Translation of the Meanings of the Noble Qur'an - Turkish Translation of Al-Mukhtasar in Interpreting the Noble Quran * - Translations’ Index


Translation of the meanings Surah: As-Saff   Ayah:

Sûretu's-Saf

Purposes of the Surah:
حثّ المؤمنين لنصرة الدين.
Müminler, Allah'ın dinine yardım etmeye teşvik edilmiştir.

سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَمَا فِي ٱلۡأَرۡضِۖ وَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Göklerde ve yerdekiler Allah -Subhanehu ve Teâlâ-’ya yakışmayan/layık olmayan her türlü şeyden O'nu tenzih ederler ve yüceltirler. O; Azîz'dir/hiç kimsenin galip gelemeyeceği mutlak galiptir. Yaratmasında, şeriatinde ve takdir etmesinde çok hikmet sahibidir.
Arabic explanations of the Qur’an:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ لِمَ تَقُولُونَ مَا لَا تَفۡعَلُونَ
Ey Allah'a iman edenler! Gerçekte yapmadığınız şeyler için niçin yaptık diyorsunuz? Tıpkı bu, sizden birinin filan ile kılıç kılıca şöyle şöyle vuruştum demesi gibidir. Hâlbuki o, kılıcı ile kimse ile vuruşmamıştır.
Arabic explanations of the Qur’an:
كَبُرَ مَقۡتًا عِندَ ٱللَّهِ أَن تَقُولُواْ مَا لَا تَفۡعَلُونَ
Yapamayacağınız bir şeyi söylemek Allah katında nefret edilen büyük bir şeydir. Bir Mümine ancak Allah'a karşı doğru olmak ve amelinin sözünü doğrulaması yakışır. (Yani amel etmesi gerekir.)
Arabic explanations of the Qur’an:
إِنَّ ٱللَّهَ يُحِبُّ ٱلَّذِينَ يُقَٰتِلُونَ فِي سَبِيلِهِۦ صَفّٗا كَأَنَّهُم بُنۡيَٰنٞ مَّرۡصُوصٞ
Şüphesiz Yüce Allah, kendi yolunda rızasını kazanmak arzusu ile yan yana birbirine kenetlenmiş bir yapı gibi saf halinde savaşan Müminleri sever.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَإِذۡ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوۡمِهِۦ يَٰقَوۡمِ لِمَ تُؤۡذُونَنِي وَقَد تَّعۡلَمُونَ أَنِّي رَسُولُ ٱللَّهِ إِلَيۡكُمۡۖ فَلَمَّا زَاغُوٓاْ أَزَاغَ ٱللَّهُ قُلُوبَهُمۡۚ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلۡفَٰسِقِينَ
-Ey Peygamber!- Musa -aleyhisselam-'ın kavmine şöyle dediği zamanı hatırla: "Ey kavmim! Benim size gönderilen Allah’ın elçisi olduğumu bildiğiniz halde ne diye emirlerime muhalefet ederek bana eziyet ediyorsunuz?" Onlar kendilerine gelen haktan meyledip sapınca, Allah da onların kalplerini haktan ve doğru yoldan saptırdı. Yüce Allah, taatinden çıkan bir kavmi hakka iletmez.
Arabic explanations of the Qur’an:
Benefits of the verses in this page:
• مشروعية مبايعة ولي الأمر على السمع والطاعة والتقوى.
Yöneticiye işitme, itaat etme ve takva hususunda Müminlerin biat etmelerinin meşrûluğu beyan edilmiştir.

• وجوب الصدق في الأفعال ومطابقتها للأقوال.
Fiillerde doğruluğun gerekliliği ile fiillerin sözlere uymasının gerekliliği beyan edilmiştir.

• بيَّن الله للعبد طريق الخير والشر، فإذا اختار العبد الزيغ والضلال ولم يتب فإن الله يعاقبه بزيادة زيغه وضلاله.
Allah Teâlâ, kul için hayrı ve şerri açıklamıştır. Eğer kul, eğrilik ve sapıklığı seçecek olursa şüphesiz Allah; onu, eğriliğinin ve sapıklığının artması ile cezalandıracaktır.

وَإِذۡ قَالَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ يَٰبَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ إِنِّي رَسُولُ ٱللَّهِ إِلَيۡكُم مُّصَدِّقٗا لِّمَا بَيۡنَ يَدَيَّ مِنَ ٱلتَّوۡرَىٰةِ وَمُبَشِّرَۢا بِرَسُولٖ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِي ٱسۡمُهُۥٓ أَحۡمَدُۖ فَلَمَّا جَآءَهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ قَالُواْ هَٰذَا سِحۡرٞ مُّبِينٞ
Hani Meryem oğlu İsa -aleyhisselam-: "Ey İsrailoğulları! Ben, benden önce indirilen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir resulü de müjdeleyen, Allah’ın size (gönderdiği) bir resulüm. Ben; daha önce örneği görülmemiş bir peygamber değilim." demişti. İsa -aleyhisselam- onlara, kendisinin doğruluğuna dair apaçık delillerle gelince şöyle demişlerdi: "Bu; apaçık bir büyüdür, ona asla tabi olmayız."
Arabic explanations of the Qur’an:
وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ وَهُوَ يُدۡعَىٰٓ إِلَى ٱلۡإِسۡلَٰمِۚ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلظَّٰلِمِينَ
Allah'ı birlemeye dayanan tevhit dini olan İslam’a çağrıldığı halde Allah'a ortaklar koşup onlara ibadet ederek Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Allah, şirk ve masiyetler ile kendilerine zulmeden zalimler topluluğunu kendilerini dosdoğru yol üzere kılacak olan doğru yola erdirmez.
Arabic explanations of the Qur’an:
يُرِيدُونَ لِيُطۡفِـُٔواْ نُورَ ٱللَّهِ بِأَفۡوَٰهِهِمۡ وَٱللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِۦ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡكَٰفِرُونَ
O yalanlayıcılar kendilerinden sadır olan yanlış sözler ile hakkı karalayarak Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Kâfirlerin hoşuna gitmese de Yüce Allah, yeryüzünün doğusunda ve batısında dinini üstün kılarak ve kelimesini yücelterek nurunu tamamlayacaktır.
Arabic explanations of the Qur’an:
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَرۡسَلَ رَسُولَهُۥ بِٱلۡهُدَىٰ وَدِينِ ٱلۡحَقِّ لِيُظۡهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِۦ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡمُشۡرِكُونَ
Resulü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i hayra hidayet ve irşat eden, faydalı ilim ve salih amel dini olan İslam dini ile dinini bütün dinlere üstün kılmak için gönderen Allah'tır. Müşrikler hoşlanmasalar da Allah, dinini yeryüzüne hakim kılacaktır.
Arabic explanations of the Qur’an:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ هَلۡ أَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ تِجَٰرَةٖ تُنجِيكُم مِّنۡ عَذَابٍ أَلِيمٖ
Ey Allah'a iman edip kendilerine gönderdiği din ile amel edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak kârlı bir ticareti size göstereyim mi?
Arabic explanations of the Qur’an:
تُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتُجَٰهِدُونَ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمۡوَٰلِكُمۡ وَأَنفُسِكُمۡۚ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Bu kazançlı ticaret; Allah'a ve Allah'ın resulüne iman etmeniz, rızası için O'nun yolunda mallarınızı infak edip ve canlarınızı feda ederek cihat etmenizdir. Eğer bilseydiniz, zikri geçen bu ameller sizin için daha hayırlıdır. O halde bu amellere koşun.
Arabic explanations of the Qur’an:
يَغۡفِرۡ لَكُمۡ ذُنُوبَكُمۡ وَيُدۡخِلۡكُمۡ جَنَّٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ وَمَسَٰكِنَ طَيِّبَةٗ فِي جَنَّٰتِ عَدۡنٖۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
İşte bu ticaretin kazancı şudur: Yüce Allah'ın sizin günahlarınızı bağışlaması, sizi sarayları ve ağaçları altından ırmaklar akan cennetlere, kendisinden başka bir yere taşınmanın olmadığı cennetlerdeki güzel meskenlere koymasıdır. Zikredilen bu kazanç, hiçbir kazancın kendisine yaklaşamayacağı büyük bir kazançtır.
Arabic explanations of the Qur’an:
وَأُخۡرَىٰ تُحِبُّونَهَاۖ نَصۡرٞ مِّنَ ٱللَّهِ وَفَتۡحٞ قَرِيبٞۗ وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Bu kazançlı ticaretin sizin seveceğiniz başka bir özelliği daha vardır ki, dünyada ertelenmeden verilir. Bu özellik (kazanç), düşmanlarınıza karşı Allah'ın size yardım etmesi ve size Mekke'nin ve diğer yerlerin fethi gibi yakın bir fethi vermesidir. -Ey Peygamber!- Müminlere, dünyada kendilerini sevindirecek yardımı, ahirette ise elde edecekleri cenneti haber ver.
Arabic explanations of the Qur’an:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُونُوٓاْ أَنصَارَ ٱللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ لِلۡحَوَارِيِّـۧنَ مَنۡ أَنصَارِيٓ إِلَى ٱللَّهِۖ قَالَ ٱلۡحَوَارِيُّونَ نَحۡنُ أَنصَارُ ٱللَّهِۖ فَـَٔامَنَت طَّآئِفَةٞ مِّنۢ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ وَكَفَرَت طَّآئِفَةٞۖ فَأَيَّدۡنَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ عَلَىٰ عَدُوِّهِمۡ فَأَصۡبَحُواْ ظَٰهِرِينَ
Ey Allah'a iman edip, Allah'ın kendilerine gönderdiği din ile amel edenler! Tıpkı İsa -aleyhisselam- Havariler'e: "Allah’ın dini için benim yardımcılarım kimdir?" dediğinde; ona yardım eden Havariler'in yardım ettiği gibi sizler de resulünüzün size getirmiş olduğu Allah'ın dininin yardımcıları olun. Havariler, İsa -aleyhisselam-'a: "Allah'ın dininin yardımcıları biziz." demişlerdi. İsrailoğulları'ndan bir zümre İsa -aleyhisselam-'a iman etmiş bir diğer zümre ise inkâr etmişti. Bunun üzerine biz de İsa -aleyhisselam-'a iman edenleri düşmanlarına karşı desteklemiştik de, onlar inkâr edenlere karşı üstün gelmişlerdi.
Arabic explanations of the Qur’an:
Benefits of the verses in this page:
• تبشير الرسالات السابقة بنبينا صلى الله عليه وسلم دلالة على صدق نبوته.
Önceki dinlerin Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'i müjdelemesi, onun peygamberliğinin doğruluğuna delalet etmektedir.

• التمكين للدين سُنَّة إلهية.
Dinin güçlü kılınması, ilahi bir sünnettir/kanundur.

• الإيمان والجهاد في سبيل الله من أسباب دخول الجنة.
İman ve Allah yolunda cihat etmek, cennete girişin sebeplerindendir.

• قد يعجل الله جزاء المؤمن في الدنيا، وقد يدخره له في الآخرة لكنه لا يُضَيِّعه - سبحانه -.
Allah Teâlâ, Müminin mükâfatını bu dünyada verebildiği gibi ahirete de saklayabilir. Fakat Yüce Allah, Müminin mükâfatını asla zayi etmez.

 
Translation of the meanings Surah: As-Saff
Surahs’ Index Page Number
 
Translation of the Meanings of the Noble Qur'an - Turkish Translation of Al-Mukhtasar in Interpreting the Noble Quran - Translations’ Index

Turkish Translation of Al-Mukhtasar in Interpreting the Noble Quran, issued by Tafsir Center

close