કુરઆન મજીદના શબ્દોનું ભાષાંતર - તુર્કી ભાષાતર - શઅબાન બ્રિટિશ * - ભાષાંતરોની અનુક્રમણિકા

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

શબ્દોનું ભાષાંતર સૂરહ: અલ્ કલમ   આયત:

Sûretu'l-Kalem

نٓۚ وَٱلۡقَلَمِ وَمَا يَسۡطُرُونَ
Nûn, kaleme ve (onunla) yazdıklarına yemin olsun.
અરબી તફસીરો:
مَآ أَنتَ بِنِعۡمَةِ رَبِّكَ بِمَجۡنُونٖ
Sen Rabbinin nimeti sayesinde cinlenmiş değilsin.
અરબી તફસીરો:
وَإِنَّ لَكَ لَأَجۡرًا غَيۡرَ مَمۡنُونٖ
Senin için tükenmez bir ecir vardır.
અરબી તફસીરો:
وَإِنَّكَ لَعَلَىٰ خُلُقٍ عَظِيمٖ
Sen, büyük bir ahlak üzeresin.
અરબી તફસીરો:
فَسَتُبۡصِرُ وَيُبۡصِرُونَ
Sen de göreceksin, onlar da görecekler.
અરબી તફસીરો:
بِأَييِّكُمُ ٱلۡمَفۡتُونُ
Hanginizin deli olduğunu…
અરબી તફસીરો:
إِنَّ رَبَّكَ هُوَ أَعۡلَمُ بِمَن ضَلَّ عَن سَبِيلِهِۦ وَهُوَ أَعۡلَمُ بِٱلۡمُهۡتَدِينَ
Doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapan kişiyi en iyi bilendir, hidayete erenleri de en iyi bilen O'dur.
અરબી તફસીરો:
فَلَا تُطِعِ ٱلۡمُكَذِّبِينَ
Sakın yalanlayanlara itaat etme!
અરબી તફસીરો:
وَدُّواْ لَوۡ تُدۡهِنُ فَيُدۡهِنُونَ
Onlar ister ki, sen müsamaha gösterip, yumuşak davranasın da onlar da sana yumuşak davransınlar.
અરબી તફસીરો:
وَلَا تُطِعۡ كُلَّ حَلَّافٖ مَّهِينٍ
Yemin edip duran alçağa itaat etme!
અરબી તફસીરો:
هَمَّازٖ مَّشَّآءِۭ بِنَمِيمٖ
Ayıp arayana ve laf götürüp getirene.
અરબી તફસીરો:
مَّنَّاعٖ لِّلۡخَيۡرِ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ
İyiliği engelleyene, mütecaviz ve saldırgan günahkâra.
અરબી તફસીરો:
عُتُلِّۭ بَعۡدَ ذَٰلِكَ زَنِيمٍ
Kabaya, sonra da soysuza.
અરબી તફસીરો:
أَن كَانَ ذَا مَالٖ وَبَنِينَ
Mal ve oğul sahibi olması sebebiyle.
અરબી તફસીરો:
إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman: "Eskilerin masalları" der.
અરબી તફસીરો:
سَنَسِمُهُۥ عَلَى ٱلۡخُرۡطُومِ
Yakında biz onun burnu üzerine damga vuracağız.
અરબી તફસીરો:
إِنَّا بَلَوۡنَٰهُمۡ كَمَا بَلَوۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ إِذۡ أَقۡسَمُواْ لَيَصۡرِمُنَّهَا مُصۡبِحِينَ
Biz onları, sabahleyin meyvelerini toplamaya yemin eden bahçe sahiplerini denediğimiz gibi denedik.
અરબી તફસીરો:
وَلَا يَسۡتَثۡنُونَ
(İnşaallah diyerek, yeminlerinde) istisnâ da yapmıyorlardı.
અરબી તફસીરો:
فَطَافَ عَلَيۡهَا طَآئِفٞ مِّن رَّبِّكَ وَهُمۡ نَآئِمُونَ
Onlar uyurken, Rabbin tarafından bir kuşatıcı (ateş) bahçeyi sarıverdi.
અરબી તફસીરો:
فَأَصۡبَحَتۡ كَٱلصَّرِيمِ
Ve bahçe kapkara kesildi.
અરબી તફસીરો:
فَتَنَادَوۡاْ مُصۡبِحِينَ
Sabahleyin birbirlerine seslendiler:
અરબી તફસીરો:
أَنِ ٱغۡدُواْ عَلَىٰ حَرۡثِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰرِمِينَ
Mahsulü toplayacaksanız, erkenden yola çıkın!
અરબી તફસીરો:
فَٱنطَلَقُواْ وَهُمۡ يَتَخَٰفَتُونَ
Diye gizlice konuşarak yola düştüler.
અરબી તફસીરો:
أَن لَّا يَدۡخُلَنَّهَا ٱلۡيَوۡمَ عَلَيۡكُم مِّسۡكِينٞ
Sakın bugün hiçbir yoksul oraya yanınıza girmesin, diyerek.
અરબી તફસીરો:
وَغَدَوۡاْ عَلَىٰ حَرۡدٖ قَٰدِرِينَ
(Zanlarınca yoksulları) Engellemeye güç yetirenler olarak erkenden gittiler.
અરબી તફસીરો:
فَلَمَّا رَأَوۡهَا قَالُوٓاْ إِنَّا لَضَآلُّونَ
Onu gördüklerinde: Yolu şaşırdık, dediler.
અરબી તફસીરો:
بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ
Hayır! Biz mahrum bırakıldık.
અરબી તફસીરો:
قَالَ أَوۡسَطُهُمۡ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ لَوۡلَا تُسَبِّحُونَ
Onların en insaflı olanı: "Ben size (Allah’ı) tesbih etmemiz gerekmez mi, dememiş miydim?" dedi.
અરબી તફસીરો:
قَالُواْ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ
Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) zulmedenlerdenmişiz dediler.
અરબી તફસીરો:
فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَلَٰوَمُونَ
Başladılar birbirlerini kınamaya.
અરબી તફસીરો:
قَالُواْ يَٰوَيۡلَنَآ إِنَّا كُنَّا طَٰغِينَ
Yazıklar olsun bize, azgınlardan olduk, dediler.
અરબી તફસીરો:
عَسَىٰ رَبُّنَآ أَن يُبۡدِلَنَا خَيۡرٗا مِّنۡهَآ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا رَٰغِبُونَ
Belki Rabbimiz bize bundan daha iyisini verir. Biz, ancak Rabbimizden dilemekteyiz.
અરબી તફસીરો:
كَذَٰلِكَ ٱلۡعَذَابُۖ وَلَعَذَابُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَكۡبَرُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ
İşte azap böyledir. Ahiret azabı daha büyüktür. Bilmiş olsalardı.
અરબી તફસીરો:
إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمۡ جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ
Şüphesiz takva sahipleri için Rableri katında Naim Cennetleri vardır
અરબી તફસીરો:
أَفَنَجۡعَلُ ٱلۡمُسۡلِمِينَ كَٱلۡمُجۡرِمِينَ
Müslüman olanlarla suçluları (kâfirleri) bir tutar mıyız?
અરબી તફસીરો:
مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ
Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?
અરબી તફસીરો:
أَمۡ لَكُمۡ كِتَٰبٞ فِيهِ تَدۡرُسُونَ
Yoksa sizin bir kitabınız var da oradan mı ders alıyorsunuz?
અરબી તફસીરો:
إِنَّ لَكُمۡ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ
Onda, “Beğendiğiniz her şey sizindir” (diye mi yazılı?).
અરબી તફસીરો:
أَمۡ لَكُمۡ أَيۡمَٰنٌ عَلَيۡنَا بَٰلِغَةٌ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ إِنَّ لَكُمۡ لَمَا تَحۡكُمُونَ
Yoksa “Neye hükmederseniz o yerine getirilir” diye kıyamete kadar geçerli olacak, size verilmiş yeminler/sözler mi var?
અરબી તફસીરો:
سَلۡهُمۡ أَيُّهُم بِذَٰلِكَ زَعِيمٌ
Onlara sor, hangisi buna kefil olacak?
અરબી તફસીરો:
أَمۡ لَهُمۡ شُرَكَآءُ فَلۡيَأۡتُواْ بِشُرَكَآئِهِمۡ إِن كَانُواْ صَٰدِقِينَ
Yoksa ortakları mı var onların? Sözlerinde doğru iseler, hadi getirsinler ortaklarını!
અરબી તફસીરો:
يَوۡمَ يُكۡشَفُ عَن سَاقٖ وَيُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ
O gün incik açılır ve secdeye davet edilirler; fakat güç getiremezler.
અરબી તફસીરો:
خَٰشِعَةً أَبۡصَٰرُهُمۡ تَرۡهَقُهُمۡ ذِلَّةٞۖ وَقَدۡ كَانُواْ يُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ وَهُمۡ سَٰلِمُونَ
Gözleri yere yıkılmış, yüzlerini zillet bürümüştür. Oysa onlar, sağ salim iken secdeye çağrılmışlardı.
અરબી તફસીરો:
فَذَرۡنِي وَمَن يُكَذِّبُ بِهَٰذَا ٱلۡحَدِيثِۖ سَنَسۡتَدۡرِجُهُم مِّنۡ حَيۡثُ لَا يَعۡلَمُونَ
Bu sözü yalan sayanları bana bırak! Onları bilmedikleri bir yerden yavaş yavaş azaba yaklaştıracağız.
અરબી તફસીરો:
وَأُمۡلِي لَهُمۡۚ إِنَّ كَيۡدِي مَتِينٌ
Onlara mühlet veriyorum Çünkü benim tuzağım çok sağlamdır.
અરબી તફસીરો:
أَمۡ تَسۡـَٔلُهُمۡ أَجۡرٗا فَهُم مِّن مَّغۡرَمٖ مُّثۡقَلُونَ
Yoksa, onlardan bir ücret istiyorsun da ağır bir borç altındalar mı?
અરબી તફસીરો:
أَمۡ عِندَهُمُ ٱلۡغَيۡبُ فَهُمۡ يَكۡتُبُونَ
Yoksa gayb onların yanında da, onlar mı yazıyorlar?
અરબી તફસીરો:
فَٱصۡبِرۡ لِحُكۡمِ رَبِّكَ وَلَا تَكُن كَصَاحِبِ ٱلۡحُوتِ إِذۡ نَادَىٰ وَهُوَ مَكۡظُومٞ
Rabbinin hükmünü sabırla bekle Balık sahibi /Yunus gibi olma Hani O, dertli bir sesle Rabbine seslenmişti.
અરબી તફસીરો:
لَّوۡلَآ أَن تَدَٰرَكَهُۥ نِعۡمَةٞ مِّن رَّبِّهِۦ لَنُبِذَ بِٱلۡعَرَآءِ وَهُوَ مَذۡمُومٞ
Rabbinden ona bir nimet erişmiş olmasaydı, kınanmış olarak çıplak bir karaya atılacaktı.
અરબી તફસીરો:
فَٱجۡتَبَٰهُ رَبُّهُۥ فَجَعَلَهُۥ مِنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
Rabbi O’nu seçti ve salih kimselerden kıldı.
અરબી તફસીરો:
وَإِن يَكَادُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ لَيُزۡلِقُونَكَ بِأَبۡصَٰرِهِمۡ لَمَّا سَمِعُواْ ٱلذِّكۡرَ وَيَقُولُونَ إِنَّهُۥ لَمَجۡنُونٞ
Kâfir olanlar, zikri işittiklerinde seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi: O, kesinlikle delidir, diyorlardı.
અરબી તફસીરો:
وَمَا هُوَ إِلَّا ذِكۡرٞ لِّلۡعَٰلَمِينَ
Oysa o (Kur’an) alemlere bir uyarı/öğütten başka bir şey değildir.
અરબી તફસીરો:
 
શબ્દોનું ભાષાંતર સૂરહ: અલ્ કલમ
સૂરહ માટે અનુક્રમણિકા પેજ નંબર
 
કુરઆન મજીદના શબ્દોનું ભાષાંતર - તુર્કી ભાષાતર - શઅબાન બ્રિટિશ - ભાષાંતરોની અનુક્રમણિકા

તુર્કી ભાષામાં કુરઆન મજીદનું ભાષાતર, તેનું ભાષાતર શઅબાન બ્રિટિશ કર્યું, આયતોમાં સુધારો મરકઝ રવાદ અત્ તરજમા દ્વારા કરવામાં આવ્યો છે, મૂળ અનુવાદ, આપના અભિપ્રાય તેમજ મુકલ્યાંકન અને સતત સુધારા કરવા માટે ઉપલબ્ધ છે.

બંધ કરો