Check out the new design

Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Simoore: Simoore Annabaaɓe   Aaya:
وَمَآ أَرۡسَلۡنَا مِن قَبۡلِكَ مِن رَّسُولٍ إِلَّا نُوحِيٓ إِلَيۡهِ أَنَّهُۥ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَا۠ فَٱعۡبُدُونِ
-Ey Resul!- "Senden önce gönderdiğimiz bütün resullere benden başka hak mabut (ilah) yoktur. O halde yalnızca bana ibadet edin ve bana hiçbir şeyi ortak koşmayın!" diye vahyetmişizdir.
Faccirooji aarabeeji:
وَقَالُواْ ٱتَّخَذَ ٱلرَّحۡمَٰنُ وَلَدٗاۗ سُبۡحَٰنَهُۥۚ بَلۡ عِبَادٞ مُّكۡرَمُونَ
Müşrikler dediler ki: Yüce Allah melekleri (kendine) kızlar edindi. Allah -Subhânehu ve Teâlâ- söyledikleri bu yalandan uzak ve münezzehtir. Bilakis melekler, Allah Teâlâ tarafından ikram edilen kendisine yakın kılınan kullarıdır.
Faccirooji aarabeeji:
لَا يَسۡبِقُونَهُۥ بِٱلۡقَوۡلِ وَهُم بِأَمۡرِهِۦ يَعۡمَلُونَ
Rablerinden önce bir söz söylemezler. Onlara konuşmalarını emrettiğinde konuşurlar. O'nun emri ile amel ederler. Onun hiçbir emrine muhalefet etmezler.
Faccirooji aarabeeji:
يَعۡلَمُ مَا بَيۡنَ أَيۡدِيهِمۡ وَمَا خَلۡفَهُمۡ وَلَا يَشۡفَعُونَ إِلَّا لِمَنِ ٱرۡتَضَىٰ وَهُم مِّنۡ خَشۡيَتِهِۦ مُشۡفِقُونَ
Onların yaptıkları ve yapacakları amellerini bilir. Kendisine şefaat edilmesinden razı olduğu kimselere izni olmadan şefaat talebinde bulunmazlar. Onlar korkularından dolayı Allah -Subhânehu ve Teâlâ-'dan sakınırlar. Emir ve yasakladıkları şeylerde O'na asla muhalefet etmezler.
Faccirooji aarabeeji:
۞ وَمَن يَقُلۡ مِنۡهُمۡ إِنِّيٓ إِلَٰهٞ مِّن دُونِهِۦ فَذَٰلِكَ نَجۡزِيهِ جَهَنَّمَۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلظَّٰلِمِينَ
Farz edelim ki meleklerden kim şöyle derse: Şüphesiz ben de Allah’tan başka bir ilahım. Kıyamet günü biz bu söylediği sözden dolayı ona cehennem azabıyla karşılığını veririz, orada ebedî kalacaktır. Yüce Allah'ı şirk ve küfür ile küfreden zalimleri bu cezanın aynısı ile cezalandırırız.
Faccirooji aarabeeji:
أَوَلَمۡ يَرَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَنَّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضَ كَانَتَا رَتۡقٗا فَفَتَقۡنَٰهُمَاۖ وَجَعَلۡنَا مِنَ ٱلۡمَآءِ كُلَّ شَيۡءٍ حَيٍّۚ أَفَلَا يُؤۡمِنُونَ
Allah hakkında küfür içinde olanlar gökler ve yer birbirine bitişik iken, aralarında bir boşluk yokken ondan yağmuru indirdiğimizi, onların arasını ayırdığımızı, gökten yeryüzüne indirdiğimiz su ile bitki ve canlılar gibi her şeye hayat verdiğimizi görmediler mi? Bundan ibret alıp yalnızca Allah'a iman etmeyecekler mi?
Faccirooji aarabeeji:
وَجَعَلۡنَا فِي ٱلۡأَرۡضِ رَوَٰسِيَ أَن تَمِيدَ بِهِمۡ وَجَعَلۡنَا فِيهَا فِجَاجٗا سُبُلٗا لَّعَلَّهُمۡ يَهۡتَدُونَ
Üzerindekileri sarsmasın diye yeryüzünde sabit dağlar yarattık. Onlar için geniş yol ve geçitler meydana getirdik ki yolculuk yaparak gitmek istedikleri yere onları götürsün.
Faccirooji aarabeeji:
وَجَعَلۡنَا ٱلسَّمَآءَ سَقۡفٗا مَّحۡفُوظٗاۖ وَهُمۡ عَنۡ ءَايَٰتِهَا مُعۡرِضُونَ
Gökyüzünü direksiz olarak yıkılmaktan korunmuş tavanlardan bir tavan kıldık. Ve (gökyüzünü) gizli bir şekilde dinlenilmesinden (Şeytanların gizlice dinlemelerini engellemek için) korunaklı kıldık. Müşrikler, -Güneş ve Ay gibi- gökyüzündeki ayetlerden ibret almadan yüz çeviriyorlar.
Faccirooji aarabeeji:
وَهُوَ ٱلَّذِي خَلَقَ ٱلَّيۡلَ وَٱلنَّهَارَ وَٱلشَّمۡسَ وَٱلۡقَمَرَۖ كُلّٞ فِي فَلَكٖ يَسۡبَحُونَ
Yüce Allah, canlılar dinlensinler diye geceyi, geçimlerini sağlamak için de gündüzü yaratmıştır. Güneş'i gündüzün alameti, Ay'ı da gecenin alameti olarak yarattı. Güneş ve Ay'dan her biri kendi yörüngesinde akıp gider. Ne o yörüngeden sapar, ne de başka tarafa meyleder.
Faccirooji aarabeeji:
وَمَا جَعَلۡنَا لِبَشَرٖ مِّن قَبۡلِكَ ٱلۡخُلۡدَۖ أَفَإِيْن مِّتَّ فَهُمُ ٱلۡخَٰلِدُونَ
-Ey Resul!- Senden önce hiçbir beşere bu hayatta ebedî olarak kalmasına izin vermedik. Şayet senin bu hayatta ecelin gelir de ölürsen, onlar senden sonra kalacaklar mı? Kesinlikle hayır!
Faccirooji aarabeeji:
كُلُّ نَفۡسٖ ذَآئِقَةُ ٱلۡمَوۡتِۗ وَنَبۡلُوكُم بِٱلشَّرِّ وَٱلۡخَيۡرِ فِتۡنَةٗۖ وَإِلَيۡنَا تُرۡجَعُونَ
Her Mümin ya da kâfir nefis dünyada ölümü tadacaktır. -Ey İnsanlar!- Dünya hayatında sizi sorumluluk, nimet ve belalar ile imtihan ederiz. Ölümünüzden sonra başkasına değil yalnızca bize döndürüleceksiniz. Biz de işlemiş olduğunuz amellerin karşılığını vereceğiz.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• تنزيه الله عن الولد.
Yüce Allah çocuk edinmekten münezzehtir.

• منزلة الملائكة عند الله أنهم عباد خلقهم لطاعته، لا يوصفون بالذكورة ولا الأنوثة، بل عباد مكرمون.
Yüce Allah katında melekler birer kuldur. Onları kendisine itaat etmeleri için yaratmıştır. Onlar, erkeklik ya da dişilik ile vasfedilmezler. Bilakis kendilerine ikram edilen kullardır.

• خُلِقت السماوات والأرض وفق سُنَّة التدرج، فقد خُلِقتا مُلْتزِقتين، ثم فُصِل بينهما.
Gökler ve yeryüzü kademe kademe yaratılmıştır. İlk başta birbirine bitişik olarak yaratılmıştır. Sonra ikisinin arası ayrılmıştır.

• الابتلاء كما يكون بالشر يكون بالخير.
Başa gelen musibetler şer ile olduğu gibi hayır ile de olabilir.

 
Firo maanaaji Simoore: Simoore Annabaaɓe
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. - Tippudi firooji ɗii

iwde e galle Firo jaŋdeeji Alkur'aana.

Uddude