ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫ * - ߘߟߊߡߌߘߊ ߟߎ߫ ߦߌ߬ߘߊ߬ߥߟߊ


ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌ߬ߘߊ߬ߟߌ ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: (82) ߝߐߘߊ ߘߏ߫: ߝߊߟߊ߲ ߝߐߘߊ
وَأَمَّا ٱلۡجِدَارُ فَكَانَ لِغُلَٰمَيۡنِ يَتِيمَيۡنِ فِي ٱلۡمَدِينَةِ وَكَانَ تَحۡتَهُۥ كَنزٞ لَّهُمَا وَكَانَ أَبُوهُمَا صَٰلِحٗا فَأَرَادَ رَبُّكَ أَن يَبۡلُغَآ أَشُدَّهُمَا وَيَسۡتَخۡرِجَا كَنزَهُمَا رَحۡمَةٗ مِّن رَّبِّكَۚ وَمَا فَعَلۡتُهُۥ عَنۡ أَمۡرِيۚ ذَٰلِكَ تَأۡوِيلُ مَا لَمۡ تَسۡطِع عَّلَيۡهِ صَبۡرٗا
Yıkılmaya yüz tutmuş duvarı düzeltmeme karşı çıkmana gelince, bu duvar gelmiş olduğumuz şehirde babaları ölmüş iki gence aitti. Bu duvarın altında o ikisine ait gömülü bir hazine vardı. Bu iki çocuğun babası salih bir kimseydi. -Ey Musa!- Rabbin olgunluk yaşına ulaşıp büyümelerini istedi ki, o duvarın altında bulunan gömülü mallarını kendileri çıkarsınlar. Eğer duvar şimdi çökecek olsaydı hazine ortaya çıkacak ve zayi olacaktı. Bu önlem Rabbinin o ikisine olan merhametindendi. Ben bunu yapmak için çabaladım; senin sabremediğin şeylerin iç yüzü işte budur.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
ߟߝߊߙߌ ߟߎ߫ ߢߊ߬ߕߣߐ ߘߏ߫ ߞߐߜߍ ߣߌ߲߬ ߞߊ߲߬:
• وجوب التأني والتثبت وعدم المبادرة إلى الحكم على الشيء.
Bir şey hakkında hüküm verirken acele etmemek, emin olmak ve düşünerek hareket etmek gerekir.

• أن الأمور تجري أحكامها على ظاهرها، وتُعَلق بها الأحكام الدنيوية في الأموال والدماء وغيرها.
Şüphesiz ki işler zahirde göründüğü üzere icra edilir. Can, mal ve diğer dünyevi hükümler buna ilhak edilir.

• يُدْفَع الشر الكبير بارتكاب الشر الصغير، ويُرَاعَى أكبر المصلحتين بتفويت أدناهما.
(Zaruret halinde) Küçük kötülükler işlenerek büyük kötülüklere engel olunur. İkisinden birisi bırakılarak büyük maslahat dikkate alınır.

• ينبغي للصاحب ألا يفارق صاحبه ويترك صحبته حتى يُعْتِبَه ويُعْذِر منه.
Yakın arkadaşa yakışan tavır, ancak gönlünü alıp mazur gördükten sonra arkadaşından ayrılıp, arkadaşlığını bitirmemesidir.

• استعمال الأدب مع الله تعالى في الألفاظ بنسبة الخير إليه وعدم نسبة الشر إليه .
Hayrı O'na nispet edip, şer olanı nispet etmeyerek lafızlarda Allah Teâlâ'ya karşı edepli olan üslubu kullanmak gerekir.

• أن العبد الصالح يحفظه الله في نفسه وفي ذريته.
Allah, salih olan kulu ve ondan sonra gelen zürriyetini muhafaza eder.

 
ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌ߬ߘߊ߬ߟߌ ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: (82) ߝߐߘߊ ߘߏ߫: ߝߊߟߊ߲ ߝߐߘߊ
ߝߐߘߊ ߟߎ߫ ߦߌ߬ߘߊ߬ߥߟߊ ߞߐߜߍ ߝߙߍߕߍ
 
ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫ - ߘߟߊߡߌߘߊ ߟߎ߫ ߦߌ߬ߘߊ߬ߥߟߊ

ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫߸ ߡߍ߲ ߝߘߊߣߍ߲߫ ߞߎ߬ߙߊ߬ߣߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߕߌߙߌ߲ߠߌ߲ ߝߊ߲ߓߊ ߟߊ߫.

ߘߊߕߎ߲߯ߠߌ߲