Check out the new design

Terjemahan makna Alquran Alkarim - Terjemahan Al-Mukhtaṣar fī Tafsīr Al-Qur`ān Al-Karīm ke bahasa Turki * - Daftar isi terjemahan


Terjemahan makna Surah: Ṭāha   Ayah:
إِذۡ أَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰٓ أُمِّكَ مَا يُوحَىٰٓ
Firavun tarafından kurulan hilelerinden Yüce Allah'ın seni nasıl koruyacağına dair annene ilham edilmesi gereken şeyleri ilham etmiştik.
Tafsir berbahasa Arab:
أَنِ ٱقۡذِفِيهِ فِي ٱلتَّابُوتِ فَٱقۡذِفِيهِ فِي ٱلۡيَمِّ فَلۡيُلۡقِهِ ٱلۡيَمُّ بِٱلسَّاحِلِ يَأۡخُذۡهُ عَدُوّٞ لِّي وَعَدُوّٞ لَّهُۥۚ وَأَلۡقَيۡتُ عَلَيۡكَ مَحَبَّةٗ مِّنِّي وَلِتُصۡنَعَ عَلَىٰ عَيۡنِيٓ
Annesine ilham ederek şöyle buyurduk: Onu doğurduktan sonra bir sandığa koy ve nehre bırak. Bizim emrimizle nehir onu kıyıya çıkaracaktır. Benim ve onun düşmanı onu alacaktır. Bu düşman Firavun'dur. Kendi katımdan sana bir sevgi bahşettim ve bunun üzerine insanlar seni sevdi. Gözetimim, korumam ve gözümün önünde yetişmen için bunu yaptım.
Tafsir berbahasa Arab:
إِذۡ تَمۡشِيٓ أُخۡتُكَ فَتَقُولُ هَلۡ أَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ مَن يَكۡفُلُهُۥۖ فَرَجَعۡنَٰكَ إِلَىٰٓ أُمِّكَ كَيۡ تَقَرَّ عَيۡنُهَا وَلَا تَحۡزَنَۚ وَقَتَلۡتَ نَفۡسٗا فَنَجَّيۡنَٰكَ مِنَ ٱلۡغَمِّ وَفَتَنَّٰكَ فُتُونٗاۚ فَلَبِثۡتَ سِنِينَ فِيٓ أَهۡلِ مَدۡيَنَ ثُمَّ جِئۡتَ عَلَىٰ قَدَرٖ يَٰمُوسَىٰ
Hani kız kardeşin sandık ilerledikçe onunla ilerleyip takip ediyordu. Onu alanlara dedi ki: Onu yetiştirecek, koruyacak ve emzirecek birisini size göstereyim mi? Senin kendisine dönmenden mutlu olması ve üzülmemesi için annene geri döndürmeyi sana bahşettik. Yumruk atarak öldürdüğün Kıptî’den ötürü ceza almaktan kurtulmayı sana bahşettik. Başına gelen her imtihandan seni kurtardık. Çıkıp senelerce Medyen halkı arasında kaldın. Sonra -Ey Musa!- sana takdir edilen vakitte seninle konuşulması için o vadiye geldin.
Tafsir berbahasa Arab:
وَٱصۡطَنَعۡتُكَ لِنَفۡسِي
Sana vahyettiğimi insanlara tebliğ etmen için resulüm olarak seni seçtim.
Tafsir berbahasa Arab:
ٱذۡهَبۡ أَنتَ وَأَخُوكَ بِـَٔايَٰتِي وَلَا تَنِيَا فِي ذِكۡرِي
-Ey Musa!- Sen ve kardeşin Harun, Allah'ın kudret ve vahdaniyetine delalet eden ayetlerimizle gidin. Bana davet etmede ve beni zikretmede gevşek davranmayın.
Tafsir berbahasa Arab:
ٱذۡهَبَآ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ
Siz ikiniz Firavun'a gidin. Şüphesiz ki o küfürde haddi aşmış ve Allah'a karşı isyan etmiştir.
Tafsir berbahasa Arab:
فَقُولَا لَهُۥ قَوۡلٗا لَّيِّنٗا لَّعَلَّهُۥ يَتَذَكَّرُ أَوۡ يَخۡشَىٰ
Ona, içinde sertlik olmayan güzel söz söyleyin. Umulur ki öğüt alır ve Allah'tan korkar da tövbe eder.
Tafsir berbahasa Arab:
قَالَا رَبَّنَآ إِنَّنَا نَخَافُ أَن يَفۡرُطَ عَلَيۡنَآ أَوۡ أَن يَطۡغَىٰ
Musa ve Harun -aleyhimasselam- şöyle dediler: "Ona davetimizi tamamlamadan bizi cezalandırmada acele etmesinden, ölüm veya başka şeyler ile bize zulüm etmede haddi aşmasından korkuyoruz."
Tafsir berbahasa Arab:
قَالَ لَا تَخَافَآۖ إِنَّنِي مَعَكُمَآ أَسۡمَعُ وَأَرَىٰ
Yüce Allah o ikisine şöyle buyurdu: "Korkmayın! Şüphesiz ben yardım ve desteğim ile sizinle beraberim, sizin ile onun arasında ne olduğunu görür ve duyarım."
Tafsir berbahasa Arab:
فَأۡتِيَاهُ فَقُولَآ إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرۡسِلۡ مَعَنَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ وَلَا تُعَذِّبۡهُمۡۖ قَدۡ جِئۡنَٰكَ بِـَٔايَةٖ مِّن رَّبِّكَۖ وَٱلسَّلَٰمُ عَلَىٰ مَنِ ٱتَّبَعَ ٱلۡهُدَىٰٓ
O ikisi Firavun'un yanına gelerek şöyle dediler: "-Ey Firavun!- Biz Rabbimizin iki resulüyüz. İsrailoğulları'nı bizimle gönder, erkek çocuklarını öldürerek ve kadınlarını yaşatarak onlara eziyet etme. Rabbinden bizim doğruluğumuza delalet eden ayet getirdik. Allah'ın azabından ancak iman eden ve hidayete uyanlar güvende olurlar."
Tafsir berbahasa Arab:
إِنَّا قَدۡ أُوحِيَ إِلَيۡنَآ أَنَّ ٱلۡعَذَابَ عَلَىٰ مَن كَذَّبَ وَتَوَلَّىٰ
"Şüphesiz ki Allah, bize dünyada ve ahirette azabın, Allah'ın ayetlerini yalanlayan ve resullerinin getirdiklerinden yüz çevirenler için olacağını vahyetti."
Tafsir berbahasa Arab:
قَالَ فَمَن رَّبُّكُمَا يَٰمُوسَىٰ
Firavun o ikisinin getirdiğini inkâr ederek şöyle dedi: "Ey Musa! Sizi bana gönderdiğini iddia ettiğiniz Rabbiniz kimdir?"
Tafsir berbahasa Arab:
قَالَ رَبُّنَا ٱلَّذِيٓ أَعۡطَىٰ كُلَّ شَيۡءٍ خَلۡقَهُۥ ثُمَّ هَدَىٰ
Musa dedi ki: "Rabbimiz her şeye uygun olan şekli ve sureti veren, sonra da yaratmış olduğu maksat için onlara doğru yolu gösterendir."
Tafsir berbahasa Arab:
قَالَ فَمَا بَالُ ٱلۡقُرُونِ ٱلۡأُولَىٰ
Firavun dedi ki: "Küfür üzerine olan geçmiş nesillerin durumu ne olacak?"
Tafsir berbahasa Arab:
Beberapa Faedah Ayat-ayat di Halaman Ini:
• كمال اعتناء الله بكليمه موسى عليه السلام والأنبياء والرسل، ولورثتهم نصيب من هذا الاعتناء على حسب أحوالهم مع الله.
Yüce Allah Musa -aleyhisselam- ve diğer resul ve peygamberlerle konuşarak onlara özen vermiştir. Peygamber varislerinin içinde bulundukları hal ve duruma göre Allah katında kendilerine uygun özen vardır.

• من الهداية العامة للمخلوقات أن تجد كل مخلوق يسعى لما خلق له من المنافع، وفي دفع المضار عن نفسه.
Yaratılmışlara bahşedilen genel hidayetten bir tanesi de her canlının yaratılmış olduğu menfaatleri elde etmek ve zararlı olan şeyleri kendisinden defetmek için çabalamasıdır.

• بيان فضيلة الأمر بالمعروف والنهي عن المنكر، وأن ذلك يكون باللين من القول لمن معه القوة، وضُمِنَت له العصمة.
İyiliği emredip kötülükten yasaklamanın fazileti beyan edilmiştir. Güçlü olan kimseye yumuşak söz ile yaklaşılır. Böylece korunması güvence altında olur.

• الله هو المختص بعلم الغيب في الماضي والحاضر والمستقبل.
Geçmiş, şuan ve gelecek ile ilgili gayb ilmi yalnızca Yüce Allah'a aittir.

 
Terjemahan makna Surah: Ṭāha
Daftar surah Nomor Halaman
 
Terjemahan makna Alquran Alkarim - Terjemahan Al-Mukhtaṣar fī Tafsīr Al-Qur`ān Al-Karīm ke bahasa Turki - Daftar isi terjemahan

Diterbitkan oleh Markaz Tafsīr Li Ad-Dirasāt Al-Qur`āniyyah.

Tutup