Check out the new design

Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma * - Teburin Bayani kan wasu Fassarori


Fassarar Ma'anoni Sura: Houd   Aya:
قَالَ يَٰنُوحُ إِنَّهُۥ لَيۡسَ مِنۡ أَهۡلِكَۖ إِنَّهُۥ عَمَلٌ غَيۡرُ صَٰلِحٖۖ فَلَا تَسۡـَٔلۡنِ مَا لَيۡسَ لَكَ بِهِۦ عِلۡمٌۖ إِنِّيٓ أَعِظُكَ أَن تَكُونَ مِنَ ٱلۡجَٰهِلِينَ
Allah Teâlâ, Nuh -aleyhisselam-'a şöyle buyurdu: Ey Nuh! Senin kurtulmasını istediğin oğlun, benim sana kurtarmayı vadettiğim ehlinden değildir. Çünkü O, (senin oğlun) kâfirdir. Senin benden istediğin şey: sana ve senin makamında bulunan kimseye yakışan bir amel değildir. Hakkında ilminin olmadığı şeyi benden isteme! Ben, seni cahillerden olmaktan ve benim ilmime ve hikmetime muhalif olan şeyi benden istemenden sakındırırım.
Tafsiran larabci:
قَالَ رَبِّ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِكَ أَنۡ أَسۡـَٔلَكَ مَا لَيۡسَ لِي بِهِۦ عِلۡمٞۖ وَإِلَّا تَغۡفِرۡ لِي وَتَرۡحَمۡنِيٓ أَكُن مِّنَ ٱلۡخَٰسِرِينَ
Nuh -aleyhisselam- şöyle dedi: "Rabbim! Ben, senden hakkında ilmimin olmadığı bir şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer benim günahlarımı bağışlamaz ve bana rahmetin ile merhamet etmezsen, ben ahiretteki nasibini heba eden ve bundan dolayı zarara uğrayan kimselerden olurum.
Tafsiran larabci:
قِيلَ يَٰنُوحُ ٱهۡبِطۡ بِسَلَٰمٖ مِّنَّا وَبَرَكَٰتٍ عَلَيۡكَ وَعَلَىٰٓ أُمَمٖ مِّمَّن مَّعَكَۚ وَأُمَمٞ سَنُمَتِّعُهُمۡ ثُمَّ يَمَسُّهُم مِّنَّا عَذَابٌ أَلِيمٞ
Allah Teâlâ, Nuh -aleyhisselam-'a şöyle buyurdu: Ey Nuh! Gemiden yeryüzüne selametle ve güven içerisinde, Allah tarafından sana verilen bol nimetler ile in. Zira bu nimetler gemide seninle birlikte olan iman edenler ve onların ardından gelen zürriyetleri içindir. Bu kimselerin zürriyetlerinden kâfir topluluklar da çıkacaktır. Onları, dünya hayatında faydalandırıp kendileri ile yaşayacakları şeyleri onlara vereceğiz. Sonra da bizden ahirette elem verici bir azap onlara erişecektir.
Tafsiran larabci:
تِلۡكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡغَيۡبِ نُوحِيهَآ إِلَيۡكَۖ مَا كُنتَ تَعۡلَمُهَآ أَنتَ وَلَا قَوۡمُكَ مِن قَبۡلِ هَٰذَاۖ فَٱصۡبِرۡۖ إِنَّ ٱلۡعَٰقِبَةَ لِلۡمُتَّقِينَ
Nuh -aleyhisselam-'ın bu kıssası gaybî haberlerdendir. -Ey Peygamber!- Sana vahyettiğimiz bu vahiyden önce ne sen ve ne de kavmin bu kıssayı bilmiyordunuz. Tıpkı Nuh -aleyhisselam-'ın sabrettiği gibi sen de kavminin eziyetlerine ve yalanlamalarına karşı sabret. Yardım ve zafer (üstünlük), Allah'ın emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınanlar içindir.
Tafsiran larabci:
وَإِلَىٰ عَادٍ أَخَاهُمۡ هُودٗاۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ ٱعۡبُدُواْ ٱللَّهَ مَا لَكُم مِّنۡ إِلَٰهٍ غَيۡرُهُۥٓۖ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا مُفۡتَرُونَ
Âd Kavmi'ne ise kardeşleri Hûd -aleyhisselam-'ı gönderdik. O, kavmine şöyle dedi: Ey Kavmim! Yalnızca Allah'a ibadet edin. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Sizin ibadete layık olan Allah -Subhânehu ve Teâlâ-'dan başka hak ilahınız yoktur. Ve sizler, O'nun ortağı olduğu iddiasında bulunarak sadece yalan söylüyorsunuz.
Tafsiran larabci:
يَٰقَوۡمِ لَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ أَجۡرًاۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَى ٱلَّذِي فَطَرَنِيٓۚ أَفَلَا تَعۡقِلُونَ
Ey kavmim! Ben, Rabbimden size tebliğ etmiş olduğum ve sizleri kendisine davet ettiğim şey için sizden bir karşılık istemiyorum. Benim sevabım/ecrim ancak beni yaratan Allah'a aittir. Sizler, bunu akıl etmiyor ve benim sizi davet ettiğim şeye icabet etmiyor musunuz?
Tafsiran larabci:
وَيَٰقَوۡمِ ٱسۡتَغۡفِرُواْ رَبَّكُمۡ ثُمَّ تُوبُوٓاْ إِلَيۡهِ يُرۡسِلِ ٱلسَّمَآءَ عَلَيۡكُم مِّدۡرَارٗا وَيَزِدۡكُمۡ قُوَّةً إِلَىٰ قُوَّتِكُمۡ وَلَا تَتَوَلَّوۡاْ مُجۡرِمِينَ
Ey Kavmim! Allah'tan bağışlanma dileyin. Sonra günahlarınızdan dolayı O'na tövbe edin ki; -bu günahların en büyüğü şirktir- O (Allah Teâlâ), çok yağmur indirerek size bunun karşılığını versin ve zürriyetinize zürriyet ve malınıza mal katarak sizin izzetinizi artırsın. Sizi, kendisine davet ettiğim şeyden yüz çevirmeyin ve sakın benim davetimden yüz çevirip Allah'ı inkâr ederek ve getirdiğim şeyi yalanlayarak günahkârlardan olmayın.
Tafsiran larabci:
قَالُواْ يَٰهُودُ مَا جِئۡتَنَا بِبَيِّنَةٖ وَمَا نَحۡنُ بِتَارِكِيٓ ءَالِهَتِنَا عَن قَوۡلِكَ وَمَا نَحۡنُ لَكَ بِمُؤۡمِنِينَ
Kavmi şöyle dedi: Ey Hûd! Bizi sana iman edenlerden kılacak açık deliller ile gelmedin. Senin delilden yoksun sözlerin sebebi ile ilahlarımıza ibadet etmeyi terk edecek değiliz. Ve senin peygamber olduğunu iddia etmene de inanacak değiliz.
Tafsiran larabci:
daga cikin fa'idodin Ayoyin wannan shafi:
• لا يملك الأنبياء الشفاعة لمن كفر بالله حتى لو كانوا أبناءهم.
Çocukları dahi olsa peygamberler, Allah'ı inkâr eden kimselere şefaat edemezler.

• عفة الداعية وتنزهه عما في أيدي الناس أقرب للقبول منه.
Davetçinin nezih olması ve insanların sahip olduğu şeylerden uzak durması yaptığı davetin kabul edilmesine daha uygundur.

• فضل الاستغفار والتوبة، وأنهما سبب إنزال المطر وزيادة الذرية والأموال.
İstiğfar edip tövbe etmenin fazileti beyan edilmiştir. Bu ikisi, yağmurun yağmasının, neslin ve malın çoğalmasının sebebidir.

 
Fassarar Ma'anoni Sura: Houd
Teburin Jerin Sunayen Surori Lambar shafi
 
Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma - Teburin Bayani kan wasu Fassarori

Wanda aka buga a Cibiyar Tafsiri da karatuttukan AlƘur'ani.

Rufewa