Check out the new design

ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី * - សន្ទស្សន៍នៃការបកប្រែ


ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: អាស្ហស្ហ៊ូអារ៉ក   អាយ៉ាត់:
وَٱجۡعَل لِّي لِسَانَ صِدۡقٖ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ
"Benden sonra gelecek nesiller arasında, beni güzellikle anılanlardan ve hoş bir şekilde övülenlerden kıl."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَٱجۡعَلۡنِي مِن وَرَثَةِ جَنَّةِ ٱلنَّعِيمِ
"Mümin kullarının nimetlerden istifade edip, içinde yaşadığı cennet konaklarının varislerinden eyle ve beni orada oturanlardan kıl."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَٱغۡفِرۡ لِأَبِيٓ إِنَّهُۥ كَانَ مِنَ ٱلضَّآلِّينَ
"Babamı da bağışla. Çünkü o, şirk sebebi ile sapıklık içinde olanlardandı." İbrahim'in, babası için yaptığı bu dua onun cehennem ehlinden olduğu ortaya çıkmadan önceydi. Babasının müşrik olduğu ortaya çıktıktan sonra ondan beri oldu ve onun için asla dua etmedi.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَلَا تُخۡزِنِي يَوۡمَ يُبۡعَثُونَ
"İnsanların hesap için tekrardan diriltilecekleri gün beni rezil etme!"
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
يَوۡمَ لَا يَنفَعُ مَالٞ وَلَا بَنُونَ
Zira o gün, insanın dünyada topladığı ne mal ve ne de kendilerinden yardım aldığı çocukları kendisine fayda verir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِلَّا مَنۡ أَتَى ٱللَّهَ بِقَلۡبٖ سَلِيمٖ
Ancak şirkten, münafıklıktan, riyadan ve kibirden selim bir kalp ile Allah'a gelenler başka. O gün, Allah yolunda harcadığı malından ve kendisine dua eden çocuklarından fayda bulur.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَأُزۡلِفَتِ ٱلۡجَنَّةُ لِلۡمُتَّقِينَ
Cennet, emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınarak Rablerine karşı takvalı olanlar için yaklaştırılmıştır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَبُرِّزَتِ ٱلۡجَحِيمُ لِلۡغَاوِينَ
Hak dinden sapan azgınlar için cehennem, mahşerde apaçık gösterilip, ortaya çıkarılır.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَقِيلَ لَهُمۡ أَيۡنَ مَا كُنتُمۡ تَعۡبُدُونَ
Onlara azarlama babından şöyle denilecektir: "Hani, Allah'tan başka ibadet ettiğiniz putlar nerede?"
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
مِن دُونِ ٱللَّهِ هَلۡ يَنصُرُونَكُمۡ أَوۡ يَنتَصِرُونَ
"Allah'ı bırakıp onlara mı ibadet ediyorsunuz? Onlar sizden Allah'ın azabını engelleyerek size yardım edebilirler mi yahut kendilerine yardımları dokunur mu?"
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَكُبۡكِبُواْ فِيهَا هُمۡ وَٱلۡغَاوُۥنَ
Onlar ve onları saptıranlar, hep birlikte üst üste cehenneme atılırlar.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَجُنُودُ إِبۡلِيسَ أَجۡمَعُونَ
İblis'in şeytanlardan oluşan tüm yardımcıları istisnasız hepsi cehenneme atılırlar.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
قَالُواْ وَهُمۡ فِيهَا يَخۡتَصِمُونَ
Allah'tan başkasına ibadet edip O'ndan başka ortaklar edinen müşrikler, Allah' ı bırakıp da ibadet ettikleri ile cehennemde çekişerek şöyle derler:
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
تَٱللَّهِ إِن كُنَّا لَفِي ضَلَٰلٖ مُّبِينٍ
Vallahi biz, gerçekten haktan uzak apaçık bir sapıklıkta idik.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِذۡ نُسَوِّيكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
"Çünkü biz sizi, tüm yaratılmışların Rabbi ile eşit tutmuştuk. O'na ibadet ettiğimiz gibi size de ibadet ediyorduk."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَمَآ أَضَلَّنَآ إِلَّا ٱلۡمُجۡرِمُونَ
"Bizi hak yoldan saptıranlar Allah'ı bırakıp da bizi kendilerine ibadet etmeye davet eden o günahkârlardan başkası değildi."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَمَا لَنَا مِن شَٰفِعِينَ
"Allah Teâlâ'nın katında bize şefaat edecek ve O'nun azabından kurtaracak şefaatçilerimiz de yoktur."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَلَا صَدِيقٍ حَمِيمٖ
"Bizi müdafaa edecek ve bize şefaat edecek sevgide samimi bir dostumuz da yoktur."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَلَوۡ أَنَّ لَنَا كَرَّةٗ فَنَكُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
"Ah! Keşke bizim için dünyaya dönüş olsaydı da, Allah Teâlâ'ya iman edenlerden olsaydık."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
Şüphesiz İbrahim -aleyhisselam-'ın bahis konusu olan kıssasında ve yalanlayanların akıbetinde ibret alanlar için bir öğüt vardır. Buna rağmen onların çoğu Mümin değildirler.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
-Ey Resul!- Şüphesiz ki senin Rabbin Azîz'dir. (Hiç kimse O'na galip gelemez) Düşmanlarından intikam alandır ve onlardan tövbe edenlere de çok merhametlidir.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
كَذَّبَتۡ قَوۡمُ نُوحٍ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Nuh'un kavmi Nuh -aleyhisselam-'ı yalanladığında bütün resulleri de yalanlamış oldu.
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ نُوحٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Soy bakımından kardeşleri olan Nuh onlara şöyle demişti: "Kendisinden korkarak O'ndan başkasına ibadeti bırakıp Allah Teâlâ'dan sakınmaz mısınız?"
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ
"Şüphesiz ben size gönderilmiş resulüm. Beni size Yüce Allah gönderdi. Yüce Allah'ın gönderdiği vahye bir ekleme ve çıkarma yapmayan elçiyim."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
"Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkup, sakının. Size emretmekte olduğum ve yapmanızı yasakladığım şeylerde bana itaat edin."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
"Rabbim katından size getirip tebliğ ettiğim şeylerden dolayı sizden bir karşılık talep etmiyorum. Mükâfatım, ancak mahlukatın Rabbi olan Allah'a aittir, başkasına değil."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
"Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. Size emretmekte olduğum ve yapmanızı yasakladığım şeylerde bana itaat edin."
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
۞ قَالُوٓاْ أَنُؤۡمِنُ لَكَ وَٱتَّبَعَكَ ٱلۡأَرۡذَلُونَ
Nuh -aleyhisselam-'a kavmi şöyle dedi: "Ey Nuh! Senin peşinden gelenler, ancak sıradan aşağılık ve düşük seviyeli kimselerdir. Onların arasında eşraftan ve üst tabakadakilerden hiç kimse bulunmamaktadır. Durum böyle iken bizler senin getirdiklerine tabi olup amel mi edeceğiz?"
តាហ្វសៀរជាភាសា​អារ៉ាប់ជាច្រេីន:
ក្នុង​ចំណោម​អត្ថប្រយោជន៍​នៃអាយ៉ាត់ទាំងនេះក្នុងទំព័រនេះ:
• أهمية سلامة القلب من الأمراض كالحسد والرياء والعُجب.
Kalbin; kıskançlık, riya ve gurur gibi hastalıklardan salim olmasının önemi açıklanmıştır.

• تعليق المسؤولية عن الضلال على المضلين لا تنفع الضالين.
Sapıklıktan meydana gelen sorumluluğun, saptıranların üzerine atılması sapıklığa düşenlere bir fayda vermez.

• التكذيب برسول الله تكذيب بجميع الرسل.
Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yalanlamak bütün rasûlleri yalanlamak olarak sayılır.

• حُسن التخلص في قصة إبراهيم من الاستطراد في ذكر القيامة ثم الرجوع إلى خاتمة القصة.
İbrahim -aleyhisselam-'ın kıssasında kıyamet konusuna değinilmiş ardından güzel bir şekilde başka bir konuya geçilip tekrar kıssanın aslına dönüş yapılmıştır.

 
ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: អាស្ហស្ហ៊ូអារ៉ក
សន្ទស្សន៍នៃជំពូក លេខ​ទំព័រ
 
ការបកប្រែអត្ថន័យគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី - សន្ទស្សន៍នៃការបកប្រែ

ត្រូវបានចេញដោយមជ្ឈមណ្ឌល តាហ្វសៀរនៃការសិក្សាគម្ពីគួរអាន

បិទ