Check out the new design

ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫ * - ߘߟߊߡߌߘߊ ߟߎ߫ ߦߌ߬ߘߊ߬ߥߟߊ


ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌ߬ߘߊ߬ߟߌ ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: (10) ߝߐߘߊ ߘߏ߫: ߘߊ߲߬ߕߍ߰ߟߌ
وَأَصۡبَحَ فُؤَادُ أُمِّ مُوسَىٰ فَٰرِغًاۖ إِن كَادَتۡ لَتُبۡدِي بِهِۦ لَوۡلَآ أَن رَّبَطۡنَا عَلَىٰ قَلۡبِهَا لِتَكُونَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Musa -aleyhisselam-'ın annesinin yüreği, Musa’nın durumu dışında bütün dünya işlerinden boşalmış olarak sabahladı. Eğer biz, Rablerine tevekkül eden ve takdir ettiğine sabreden Müminlerden olması için onun kalbini sükûnet ve sabır vermek suretiyle sabit kılarak bağlamasaydık, neredeyse sabredemeyerek, az daha ona olan aşırı bağlılığı sebebiyle bu çocuğun kendisine ait olduğunu ortaya çıkaracaktı.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
ߟߝߊߙߌ ߟߎ߫ ߢߊ߬ߕߣߐ ߘߏ߫ ߞߐߜߍ ߣߌ߲߬ ߞߊ߲߬:
• تدبير الله لعباده الصالحين بما يسلمهم من مكر أعدائهم.
Yüce Allah, salih kullarını düşmanlarının tuzaklarından kurtarmak için düzen kurar.

• تدبير الظالم يؤول إلى تدميره.
Zalim kimsenin kurduğu tuzak/düzen, kendisinin yerle bir olmasına sebep olur.

• قوة عاطفة الأمهات تجاه أولادهن.
Anneler çocuklarına karşı son derece şefkatlidirler.

• جواز استخدام الحيلة المشروعة للتخلص من ظلم الظالم.
Zalimin zulmünden kurtulmak için, meşru ölçüde hile kullanmaya izin verilmiştir.

• تحقيق وعد الله واقع لا محالة.
Allah Teâlâ’nın vaadi kaçınılmaz bir hakikat olarak gerçekleşmiştir.

 
ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌ߬ߘߊ߬ߟߌ ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: (10) ߝߐߘߊ ߘߏ߫: ߘߊ߲߬ߕߍ߰ߟߌ
ߝߐߘߊ ߟߎ߫ ߦߌ߬ߘߊ߬ߥߟߊ ߞߐߜߍ ߝߙߍߕߍ
 
ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫ - ߘߟߊߡߌߘߊ ߟߎ߫ ߦߌ߬ߘߊ߬ߥߟߊ

ߡߍ߲ ߝߘߊߣߍ߲߫ ߞߎ߬ߙߊ߬ߣߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߕߌߙߌ߲ߠߌ߲ ߝߊ߲ߓߊ ߟߊ߫

ߘߊߕߎ߲߯ߠߌ߲