Check out the new design

કુરઆન મજીદના શબ્દોનું ભાષાંતર - તૂર્કી ભાષામાં અલ્ મુખ્તસર ફી તફસીરિલ્ કુરઆનિલ્ કરીમ કિતાબનું અનુવાદ * - ભાષાંતરોની અનુક્રમણિકા


શબ્દોનું ભાષાંતર સૂરહ: અલ્ અઅરાફ   આયત:
وَمَا كَانَ جَوَابَ قَوۡمِهِۦٓ إِلَّآ أَن قَالُوٓاْ أَخۡرِجُوهُم مِّن قَرۡيَتِكُمۡۖ إِنَّهُمۡ أُنَاسٞ يَتَطَهَّرُونَ
Bu ahlaksızlığı işleyen Lût kavmi haktan yüz çevirmiş ve kendilerine bu yaptıklarından dolayı inkârda bulunanlara karşı şöyle demişlerdir: "Lût'u ve ailesini beldenizden çıkartın. Şüphesiz onlar yapmış olduğumuz bu işten uzak duran kimselerdir. Onların bizler arasında kalmasına izin vermek bize yakışmaz.”
અરબી તફસીરો:
فَأَنجَيۡنَٰهُ وَأَهۡلَهُۥٓ إِلَّا ٱمۡرَأَتَهُۥ كَانَتۡ مِنَ ٱلۡغَٰبِرِينَ
Biz de onlara, gece azabın meydana geleceği beldeden çıkmalarını emrederek onu ve karısı hariç bütün ailesini kurtardık. Karısı, kavmiyle beraber kalanlar arasındaydı ve ona da geride kalanlara isabet eden azap isabet etti.
અરબી તફસીરો:
وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهِم مَّطَرٗاۖ فَٱنظُرۡ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُجۡرِمِينَ
Onları çamurdan taşlarla taşlayarak üzerlerine çok şiddetli bir yağmur yağdırdık ve o beldeyi baş aşağıya çevirerek altını üstüne getirdik. -Ey Peygamber!- Günahkâr bu kavmin akıbetinin nasıl son bulduğu hakkında bir düşün? Yok olmak ve devamlı bir rezil rüsvalık ile hayatları son buldu.
અરબી તફસીરો:
وَإِلَىٰ مَدۡيَنَ أَخَاهُمۡ شُعَيۡبٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥۖ قَدۡ جَآءَتۡكُم بَيِّنَةٞ مِّن رَّبِّكُمۡۖ فَأَوۡفُواْ ٱلۡكَيۡلَ وَٱلۡمِيزَانَ وَلَا تَبۡخَسُواْ ٱلنَّاسَ أَشۡيَآءَهُمۡ وَلَا تُفۡسِدُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ بَعۡدَ إِصۡلَٰحِهَاۚ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَ
Medyen kavmine de kardeşleri Şuayb -aleyhisselam-'ı gönderdik. Şuayb onlara şöyle dedi: "Ey kavmim! Bir tek Allah’a ibadet edin. O'ndan başka ibadet edilmeye müstahak bir mabut yoktur. Sizlere Rabbimden getirmiş olduğumun doğruluğuna delalet eden, Allah’tan apaçık bir kanıt ve aşikâr deliller gelmiştir. Kilo ve ölçüyü tam tutarak insanlara haklarını verin. Mallarını kusurlu kılarak, miktarını azaltarak veya sahiplerini kandırarak insanların mallarından eksiltmeyin. Peygamberler gönderilerek ıslah edilmesinin ardından küfür ve günah işleyerek yeryüzünü ifsat etmeyin. Eğer Müminler iseniz, Allah’ın yasaklarından sakının, günahları terk edin. Yüce Allah’ın emrettiği şeyleri de yerine getirin. Zira bu emirlerin yerine getirilmesi kişiyi Yüce Allah'a yakınlaştırır.
અરબી તફસીરો:
وَلَا تَقۡعُدُواْ بِكُلِّ صِرَٰطٖ تُوعِدُونَ وَتَصُدُّونَ عَن سَبِيلِ ٱللَّهِ مَنۡ ءَامَنَ بِهِۦ وَتَبۡغُونَهَا عِوَجٗاۚ وَٱذۡكُرُوٓاْ إِذۡ كُنتُمۡ قَلِيلٗا فَكَثَّرَكُمۡۖ وَٱنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلۡمُفۡسِدِينَ
İnsanları tehdit ederek onların mallarını haksız yere alıp, el koymak için yolların başına oturmayın. Yüce Allah’ın dinine ulaşmak isteyen kimseleri doğru yoldan alı koymayın. Sizler böyle yaparak Allah'ın yolunun bozuk/yamuk olmasını ve insanların bu yola girmemesini arzulamaktasınız. Nimetlerinden dolayı O'na şükretmek için, Allah’ın üzerinize olan nimetlerini çokça hatırlayın. Sizler sayıca çok azdınız da o sizlerin sayısını çoğalttı. Yeryüzünde sizden önceki bozguncuların akıbetlerinin nasıl olduğuna dikkat edin. Şüphesiz akıbetleri helak ve harap olmaktı.
અરબી તફસીરો:
وَإِن كَانَ طَآئِفَةٞ مِّنكُمۡ ءَامَنُواْ بِٱلَّذِيٓ أُرۡسِلۡتُ بِهِۦ وَطَآئِفَةٞ لَّمۡ يُؤۡمِنُواْ فَٱصۡبِرُواْ حَتَّىٰ يَحۡكُمَ ٱللَّهُ بَيۡنَنَاۚ وَهُوَ خَيۡرُ ٱلۡحَٰكِمِينَ
Rabbimden getirdiğime sizden bir grup iman etmiş ve diğer bir grup ta iman etmemiştir. Ey Yalanlayanlar! Hüküm verenlerin en hayırlısı ve en adaletlisi olan Yüce Allah, aranızda hüküm verene kadar bekleyin bakalım.
અરબી તફસીરો:
આયતોના ફાયદાઓ માંથી:
• اللواط فاحشة تدلُّ على انتكاس الفطرة، وناسب أن يكون عقابهم من جنس عملهم فنكس الله عليهم قُراهم.
Livatalık, fıtratın altüst olduğunu gösteren ahlaksız bir günahtır. Bu yüzden Yüce Allah onların beldelerini altüst ederek çevirmiştir. Böylece işlemiş oldukları günahın türünden bir ceza kendilerine gönderilmiştir.

• تقوم دعوة الأنبياء - ومنهم شعيب عليه السلام - على أصلين: تعظيم أمر الله: ويشمل الإقرار بالتوحيد وتصديق النبوة. والشفقة على خلق الله: ويشمل ترك البَخْس وترك الإفساد وكل أنواع الإيذاء.
Şuayb -aleyhisselam- 'ın da içinde bulunduğu bütün peygamberler tarafından yapılan davet şu iki temel üzerine dayanır: Yüce Allah’ın emirlerini tazim etmek. Bu esas, tevhidi ikrar etmeyi ve peygamberleri tasdik etmeyi kapsar. Yaratılanlara karşı merhametli olmak. Bu esas ise hak yemek, bozgunculuk yapmak ve bütün çeşitleriyle canlılara eziyet etmek gibi davranışları terk etmeyi kapsar.

• الإفساد في الأرض بعد الإصلاح جُرْم اجتماعي في حق الإنسانية؛ لأن صلاح الأرض بالعقيدة والأخلاق فيه خير للجميع، وإفساد الأرض عدوان على الناس.
Yeryüzünün ıslah edilmesinin ardından bozgunculuk yapmak insanlık adına işlenmiş toplumsal bir suçtur. Çünkü yeryüzünün inanç ve ahlak bakımından düzelmesi bütün herkes için hayırlıdır. Yeryüzünün ifsadı ise insanlara karşı haksızlık etmektir.

• من أعظم الذنوب وأكبرها وأشدها وأفحشها أخذُ ما لا يحقُّ أخذه شرعًا من الوظائف المالية بالقهر والجبر؛ فإنه غصب وظلم وعسف على الناس وإذاعة للمنكر وعمل به ودوام عليه وإقرار له.
Günahların en azim, en büyük, en şiddetli ve en çirkinlerinden biri de, dinen haksızlık yaparak bir mülke, zor kullanarak, cebren el koymaktır. Bu şüphesiz gasp, zulüm, gaddarlık ve insanlara karşı münkeri yaymak, onunla amel etmek, üzerinde ısrar etmek ve onu kabul etmek demektir.

 
શબ્દોનું ભાષાંતર સૂરહ: અલ્ અઅરાફ
સૂરહ માટે અનુક્રમણિકા પેજ નંબર
 
કુરઆન મજીદના શબ્દોનું ભાષાંતર - તૂર્કી ભાષામાં અલ્ મુખ્તસર ફી તફસીરિલ્ કુરઆનિલ્ કરીમ કિતાબનું અનુવાદ - ભાષાંતરોની અનુક્રમણિકા

તફસીર લિદ્ દિરાસતીલ્ કુરઆનિયહ કેન્દ્ર દ્વારા પ્રકાશિત.

બંધ કરો