Check out the new design

Kilniojo Korano reikšmių vertimas - Kilniojo Korano sutrumpinto aiškinimo vertimas į turkų k. * - Vertimų turinys


Reikšmių vertimas Sūra: Fussilat   Aja (Korano eilutė):
فَقَضَىٰهُنَّ سَبۡعَ سَمَٰوَاتٖ فِي يَوۡمَيۡنِ وَأَوۡحَىٰ فِي كُلِّ سَمَآءٍ أَمۡرَهَاۚ وَزَيَّنَّا ٱلسَّمَآءَ ٱلدُّنۡيَا بِمَصَٰبِيحَ وَحِفۡظٗاۚ ذَٰلِكَ تَقۡدِيرُ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡعَلِيمِ
Yüce Allah gökleri iki günde; perşembe ve cuma günü yaratmayı tamamladı. Böylece göklerin ve yerin yaratılması altı günde tamamlandı. Yüce Allah her bir göğe kendi işini, emrettiği bütün itaat ve ibadetleri bildirdi. Dünya semasını yıldızlarla süsledi ve şeytanların gizlice dinlemelerini engelleyerek gökyüzünü onlarla muhafaza etti. Bu zikredilenlerin tamamı kimsenin kendisine galip gelemeyeceği Yüce Allah'ın takdiridir, O mahlukatını hakkıyla bilir.
Tafsyrai arabų kalba:
فَإِنۡ أَعۡرَضُواْ فَقُلۡ أَنذَرۡتُكُمۡ صَٰعِقَةٗ مِّثۡلَ صَٰعِقَةِ عَادٖ وَثَمُودَ
-Ey Resul- Onlar senin getirdiklerine iman etmekten yüzçevirirler ise onlara de ki: "Hud'un kavmi Âd ve Salih'in kavmi Semûd'un yalanlamalarından dolayı başlarına gelen azabın aynısının sizin de başınıza geleceğini bildirerek sizi uyarıp, korkutmaktayım."
Tafsyrai arabų kalba:
إِذۡ جَآءَتۡهُمُ ٱلرُّسُلُ مِنۢ بَيۡنِ أَيۡدِيهِمۡ وَمِنۡ خَلۡفِهِمۡ أَلَّا تَعۡبُدُوٓاْ إِلَّا ٱللَّهَۖ قَالُواْ لَوۡ شَآءَ رَبُّنَا لَأَنزَلَ مَلَٰٓئِكَةٗ فَإِنَّا بِمَآ أُرۡسِلۡتُم بِهِۦ كَٰفِرُونَ
Aynı davet üzere birbirilerini takip ederek onlara peygamberleri; “Allah’tan başkasına ibadet etmeyin!” diye emredip, geldiği zaman, o topluluktan kâfir olanlar: "Eğer Rabbimiz melekleri bize resul olarak indirmek isteseydi indirirdi. Bizler sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyi küfrediyoruz. Çünkü sizler de bizim gibi beşersiniz." dediler.
Tafsyrai arabų kalba:
فَأَمَّا عَادٞ فَٱسۡتَكۡبَرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ بِغَيۡرِ ٱلۡحَقِّ وَقَالُواْ مَنۡ أَشَدُّ مِنَّا قُوَّةًۖ أَوَلَمۡ يَرَوۡاْ أَنَّ ٱللَّهَ ٱلَّذِي خَلَقَهُمۡ هُوَ أَشَدُّ مِنۡهُمۡ قُوَّةٗۖ وَكَانُواْ بِـَٔايَٰتِنَا يَجۡحَدُونَ
Hud'un kavmi Âd'a gelince; Allah'a (iman etmek yerine) küfredip, haksız yere yeryüzünde kibirlendiler ve etraflarındakilere zulmettiler. Güçlerine aldanarak: "Bizden daha kuvvetli kim var?" dediler. Kendilerinden daha güçlü olmadığını iddia ettiler. Yüce Allah onlara cevap olarak: "Bunlar Allah'ın kendilerini yarattığını ve aşırıya gittikleri o kuvvetlerini onlara verdiğini şahit olup bilmediler mi? O, onlardan daha güçlüdür. Onlar, Hûd -aleyhisselam-'ın getirdiği Allah'ın ayetlerini küfrediyordı.
Tafsyrai arabų kalba:
فَأَرۡسَلۡنَا عَلَيۡهِمۡ رِيحٗا صَرۡصَرٗا فِيٓ أَيَّامٖ نَّحِسَاتٖ لِّنُذِيقَهُمۡ عَذَابَ ٱلۡخِزۡيِ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَاۖ وَلَعَذَابُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَخۡزَىٰۖ وَهُمۡ لَا يُنصَرُونَ
(Küfür ve isyanları sebebiyle başlarına gelen) O uğursuz günlerde, içinde azap dolu, sesi rahatsız edici bir rüzgâr gönderdik. Bunu dünya hayatında zillet ve aşağılanma azabını tatmaları için yaptık. Onları bekleyen ahiret azabı onları daha şiddetli bir şekilde zelil edecektir. Kendilerini bu azaptan kurtaracak bir yardımcı da bulamayacaklardır.
Tafsyrai arabų kalba:
وَأَمَّا ثَمُودُ فَهَدَيۡنَٰهُمۡ فَٱسۡتَحَبُّواْ ٱلۡعَمَىٰ عَلَى ٱلۡهُدَىٰ فَأَخَذَتۡهُمۡ صَٰعِقَةُ ٱلۡعَذَابِ ٱلۡهُونِ بِمَا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Salih'in kavmi Semûd'a gelince, hak yolunu açıklayarak onlara doğru yolu gösterdik. Hakka karşı hidayet yerine sapıklığı tercih ettiler. Küfür ve işlemiş oldukları günahlarından dolayı alçaltıcı yıldırım azabı ile onları helak ettik.
Tafsyrai arabų kalba:
وَنَجَّيۡنَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَكَانُواْ يَتَّقُونَ
Yüce Allah'a ve resulüne iman edenleri kurtardık. Bu kimseler emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınarak Allah'a karşı takvalı olan kişilerdi. Kavimlerine isabet eden azaptan onları kurtardık.
Tafsyrai arabų kalba:
وَيَوۡمَ يُحۡشَرُ أَعۡدَآءُ ٱللَّهِ إِلَى ٱلنَّارِ فَهُمۡ يُوزَعُونَ
Yüce Allah; düşmanlarını cehenneme süreceği gün, Zebaniler (Görevli melekler) baştakiler ile sonrakileri bir araya toplarlar. Artık onlar ateşten kaçmaya güç yetiremezler.
Tafsyrai arabų kalba:
حَتَّىٰٓ إِذَا مَا جَآءُوهَا شَهِدَ عَلَيۡهِمۡ سَمۡعُهُمۡ وَأَبۡصَٰرُهُمۡ وَجُلُودُهُم بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Sürüldükleri ateşe geldiklerinde ve dünyada yaptıklarını kabullenmediklerinde kulakları, gözleri, derileri dünyada işledikleri küfür ve günahlara dair onlar aleyhinde şahitlik ederler.
Tafsyrai arabų kalba:
Šiame puslapyje pateiktų ajų nauda:
• الإعراض عن الحق سبب المهالك في الدنيا والآخرة.
Haktan yüz çevirmek, dünya ve ahirette helak olma sebebidir.

• التكبر والاغترار بالقوة مانعان من الإذعان للحق.
Kibirlenme ve güç kuvvete aldanmak hakkı kabul etmeye mani olan iki husustur.

• الكفار يُجْمَع لهم بين عذاب الدنيا وعذاب الآخرة.
Kâfirler hem dünyada hem de ahirette azap göreceklerdir.

• شهادة الجوارح يوم القيامة على أصحابها.
Kıyamet günü, vücut azaları sahipleri aleyhine şahitlik edecektir.

 
Reikšmių vertimas Sūra: Fussilat
Sūrų turinys Puslapio numeris
 
Kilniojo Korano reikšmių vertimas - Kilniojo Korano sutrumpinto aiškinimo vertimas į turkų k. - Vertimų turinys

Išleido Korano studijų interpretavimo centras.

Uždaryti