Check out the new design

د قرآن کریم د معناګانو ژباړه - د المختصر في تفسیر القرآن الکریم ترکي ژباړه * - د ژباړو فهرست (لړلیک)


د معناګانو ژباړه سورت: صف   آیت:
وَإِذۡ قَالَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ يَٰبَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ إِنِّي رَسُولُ ٱللَّهِ إِلَيۡكُم مُّصَدِّقٗا لِّمَا بَيۡنَ يَدَيَّ مِنَ ٱلتَّوۡرَىٰةِ وَمُبَشِّرَۢا بِرَسُولٖ يَأۡتِي مِنۢ بَعۡدِي ٱسۡمُهُۥٓ أَحۡمَدُۖ فَلَمَّا جَآءَهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ قَالُواْ هَٰذَا سِحۡرٞ مُّبِينٞ
Hani Meryem oğlu İsa -aleyhisselam-: "Ey İsrailoğulları! Ben, benden önce indirilen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir resulü de müjdeleyen, Allah’ın size (gönderdiği) bir resulüm. Ben; daha önce örneği görülmemiş bir peygamber değilim." demişti. İsa -aleyhisselam- onlara, kendisinin doğruluğuna dair apaçık delillerle gelince şöyle demişlerdi: "Bu; apaçık bir büyüdür, ona asla tabi olmayız."
عربي تفسیرونه:
وَمَنۡ أَظۡلَمُ مِمَّنِ ٱفۡتَرَىٰ عَلَى ٱللَّهِ ٱلۡكَذِبَ وَهُوَ يُدۡعَىٰٓ إِلَى ٱلۡإِسۡلَٰمِۚ وَٱللَّهُ لَا يَهۡدِي ٱلۡقَوۡمَ ٱلظَّٰلِمِينَ
Allah'ı birlemeye dayanan tevhit dini olan İslam’a çağrıldığı halde Allah'a ortaklar koşup onlara ibadet ederek Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kim olabilir? Allah, şirk ve masiyetler ile kendilerine zulmeden zalimler topluluğunu kendilerini dosdoğru yol üzere kılacak olan doğru yola erdirmez.
عربي تفسیرونه:
يُرِيدُونَ لِيُطۡفِـُٔواْ نُورَ ٱللَّهِ بِأَفۡوَٰهِهِمۡ وَٱللَّهُ مُتِمُّ نُورِهِۦ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡكَٰفِرُونَ
O yalanlayıcılar kendilerinden sadır olan yanlış sözler ile hakkı karalayarak Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Kâfirlerin hoşuna gitmese de Yüce Allah, yeryüzünün doğusunda ve batısında dinini üstün kılarak ve kelimesini yücelterek nurunu tamamlayacaktır.
عربي تفسیرونه:
هُوَ ٱلَّذِيٓ أَرۡسَلَ رَسُولَهُۥ بِٱلۡهُدَىٰ وَدِينِ ٱلۡحَقِّ لِيُظۡهِرَهُۥ عَلَى ٱلدِّينِ كُلِّهِۦ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡمُشۡرِكُونَ
Resulü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i hayra hidayet ve irşat eden, faydalı ilim ve salih amel dini olan İslam dini ile dinini bütün dinlere üstün kılmak için gönderen Allah'tır. Müşrikler hoşlanmasalar da Allah, dinini yeryüzüne hakim kılacaktır.
عربي تفسیرونه:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ هَلۡ أَدُلُّكُمۡ عَلَىٰ تِجَٰرَةٖ تُنجِيكُم مِّنۡ عَذَابٍ أَلِيمٖ
Ey Allah'a iman edip kendilerine gönderdiği din ile amel edenler! Sizi acı bir azaptan kurtaracak kârlı bir ticareti size göstereyim mi?
عربي تفسیرونه:
تُؤۡمِنُونَ بِٱللَّهِ وَرَسُولِهِۦ وَتُجَٰهِدُونَ فِي سَبِيلِ ٱللَّهِ بِأَمۡوَٰلِكُمۡ وَأَنفُسِكُمۡۚ ذَٰلِكُمۡ خَيۡرٞ لَّكُمۡ إِن كُنتُمۡ تَعۡلَمُونَ
Bu kazançlı ticaret; Allah'a ve Allah'ın resulüne iman etmeniz, rızası için O'nun yolunda mallarınızı infak edip ve canlarınızı feda ederek cihat etmenizdir. Eğer bilseydiniz, zikri geçen bu ameller sizin için daha hayırlıdır. O halde bu amellere koşun.
عربي تفسیرونه:
يَغۡفِرۡ لَكُمۡ ذُنُوبَكُمۡ وَيُدۡخِلۡكُمۡ جَنَّٰتٖ تَجۡرِي مِن تَحۡتِهَا ٱلۡأَنۡهَٰرُ وَمَسَٰكِنَ طَيِّبَةٗ فِي جَنَّٰتِ عَدۡنٖۚ ذَٰلِكَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
İşte bu ticaretin kazancı şudur: Yüce Allah'ın sizin günahlarınızı bağışlaması, sizi sarayları ve ağaçları altından ırmaklar akan cennetlere, kendisinden başka bir yere taşınmanın olmadığı cennetlerdeki güzel meskenlere koymasıdır. Zikredilen bu kazanç, hiçbir kazancın kendisine yaklaşamayacağı büyük bir kazançtır.
عربي تفسیرونه:
وَأُخۡرَىٰ تُحِبُّونَهَاۖ نَصۡرٞ مِّنَ ٱللَّهِ وَفَتۡحٞ قَرِيبٞۗ وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
Bu kazançlı ticaretin sizin seveceğiniz başka bir özelliği daha vardır ki, dünyada ertelenmeden verilir. Bu özellik (kazanç), düşmanlarınıza karşı Allah'ın size yardım etmesi ve size Mekke'nin ve diğer yerlerin fethi gibi yakın bir fethi vermesidir. -Ey Peygamber!- Müminlere, dünyada kendilerini sevindirecek yardımı, ahirette ise elde edecekleri cenneti haber ver.
عربي تفسیرونه:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُونُوٓاْ أَنصَارَ ٱللَّهِ كَمَا قَالَ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ لِلۡحَوَارِيِّـۧنَ مَنۡ أَنصَارِيٓ إِلَى ٱللَّهِۖ قَالَ ٱلۡحَوَارِيُّونَ نَحۡنُ أَنصَارُ ٱللَّهِۖ فَـَٔامَنَت طَّآئِفَةٞ مِّنۢ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ وَكَفَرَت طَّآئِفَةٞۖ فَأَيَّدۡنَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ عَلَىٰ عَدُوِّهِمۡ فَأَصۡبَحُواْ ظَٰهِرِينَ
Ey Allah'a iman edip, Allah'ın kendilerine gönderdiği din ile amel edenler! Tıpkı İsa -aleyhisselam- Havariler'e: "Allah’ın dini için benim yardımcılarım kimdir?" dediğinde; ona yardım eden Havariler'in yardım ettiği gibi sizler de resulünüzün size getirmiş olduğu Allah'ın dininin yardımcıları olun. Havariler, İsa -aleyhisselam-'a: "Allah'ın dininin yardımcıları biziz." demişlerdi. İsrailoğulları'ndan bir zümre İsa -aleyhisselam-'a iman etmiş bir diğer zümre ise inkâr etmişti. Bunun üzerine biz de İsa -aleyhisselam-'a iman edenleri düşmanlarına karşı desteklemiştik de, onlar inkâr edenlere karşı üstün gelmişlerdi.
عربي تفسیرونه:
په دې مخ کې د ایتونو د فایدو څخه:
• تبشير الرسالات السابقة بنبينا صلى الله عليه وسلم دلالة على صدق نبوته.
Önceki dinlerin Peygamberimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-'i müjdelemesi, onun peygamberliğinin doğruluğuna delalet etmektedir.

• التمكين للدين سُنَّة إلهية.
Dinin güçlü kılınması, ilahi bir sünnettir/kanundur.

• الإيمان والجهاد في سبيل الله من أسباب دخول الجنة.
İman ve Allah yolunda cihat etmek, cennete girişin sebeplerindendir.

• قد يعجل الله جزاء المؤمن في الدنيا، وقد يدخره له في الآخرة لكنه لا يُضَيِّعه - سبحانه -.
Allah Teâlâ, Müminin mükâfatını bu dünyada verebildiği gibi ahirete de saklayabilir. Fakat Yüce Allah, Müminin mükâfatını asla zayi etmez.

 
د معناګانو ژباړه سورت: صف
د سورتونو فهرست (لړلیک) د مخ نمبر
 
د قرآن کریم د معناګانو ژباړه - د المختصر في تفسیر القرآن الکریم ترکي ژباړه - د ژباړو فهرست (لړلیک)

د مرکز تفسیر للدراسات القرآنیة لخوا خپور شوی.

بندول