Check out the new design

د قرآن کریم د معناګانو ژباړه - د المختصر في تفسیر القرآن الکریم ترکي ژباړه * - د ژباړو فهرست (لړلیک)


د معناګانو ژباړه سورت: روم   آیت:
وَلَئِنۡ أَرۡسَلۡنَا رِيحٗا فَرَأَوۡهُ مُصۡفَرّٗا لَّظَلُّواْ مِنۢ بَعۡدِهِۦ يَكۡفُرُونَ
Ekin ve ürünlerinin üzerine onları bozacak bir rüzgâr göndersek ve yeşil olduktan sonra bu ekinleri sararmış olarak görseler hemen bunun ardından nankörlük etmeye başlarlar. Hâlbuki, Yüce Allah'ın daha önceki nimetleri ne kadar da çoktur.
عربي تفسیرونه:
فَإِنَّكَ لَا تُسۡمِعُ ٱلۡمَوۡتَىٰ وَلَا تُسۡمِعُ ٱلصُّمَّ ٱلدُّعَآءَ إِذَا وَلَّوۡاْ مُدۡبِرِينَ
Ölülere duyuramadığın gibi, sağırlara da duyuramazsın. Onlar duyup, dinlememek için senden uzaklaşıp, dururlar. Yüzünü çevirip, istifade etmeyenleri ve onlara bu konularda benzeyenleri de doğru yola iletemezsin.
عربي تفسیرونه:
وَمَآ أَنتَ بِهَٰدِ ٱلۡعُمۡيِ عَن ضَلَٰلَتِهِمۡۖ إِن تُسۡمِعُ إِلَّا مَن يُؤۡمِنُ بِـَٔايَٰتِنَا فَهُم مُّسۡلِمُونَ
Dosdoğru yoldan sapan kimseyi doğru yolda muvaffak kılacak olan sen değilsin. Sen, ancak ayetlerimize iman eden kimselere faydalanacakları şeyleri duyurabilirsin. Çünkü sadece bu kimseler, senin söylediğinden istifade ederler. İşte onlar bizim emirlerimize itaat eden ve boyun eğenlerdir.
عربي تفسیرونه:
۞ ٱللَّهُ ٱلَّذِي خَلَقَكُم مِّن ضَعۡفٖ ثُمَّ جَعَلَ مِنۢ بَعۡدِ ضَعۡفٖ قُوَّةٗ ثُمَّ جَعَلَ مِنۢ بَعۡدِ قُوَّةٖ ضَعۡفٗا وَشَيۡبَةٗۚ يَخۡلُقُ مَا يَشَآءُۚ وَهُوَ ٱلۡعَلِيمُ ٱلۡقَدِيرُ
-Ey İnsanlar!- Allah; sizi değersiz olan bir sudan yaratmıştır. Çocukluğunuzdaki zayıflıktan sonra size erkeklik gücünü vermiştir. Sonra bu erkeklik gücünün akabinde yaşlılık ve ihtiyarlık zayıflığı vermiştir. Yüce Allah, dilediğini zayıf ve kuvvetli yaratmıştır. O, her şeyi hakkıyla bilendir. Hiçbir şey O'na gizli kalmaz. O, her şeye kadir olandır, hiçbir şey O'nu aciz bırakamaz.
عربي تفسیرونه:
وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ يُقۡسِمُ ٱلۡمُجۡرِمُونَ مَا لَبِثُواْ غَيۡرَ سَاعَةٖۚ كَذَٰلِكَ كَانُواْ يُؤۡفَكُونَ
Kıyametin kopacağı gün mücrimler, kabirlerinde az bir zamandan fazla kalmadıkları hakkında yemin ederler. Kabirlerinde ne kadar kaldıklarını bilmekten çevrildikleri gibi dünyada da haktan böyle çevriliyorlardı.
عربي تفسیرونه:
وَقَالَ ٱلَّذِينَ أُوتُواْ ٱلۡعِلۡمَ وَٱلۡإِيمَٰنَ لَقَدۡ لَبِثۡتُمۡ فِي كِتَٰبِ ٱللَّهِ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡبَعۡثِۖ فَهَٰذَا يَوۡمُ ٱلۡبَعۡثِ وَلَٰكِنَّكُمۡ كُنتُمۡ لَا تَعۡلَمُونَ
Yüce Allah'ın kendilerine ilim verdiği peygamber ve melekler şöyle derler: "Allah'ın ezeli ilmiyle bilip, sizin için yazdığına göre, sizleri yarattığı günden itibaren inkâr ettiğiniz o yeniden diriliş gününe kadar kabirlerinizde kaldınız. Bu insanların kabirlerinden diriltildikleri gündür. Ancak sizler yeniden dirilişin yaşanacağını bilmiyor ve bu günü inkâr ediyordunuz.
عربي تفسیرونه:
فَيَوۡمَئِذٖ لَّا يَنفَعُ ٱلَّذِينَ ظَلَمُواْ مَعۡذِرَتُهُمۡ وَلَا هُمۡ يُسۡتَعۡتَبُونَ
Yüce Allah'ın mahlukatı hesap ve karşılık için yeniden dirilteceği gün uydurdukları mazeretleri zalimlere fayda sağlamaz. Vakti geçtiği için onlardan tövbe ederek ve O'na yönelerek Yüce Allah'ı razı etmeleri de talep edilmez.
عربي تفسیرونه:
وَلَقَدۡ ضَرَبۡنَا لِلنَّاسِ فِي هَٰذَا ٱلۡقُرۡءَانِ مِن كُلِّ مَثَلٖۚ وَلَئِن جِئۡتَهُم بِـَٔايَةٖ لَّيَقُولَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ إِنۡ أَنتُمۡ إِلَّا مُبۡطِلُونَ
Ant olsun ki biz, bu Kur'an'da insanlara - onlara verdiğimiz özen sebebiyle- hakkın batıldan açıkça anlaşılması için kendilerine her hususta örnekler verdik. -Ey Resul!- Şayet doğruluğuna işaret eden deliller getirsen, kâfirler sana şöyle der: "Siz ancak asılsız şeyler uydurmaktasınız."
عربي تفسیرونه:
كَذَٰلِكَ يَطۡبَعُ ٱللَّهُ عَلَىٰ قُلُوبِ ٱلَّذِينَ لَا يَعۡلَمُونَ
İşte onlara bir ayet getirdiğinde ona iman etmeyenlerin kalbine böyle mühür vurulur. Kendilerine getirdiğin hakkı bilmeyen herkesin kalbine Yüce Allah böyle mühür vurur.
عربي تفسیرونه:
فَٱصۡبِرۡ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞۖ وَلَا يَسۡتَخِفَّنَّكَ ٱلَّذِينَ لَا يُوقِنُونَ
-Ey Resul!- Kavminin seni yalanlamasına sabret. Allah'ın sana yardım ve imkân sağlama vaadi şüphe barındırmayan bir gerçektir. Yeniden dirileceklerine inanmayanlar, seni acele etmeye ve sabrı terk etmeye itmesin.
عربي تفسیرونه:
په دې مخ کې د ایتونو د فایدو څخه:
• يأس الكافرين من رحمة الله عند نزول البلاء.
Bela indiğinde kâfirler, Allah'ın rahmetinden ümitsizliğe kapılırlar.

• هداية التوفيق بيد الله، وليست بيد الرسول صلى الله عليه وسلم.
Hidayete muvaffak kılmak, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in değil sadece Allah Teâlâ’nın elindedir.

• مراحل العمر عبرة لمن يعتبر.
Hayatın her aşaması ibret alan kimseler için bir öğüttür.

• الختم على القلوب سببه الذنوب.
Kalplere mühür vurulmasının sebebi günahlardır.

 
د معناګانو ژباړه سورت: روم
د سورتونو فهرست (لړلیک) د مخ نمبر
 
د قرآن کریم د معناګانو ژباړه - د المختصر في تفسیر القرآن الکریم ترکي ژباړه - د ژباړو فهرست (لړلیک)

د مرکز تفسیر للدراسات القرآنیة لخوا خپور شوی.

بندول