Check out the new design

ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫ * - ߘߟߊߡߌߘߊ ߟߎ߫ ߦߌ߬ߘߊ߬ߥߟߊ


ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌ߬ߘߊ߬ߟߌ ߝߐߘߊ ߘߏ߫: ߕߋ߬ߟߋ   ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫:

Sûretu'ş-Şems

ߝߐߘߊ ߟߊߢߌߣߌ߲ ߘߏ߫:
التأكيد بأطول قسم في القرآن، على تعظيم تزكية النفس بالطاعات، وخسارة دسّها بالمعاصي.
Nefsin, Allah'a itaat ederek temizlenmesinin önemi ve günahların içine dalmasının zararları, Kur'an'daki en uzun kasem/yemin ile vurgulanmıştır.

وَٱلشَّمۡسِ وَضُحَىٰهَا
Allah Teâlâ, Güneş'e ve doğudan doğmasının ardından gelen yükselme vaktine yemin etmiştir.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
وَٱلۡقَمَرِ إِذَا تَلَىٰهَا
Ve Güneş'in batmasının ardından izini takip eden Ay’a yemin etmiştir.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
وَٱلنَّهَارِ إِذَا جَلَّىٰهَا
Ve yeryüzünün üzerinde bulunanları ışığıyla ortaya çıkaran gündüze yemin etmiştir.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
وَٱلَّيۡلِ إِذَا يَغۡشَىٰهَا
Ve yeryüzünü kaplayıp karanlık olduğunda geceye yemin etmiştir.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
وَٱلسَّمَآءِ وَمَا بَنَىٰهَا
Gökyüzüne ve sağlamca inşa edilen binasına yemin etmiştir.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا طَحَىٰهَا
Yeryüzüne ve insanların üzerinde yaşaması için onun yayıp döşenmesine yemin etmiştir.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
وَنَفۡسٖ وَمَا سَوَّىٰهَا
Bütün canlılara ve Allah’ın onları düzgünce yaratmasına yemin etmiştir.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
فَأَلۡهَمَهَا فُجُورَهَا وَتَقۡوَىٰهَا
Yüce Allah uzak durup, kaçınması için kötülükleri ve amel edip, işlemesi için iyilikleri insana öğretmeden nefislere yerleştirip, anlamasını sağlamıştır.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
قَدۡ أَفۡلَحَ مَن زَكَّىٰهَا
Nefsini faziletlerle süsleyerek ve rezilliklerden temizleyerek arındıran kimse elbette muradını kazanmıştır.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
وَقَدۡ خَابَ مَن دَسَّىٰهَا
Nefsini gizlice günah ve suçların içine gömen ise hüsrana uğramıştır.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
كَذَّبَتۡ ثَمُودُ بِطَغۡوَىٰهَآ
Semûd kavmi, sınırları çiğneyip, suç işlemeleri ve günahlara dalmaları sebebiyle peygamberi Salih’i yalanladı.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
إِذِ ٱنۢبَعَثَ أَشۡقَىٰهَا
Onların en bedbaht/eşkıya olanı, kavminin kendisini görevlendirmesinin ardından bu işi yapmaya kalktı.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
فَقَالَ لَهُمۡ رَسُولُ ٱللَّهِ نَاقَةَ ٱللَّهِ وَسُقۡيَٰهَا
Allah’ın resulü Salih -aleyhisselam- onlara şöyle dedi: "Allah’ın devesini su içmenin ona ait olduğu günde bırakın suyunu içsin ve ona bir kötülük etmeyin!''
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
فَكَذَّبُوهُ فَعَقَرُوهَا فَدَمۡدَمَ عَلَيۡهِمۡ رَبُّهُم بِذَنۢبِهِمۡ فَسَوَّىٰهَا
Deve hakkında peygamberlerini yalanladılar. Kavmin en azgın olanı, yaptığı işe onların rızasını alıp, deveyi kesip, öldürdü. Böylece bu günaha ortak oldular. Allah Teâlâ da, günahları sebebiyle üzerlerine azabını göndererek onları bir haykırışla helak etti. Onları helak ederek yerle bir etti.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
وَلَا يَخَافُ عُقۡبَٰهَا
Allah -Subhanehu ve Teâlâ-, sonucundan korkmadan onları helak eden bir azap gönderdi.
ߊߙߊߓߎߞߊ߲ߡߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߟߎ߬:
ߟߝߊߙߌ ߟߎ߫ ߢߊ߬ߕߣߐ ߘߏ߫ ߞߐߜߍ ߣߌ߲߬ ߞߊ߲߬:
• أهمية تزكية النفس وتطهيرها.
Nefsi arındırıp, temizlemenin önemi ifade edilmiştir.

• المتعاونون على المعصية شركاء في الإثم.
Suç işlemekte birbirine yardım edenler, günahta ortaktırlar.

• الذنوب سبب للعقوبات الدنيوية.
Günahlar, dünyalık cezalandırılmalara sebep olur.

• كلٌّ ميسر لما خلق له فمنهم مطيع ومنهم عاصٍ.
Her kimseye, kendisi için yaratıldığı şey kolaylaştırılır. İnsanların bazıları itaatkâr, bazıları ise günahkârdır.

 
ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌ߬ߘߊ߬ߟߌ ߝߐߘߊ ߘߏ߫: ߕߋ߬ߟߋ
ߝߐߘߊ ߟߎ߫ ߦߌ߬ߘߊ߬ߥߟߊ ߞߐߜߍ ߝߙߍߕߍ
 
ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߟߊߘߛߏߣߍ߲ ߕߙߎߞߌ߫ ߘߟߊߡߌߘߊ ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߞߘߐߦߌߘߊ ߘߐ߫ - ߘߟߊߡߌߘߊ ߟߎ߫ ߦߌ߬ߘߊ߬ߥߟߊ

ߡߍ߲ ߝߘߊߣߍ߲߫ ߞߎ߬ߙߊ߬ߣߊ ߞߘߐߦߌߘߊ ߕߌߙߌ߲ߠߌ߲ ߝߊ߲ߓߊ ߟߊ߫

ߘߊߕߎ߲߯ߠߌ߲