Check out the new design

Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma * - Teburin Bayani kan wasu Fassarori


Fassarar Ma'anoni Sura: Houd   Aya:
فَلَمَّا جَآءَ أَمۡرُنَا جَعَلۡنَا عَٰلِيَهَا سَافِلَهَا وَأَمۡطَرۡنَا عَلَيۡهَا حِجَارَةٗ مِّن سِجِّيلٖ مَّنضُودٖ
Lût kavminin helak edileceğine dair emrimiz gelince onların şehirlerini yukarı kaldırarak altını üstüne çevirdik ve onların üzerine sıralı bir şekilde birbiri ardınca gelen katılaşmış taşlar yağdırdık.
Tafsiran larabci:
مُّسَوَّمَةً عِندَ رَبِّكَۖ وَمَا هِيَ مِنَ ٱلظَّٰلِمِينَ بِبَعِيدٖ
Bu taşlar, Allah tarafından özel bir işaret ile işaretlenmiş olan taşlardır. Bu taşlar, Kureyş'ten ve diğerlerinden olan zalimlerden uzak değildir. Aksine bu, onlara yakındır ve Allah Teâlâ, onların üzerine ne zaman indirmeyi takdir ederse o zaman iner.
Tafsiran larabci:
۞ وَإِلَىٰ مَدۡيَنَ أَخَاهُمۡ شُعَيۡبٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥۖ وَلَا تَنقُصُواْ ٱلۡمِكۡيَالَ وَٱلۡمِيزَانَۖ إِنِّيٓ أَرَىٰكُم بِخَيۡرٖ وَإِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٖ مُّحِيطٖ
Medyen'e, kardeşleri Şuayb'ı gönderdik. O, kavmine şöyle dedi: Ey kavmim! Yalnızca Allah’a ibadet edin. Sizin O’ndan başka ibadete layık olan bir ilahınız yoktur. İnsanlara ölçüp tarttığınız zaman ölçü ve tartıyı eksik yapmayın. Ben, sizi nimet ve rızık bakımından bolluk içinde görüyorum. Sakın Allah'ın nimetlerini günahlar ile değiştirmeyin. Ben, sizin adınıza, sizden her kimseyi kuşatacak olan bir günün azabından korkuyorum. O azaptan ne kaçacak, ne de sığınacak bir yer bulabilirsiniz.
Tafsiran larabci:
وَيَٰقَوۡمِ أَوۡفُواْ ٱلۡمِكۡيَالَ وَٱلۡمِيزَانَ بِٱلۡقِسۡطِۖ وَلَا تَبۡخَسُواْ ٱلنَّاسَ أَشۡيَآءَهُمۡ وَلَا تَعۡثَوۡاْ فِي ٱلۡأَرۡضِ مُفۡسِدِينَ
Ey kavmim! Bir başkası için ölçtüğünüz yahut tarttığınız zaman adaletle yapın. İnsanların haklarını cimrilik ederek, hile yaparak ve aldatarak eksiltmeyin. Öldürme ve diğer günahlar ile yeryüzünde bozgunculuk çıkarmayın.
Tafsiran larabci:
بَقِيَّتُ ٱللَّهِ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُم مُّؤۡمِنِينَۚ وَمَآ أَنَا۠ عَلَيۡكُم بِحَفِيظٖ
İnsanların haklarını adaletle yerine getirdikten sonra Allah'ın sizin için helalinden bıraktığı şey, ölçü ve tartıyı eksik yaparak ve yeryüzünde bozgunculuk çıkararak yapılan bir artırmadan daha çok faydalı ve bereketlidir. Eğer gerçekten iman ediyorsanız Allah'ın sizin için bıraktığından razı olun. Ben, sizin amellerinizi saymak için üzerinizde bir gözetleyici değilim. Asıl gözetleyen ancak gizliyi ve açığı bilen Yüce Allah'tır.
Tafsiran larabci:
قَالُواْ يَٰشُعَيۡبُ أَصَلَوٰتُكَ تَأۡمُرُكَ أَن نَّتۡرُكَ مَا يَعۡبُدُ ءَابَآؤُنَآ أَوۡ أَن نَّفۡعَلَ فِيٓ أَمۡوَٰلِنَا مَا نَشَٰٓؤُاْۖ إِنَّكَ لَأَنتَ ٱلۡحَلِيمُ ٱلرَّشِيدُ
Şuayb -aleyhisselam-'ın kavmi O'na şöyle dedi: Ey Şuayb! Atalarımızın ibadet ettiğini terk etmemizi veya mallarımız hakkında istediğimiz gibi tasarrufta bulunmayı ve mallarımızı istediğimiz gibi çoğaltmayı terk etmemizi senin namazın mı emrediyor? Oysa bu davetten önce seni yumuşak huylu, çok akıllı ve hikmet sahibi bir kimse olarak bilirdik. Senin başına gelen nedir?
Tafsiran larabci:
قَالَ يَٰقَوۡمِ أَرَءَيۡتُمۡ إِن كُنتُ عَلَىٰ بَيِّنَةٖ مِّن رَّبِّي وَرَزَقَنِي مِنۡهُ رِزۡقًا حَسَنٗاۚ وَمَآ أُرِيدُ أَنۡ أُخَالِفَكُمۡ إِلَىٰ مَآ أَنۡهَىٰكُمۡ عَنۡهُۚ إِنۡ أُرِيدُ إِلَّا ٱلۡإِصۡلَٰحَ مَا ٱسۡتَطَعۡتُۚ وَمَا تَوۡفِيقِيٓ إِلَّا بِٱللَّهِۚ عَلَيۡهِ تَوَكَّلۡتُ وَإِلَيۡهِ أُنِيبُ
Şuayb -aleyhisselam- kavmine şöyle dedi: Ey kavmim! Eğer benim, Rabbim tarafından (verilmiş) apaçık bir delilim varsa, ben O'ndan bir basiret üzere isem ve O, bana tarafından helal bir rızık ve peygamberlik vermişse buna ne dersiniz? Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum. Ben sadece davetimle gücümün yettiği kadar sizlerin, Rabbinizi birlemenizi ve O'na ibadet etmenizi ve sizlerin bu hususta ıslah olmanızı istiyorum. Fakat benim bu hususta başarılı olmam ancak Allah -Subhânehu Teâlâ-'nın yardımı iledir. Ben, bütün işlerimde yalnız O'na dayandım ve yalnız O'na dönerim.
Tafsiran larabci:
daga cikin fa'idodin Ayoyin wannan shafi:
• من سنن الله إهلاك الظالمين بأشد العقوبات وأفظعها.
Zalimleri, en şiddetli ve en kötü şekilde cezalandırmak Allah'ın sünnetindendir.

• حرمة نقص الكيل والوزن وبخس الناس حقوقهم.
Ölçü ve tartıyı eksik yapmanın ve insanların haklarını eksik vermenin haramlığı beyan edilmiştir.

• وجوب الرضا بالحلال وإن قل.
Az da olsa helal olana razı olmanın gerekliliği beyan edilmiştir.

• فضل الأمر بالمعروف والنهي عن المنكر، ووجوب العمل بما يأمر الله به، والانتهاء عما ينهى عنه.
İyiliği emredip kötülükten alıkoymanın fazileti, Allah'ın emrettikleri ile amel etmenin ve yasakladıklarından uzak durmanın farz olduğu beyan edilmiştir.

 
Fassarar Ma'anoni Sura: Houd
Teburin Jerin Sunayen Surori Lambar shafi
 
Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma - Teburin Bayani kan wasu Fassarori

Wanda aka buga a Cibiyar Tafsiri da karatuttukan AlƘur'ani.

Rufewa