Traduzione dei Significati del Sacro Corano - Traduzione turca - Pioneer Translation Center (Ruwwad at-Tarjama) * - Indice Traduzioni

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

Traduzione dei significati Sura: Al-Qamar   Versetto:

Sûretu'l-Kamer

ٱقۡتَرَبَتِ ٱلسَّاعَةُ وَٱنشَقَّ ٱلۡقَمَرُ
O saat/Kıyamet yaklaştı ve Ay yarıldı.
Esegesi in lingua araba:
وَإِن يَرَوۡاْ ءَايَةٗ يُعۡرِضُواْ وَيَقُولُواْ سِحۡرٞ مُّسۡتَمِرّٞ
Onlar, bir mucize görseler yüz çevirirler ve; “Süregelen bir sihirdir.” derler.
Esegesi in lingua araba:
وَكَذَّبُواْ وَٱتَّبَعُوٓاْ أَهۡوَآءَهُمۡۚ وَكُلُّ أَمۡرٖ مُّسۡتَقِرّٞ
Yalanladılar ve kendi hevalarına uydular; hâlbuki her işin ulaşacağı bir yer vardır.
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ جَآءَهُم مِّنَ ٱلۡأَنۢبَآءِ مَا فِيهِ مُزۡدَجَرٌ
Muhakkak (onları bu hallerinden) korkutup vazgeçirecek nice haberler gelmiştir.
Esegesi in lingua araba:
حِكۡمَةُۢ بَٰلِغَةٞۖ فَمَا تُغۡنِ ٱلنُّذُرُ
(Kur'an) büyük bir hikmettir. Fakat uyarılar bir yarar sağlamadı.
Esegesi in lingua araba:
فَتَوَلَّ عَنۡهُمۡۘ يَوۡمَ يَدۡعُ ٱلدَّاعِ إِلَىٰ شَيۡءٖ نُّكُرٍ
Onlardan yüz çevir. O gün çağırıcı, onları korkunç olan bir şeye çağırır.
Esegesi in lingua araba:
خُشَّعًا أَبۡصَٰرُهُمۡ يَخۡرُجُونَ مِنَ ٱلۡأَجۡدَاثِ كَأَنَّهُمۡ جَرَادٞ مُّنتَشِرٞ
Gözleri düşkün (zillet içinde), sanki yayılan çekirgeler gibi kabirlerinden çıkarlar.
Esegesi in lingua araba:
مُّهۡطِعِينَ إِلَى ٱلدَّاعِۖ يَقُولُ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا يَوۡمٌ عَسِرٞ
Davetçiye doğru koşarlarken kâfirler; “Bu zor bir gün!” derler.
Esegesi in lingua araba:
۞ كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ فَكَذَّبُواْ عَبۡدَنَا وَقَالُواْ مَجۡنُونٞ وَٱزۡدُجِرَ
Onlardan önce Nuh kavmi de yalanladı. Kulumuzu yalanladılar da mecnun (cinlenmiş) dediler. Ve (Nuh, davetten vazgeçmeye) zorlandı.
Esegesi in lingua araba:
فَدَعَا رَبَّهُۥٓ أَنِّي مَغۡلُوبٞ فَٱنتَصِرۡ
O da Rabbine; “Ey Rabbim! Ben yenilgiye uğradım, yardım et!” diye dua etti.
Esegesi in lingua araba:
فَفَتَحۡنَآ أَبۡوَٰبَ ٱلسَّمَآءِ بِمَآءٖ مُّنۡهَمِرٖ
Bunun üzerine biz de göğün kapılarını şiddetle boşanan sulara açtık.
Esegesi in lingua araba:
وَفَجَّرۡنَا ٱلۡأَرۡضَ عُيُونٗا فَٱلۡتَقَى ٱلۡمَآءُ عَلَىٰٓ أَمۡرٖ قَدۡ قُدِرَ
Yeryüzünü pınar pınar fışkırttık. Derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti.
Esegesi in lingua araba:
وَحَمَلۡنَٰهُ عَلَىٰ ذَاتِ أَلۡوَٰحٖ وَدُسُرٖ
Onu levhaları ve çivileri olan (gemi) üzerinde taşıdık.
Esegesi in lingua araba:
تَجۡرِي بِأَعۡيُنِنَا جَزَآءٗ لِّمَن كَانَ كُفِرَ
İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَد تَّرَكۡنَٰهَآ ءَايَةٗ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Andolsun, biz onu (tufan olayını) bir ibret olarak bıraktık. Var mı düşünüp öğüt alan?
Esegesi in lingua araba:
فَكَيۡفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
(Bakın) benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ يَسَّرۡنَا ٱلۡقُرۡءَانَ لِلذِّكۡرِ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?
Esegesi in lingua araba:
كَذَّبَتۡ عَادٞ فَكَيۡفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
Ad (kavmi) de yalanladı. İşte (bakın) benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
Esegesi in lingua araba:
إِنَّآ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ رِيحٗا صَرۡصَرٗا فِي يَوۡمِ نَحۡسٖ مُّسۡتَمِرّٖ
Biz onların üstüne, uğursuzluğu devamlı bir günde dondurucu bir rüzgâr gönderdik.
Esegesi in lingua araba:
تَنزِعُ ٱلنَّاسَ كَأَنَّهُمۡ أَعۡجَازُ نَخۡلٖ مُّنقَعِرٖ
İnsanları koparıp atıyordu. Sanki onlar kökünden kopmuş hurma kütükleri idiler.
Esegesi in lingua araba:
فَكَيۡفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
(Bakın) benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ يَسَّرۡنَا ٱلۡقُرۡءَانَ لِلذِّكۡرِ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?
Esegesi in lingua araba:
كَذَّبَتۡ ثَمُودُ بِٱلنُّذُرِ
Semûd kavmi de uyarıcıları yalanladı.
Esegesi in lingua araba:
فَقَالُوٓاْ أَبَشَرٗا مِّنَّا وَٰحِدٗا نَّتَّبِعُهُۥٓ إِنَّآ إِذٗا لَّفِي ضَلَٰلٖ وَسُعُرٍ
"İçimizden bir beşere mi uyacağız? O takdirde biz kesin bir sapıklık ve delilik içinde (kalmış) oluruz.
Esegesi in lingua araba:
أَءُلۡقِيَ ٱلذِّكۡرُ عَلَيۡهِ مِنۢ بَيۡنِنَا بَلۡ هُوَ كَذَّابٌ أَشِرٞ
"Aramızdan vahiy ona mı gönderildi? Hayır, o kendini beğenmiş yalancının biridir."
Esegesi in lingua araba:
سَيَعۡلَمُونَ غَدٗا مَّنِ ٱلۡكَذَّابُ ٱلۡأَشِرُ
Yarın kimin kendini beğenmiş yalancı olduğunu bilecekler.
Esegesi in lingua araba:
إِنَّا مُرۡسِلُواْ ٱلنَّاقَةِ فِتۡنَةٗ لَّهُمۡ فَٱرۡتَقِبۡهُمۡ وَٱصۡطَبِرۡ
Gerçekten onları imtihan etmek için dişi deveyi gönderen biziz. Sen onları gözetle ve sabret.
Esegesi in lingua araba:
وَنَبِّئۡهُمۡ أَنَّ ٱلۡمَآءَ قِسۡمَةُۢ بَيۡنَهُمۡۖ كُلُّ شِرۡبٖ مُّحۡتَضَرٞ
Onlara suyun aralarında taksim edildiğini de haber ver. Her biri kendi içme sırasında gelsin.
Esegesi in lingua araba:
فَنَادَوۡاْ صَاحِبَهُمۡ فَتَعَاطَىٰ فَعَقَرَ
Arkadaşlarını çağırdılar, o da (kılıcı) alıp, deveyi kesti.
Esegesi in lingua araba:
فَكَيۡفَ كَانَ عَذَابِي وَنُذُرِ
(Bakın) benim azabım ve uyarılarım nasılmış?
Esegesi in lingua araba:
إِنَّآ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ فَكَانُواْ كَهَشِيمِ ٱلۡمُحۡتَظِرِ
Şüphesiz biz, onların üzerine tek bir korkunç ses gönderdik de onlar, ağıldaki (hayvanların çiğneyip ufaladıkları) kuru çöpler gibi oldular.
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ يَسَّرۡنَا ٱلۡقُرۡءَانَ لِلذِّكۡرِ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?
Esegesi in lingua araba:
كَذَّبَتۡ قَوۡمُ لُوطِۭ بِٱلنُّذُرِ
Lût’un kavmi de uyarıldıkları şeyi yalanladılar.
Esegesi in lingua araba:
إِنَّآ أَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ حَاصِبًا إِلَّآ ءَالَ لُوطٖۖ نَّجَّيۡنَٰهُم بِسَحَرٖ
Biz de üzerlerine taş yağdıran fırtına gönderdik. Ancak Lût’un ailesini seher vakti kurtarmıştık.
Esegesi in lingua araba:
نِّعۡمَةٗ مِّنۡ عِندِنَاۚ كَذَٰلِكَ نَجۡزِي مَن شَكَرَ
Katımızdan bir nimet olarak şükredenleri işte böyle ödüllendiririz.
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ أَنذَرَهُم بَطۡشَتَنَا فَتَمَارَوۡاْ بِٱلنُّذُرِ
Lut, and olsun ki, onları Bizim yakalamamızla uyarmıştı, ama onlar uyarmaları şüphe ile karşıladılar.
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ رَٰوَدُوهُ عَن ضَيۡفِهِۦ فَطَمَسۡنَآ أَعۡيُنَهُمۡ فَذُوقُواْ عَذَابِي وَنُذُرِ
Onlar Lût'un misafirlerini elde etmeye kalkıştılar. Hemen biz onların gözlerini silme kör ettik; "Haydi azabımı ve uyarılarımı tadın!" (dedik).
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ صَبَّحَهُم بُكۡرَةً عَذَابٞ مُّسۡتَقِرّٞ
Andolsun ki, bir sabah erkenden kalıcı bir azap üzerlerine çöküverdi.
Esegesi in lingua araba:
فَذُوقُواْ عَذَابِي وَنُذُرِ
"Tadın azabımı ve tehdidimi!"
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ يَسَّرۡنَا ٱلۡقُرۡءَانَ لِلذِّكۡرِ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Andolsun ki, Kur'an'ı öğüt alınması için kolaylaştırdık. Fakat öğüt alan var mı?
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ جَآءَ ءَالَ فِرۡعَوۡنَ ٱلنُّذُرُ
Şüphesiz Firavun’un kavmine de uyarıcılar gelmişti.
Esegesi in lingua araba:
كَذَّبُواْ بِـَٔايَٰتِنَا كُلِّهَا فَأَخَذۡنَٰهُمۡ أَخۡذَ عَزِيزٖ مُّقۡتَدِرٍ
Bütün ayetlerimizi yalanladılar. Biz de onları üstün ve güçlü olanın yakalamasıyla yakalayıverdik.
Esegesi in lingua araba:
أَكُفَّارُكُمۡ خَيۡرٞ مِّنۡ أُوْلَٰٓئِكُمۡ أَمۡ لَكُم بَرَآءَةٞ فِي ٱلزُّبُرِ
Sizin kâfirleriniz onlardan daha hayırlı mıdırlar yoksa kitaplarda sizin için bir berat mı var?
Esegesi in lingua araba:
أَمۡ يَقُولُونَ نَحۡنُ جَمِيعٞ مُّنتَصِرٞ
Yoksa onlar, “Biz yardımlaşan (güçlü) bir topluluğuz” mu diyorlar?
Esegesi in lingua araba:
سَيُهۡزَمُ ٱلۡجَمۡعُ وَيُوَلُّونَ ٱلدُّبُرَ
Yakında o topluluk yenilecek ve arkalarını dönerek kaçacaklardır.
Esegesi in lingua araba:
بَلِ ٱلسَّاعَةُ مَوۡعِدُهُمۡ وَٱلسَّاعَةُ أَدۡهَىٰ وَأَمَرُّ
Asıl onlara vaat olunan vakit kıyamettir ve o kıyamet daha büyük bela ve daha acıdır.
Esegesi in lingua araba:
إِنَّ ٱلۡمُجۡرِمِينَ فِي ضَلَٰلٖ وَسُعُرٖ
Şüphesiz günahkârlar sapıklık ve azap içindedirler.
Esegesi in lingua araba:
يَوۡمَ يُسۡحَبُونَ فِي ٱلنَّارِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمۡ ذُوقُواْ مَسَّ سَقَرَ
O gün yüzleri üstüne ateşe sürüklenecekler. "Cehennemin dokunuşunu tadın."
Esegesi in lingua araba:
إِنَّا كُلَّ شَيۡءٍ خَلَقۡنَٰهُ بِقَدَرٖ
Biz her şeyi bir kaderle yarattık.
Esegesi in lingua araba:
وَمَآ أَمۡرُنَآ إِلَّا وَٰحِدَةٞ كَلَمۡحِۭ بِٱلۡبَصَرِ
Bizim buyruğumuz sadece bir tektir. Bir göz kırpmak gibidir.
Esegesi in lingua araba:
وَلَقَدۡ أَهۡلَكۡنَآ أَشۡيَاعَكُمۡ فَهَلۡ مِن مُّدَّكِرٖ
Andolsun biz benzerlerinizi helak ettik. O halde var mı bir düşünen?
Esegesi in lingua araba:
وَكُلُّ شَيۡءٖ فَعَلُوهُ فِي ٱلزُّبُرِ
Yaptıkları her şey kitaplarda (amel defterinde) mevcuttur.
Esegesi in lingua araba:
وَكُلُّ صَغِيرٖ وَكَبِيرٖ مُّسۡتَطَرٌ
Ve küçük, büyük her şey satır satır yazılmıştır.
Esegesi in lingua araba:
إِنَّ ٱلۡمُتَّقِينَ فِي جَنَّٰتٖ وَنَهَرٖ
Takva sahibi olanlar, Cennetler'de ve pınarlardadır.
Esegesi in lingua araba:
فِي مَقۡعَدِ صِدۡقٍ عِندَ مَلِيكٖ مُّقۡتَدِرِۭ
Muktedir bir hükümdarın katında, doğruluk meclisindedirler.
Esegesi in lingua araba:
 
Traduzione dei significati Sura: Al-Qamar
Indice delle Sure Numero di pagina
 
Traduzione dei Significati del Sacro Corano - Traduzione turca - Pioneer Translation Center (Ruwwad at-Tarjama) - Indice Traduzioni

Traduzione dei significati del Nobile Corano in turco, a cura del Team di Pioneer Translation Center (Ruwwad at-Tarjama) in collaborazione con Dar al-Islam www.islamhouse.com, ed. 1440 H

Chiudi