وه‌رگێڕانی ماناكانی قورئانی پیرۆز - وەرگێڕاوی تورکی بۆ پوختەی تەفسیری قورئانی پیرۆز * - پێڕستی وه‌رگێڕاوه‌كان


وه‌رگێڕانی ماناكان ئایه‌تی: (24) سوره‌تی: سورەتی الزمر
أَفَمَن يَتَّقِي بِوَجۡهِهِۦ سُوٓءَ ٱلۡعَذَابِ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِۚ وَقِيلَ لِلظَّٰلِمِينَ ذُوقُواْ مَا كُنتُمۡ تَكۡسِبُونَ
Yüce Allah'ın kendisine hidayet verdiği, hidayete ermesine muvaffak kıldığı ve ahirette cennete koyduğu kimseyle, küfreden ve bu küfrü üzere ölüp elleri ve ayakları kelepçelenmiş halde cehenneme soktuğu, ateşe karşı ancak yüzünü yere bakarak korumaya çalışan kimse eşit olur mu? ‘’Kendi nefislerine kufür ve günahlar işleyerek zulmedenlere yapmış olduğunuz zulüm ve isyanların karşılığında kazandığınızı tadın! İşte bu sizin cezanızdır! ’’ denilir.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
سوودەکانی ئایەتەکان لەم پەڕەیەدا:
• أهل الإيمان والتقوى هم الذين يخشعون لسماع القرآن، وأهل المعاصي والخذلان هم الذين لا ينتفعون به.
İman ve takva ehli Kur'an'ı duyduklarında Allah'tan korkarlar. Günahkârlar ve bedbahtlar ise Kur'an'ı duyduklarında ondan istifade etmezler.

• التكذيب بما جاءت به الرسل سبب نزول العذاب إما في الدنيا أو الآخرة أو فيهما معًا.
Resullerin getirdiklerini yalanlamak; dünyada veya ahirette veyahut da her ikisinde azabın inmesine sebep olur.

• لم يترك القرآن شيئًا من أمر الدنيا والآخرة إلا بيَّنه، إما إجمالًا أو تفصيلًا، وضرب له الأمثال.
Kur'an, dünya ve ahiret hususları ile ilgili bütün meseleleri açıklamıştır. Bu açıklamalar bazen genel, bazen de ayrıntılı olmuş ve bunlar için örnekler verilmiştir.

 
وه‌رگێڕانی ماناكان ئایه‌تی: (24) سوره‌تی: سورەتی الزمر
پێڕستی سوره‌ته‌كان ژمارەی پەڕە
 
وه‌رگێڕانی ماناكانی قورئانی پیرۆز - وەرگێڕاوی تورکی بۆ پوختەی تەفسیری قورئانی پیرۆز - پێڕستی وه‌رگێڕاوه‌كان

وەرگێڕاوی تورکی بۆ پوختەی تەفسیری قورئانی پیرۆز، لە لایەن ناوەندی تەفسیر بۆ خوێندنەوە قورئانیەکان.

داخستن