Check out the new design

કુરઆન મજીદના શબ્દોનું ભાષાંતર - તૂર્કી ભાષામાં અલ્ મુખ્તસર ફી તફસીરિલ્ કુરઆનિલ્ કરીમ કિતાબનું અનુવાદ * - ભાષાંતરોની અનુક્રમણિકા


શબ્દોનું ભાષાંતર સૂરહ: ગાફિર   આયત:
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا رُسُلٗا مِّن قَبۡلِكَ مِنۡهُم مَّن قَصَصۡنَا عَلَيۡكَ وَمِنۡهُم مَّن لَّمۡ نَقۡصُصۡ عَلَيۡكَۗ وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَن يَأۡتِيَ بِـَٔايَةٍ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۚ فَإِذَا جَآءَ أَمۡرُ ٱللَّهِ قُضِيَ بِٱلۡحَقِّ وَخَسِرَ هُنَالِكَ ٱلۡمُبۡطِلُونَ
-Ey Rasûl!- Andolsun ki, senden önce nice rasûlleri kavimlerine gönderdik. Onları yalanlayıp eziyet ettiler. Ancak rasûller onların yalanlamalarına ve eziyetlerine sabrettiler. Bu rasûllerden sana kıssalarından bahsettiklerimiz de var, bahsetmediklerimiz de. Hiçbir rasûlün, Allah -Subhânehû ve Teâlâ-'nın dilemesi olmadan kavmine bir mucize getirmesi düşünülemez. Kâfirlerin rasûllerine mucizeleri getirmeyi önermesi zulümdür. Allah'ın emri fetih ya da rasûller ile kavimleri arasında adaletle hükmedilmesi hususunda geldiğinde, onların aralarında hüküm verilir ve kâfirler helaka uğrar. Rasûller ise kazanan kimseler olurlar. Bu durumda kulların arasında hükmedildiğinde -küfürleri sebebiyle kendilerini helak olmaya sürükleyen batıl ehli- hüsrana uğrar.
અરબી તફસીરો:
ٱللَّهُ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَنۡعَٰمَ لِتَرۡكَبُواْ مِنۡهَا وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ
Yüce Allah; deve, inek ve koyunu bazısına binip, bazısının da etinden yemeniz için yaratmıştır.
અરબી તફસીરો:
وَلَكُمۡ فِيهَا مَنَٰفِعُ وَلِتَبۡلُغُواْ عَلَيۡهَا حَاجَةٗ فِي صُدُورِكُمۡ وَعَلَيۡهَا وَعَلَى ٱلۡفُلۡكِ تُحۡمَلُونَ
Bu hayvanlarda sizin için her asırda yenilenen bir çok faydalar bulunmaktadır. Nefislerinizde arzuladığınız bazı ihtiyaçlarınıza bunlar vasıtasıyla ulaşırsınız. Bu ihtiyaçların başında karada ve denizde yolculuk etmek gelir.
અરબી તફસીરો:
وَيُرِيكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ فَأَيَّ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ تُنكِرُونَ
Allah -Subhanehu ve Teâlâ- kudretine ve birliğine delalet eden ayetlerini size gösteriyor. O'nun ayetlerinin olduğunu kabul ettikten sonra Yüce Allah'ın hangi ayetlerini inkâr ediyorsunuz?
અરબી તફસીરો:
أَفَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ كَانُوٓاْ أَكۡثَرَ مِنۡهُمۡ وَأَشَدَّ قُوَّةٗ وَءَاثَارٗا فِي ٱلۡأَرۡضِ فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Bu yalanlayanlar yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, kendilerinden önce gelip yalanlayan kavimlerin akıbetleri nasıl oldu düşünüp taşınsınlar. O geçmiş ümmetler onlardan servet olarak daha varlıklı, daha güçlü ve yeryüzünde bıraktıkları eserleri daha sağlamdı. Fakat elde ettikleri kuvvetleri Yüce Allah'ın helak eden azabı geldiğinde onlara bir fayda sağlamadı.
અરબી તફસીરો:
فَلَمَّا جَآءَتۡهُمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَرِحُواْ بِمَا عِندَهُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Peygamberleri onlara apaçık deliller ile geldiğinde onları yalanladılar. Peygamberlerinin getirdiğine, muhalefet eden ilimlerine sarılıp ondan razı oldular. Peygamberlerinin kendilerini korkuttuğu ve alay ettikleri o azap onları yakalayıverdi.
અરબી તફસીરો:
فَلَمَّا رَأَوۡاْ بَأۡسَنَا قَالُوٓاْ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَحۡدَهُۥ وَكَفَرۡنَا بِمَا كُنَّا بِهِۦ مُشۡرِكِينَ
Azabımızı gördükleri zaman kabul etmelerinin kendilerine fayda vermediği zaman ikrar ederek şöyle dediler: "Yalnızca Yüce Allah'a iman ettik. O'nun dışında ibadet ettiğimiz putları ve ortakları inkâr ettik."
અરબી તફસીરો:
فَلَمۡ يَكُ يَنفَعُهُمۡ إِيمَٰنُهُمۡ لَمَّا رَأَوۡاْ بَأۡسَنَاۖ سُنَّتَ ٱللَّهِ ٱلَّتِي قَدۡ خَلَتۡ فِي عِبَادِهِۦۖ وَخَسِرَ هُنَالِكَ ٱلۡكَٰفِرُونَ
Azabımızın indiğini gördükleri vakit iman etmeleri onlara fayda vermedi. Azap kendilerine indiğinde fayda vermemesi Yüce Allah'ın kulları hakkında süre gelen kanunudur. Kâfirler, Allah'ı küfretmeleri ve azap kendilerine tayin edilmeden önce tövbe etmemeleri sebebi ile kendi nefislerini helaka sürükleyerek azap indiğinde hüsrana uğradılar.
અરબી તફસીરો:
આયતોના ફાયદાઓ માંથી:
• لله رسل غير الذين ذكرهم الله في القرآن الكريم نؤمن بهم إجمالًا.
Yüce Allah'ın Kur'an'da zikretmediği resulleri vardır. Genel olarak onlara iman ederiz.

• من نعم الله تبيينه الآيات الدالة على توحيده.
Tevhidine delalet eden ayetlerini açıklaması Allah'ın nimetlerindendir.

• خطر الفرح بالباطل وسوء عاقبته على صاحبه.
Batıl ile sevinmek tehlikeli ve sahibi için kötü bir sondur.

• بطلان الإيمان عند معاينة العذاب المهلك.
Helak edecek azap görüldüğü zaman iman fayda vermez.

 
શબ્દોનું ભાષાંતર સૂરહ: ગાફિર
સૂરહ માટે અનુક્રમણિકા પેજ નંબર
 
કુરઆન મજીદના શબ્દોનું ભાષાંતર - તૂર્કી ભાષામાં અલ્ મુખ્તસર ફી તફસીરિલ્ કુરઆનિલ્ કરીમ કિતાબનું અનુવાદ - ભાષાંતરોની અનુક્રમણિકા

તફસીર લિદ્ દિરાસતીલ્ કુરઆનિયહ કેન્દ્ર દ્વારા પ્રકાશિત.

બંધ કરો