden ve birbirlerine acımayı öğütleyenlerden olmaktır.

আয়াত: 18

أُوْلَٰٓئِكَ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَيۡمَنَةِ

İşte bunlar sağdakilerdir.

আয়াত: 19

وَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِنَا هُمۡ أَصۡحَٰبُ ٱلۡمَشۡـَٔمَةِ

Âyetlerimizi inkâr edenler ise işte onlar soldakilerdir.

আয়াত: 20

عَلَيۡهِمۡ نَارٞ مُّؤۡصَدَةُۢ

Cezaları, kapıları üzerlerine sımsıkı, kapatılmış bir ateştir.