وه‌رگێڕانی ماناكانی قورئانی پیرۆز - وەرگێڕاوی تورکی - شعبان بريتش * - پێڕستی وه‌رگێڕاوه‌كان

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

وه‌رگێڕانی ماناكان سوره‌تی: سورەتی المطففین   ئایه‌تی:

Sûretu'l-Mutaffifîn

وَيۡلٞ لِّلۡمُطَفِّفِينَ
Ölçüde hile yapanların vay haline!
تەفسیرە عەرەبیەکان:
ٱلَّذِينَ إِذَا ٱكۡتَالُواْ عَلَى ٱلنَّاسِ يَسۡتَوۡفُونَ
İnsanlardan/halktan aldıklarında tam alan,
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَإِذَا كَالُوهُمۡ أَو وَّزَنُوهُمۡ يُخۡسِرُونَ
Onlara tartıp/ölçtüklerinde eksik verenler,
تەفسیرە عەرەبیەکان:
أَلَا يَظُنُّ أُوْلَٰٓئِكَ أَنَّهُم مَّبۡعُوثُونَ
Onlar yeniden dirileceklerini inanmıyorlar mı?
تەفسیرە عەرەبیەکان:
لِيَوۡمٍ عَظِيمٖ
Büyük bir günde…
تەفسیرە عەرەبیەکان:
يَوۡمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
O gün insanlar, alemlerin Rabbi için ayağa kalkar.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٖ
Hayır! Şüphesiz günahkârların kitabı Siccin'dedir.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سِجِّينٞ
Siccin'in ne olduğunu nereden bileceksin?
تەفسیرە عەرەبیەکان:
كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ
(Amelleri) yazılmış bir kitaptır.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ
Yalanlayanların o gün vay haline!
تەفسیرە عەرەبیەکان:
ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
Din gününü yalanlayanların.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ
Onu, her haddi aşan günahkârdan başkası yalanlamaz.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Ona ayetlerimiz okunduğu zaman "evvelkilerin masalları" der.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
كَلَّاۖ بَلۡۜ رَانَ عَلَىٰ قُلُوبِهِم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Hayır! Aksine, kazandıkları (günahlar) onların kalplerini bürümüştür.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
كَلَّآ إِنَّهُمۡ عَن رَّبِّهِمۡ يَوۡمَئِذٖ لَّمَحۡجُوبُونَ
Hayır! Gerçek şu ki, onlar o gün Rab’lerinden (görmekten) mahrum olanlardır.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
ثُمَّ إِنَّهُمۡ لَصَالُواْ ٱلۡجَحِيمِ
Sonra da onlar Cehennem'e sokulacaktır.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
ثُمَّ يُقَالُ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ
Sonra da onlara denilecek ki: Bu yalanlamış olduğunuz şeydir.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡأَبۡرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ
Hayır! İyilerin kitabı, “İlliyyun”dedir.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا عِلِّيُّونَ
İlliyyun’un ne olduğunu nereden bileceksin?
تەفسیرە عەرەبیەکان:
كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ
(Amelleri) yazılmış bir kitaptır.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
يَشۡهَدُهُ ٱلۡمُقَرَّبُونَ
Ona yakınlaştırılmış olanlar (Melekler) şahit olurlar.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
إِنَّ ٱلۡأَبۡرَارَ لَفِي نَعِيمٍ
İyiler, elbette nimetler içindedir.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ
Koltuklar üzerinde, bakıyorlar.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
تَعۡرِفُ فِي وُجُوهِهِمۡ نَضۡرَةَ ٱلنَّعِيمِ
Onları, yüzlerindeki nimet parıltısından tanırsın.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
يُسۡقَوۡنَ مِن رَّحِيقٖ مَّخۡتُومٍ
Onlar, mühürlenmiş, katıksız bir içecekten içerler.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
خِتَٰمُهُۥ مِسۡكٞۚ وَفِي ذَٰلِكَ فَلۡيَتَنَافَسِ ٱلۡمُتَنَٰفِسُونَ
Onun mührü misktir. Yarışanlar, işte bunun için yarışsınlar!
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَمِزَاجُهُۥ مِن تَسۡنِيمٍ
Onun karışımı Tesnim’dendir.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
عَيۡنٗا يَشۡرَبُ بِهَا ٱلۡمُقَرَّبُونَ
O, yakınlaştırılmış olanların içeceği bir kaynaktır.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
إِنَّ ٱلَّذِينَ أَجۡرَمُواْ كَانُواْ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ يَضۡحَكُونَ
Suç/günah işlemiş olanlar, iman edenlere gülüyorlardı.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَإِذَا مَرُّواْ بِهِمۡ يَتَغَامَزُونَ
Onların yanlarından geçtiklerinde birbirlerine kaş göz ediyorlardı.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَإِذَا ٱنقَلَبُوٓاْ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِمُ ٱنقَلَبُواْ فَكِهِينَ
Ailelerinin yanına döndüklerinde alaylarından dolayı mutlu dönerlerdi.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَإِذَا رَأَوۡهُمۡ قَالُوٓاْ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَضَآلُّونَ
Onları gördükleri zaman: "İşte bunlar, doğru yoldan sapmış" derlerdi.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
وَمَآ أُرۡسِلُواْ عَلَيۡهِمۡ حَٰفِظِينَ
Oysa onlara bekçi olarak da gönderilmemişlerdi.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
فَٱلۡيَوۡمَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مِنَ ٱلۡكُفَّارِ يَضۡحَكُونَ
Bugün de iman edenler, kâfir olanlara gülerler.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ
Koltuklarına yaslanıp bakarlar.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
هَلۡ ثُوِّبَ ٱلۡكُفَّارُ مَا كَانُواْ يَفۡعَلُونَ
Kâfirler, yaptıklarının cezasını gördüler mi? diye.
تەفسیرە عەرەبیەکان:
 
وه‌رگێڕانی ماناكان سوره‌تی: سورەتی المطففین
پێڕستی سوره‌ته‌كان ژمارەی پەڕە
 
وه‌رگێڕانی ماناكانی قورئانی پیرۆز - وەرگێڕاوی تورکی - شعبان بريتش - پێڕستی وه‌رگێڕاوه‌كان

وەرگێڕاوی ماناکانی قورئانی پیرۆز بۆ زمانی تورکی، وەرگێڕان: شەعبان بریتش، ئەم بڵاوکردنەوەیە بە سەرپەرشتیاری ناوەندی ڕواد بۆ وەرگێڕان، پیشاندانی وەرگێڕاوە سەرەکیەکە لەبەردەستە بۆ ڕا دەربڕین لە سەری وهەڵسەنگاندنی وپێشنیارکردنی پەرەپێدانی بەردەوام.

داخستن