Vertaling van de betekenissen Edele Qur'an - De Turkse Vertaling van de Beknopte Uitleg van de Heilige Koran * - Index van vertaling


Vertaling van de betekenissen Vers: (38) Surah: Soerat el-Araf (De verheven plaatsen)
قَالَ ٱدۡخُلُواْ فِيٓ أُمَمٖ قَدۡ خَلَتۡ مِن قَبۡلِكُم مِّنَ ٱلۡجِنِّ وَٱلۡإِنسِ فِي ٱلنَّارِۖ كُلَّمَا دَخَلَتۡ أُمَّةٞ لَّعَنَتۡ أُخۡتَهَاۖ حَتَّىٰٓ إِذَا ٱدَّارَكُواْ فِيهَا جَمِيعٗا قَالَتۡ أُخۡرَىٰهُمۡ لِأُولَىٰهُمۡ رَبَّنَا هَٰٓؤُلَآءِ أَضَلُّونَا فَـَٔاتِهِمۡ عَذَابٗا ضِعۡفٗا مِّنَ ٱلنَّارِۖ قَالَ لِكُلّٖ ضِعۡفٞ وَلَٰكِن لَّا تَعۡلَمُونَ
Melekler onlara: "Ey müşrikler! Sizlerden önce küfür ve dalalet üzerine olan cin ve insanlardan geçmiş milletlerin topluluğuyla beraber cehennem ateşine girin bakalım.” derler. O milletlerden her bir millet cehenneme girdiğinde kendilerinden önce gelen diğer millete lanet eder. Nihayet orada karşı karşıya gelip hepsi bir araya toplanınca oraya en son giren sefil takipçiler, ileri gelen önderleri için “Ey Rabbimiz! Bunlar bizleri doğru yoldan saptıran önderlerimizdir. Sapıklığı bizlere süslü gösterdikleri için onları kat kat arttırılmış bir cezayla cezalandır.” derler. Allah onlara cevap olarak der ki: “Sizlerden her bir gruba kat kat artırılmış azaptan bir nasip vardır. Fakat siz bunu bilmiyorsunuz ve idrak etmiyorsunuz.”
Arabische uitleg van de Qur'an:
Voordelen van de verzen op deze pagina:
• المودة التي كانت بين المكذبين في الدنيا تنقلب يوم القيامة عداوة وملاعنة.
Dünya hayatında yalanlayanlar arasında olan dostluk, kıyamet günü bir düşmanlık ve lanetleşmeye dönüşür.

• أرواح المؤمنين تفتح لها أبواب السماء حتى تَعْرُج إلى الله، وتبتهج بالقرب من ربها والحظوة برضوانه.
Müminlerin ruhlarına, Allah’a yükselinceye kadar gökyüzünün bütün kapıları açılır ve Rabbine yaklaştıkça ve rızasını elde ettikçe sevinirler.

• أرواح المكذبين المعرضين لا تفتح لها أبواب السماء، وإذا ماتوا وصعدت فهي تستأذن فلا يؤذن لها، فهي كما لم تصعد في الدنيا بالإيمان بالله ومعرفته ومحبته، فكذلك لا تصعد بعد الموت، فإن الجزاء من جنس العمل.
Yüz çevirip yalanlayanların ruhlarına öldükleri zaman gökyüzünün kapıları açılmaz. Ruhları yükselip izin istediğinde onlara izin verilmez. Kişinin dünya hayatında Allah’a iman ederek, O'nu bilip, severek yükselip, yücelemediği gibi, aynı şekilde ölümünün ardından yükselemez. Kişiye yaptıklarının karşılığı o yapmış olduğu şeylerin türünden verilir.

• أهل الجنة نجوا من النار بعفو الله، وأدخلوا الجنة برحمة الله، واقتسموا المنازل وورثوها بالأعمال الصالحة وهي من رحمته، بل من أعلى أنواع رحمته.
Cennet ehli, Allah’ın bağışlamasıyla cehennemden kurtulur ve Allah’ın rahmetiyle cennete girerler. Onlar, yaptıkları salih amellerle makamları paylaşır ve miras alırlar. Bunların hepsi Yüce Allah'ın rahmetindendir. Bilakis rahmetinin en yüce türündendir.

 
Vertaling van de betekenissen Vers: (38) Surah: Soerat el-Araf (De verheven plaatsen)
Surah's Index Pagina nummer
 
Vertaling van de betekenissen Edele Qur'an - De Turkse Vertaling van de Beknopte Uitleg van de Heilige Koran - Index van vertaling

De Turkse Vertaling van de Beknopte Uitleg van de Heilige Koran, uitgegeven door het Tafsir Centrum voor Koranische Studies

Sluit