Check out the new design

Traducción de los significados del Sagrado Corán - Traducción Turca del Mujtasar para la exégesis del Sagrado Corán. * - Índice de traducciones


Traducción de significados Capítulo: Taa, Haa   Versículo:
وَلَقَدۡ أَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنۡ أَسۡرِ بِعِبَادِي فَٱضۡرِبۡ لَهُمۡ طَرِيقٗا فِي ٱلۡبَحۡرِ يَبَسٗا لَّا تَخَٰفُ دَرَكٗا وَلَا تَخۡشَىٰ
Ant olsun Musa'ya şöyle vahyettik: "Mısır'dan geceleyin kullarım ile kimse onları fark etmeden yola çık. Asan ile denize vurduktan sonra denizde onlara kuru bir yol aç. Firavun ve ahalisinin size yetişmesinden ve denizde boğulmaktan korkun olmasın."
Las Exégesis Árabes:
فَأَتۡبَعَهُمۡ فِرۡعَوۡنُ بِجُنُودِهِۦ فَغَشِيَهُم مِّنَ ٱلۡيَمِّ مَا غَشِيَهُمۡ
Firavun ordusuyla birlikte onların peşinden gitti. Hakikatini Allah'tan başka kimsenin bilmediği şekilde Firavun askerlerini denizde boğdu. Hepsi boğulup helak oldular. Sadece Musa -aleyhisselam- ve onunla beraber olanlar kurtuldular.
Las Exégesis Árabes:
وَأَضَلَّ فِرۡعَوۡنُ قَوۡمَهُۥ وَمَا هَدَىٰ
Firavun küfrü güzel göstererek kavmini saptırdı. Onları batıl ile kandırdı. Hidayet yolunu onlara göstermedi.
Las Exégesis Árabes:
يَٰبَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ قَدۡ أَنجَيۡنَٰكُم مِّنۡ عَدُوِّكُمۡ وَوَٰعَدۡنَٰكُمۡ جَانِبَ ٱلطُّورِ ٱلۡأَيۡمَنَ وَنَزَّلۡنَا عَلَيۡكُمُ ٱلۡمَنَّ وَٱلسَّلۡوَىٰ
İsrailoğulları'nı Firavun ve ordusundan kurtardıktan sonra onlara: "Ey İsrailoğulları! Sizi düşmanınızdan kurtardık. Tur dağının sağ yanındaki vadide Musa ile konuşmayı size vadettik. Çölde size nimet olarak bal gibi tatlı bir içecek ve eti lezzetli bıldırcına benzeyen küçük bir kuş indirdik.
Las Exégesis Árabes:
كُلُواْ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقۡنَٰكُمۡ وَلَا تَطۡغَوۡاْ فِيهِ فَيَحِلَّ عَلَيۡكُمۡ غَضَبِيۖ وَمَن يَحۡلِلۡ عَلَيۡهِ غَضَبِي فَقَدۡ هَوَىٰ
Sizi rızıklandırdığımız lezzetli helal olan yiyeceklerden yiyiniz. Üzerinize haram kıldığımız şeylerden size mübah kıldıklarımızda haddi aşmayın. Yoksa size gazabım iner. Kimin üzerine gazabım inerse helak olur, dünyada ve ahirette bedbahtlardan olur.
Las Exégesis Árabes:
وَإِنِّي لَغَفَّارٞ لِّمَن تَابَ وَءَامَنَ وَعَمِلَ صَٰلِحٗا ثُمَّ ٱهۡتَدَىٰ
Şüphesiz ki bana tövbe eden, iman eden ve salih ameller işleyip sonra hak üzere dosdoğru olan kimse için bağışlamam ve affım çoktur.
Las Exégesis Árabes:
۞ وَمَآ أَعۡجَلَكَ عَن قَوۡمِكَ يَٰمُوسَىٰ
"Kavmini geride bırakıp, onlardan önce acele ederek buraya gelmenin sebebi nedir, ey Musa?"
Las Exégesis Árabes:
قَالَ هُمۡ أُوْلَآءِ عَلَىٰٓ أَثَرِي وَعَجِلۡتُ إِلَيۡكَ رَبِّ لِتَرۡضَىٰ
Musa -aleyhisselam- dedi ki: "İşte onlar hemen arkamdalar, bana yetişecekler. Sana bir an önce gelmemden dolayı razı olasın diye kavmimin önüne geçtim."
Las Exégesis Árabes:
قَالَ فَإِنَّا قَدۡ فَتَنَّا قَوۡمَكَ مِنۢ بَعۡدِكَ وَأَضَلَّهُمُ ٱلسَّامِرِيُّ
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Arkanda bıraktığın kavmini buzağıya tapmak ile imtihan ettik. Samiri onları buzağıya tapmaya çağırdı. Böylece onları saptırdı.
Las Exégesis Árabes:
فَرَجَعَ مُوسَىٰٓ إِلَىٰ قَوۡمِهِۦ غَضۡبَٰنَ أَسِفٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ أَلَمۡ يَعِدۡكُمۡ رَبُّكُمۡ وَعۡدًا حَسَنًاۚ أَفَطَالَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡعَهۡدُ أَمۡ أَرَدتُّمۡ أَن يَحِلَّ عَلَيۡكُمۡ غَضَبٞ مِّن رَّبِّكُمۡ فَأَخۡلَفۡتُم مَّوۡعِدِي
Musa -aleyhisselam- kavminin buzağıya tapması sebebiyle onların yanına kızgın ve üzgün bir şekilde döndü. Musa -aleyhisselam- şöyle dedi: "Ey Kavmim! Yüce Allah size Tevrat'ı indirmek, sizi cennete koymak gibi güzel bir vaatte bulunmadı mı? Aradan çok uzun bir zaman mı geçti ki bunu unuttunuz? Yoksa bu yaptığınızla Rabbinizin sizin üzerinize gazabının inmesini ve azabının size ulaşmasını istediniz de, sizin yanınıza dönene kadar O'na itaat etmede sebat etmek için bana verdiğiniz sözden mi döndünüz?"
Las Exégesis Árabes:
قَالُواْ مَآ أَخۡلَفۡنَا مَوۡعِدَكَ بِمَلۡكِنَا وَلَٰكِنَّا حُمِّلۡنَآ أَوۡزَارٗا مِّن زِينَةِ ٱلۡقَوۡمِ فَقَذَفۡنَٰهَا فَكَذَٰلِكَ أَلۡقَى ٱلسَّامِرِيُّ
Musa'nın kavmi dedi ki: "Ey Musa! Kendi isteğimizle sana verdiğimiz sözden dönmedik. Bilakis buna mecbur kaldık. Firavun'un kavminin süs eşyalarından ağır yükler taşıdık. Onlardan kurtulmak için bir çukura attık. Bizim (altınları) çukura attığımız gibi Sâmirî de beraberinde olan Cebrail -aleyhisselam-'ın atının toynağının bastığı topraktan oraya attı."
Las Exégesis Árabes:
Beneficios de los versículos de esta página:
• من سُنَّة الله انتقامه من المجرمين بما يشفي صدور المؤمنين، ويقر أعينهم، ويذهب غيظ قلوبهم.
Müminlerin kalplerinin şifa bulması, gözlerinin aydınlanması ve kalplerindeki öfkenin gitmesi için Yüce Allah'ın mücrimlerden intikam alması O'nun yeryüzündeki sünnetlerinden birisidir.

• الطاغية شؤم على نفسه وعلى قومه؛ لأنه يضلهم عن الرشد، وما يهديهم إلى خير ولا إلى نجاة.
Zorbalar kendi nefisleri ve kavimleri için talihsiz kimselerdir. Çünkü onları hidayetten saptırır, onları hayra ve kurtuluşa iletmezler.

• النعم تقتضي الحفظ والشكر المقرون بالمزيد، وجحودها يوجب حلول غضب الله ونزوله.
Nimetler şükür ile korunur ve artar. Nimetlere karşı yapılan nankörlük ise Allah'ın gazabını ve bu gazabın inmesini gerekli kılar.

• الله غفور على الدوام لمن تاب من الشرك والكفر والمعصية، وآمن به وعمل الصالحات، ثم ثبت على ذلك حتى مات عليه.
Yüce Allah; şirk, küfür ve günahlardan tövbe edenleri ve kendisine iman edip salih amel işleyenleri daima bağışlar. Sonra ölene kadar bu hususta sebat eder.

• أن العجلة وإن كانت في الجملة مذمومة فهي ممدوحة في الدين.
Genel olarak acele etmek yerilmiş olsa da, din ile ilgili hususlarda acele etmek övülmüştür.

 
Traducción de significados Capítulo: Taa, Haa
Índice de Capítulos Número de página
 
Traducción de los significados del Sagrado Corán - Traducción Turca del Mujtasar para la exégesis del Sagrado Corán. - Índice de traducciones

Emitido por el Centro Tafsir de Estudios Coránicos.

Cerrar