وه‌رگێڕانی ماناكانی قورئانی پیرۆز - وەرگێڕاوی تورکی بۆ پوختەی تەفسیری قورئانی پیرۆز * - پێڕستی وه‌رگێڕاوه‌كان


وه‌رگێڕانی ماناكان ئایه‌تی: (15) سوره‌تی: سورەتی الحجرات
إِنَّمَا ٱلۡمُؤۡمِنُونَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ ثُمَّ لَمۡ يَرۡتَابُواْ وَجَٰهَدُواْ بِأَمۡوَٰلِهِمۡ وَأَنفُسِهِمۡ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِۚ أُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلصَّٰدِقُونَ
Asıl Müminler, Allah’a ve resulüne iman edip, sonra da imanlarına hiçbir şüphe karıştırmayanlar, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihat edenler, bu hususta hiçbir cimrilik göstermeyen kimselerdir. İşte imanlarında sadık olanlar, bu sıfatlar ile sıfatlanmış olanlardır.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
سوودەکانی ئایەتەکان لەم پەڕەیەدا:
• سوء الظن بأهل الخير معصية، ويجوز الحذر من أهل الشر بسوء الظن بهم.
Hayır ve iyilik ehli kimseler hakkında kötü zanda bulunmak masiyettir/günahtır. Kötülük ehli kimseler hakkında kötü zanda bulunmak ise onların kötülüklerinden sakındırmak kastı ile caizdir.

• وحدة أصل بني البشر تقتضي نبذ التفاخر بالأنساب.
İnsanlığın aslının tek bir asla dayanması, insanların birbirlerine karşı soy ile övünmeyi terk etmelerini gerektirir.

• الإيمان ليس مجرد نطق لا يوافقه اعتقاد، بل هو اعتقاد بالجَنان، وقول باللسان، وعمل بالأركان.
İman; itikadın (inancın) kendisiyle uyuşmadığı şekilde sadece dil ile söylemek (ikrar) etmek değildir. Bilakis iman; kalp ile itikat etmek, dil ile söylemek/ikrar etmek ve uzuvlar ile amel etmektir.

• هداية التوفيق بيد الله وحده وهي فضل منه سبحانه ليست حقًّا لأحد.
Hidayete muvaffak kılınmak, sadece Yüce Allah'ın elindedir. Bu, herhangi bir kimsenin hakkı değildir. Ancak Allah -Subhanehu ve Teâlâ-'dan bir ihsandır.

 
وه‌رگێڕانی ماناكان ئایه‌تی: (15) سوره‌تی: سورەتی الحجرات
پێڕستی سوره‌ته‌كان ژمارەی پەڕە
 
وه‌رگێڕانی ماناكانی قورئانی پیرۆز - وەرگێڕاوی تورکی بۆ پوختەی تەفسیری قورئانی پیرۆز - پێڕستی وه‌رگێڕاوه‌كان

وەرگێڕاوی تورکی بۆ پوختەی تەفسیری قورئانی پیرۆز، لە لایەن ناوەندی تەفسیر بۆ خوێندنەوە قورئانیەکان.

داخستن