وه‌رگێڕانی ماناكانی قورئانی پیرۆز - وەرگێڕاوی تورکی بۆ پوختەی تەفسیری قورئانی پیرۆز * - پێڕستی وه‌رگێڕاوه‌كان


وه‌رگێڕانی ماناكان ئایه‌تی: (49) سوره‌تی: سورەتی البقرة
وَإِذۡ نَجَّيۡنَٰكُم مِّنۡ ءَالِ فِرۡعَوۡنَ يَسُومُونَكُمۡ سُوٓءَ ٱلۡعَذَابِ يُذَبِّحُونَ أَبۡنَآءَكُمۡ وَيَسۡتَحۡيُونَ نِسَآءَكُمۡۚ وَفِي ذَٰلِكُم بَلَآءٞ مِّن رَّبِّكُمۡ عَظِيمٞ
Ey İsrailoğulları! Çeşitli azaplarla size azap eden Firavun'un avanelerinden sizi kurtardığımız zamanı hatırlayın. Öyle ki (yeryüzünde) varlığınız kalmasın diye oğullarınızı keserek öldürüyorlardı. Ve daha da ileri giderek size ihanet etmek ve küçük düşürmek için kendilerine hizmet eden kadın olsunlar diye kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Firavun ve avanesinin zulmünden sizi kurtarması Rabbinizden büyük bir imtihandır. Umulur ki şükredersiniz.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
سوودەکانی ئایەتەکان لەم پەڕەیەدا:
• عِظَمُ نعم الله وكثرتها على بني إسرائيل، ومع هذا لم تزدهم إلا تكبُّرًا وعنادًا.
Yüce Allah'ın İsrailoğulları'na bahşetmiş olduğu nimetleri pek çok ve bir o kadar da büyüktür. Ne var ki; kendilerine verilen bu nimetler, onların kibir ve inatlarını arttırmıştır.

• سَعَةُ حِلم الله تعالى ورحمته بعباده، وإن عظمت ذنوبهم.
Kulların işledikleri günahlar ne kadar büyük olursa olsun, Allah Teâlâ'nın onlara karşı hoşgörü ve şefkati çok geniş ve kapsayıcıdır.

• الوحي هو الفَيْصَلُ بين الحق والباطل.
Vahiy, hak ile batılın arasını ayıran keskin hükümdür.

 
وه‌رگێڕانی ماناكان ئایه‌تی: (49) سوره‌تی: سورەتی البقرة
پێڕستی سوره‌ته‌كان ژمارەی پەڕە
 
وه‌رگێڕانی ماناكانی قورئانی پیرۆز - وەرگێڕاوی تورکی بۆ پوختەی تەفسیری قورئانی پیرۆز - پێڕستی وه‌رگێڕاوه‌كان

وەرگێڕاوی تورکی بۆ پوختەی تەفسیری قورئانی پیرۆز، لە لایەن ناوەندی تەفسیر بۆ خوێندنەوە قورئانیەکان.

داخستن