Traducción de los significados del Sagrado Corán - Traducción Turca del Mujtasar para la exégesis del Sagrado Corán. * - Índice de traducciones


Traducción de significados Capítulo: Sura At-Tur   Versículo:

Sûretu't-Tûr

Propósitos del Capítulo:
الحجج والبراهين لرد شبهات المكذبين للنبي صلى الله عليه وسلم.
Delil ve kanıtlarla, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yalanlayanların şüphelerine cevap verilmiştir.

وَٱلطُّورِ
Yüce Allah, Musa -aleyhisselam- ile konuştuğu yer olan, Tur dağı adına yemin etmiştir.
Las Exégesis Árabes:
وَكِتَٰبٖ مَّسۡطُورٖ
Ve yazılmış kitaba (Ku'an-ı Kerim'e) yemin etmiştir.
Las Exégesis Árabes:
فِي رَقّٖ مَّنشُورٖ
Önceden indirilmiş kitaplarda olduğu gibi yayılmış sahifeler içinde.
Las Exégesis Árabes:
وَٱلۡبَيۡتِ ٱلۡمَعۡمُورِ
Yüce Allah, meleklerin gökyüzünde Allah'a ibadet ederek imar ettikleri eve yemin etmiştir.
Las Exégesis Árabes:
وَٱلسَّقۡفِ ٱلۡمَرۡفُوعِ
Yerin tavanı olan yükseltilmiş göğe yemin etmiştir.
Las Exégesis Árabes:
وَٱلۡبَحۡرِ ٱلۡمَسۡجُورِ
Yüce Allah, su ile dolu denize yemin etmiştir.
Las Exégesis Árabes:
إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَٰقِعٞ
-Ey Resul!- Rabbinin azabı kâfirler üzerine mutlaka vuku bulacaktır, bunda hiç şüphe yoktur.
Las Exégesis Árabes:
مَّا لَهُۥ مِن دَافِعٖ
Onlardan bunu defedecek ve gerçekleşmesine mani olacak hiçbir şey yoktur.
Las Exégesis Árabes:
يَوۡمَ تَمُورُ ٱلسَّمَآءُ مَوۡرٗا
O gün gök hareket eder, kıyametin gelişini çalkalanarak haber verir.
Las Exégesis Árabes:
وَتَسِيرُ ٱلۡجِبَالُ سَيۡرٗا
Dağlar yerlerinden hareket edip yürür.
Las Exégesis Árabes:
فَوَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
Yalanlayanların hüsrana ve helaka uğrayacak olmalarından dolayı vay onların hallerine! Zira Yüce Allah o günde kâfirleri azabı ile tehdit etmiştir.
Las Exégesis Árabes:
ٱلَّذِينَ هُمۡ فِي خَوۡضٖ يَلۡعَبُونَ
Onlar daldıkları batıl içinde oyalanıp duranlardır. Onlar yeniden dirilecek olmalarını önemseyip, umursamazlar.
Las Exégesis Árabes:
يَوۡمَ يُدَعُّونَ إِلَىٰ نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا
O gün zor kullanarak itile kakıla cehennem ateşine atılacaklardır.
Las Exégesis Árabes:
هَٰذِهِ ٱلنَّارُ ٱلَّتِي كُنتُم بِهَا تُكَذِّبُونَ
Azarlamak için onlara şöyle denilir: "Resulleriniz sizi kendisi ile korkuttuğu halde işte bu yalanlayıp durduğunuz ateşin ta kendisidir."
Las Exégesis Árabes:
Beneficios de los versículos de esta página:
• الكفر ملة واحدة وإن اختلفت وسائله وتنوع أهله ومكانه وزمانه.
Zamanı, mekânı, şahısları ve sebepleri farklı olsa bile küfür tek millettir.

• شهادة الله لرسوله صلى الله عليه وسلم بتبليغ الرسالة.
Yüce Allah, resulü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in risaleti tebliğ ettiği hakkında şahitlik etmiştir.

• الحكمة من خلق الجن والإنس تحقيق عبادة الله بكل مظاهرها.
Cinlerin ve insanların yaratılmasındaki hikmet, bütün yönleriyle Allah'a olan ibadetin gerçekleştirilmesidir.

• سوف تتغير أحوال الكون يوم القيامة.
Kıyamet günü kâinatın ahvali değişecektir.

أَفَسِحۡرٌ هَٰذَآ أَمۡ أَنتُمۡ لَا تُبۡصِرُونَ
Gözlerinizle apaçık gördüğünüz azap da mı sihirdir? Yoksa siz onu görmüyor musunuz?
Las Exégesis Árabes:
ٱصۡلَوۡهَا فَٱصۡبِرُوٓاْ أَوۡ لَا تَصۡبِرُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡكُمۡۖ إِنَّمَا تُجۡزَوۡنَ مَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Bu ateşin sıcaklığını ve acısını tadın. Onun sıcaklığına ister sabredin ister sabretmeyin; sizin için birdir. Bugün sabretseniz de sabretmeseniz de dünyada işlemiş olduğunuz küfür ve günahların karşılığına çarptırılacaksınız.
Las Exégesis Árabes:
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّٰتٖ وَنَعِيمٖ
Emirlerini yerine getirip, yasaklarından sakınarak Rablerine karşı takva sahibi olanlar cennetler ve kesintiye uğramayacak büyük nimetler içindedirler.
Las Exégesis Árabes:
فَٰكِهِينَ بِمَآ ءَاتَىٰهُمۡ رَبُّهُمۡ وَوَقَىٰهُمۡ رَبُّهُمۡ عَذَابَ ٱلۡجَحِيمِ
Yüce Allah'ın kendilerine vermiş olduğu yiyecek, içecek ve evlilikten alacakları lezzetlerin sefasını sürerler. Rableri -Subhanehu ve Teâlâ- onları alevli ateşin azabından korur. Talep ettikleri lezzetli şeyleri elde ederek ve sıkıntı verecek şeylerden de korunarak kazançlı çıkarlar.
Las Exégesis Árabes:
كُلُواْ وَٱشۡرَبُواْ هَنِيٓـَٔۢا بِمَا كُنتُمۡ تَعۡمَلُونَ
Onlara şöyle denilir: "Canınızın çektiği şeylerden afiyetle yiyip için. Dünyada yapmış olduğunuz güzel amellerinizin karşılığı olarak, yiyip içtiğiniz şeylerin bir eziyet ve zarar vermesinden korkmayın."
Las Exégesis Árabes:
مُتَّكِـِٔينَ عَلَىٰ سُرُرٖ مَّصۡفُوفَةٖۖ وَزَوَّجۡنَٰهُم بِحُورٍ عِينٖ
Karşılıklı sıra sıra dizilmiş süslenmiş koltuklara oturmuşlardır. Ve onları iri gözlü beyaz tenli kadınlarla (huriler) onları evlendiririz.
Las Exégesis Árabes:
وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَٱتَّبَعَتۡهُمۡ ذُرِّيَّتُهُم بِإِيمَٰنٍ أَلۡحَقۡنَا بِهِمۡ ذُرِّيَّتَهُمۡ وَمَآ أَلَتۡنَٰهُم مِّنۡ عَمَلِهِم مِّن شَيۡءٖۚ كُلُّ ٱمۡرِيِٕۭ بِمَا كَسَبَ رَهِينٞ
İman edenleri ve iman etmede onlara tabi olan evlatlarını onlarla bir araya getirdik ki gönülleri rahatlasın. Velev ki amelleri bu dereceye ulaşmasa bile, onların amellerinin sevaplarından da bir şey eksiltmedik. Her insan, kendi yapıp kazanmakta olduğu kötü amele karşılık rehindir, hiçbir kimse onun amelinden bir şeyi yüklenemez.
Las Exégesis Árabes:
وَأَمۡدَدۡنَٰهُم بِفَٰكِهَةٖ وَلَحۡمٖ مِّمَّا يَشۡتَهُونَ
Cennet ehline canlarının çektiği çeşit çeşit meyvelerden ve etlerden bol bol verdik.
Las Exégesis Árabes:
يَتَنَٰزَعُونَ فِيهَا كَأۡسٗا لَّا لَغۡوٞ فِيهَا وَلَا تَأۡثِيمٞ
Cennette birbirilerine kadeh sunarlar. Dünyada içildiğinde sarhoşluk vermesi sebebiyle meydana gelen günah ve batıl söz söyleme sonucunu doğurmaz.
Las Exégesis Árabes:
۞ وَيَطُوفُ عَلَيۡهِمۡ غِلۡمَانٞ لَّهُمۡ كَأَنَّهُمۡ لُؤۡلُؤٞ مَّكۡنُونٞ
Hizmetlerine sunulmuş gençler etraflarında dolanıp dururlar. Sanki onlar ciltlerinin beyazlığı ve temizliğinden dolayı kabuğunda saklı inci gibidirler.
Las Exégesis Árabes:
وَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَسَآءَلُونَ
Cennetlikler birbirlerine dönüp dünyadaki hallerini birbirilerine sorarlar.
Las Exégesis Árabes:
قَالُوٓاْ إِنَّا كُنَّا قَبۡلُ فِيٓ أَهۡلِنَا مُشۡفِقِينَ
Birbirlerine şöyle cevap verirler: "Şüphesiz biz, dünyada ailemizin yanındayken Yüce Allah'ın azabından korkardık."
Las Exégesis Árabes:
فَمَنَّ ٱللَّهُ عَلَيۡنَا وَوَقَىٰنَا عَذَابَ ٱلسَّمُومِ
"Allah, İslam'a hidayet ederek bize lütufta bulundu ve şiddetli azaptan bizleri korudu."
Las Exégesis Árabes:
إِنَّا كُنَّا مِن قَبۡلُ نَدۡعُوهُۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلۡبَرُّ ٱلرَّحِيمُ
Bizler, dünya hayatında O'na ibadet ediyorduk. cehennem azabından bizi koruması için O'na dua ediyorduk. O kullarına karşı vadettiği hususlarda sadık ve ihsan sahibidir. Onlara karşı çok merhametlidir. Bize olan rahmeti ve ihsanından dolayı bizleri imana erdirdi. Bizleri cennete koydu ve cehennemden uzaklaştırdı.
Las Exégesis Árabes:
فَذَكِّرۡ فَمَآ أَنتَ بِنِعۡمَتِ رَبِّكَ بِكَاهِنٖ وَلَا مَجۡنُونٍ
-Ey Resul!- Sen Kur'an ile öğüt ver. Allah'ın sana bahşetmiş olduğu iman ve akıl sebebiyle sen kâhin değilsin. Sana görünen cinler vardır ve sen deli de değilsin.
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ يَقُولُونَ شَاعِرٞ نَّتَرَبَّصُ بِهِۦ رَيۡبَ ٱلۡمَنُونِ
Yoksa bu yalanlayanlar şöyle mi diyorlar?: "Muhammed resul değildir, bilakis o şairdir. Ölümün onu kıskıvrak yakalamasını bekliyoruz ki, ondan kurtulalım."
Las Exégesis Árabes:
قُلۡ تَرَبَّصُواْ فَإِنِّي مَعَكُم مِّنَ ٱلۡمُتَرَبِّصِينَ
-Ey Resul!- Onlara de ki: "Ölümümü bekleyin, ben de beni yalanlamanızdan dolayı başınıza gelecek azabı bekliyorum."
Las Exégesis Árabes:
Beneficios de los versículos de esta página:
• الجمع بين الآباء والأبناء في الجنة في منزلة واحدة وإن قصر عمل بعضهم إكرامًا لهم جميعًا حتى تتم الفرحة.
Cennette babalar ve oğullarının aynı derecede bir arada toplanmaları, aralarından bazılarının amelleri eksik olsa bile onların hepsine ikram edilmesi ve mutluluklarının tamamlanması içindir.

• خمر الآخرة لا يترتب على شربها مكروه.
Ahiret şarabının içilmesi kötü sonuçlar doğurmaz.

• من خاف من ربه في دنياه أمّنه في آخرته.
Kim dünyada Rabbinden korkarsa; ahirette Yüce Allah, onu emniyette kılar.

أَمۡ تَأۡمُرُهُمۡ أَحۡلَٰمُهُم بِهَٰذَآۚ أَمۡ هُمۡ قَوۡمٞ طَاغُونَ
"Şüphesiz o kâhin ve delidir." sözlerini onlara akılları mı emrediyor? Bir kişide bir arada bulunması mümkün olmayan şeyleri bir araya getirmeye çalışıyorlar. Bilakis onlar, haddi aşan bir topluluktur. Dine ve sahih akla dönmezler.
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُۥۚ بَل لَّا يُؤۡمِنُونَ
Yoksa onlar; Muhammed bu Kur'an'ı kendisi uydurdu, bunlar ona vahyolmadı mı diyorlar? Kur'an'ı o uydurmadı, bilakis onlar ona iman etme hususunda kibirleniyorlar. Buna rağmen hâlâ onu uydurdu diyorlar.
Las Exégesis Árabes:
فَلۡيَأۡتُواْ بِحَدِيثٖ مِّثۡلِهِۦٓ إِن كَانُواْ صَٰدِقِينَ
Eğer onun uydurma olduğunu iddia ettiklerinde sadık iseler, uydurma da olsa onun misli bir söz getirsinler!
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ خُلِقُواْ مِنۡ غَيۡرِ شَيۡءٍ أَمۡ هُمُ ٱلۡخَٰلِقُونَ
Yoksa onlar kendilerini yaratan bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa onlar kendilerini mi yarattılar? Yaratıcı olmadan mahlukatın olması imkansızdır. Hiçbir mahluk yaratamaz. O halde neden kendilerini yaratana ibadet etmiyorlar?
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ خَلَقُواْ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَۚ بَل لَّا يُوقِنُونَ
Yoksa, gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Hayır! Yüce Allah'ın, onların yaratıcısı olduğuna yakinen iman etmiyorlar. Şayet gerçekten iman etmiş olsalardı O'nu birler ve resullerine iman ederlerdi.
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ عِندَهُمۡ خَزَآئِنُ رَبِّكَ أَمۡ هُمُ ٱلۡمُصَۜيۡطِرُونَ
Yoksa, Rabbinin rızık hazineleri onların yanında mıdır ki dilediklerini bağışlasınlar? Peygamberliği de dilediklerine verip dilediklerine de engel olup vermesinler. Yoksa onlar dilediği gibi tasarruf eden hakimiyet sahibi kimseler midir?
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ لَهُمۡ سُلَّمٞ يَسۡتَمِعُونَ فِيهِۖ فَلۡيَأۡتِ مُسۡتَمِعُهُم بِسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٍ
Yoksa onların gökyüzüne yükseldikleri bir merdivenleri mi var da; orada Yüce Allah'ın onların hak olduğuna dair vahyini mi duydular? Onlardan kim bu vahyi duyduysa, hak üzerine olduklarına dair kendilerini tasdik eden apaçık delilleri getirsin.
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ لَهُ ٱلۡبَنَٰتُ وَلَكُمُ ٱلۡبَنُونَ
O kötü gördüğünüz kızlar, Allah -Subhanehu ve Teâlâ-'nın da; sevdiğiniz erkek çocukları sizin mi?
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ تَسۡـَٔلُهُمۡ أَجۡرٗا فَهُم مِّن مَّغۡرَمٖ مُّثۡقَلُونَ
-Ey Resul!- Yoksa sen Rabbinden tebliğ ettiğin şeyler karşılığında onlardan bir ücret istiyorsun da, bundan dolayı onlar taşımaya güç yetiremedikleri bir borcun altına mı giriyorlar?
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ عِندَهُمُ ٱلۡغَيۡبُ فَهُمۡ يَكۡتُبُونَ
Yoksa gayp ilmi onların yanında da, gayptan bildiklerini insanlar için yazıyorlar ve onlara gayptan dilediklerini mi haber veriyorlar?
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ يُرِيدُونَ كَيۡدٗاۖ فَٱلَّذِينَ كَفَرُواْ هُمُ ٱلۡمَكِيدُونَ
Yoksa bu yalanlayanlar sana ve içinde bulunduğun dine tuzak mı kurmak istiyorlar? Yüce Allah'ı ve resulünü küfredenlerin kendisi tuzağa düşenlerdir, sen değilsin.
Las Exégesis Árabes:
أَمۡ لَهُمۡ إِلَٰهٌ غَيۡرُ ٱللَّهِۚ سُبۡحَٰنَ ٱللَّهِ عَمَّا يُشۡرِكُونَ
Yoksa onların Yüce Allah'tan başka hak ilahları mı var? Yüce Allah, onların zatına nispet ettikleri ortaklardan münezzeh ve yücedir.
Las Exégesis Árabes:
وَإِن يَرَوۡاْ كِسۡفٗا مِّنَ ٱلسَّمَآءِ سَاقِطٗا يَقُولُواْ سَحَابٞ مَّرۡكُومٞ
Eğer gökten bir parça düştüğünü görseler; “Bunlar her zaman olduğu gibi üst üste yığılmış bulutlardır.” derler. Bundan öğüt almaz ve iman da etmezler.
Las Exégesis Árabes:
فَذَرۡهُمۡ حَتَّىٰ يُلَٰقُواْ يَوۡمَهُمُ ٱلَّذِي فِيهِ يُصۡعَقُونَ
-Ey Resul!- Azap görecekleri günlerine ulaşıncaya kadar onları inkâr ve inatları üzerine bırak. O gün kıyamet günüdür.
Las Exégesis Árabes:
يَوۡمَ لَا يُغۡنِي عَنۡهُمۡ كَيۡدُهُمۡ شَيۡـٔٗا وَلَا هُمۡ يُنصَرُونَ
Az ya da çok o gün kurdukları tuzakları kendilerinden bir şey def edemez ve azaptan kurtarılmak için de onlara yardım edilmez.
Las Exégesis Árabes:
وَإِنَّ لِلَّذِينَ ظَلَمُواْ عَذَابٗا دُونَ ذَٰلِكَ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَهُمۡ لَا يَعۡلَمُونَ
Şirk ve günahlar ile kendilerine zulmedenler ahiret azabından önce dünya hayatında ölüm ve esir alınır, berzah aleminde de kabir azabına uğrarlar. Ancak onların çoğu bunu bilmezler. Bundan dolayı küfürleri üzerine devam ederler.
Las Exégesis Árabes:
وَٱصۡبِرۡ لِحُكۡمِ رَبِّكَ فَإِنَّكَ بِأَعۡيُنِنَاۖ وَسَبِّحۡ بِحَمۡدِ رَبِّكَ حِينَ تَقُومُ
-Ey Resul!- Rabbinin emrine ve şeri hükmüne sabret. Şüphesiz ki, sen gözümüzün önünde ve korumamız altındasın. Uykudan uyandığında Rabbini hamt ile tespih et.
Las Exégesis Árabes:
وَمِنَ ٱلَّيۡلِ فَسَبِّحۡهُ وَإِدۡبَٰرَ ٱلنُّجُومِ
Gecenin bir kısmında Rabbini tespih et, O'na dua et ve sabah namazını yıldızlar battıktan sonra gündüzün ışığı (fecrin doğuşu) ile kıl.
Las Exégesis Árabes:
Beneficios de los versículos de esta página:
• الطغيان سبب من أسباب الضلال.
Azgınlık, sapıklığın sebeplerindendir.

• أهمية الجدال العقلي في إثبات حقائق الدين.
Dinin hakikatlerini ispat etme hususunda akli tartışmalar önemlidir.

• ثبوت عذاب البَرْزَخ.
Kabir/berzah azabı ispat edilmiştir.

 
Traducción de significados Capítulo: Sura At-Tur
Índice de Capítulos Número de página
 
Traducción de los significados del Sagrado Corán - Traducción Turca del Mujtasar para la exégesis del Sagrado Corán. - Índice de traducciones

La Traducción Turca del Mujtasar para la Exégesis del Sagrado Corán. Emitida por el Centro Tafsir para los estudios coránicos

Cerrar