Check out the new design

ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី * - សន្ទស្សន៍នៃការបកប្រែ


ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: ហ៊ូទ   អាយ៉ាត់:
قَالَتۡ يَٰوَيۡلَتَىٰٓ ءَأَلِدُ وَأَنَا۠ عَجُوزٞ وَهَٰذَا بَعۡلِي شَيۡخًاۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٌ عَجِيبٞ
Melekler kendisini bu müjde ile müjdeleyince Sâre şaşırmış bir şekilde şöyle dedi: Ben doğurmaktan ümidini kesmiş yaşlı bir kadın iken ve kocam da yaşlılık çağına girmiş iken nasıl doğurabilirim? Şüphesiz bu halde iken çocuk sahibi olmak; normal olarak gerçekleşmeyen ve şaşılacak bir şeydir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
قَالُوٓاْ أَتَعۡجَبِينَ مِنۡ أَمۡرِ ٱللَّهِۖ رَحۡمَتُ ٱللَّهِ وَبَرَكَٰتُهُۥ عَلَيۡكُمۡ أَهۡلَ ٱلۡبَيۡتِۚ إِنَّهُۥ حَمِيدٞ مَّجِيدٞ
Sâre, müjdelendiği şeyden dolayı şaşırınca melekler ona şöyle dedi: Allah'ın kaza ve kaderine şaşırıyor musun? Allah'ın bunun gibi şeyleri yapmaya kadir olduğu senin gibi bir kimseden gizli kalmış olamaz. -Ey İbrahim'in ev halkı!- Allah'ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizedir. Şüphesiz ki O, sıfatlarında ve fiillerinde övülmeye layıktır, övgü ve yücelik sahibidir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَلَمَّا ذَهَبَ عَنۡ إِبۡرَٰهِيمَ ٱلرَّوۡعُ وَجَآءَتۡهُ ٱلۡبُشۡرَىٰ يُجَٰدِلُنَا فِي قَوۡمِ لُوطٍ
(Hazırladığı) yemeğinden misafirlerinin yememesi sebebi ile İbrahim -aleyhisselam-'a isabet eden korku onların melek olduklarını öğrendikten sonra gitti. O'na, İshak'ın doğacağına sonra da Yakup'un doğacağına dair mutluluk verici bir haber verildi. Bundan sonra İbrahim -aleyhisselam- Lût kavmi hakkında (Lût kavminden) azabın ertelenmesi, Lût -aleyhisselam- ve ehlini kurtarmaları ümidiyle bizim elçilerimizle tartışmaya başladı.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِنَّ إِبۡرَٰهِيمَ لَحَلِيمٌ أَوَّٰهٞ مُّنِيبٞ
İbrahim gerçekten yumuşak kalpli, cezanın ertelenmesini isteyen, Rabbine çokça yalvaran, çokça dua ve tövbe eden biri idi.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
يَٰٓإِبۡرَٰهِيمُ أَعۡرِضۡ عَنۡ هَٰذَآۖ إِنَّهُۥ قَدۡ جَآءَ أَمۡرُ رَبِّكَۖ وَإِنَّهُمۡ ءَاتِيهِمۡ عَذَابٌ غَيۡرُ مَرۡدُودٖ
Melekler dediler ki: Ey İbrahim! Lût kavmi hakkında bu tartışmadan vazgeç. Çünkü Rabbinin bu konuda onlar hakkında takdir ettiği azaba dair emri gelmiştir. Muhakkak ki, onlara duanın da tartışmanın da geri çeviremeyeceği büyük bir azap gelecektir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَلَمَّا جَآءَتۡ رُسُلُنَا لُوطٗا سِيٓءَ بِهِمۡ وَضَاقَ بِهِمۡ ذَرۡعٗا وَقَالَ هَٰذَا يَوۡمٌ عَصِيبٞ
Melekler, Lût'a erkek şeklinde gelince onların bu şekilde gelişleri Lût -aleyhisselam-'ı üzdü. Kavminin erkekleri kadınları bırakarak erkeklere şehvetle yaklaşmaları sebebiyle erkek suretinde gelen (melekler) adına duyduğu korkudan dolayı içi daraldı ve kavminin, misafirlerine üstün geleceğini zannederek şöyle dedi: "Bu şiddetli/çetin bir gündür!"
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَجَآءَهُۥ قَوۡمُهُۥ يُهۡرَعُونَ إِلَيۡهِ وَمِن قَبۡلُ كَانُواْ يَعۡمَلُونَ ٱلسَّيِّـَٔاتِۚ قَالَ يَٰقَوۡمِ هَٰٓؤُلَآءِ بَنَاتِي هُنَّ أَطۡهَرُ لَكُمۡۖ فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَلَا تُخۡزُونِ فِي ضَيۡفِيٓۖ أَلَيۡسَ مِنكُمۡ رَجُلٞ رَّشِيدٞ
-Lût kavmi, daha önce de adetleri olduğu üzere kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere yaklaştıkları gibi Lût -aleyhisselam-'ın misafirlerine de kötü bir fiilde bulunmak üzere hızlıca geldiler. Bunun üzerine Lût -aleyhisselam- kavmini savmak ve üzerinden sorumluluğu kaldırmak için kavmine şöyle dedi: İşte bunlar, benim kızlarım olan kadın topluluğu sizler onlarla evlenin! Onlarla evlenmek sizin için yapmış olduğunuz bu kötü davranıştan daha temizdir. Allah'tan korkun ve bu utanç verici fiil ile misafirlerime yaklaşmayın. -Ey Kavmim!- Sizin aranızda, sizi bu çirkin fiilden vazgeçirecek, buna engel olacak aklı başında bir adam yok mu?
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
قَالُواْ لَقَدۡ عَلِمۡتَ مَا لَنَا فِي بَنَاتِكَ مِنۡ حَقّٖ وَإِنَّكَ لَتَعۡلَمُ مَا نُرِيدُ
Kavmi O'na şöyle dedi: Ey Lût! Bizlerin, senin kızlarına da, senin kavminin kadınlarına da ihtiyaç duymadığımızı kesinlikle bilmektesin. Muhakkak ki sen, bizim ne istediğimizi ve erkeklerden başka bir şey istemediğimizi de biliyorsun.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
قَالَ لَوۡ أَنَّ لِي بِكُمۡ قُوَّةً أَوۡ ءَاوِيٓ إِلَىٰ رُكۡنٖ شَدِيدٖ
-Lût şöyle dedi: Keşke size engel olabileceğim bir gücüm olsaydı yahut beni koruyan bir aşiretim olsaydı da sizinle misafirlerim arasını ayırabilseydim.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
قَالُواْ يَٰلُوطُ إِنَّا رُسُلُ رَبِّكَ لَن يَصِلُوٓاْ إِلَيۡكَۖ فَأَسۡرِ بِأَهۡلِكَ بِقِطۡعٖ مِّنَ ٱلَّيۡلِ وَلَا يَلۡتَفِتۡ مِنكُمۡ أَحَدٌ إِلَّا ٱمۡرَأَتَكَۖ إِنَّهُۥ مُصِيبُهَا مَآ أَصَابَهُمۡۚ إِنَّ مَوۡعِدَهُمُ ٱلصُّبۡحُۚ أَلَيۡسَ ٱلصُّبۡحُ بِقَرِيبٖ
Melekler, Lût -aleyhisselam-'a şöyle dediler: Ey Lût! Biz, Allah'ın göndermiş olduğu elçileriz. Kavmin, sana kötülükten bir şey ulaştıramaz. Eşin hariç, sen ve ailen gecenin karanlık bir saatinde beldenden çıkın. Sizden hiç kimse sakın arkasına dönüp bakmasın. Ancak senin eşin muhalefet ederek arkasına dönüp bakacaktır. Çünkü kavmine ulaşan azap ona da ulaşacaktır. Onların helakı için vaat olunan (helak) zamanı, sabah vaktidir. Ve vaat olunan bu vakit yakındır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
ក្នុង​ចំណោម​អត្ថប្រយោជន៍​នៃអាយ៉ាត់ទាំងនេះក្នុងទំព័រនេះ:
• بيان فضل ومنزلة خليل الله إبراهيم عليه السلام، وأهل بيته.
Halilullah İbrahim -aleyhisselam-'ın ve ailesinin fazileti ve makamı beyan edilmiştir.

• مشروعية الجدال عمن يُرجى له الإيمان قبل الرفع إلى الحاكم.
Durumu yöneticiye iletilmeden önce iman etmesi umulan kimse ile tartışmanın meşruluğu beyan edilmiştir.

• بيان فظاعة وقبح عمل قوم لوط.
Lût kavminin yaptığı amelin çirkinliği ve kötülüğü beyan edilmiştir.

 
ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: ហ៊ូទ
សន្ទស្សន៍នៃជំពូក លេខ​ទំព័រ
 
ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី - សន្ទស្សន៍នៃការបកប្រែ

ត្រូវបានចេញដោយមជ្ឈមណ្ឌល តាហ្វសៀរនៃការសិក្សាគម្ពីគួរអាន

បិទ