Check out the new design

Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Simoore: Simoore Annabaaɓe   Aaya:
وَمِنَ ٱلشَّيَٰطِينِ مَن يَغُوصُونَ لَهُۥ وَيَعۡمَلُونَ عَمَلٗا دُونَ ذَٰلِكَۖ وَكُنَّا لَهُمۡ حَٰفِظِينَ
Şeytanlardan denize dalıp onun için inci ve diğer şeyleri çıkaranları emrine verdik. Bunun dışında bina yapmak gibi diğer işlerde onun için çalışıyorlardı. Onların sayılarını ve yaptıklarını gözetiyorduk. Bundan hiçbir şey bizden kaçmadı.
Faccirooji aarabeeji:
۞ وَأَيُّوبَ إِذۡ نَادَىٰ رَبَّهُۥٓ أَنِّي مَسَّنِيَ ٱلضُّرُّ وَأَنتَ أَرۡحَمُ ٱلرَّٰحِمِينَ
-Ey Resul!- Eyyûb -aleyhisselam-'ın kıssasını da hatırla. Hani kendisine hastalık isabet ettiğinde Rabbi -Subhânehu ve Teâlâ-'ya: "Ey Rabbim, hastalık ve aile mi kaybetme musibetine maruz kaldım. Sen merhametlilerin en merhametlisisin, bana isabet eden bu hastalığı benden gider.” diye niyaz etmişti.
Faccirooji aarabeeji:
فَٱسۡتَجَبۡنَا لَهُۥ فَكَشَفۡنَا مَا بِهِۦ مِن ضُرّٖۖ وَءَاتَيۡنَٰهُ أَهۡلَهُۥ وَمِثۡلَهُم مَّعَهُمۡ رَحۡمَةٗ مِّنۡ عِندِنَا وَذِكۡرَىٰ لِلۡعَٰبِدِينَ
Duasına icabet ettik, ona zarar veren her şeyi giderdik. Ailesinden (eşlerinden) ve çocuklarından kaybettiklerini ona verdik. Aynı zamanda onlarla beraber bir mislini daha verdik. Bütün bunları kendi katımızdan bir rahmet ve Allah'a ibadet ile itaat edenlere öğüt olsun diye yaptık ki, Eyyûb'un sabrettiği gibi sabretsinler.
Faccirooji aarabeeji:
وَإِسۡمَٰعِيلَ وَإِدۡرِيسَ وَذَا ٱلۡكِفۡلِۖ كُلّٞ مِّنَ ٱلصَّٰبِرِينَ
-Ey Resul- İsmail’i, İdris’i ve Zülkifl -aleyhimusselam-'ı da hatırla. Onlardan her biri belaya karşı sabreden, Allah'ın kendisini sorumlu tuttuğu vazifeyi yerine getiren kimselerdi.
Faccirooji aarabeeji:
وَأَدۡخَلۡنَٰهُمۡ فِي رَحۡمَتِنَآۖ إِنَّهُم مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
Onları, rahmetimizin içine aldık ve peygamber olarak görevlendirdik. Ardından cennete koyduk. Şüphesiz onlar Rablerine itaat eden Allah'ın salih kullarıdır. Onlar içleri de dışları da bir, doğru dürüst kimselerdir.
Faccirooji aarabeeji:
وَذَا ٱلنُّونِ إِذ ذَّهَبَ مُغَٰضِبٗا فَظَنَّ أَن لَّن نَّقۡدِرَ عَلَيۡهِ فَنَادَىٰ فِي ٱلظُّلُمَٰتِ أَن لَّآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنتَ سُبۡحَٰنَكَ إِنِّي كُنتُ مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ
-Ey Resul!- Balina ile başından olay geçen Yunus -aleyhisselam-'ı hatırla. Hani kavmi işledikleri günahlara devam ettiği için onlara kızarak Rabbinin izni olmadan çekip, gitmişti. Bizim, onu gitmesinden dolayı cezalandırmayla sıkıştırmayacağımızı zannediyordu. Balık onu yutup (karnında) hapsettiğinde şiddetli bir sıkıntıyla onu imtihan ettik. Gece, deniz ve balığın karnının karanlığında günahını ikrar edip Allah'a tövbe ederek dua etti ve: "Senden başka hak mabut yoktur. Sen eksik ve noksanlıklardan münezzeh ve yücesin. Şüphesiz ki ben (nefsine) zulmedenlerden oldum." dedi.
Faccirooji aarabeeji:
فَٱسۡتَجَبۡنَا لَهُۥ وَنَجَّيۡنَٰهُ مِنَ ٱلۡغَمِّۚ وَكَذَٰلِكَ نُـۨجِي ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Duasına icabet ettik ve karanlıklardan, balinanın karnından çıkarmak suretiyle onu şiddetli sıkıntılardan kurtardık. Yunus'u bu sıkıntılarından kurtardığımız gibi, sıkıntıya düştüklerinde Allah'a yalvaran Müminleri de kurtarırız.
Faccirooji aarabeeji:
وَزَكَرِيَّآ إِذۡ نَادَىٰ رَبَّهُۥ رَبِّ لَا تَذَرۡنِي فَرۡدٗا وَأَنتَ خَيۡرُ ٱلۡوَٰرِثِينَ
-Ey Resul- Zekeriya -aleyhisselam-'ın kıssasını da hatırla. Hani o, Rabbi Allah -Subhânehu ve Teâlâ-'ya: Rabbim, çocuğum olmadan beni tek başıma bırakma. Sen baki olanların en hayırlısısın. Benden sonra kalacak çocukla beni rızıklandır." diye dua etmişti.
Faccirooji aarabeeji:
فَٱسۡتَجَبۡنَا لَهُۥ وَوَهَبۡنَا لَهُۥ يَحۡيَىٰ وَأَصۡلَحۡنَا لَهُۥ زَوۡجَهُۥٓۚ إِنَّهُمۡ كَانُواْ يُسَٰرِعُونَ فِي ٱلۡخَيۡرَٰتِ وَيَدۡعُونَنَا رَغَبٗا وَرَهَبٗاۖ وَكَانُواْ لَنَا خَٰشِعِينَ
Onun duasına icabet ettik ve ona erkek çocuk olarak Yahya'yı verdik. Hanımını elverişli kıldık. Hanımı doğurgan değilken onu doğurgan kıldık. Zekeriya, hanımı ve oğlu hayır işlerinde birbirleriyle yarışırlardı. Bizim katımızdakini ümit ederek bize dua eder ve katımızdaki azaptan da korkarlardı. Bize karşı itaat eden kimselerdi.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• الصلاح سبب للرحمة.
Salih olmak rahmete sebep olur.

• الالتجاء إلى الله وسيلة لكشف الكروب.
Yüce Allah'a sığınmak sıkıntıların giderilmesi için bir vesiledir.

• فضل طلب الولد الصالح ليبقى بعد الإنسان إذا مات.
İnsanın, öldükten sonra arkasında salih bir evlat kalmasını istemesi faziletli bir davranıştır.

• الإقرار بالذنب، والشعور بالاضطرار لله وشكوى الحال له، وطاعة الله في الرخاء من أسباب إجابة الدعاء وكشف الضر.
Günahı ikrar etmek, Allah'a muhtaç olduğu hissinde olmak, halini O'na şikayet etmek ve bolluk zamanında Allah'a itaat etmek, dualara icabet edilmesinin ve sıkıntıların giderilmesinin sebeplerindendir.

 
Firo maanaaji Simoore: Simoore Annabaaɓe
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. - Tippudi firooji ɗii

iwde e galle Firo jaŋdeeji Alkur'aana.

Uddude