Tradução dos significados do Nobre Qur’an. - Tradução Turco - Shaaban Britsch * - Índice de tradução

XML CSV Excel API
Please review the Terms and Policies

Tradução dos significados Surah: Suratu Ghafir   Versículo:

Sûretu Ğâfir

حمٓ
Hâ, Mîm.
Os Tafssir em língua árabe:
تَنزِيلُ ٱلۡكِتَٰبِ مِنَ ٱللَّهِ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡعَلِيمِ
Bu kitabın Aziz ve Alim olan Allah tarafından indirilmiştir.
Os Tafssir em língua árabe:
غَافِرِ ٱلذَّنۢبِ وَقَابِلِ ٱلتَّوۡبِ شَدِيدِ ٱلۡعِقَابِ ذِي ٱلطَّوۡلِۖ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ إِلَيۡهِ ٱلۡمَصِيرُ
Günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı şiddetli ve bol lütuf sahibidir. Ondan başka (hak) ilah yoktur, dönüş O’nadır.
Os Tafssir em língua árabe:
مَا يُجَٰدِلُ فِيٓ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ إِلَّا ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فَلَا يَغۡرُرۡكَ تَقَلُّبُهُمۡ فِي ٱلۡبِلَٰدِ
Allah’ın ayetleri hakkında kâfirlerden başkası tartışmaz. Onların şehirler arasında dolaşması sakın seni aldatmasın.
Os Tafssir em língua árabe:
كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ وَٱلۡأَحۡزَابُ مِنۢ بَعۡدِهِمۡۖ وَهَمَّتۡ كُلُّ أُمَّةِۭ بِرَسُولِهِمۡ لِيَأۡخُذُوهُۖ وَجَٰدَلُواْ بِٱلۡبَٰطِلِ لِيُدۡحِضُواْ بِهِ ٱلۡحَقَّ فَأَخَذۡتُهُمۡۖ فَكَيۡفَ كَانَ عِقَابِ
Kendilerinden önce Nuh kavmi de yalanladı ve kendilerinden sonra da çeşitli topluluklar (yalanladı). Her ümmet, kendi peygamberlerini yakalamaya/öldürmeye azmetti ve batıl uğruna mücâdele ettiler. Ta ki onunla hakkı ortadan kaldırsınlar! Cezalandırmam nasıldı?
Os Tafssir em língua árabe:
وَكَذَٰلِكَ حَقَّتۡ كَلِمَتُ رَبِّكَ عَلَى ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَنَّهُمۡ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ
Kâfirlerin Cehennem ehli olduklarına dair Rabbinin sözü böylece hak olup gerçekleşti.
Os Tafssir em língua árabe:
ٱلَّذِينَ يَحۡمِلُونَ ٱلۡعَرۡشَ وَمَنۡ حَوۡلَهُۥ يُسَبِّحُونَ بِحَمۡدِ رَبِّهِمۡ وَيُؤۡمِنُونَ بِهِۦ وَيَسۡتَغۡفِرُونَ لِلَّذِينَ ءَامَنُواْۖ رَبَّنَا وَسِعۡتَ كُلَّ شَيۡءٖ رَّحۡمَةٗ وَعِلۡمٗا فَٱغۡفِرۡ لِلَّذِينَ تَابُواْ وَٱتَّبَعُواْ سَبِيلَكَ وَقِهِمۡ عَذَابَ ٱلۡجَحِيمِ
Arşı taşıyanlar ve onun etrafında Rablerine hamd ederek tesbih edenler, ona iman edenler, müminler için de mağfiret dilerler: Rabbimiz, rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. Tevbe eden ve yoluna uyanları bağışla ve onları cehennem ateşinden koru!
Os Tafssir em língua árabe:
رَبَّنَا وَأَدۡخِلۡهُمۡ جَنَّٰتِ عَدۡنٍ ٱلَّتِي وَعَدتَّهُمۡ وَمَن صَلَحَ مِنۡ ءَابَآئِهِمۡ وَأَزۡوَٰجِهِمۡ وَذُرِّيَّٰتِهِمۡۚ إِنَّكَ أَنتَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلۡحَكِيمُ
Rabbimiz, onları ve atalarından, eşlerinden ve soylarından (iman ve amel ile)salih olanları kendilerine vaad ettiğin Adn cennetlerine girdir. Şüphesiz sen, Aziz ve Hakim sensin!
Os Tafssir em língua árabe:
وَقِهِمُ ٱلسَّيِّـَٔاتِۚ وَمَن تَقِ ٱلسَّيِّـَٔاتِ يَوۡمَئِذٖ فَقَدۡ رَحِمۡتَهُۥۚ وَذَٰلِكَ هُوَ ٱلۡفَوۡزُ ٱلۡعَظِيمُ
Onları kötülüklerden koru! O gün sen, kimi kötülüklerden korumuşsan, gerçekten ona rahmet de etmiş olursun. İşte en büyük kurtuluş budur.
Os Tafssir em língua árabe:
إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ يُنَادَوۡنَ لَمَقۡتُ ٱللَّهِ أَكۡبَرُ مِن مَّقۡتِكُمۡ أَنفُسَكُمۡ إِذۡ تُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلۡإِيمَٰنِ فَتَكۡفُرُونَ
Küfredenlere şöyle seslenilir: Allah’ın size gazabı, sizin kendinize karşı gazabınızdan daha büyüktür. Zira imana çağrılıyordunuz, ama siz küfrediyordunuz.
Os Tafssir em língua árabe:
قَالُواْ رَبَّنَآ أَمَتَّنَا ٱثۡنَتَيۡنِ وَأَحۡيَيۡتَنَا ٱثۡنَتَيۡنِ فَٱعۡتَرَفۡنَا بِذُنُوبِنَا فَهَلۡ إِلَىٰ خُرُوجٖ مِّن سَبِيلٖ
Rabbimiz, dediler. Bizi iki kere öldürdün ve iki kere dirilttin. Günahlarımızı itiraf ediyoruz. Çıkmak için bir yol var mı?
Os Tafssir em língua árabe:
ذَٰلِكُم بِأَنَّهُۥٓ إِذَا دُعِيَ ٱللَّهُ وَحۡدَهُۥ كَفَرۡتُمۡ وَإِن يُشۡرَكۡ بِهِۦ تُؤۡمِنُواْۚ فَٱلۡحُكۡمُ لِلَّهِ ٱلۡعَلِيِّ ٱلۡكَبِيرِ
İşte bu (azap), dünyada iken yalnızca Allah’a (ibadete) çağrıldığında küfretmeniz, O’na ortak koşulduğunda ise iman etmeniz sebebiyledir. Oysa, hakimiyet, üstün ve büyük olan Allah’ındır.
Os Tafssir em língua árabe:
هُوَ ٱلَّذِي يُرِيكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ وَيُنَزِّلُ لَكُم مِّنَ ٱلسَّمَآءِ رِزۡقٗاۚ وَمَا يَتَذَكَّرُ إِلَّا مَن يُنِيبُ
Size ayetlerini göstermek için gökten size rızık indiren O’dur. Ama (Allah'a) yönelenden başkası düşünmez.
Os Tafssir em língua árabe:
فَٱدۡعُواْ ٱللَّهَ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَ وَلَوۡ كَرِهَ ٱلۡكَٰفِرُونَ
Kâfirlerin hoşuna gitmese de dini ihlasla Allah’a has kılarak yalnızca O'na dua edin.
Os Tafssir em língua árabe:
رَفِيعُ ٱلدَّرَجَٰتِ ذُو ٱلۡعَرۡشِ يُلۡقِي ٱلرُّوحَ مِنۡ أَمۡرِهِۦ عَلَىٰ مَن يَشَآءُ مِنۡ عِبَادِهِۦ لِيُنذِرَ يَوۡمَ ٱلتَّلَاقِ
O, dereceleri yüksek olan ve Arş’ın sahibidir. Kavuşma günüyle uyarmak için kendi emrinden olan ruhu (vahyi), kullarından dilediğine indirir.
Os Tafssir em língua árabe:
يَوۡمَ هُم بَٰرِزُونَۖ لَا يَخۡفَىٰ عَلَى ٱللَّهِ مِنۡهُمۡ شَيۡءٞۚ لِّمَنِ ٱلۡمُلۡكُ ٱلۡيَوۡمَۖ لِلَّهِ ٱلۡوَٰحِدِ ٱلۡقَهَّارِ
O gün onlar ortaya/huzura çıkarlar. Onlardan hiç bir şey Allah’a gizli kalmaz. Bugün mülk kimindir? Kahhar olan tek Allah’ın!
Os Tafssir em língua árabe:
ٱلۡيَوۡمَ تُجۡزَىٰ كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا كَسَبَتۡۚ لَا ظُلۡمَ ٱلۡيَوۡمَۚ إِنَّ ٱللَّهَ سَرِيعُ ٱلۡحِسَابِ
O gün her kişiye, kendi kazandıklarının karşılığı verilir. O gün zulüm yoktur. Şüphesiz Allah hızlı hesap görendir.
Os Tafssir em língua árabe:
وَأَنذِرۡهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡأٓزِفَةِ إِذِ ٱلۡقُلُوبُ لَدَى ٱلۡحَنَاجِرِ كَٰظِمِينَۚ مَا لِلظَّٰلِمِينَ مِنۡ حَمِيمٖ وَلَا شَفِيعٖ يُطَاعُ
Onları, iyice yaklaşan günden uyarıp, korkut. O zaman yürekler kederli bir halde gırtlaklara dayanır. Zalimler için bir dost ve sözü dinlenen bir şefaatçi de yoktur.
Os Tafssir em língua árabe:
يَعۡلَمُ خَآئِنَةَ ٱلۡأَعۡيُنِ وَمَا تُخۡفِي ٱلصُّدُورُ
Allah, gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir.
Os Tafssir em língua árabe:
وَٱللَّهُ يَقۡضِي بِٱلۡحَقِّۖ وَٱلَّذِينَ يَدۡعُونَ مِن دُونِهِۦ لَا يَقۡضُونَ بِشَيۡءٍۗ إِنَّ ٱللَّهَ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡبَصِيرُ
Allah, hak ile hükmeder. Ondan başka dua ettikleri ise hiç bir şeye hükmedemezler. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.
Os Tafssir em língua árabe:
۞ أَوَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ كَانُواْ مِن قَبۡلِهِمۡۚ كَانُواْ هُمۡ أَشَدَّ مِنۡهُمۡ قُوَّةٗ وَءَاثَارٗا فِي ٱلۡأَرۡضِ فَأَخَذَهُمُ ٱللَّهُ بِذُنُوبِهِمۡ وَمَا كَانَ لَهُم مِّنَ ٱللَّهِ مِن وَاقٖ
Yeryüzünde dolaşmıyorlar mı? Kendilerinden öncekilerin akibetinin nasıl olduğuna baksınlar. Nitekim onlar, bunlardan kuvvet ve yeryüzündeki eserleri yönünden daha üstündüler. Ama Allah, onları günahları sebebiyle yakalamıştı da onları Allah’tan koruyacak birisi yoktu.
Os Tafssir em língua árabe:
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمۡ كَانَت تَّأۡتِيهِمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَكَفَرُواْ فَأَخَذَهُمُ ٱللَّهُۚ إِنَّهُۥ قَوِيّٞ شَدِيدُ ٱلۡعِقَابِ
İşte bu, onlara peygamberlerin apaçık deliller getirmesine rağmen, onların kâfir olmasındandır. Allah da onları hemen yakalamıştır. Şüphesiz o çok güçlü ve şiddetle cezalandırandır.
Os Tafssir em língua árabe:
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا مُوسَىٰ بِـَٔايَٰتِنَا وَسُلۡطَٰنٖ مُّبِينٍ
Musa’yı mucizelerimiz ve apaçık bir delille göndermiştik.
Os Tafssir em língua árabe:
إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ وَهَٰمَٰنَ وَقَٰرُونَ فَقَالُواْ سَٰحِرٞ كَذَّابٞ
Firavun’a, Haman’a ve Karun’a... Hemen: Yalancı bir sihirbaz! demişlerdi
Os Tafssir em língua árabe:
فَلَمَّا جَآءَهُم بِٱلۡحَقِّ مِنۡ عِندِنَا قَالُواْ ٱقۡتُلُوٓاْ أَبۡنَآءَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ مَعَهُۥ وَٱسۡتَحۡيُواْ نِسَآءَهُمۡۚ وَمَا كَيۡدُ ٱلۡكَٰفِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَٰلٖ
Onlara kendi katımızdan gerçeği getirdiği vakit, Onunla birlikte iman edenlerin oğullarını öldürüp, kadınlarını sağ bırakın, demişlerdi. Kâfirlerin tuzağı elbette boşa çıkar.
Os Tafssir em língua árabe:
وَقَالَ فِرۡعَوۡنُ ذَرُونِيٓ أَقۡتُلۡ مُوسَىٰ وَلۡيَدۡعُ رَبَّهُۥٓۖ إِنِّيٓ أَخَافُ أَن يُبَدِّلَ دِينَكُمۡ أَوۡ أَن يُظۡهِرَ فِي ٱلۡأَرۡضِ ٱلۡفَسَادَ
Firavun: Bırakın beni, Musa’yı öldüreyim. O, Rabbine dua etsin, dursun. Ben, onun dininizi değiştirmesinden ya da yeryüzünde bozgunculuk çıkarmasından korkuyorum, dedi.
Os Tafssir em língua árabe:
وَقَالَ مُوسَىٰٓ إِنِّي عُذۡتُ بِرَبِّي وَرَبِّكُم مِّن كُلِّ مُتَكَبِّرٖ لَّا يُؤۡمِنُ بِيَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ
Musa: Ben, hesap gününe iman etmeyen, her büyüklük taslayandan Rabbiniz ve Rabbim olan Allah’a sığındım, dedi.
Os Tafssir em língua árabe:
وَقَالَ رَجُلٞ مُّؤۡمِنٞ مِّنۡ ءَالِ فِرۡعَوۡنَ يَكۡتُمُ إِيمَٰنَهُۥٓ أَتَقۡتُلُونَ رَجُلًا أَن يَقُولَ رَبِّيَ ٱللَّهُ وَقَدۡ جَآءَكُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ مِن رَّبِّكُمۡۖ وَإِن يَكُ كَٰذِبٗا فَعَلَيۡهِ كَذِبُهُۥۖ وَإِن يَكُ صَادِقٗا يُصِبۡكُم بَعۡضُ ٱلَّذِي يَعِدُكُمۡۖ إِنَّ ٱللَّهَ لَا يَهۡدِي مَنۡ هُوَ مُسۡرِفٞ كَذَّابٞ
Firavun ailesinden, imanını gizleyen bir adam dedi ki: Rabbim Allah’tır, dedi diye bir adamı öldürecek misiniz? Oysa, size Rabbinizden deliller getirmiş. Eğer yalancıysa, yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğruysa, size vadettiği (azabın) bir kısmı başınıza gelebilir. Muhakkak, Allah, haddi aşan, yalancıya hidayet etmez.
Os Tafssir em língua árabe:
يَٰقَوۡمِ لَكُمُ ٱلۡمُلۡكُ ٱلۡيَوۡمَ ظَٰهِرِينَ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَمَن يَنصُرُنَا مِنۢ بَأۡسِ ٱللَّهِ إِن جَآءَنَاۚ قَالَ فِرۡعَوۡنُ مَآ أُرِيكُمۡ إِلَّا مَآ أَرَىٰ وَمَآ أَهۡدِيكُمۡ إِلَّا سَبِيلَ ٱلرَّشَادِ
Ey kavmim! Bugün, yeryüzüne üstün kimseler olarak hükümranlık sizindir. Ama Allah'ın azabı bize gelip çatarsa, kim bize yardım eder? Firavun: Ben size kendi görüşümden başka bir şey göstermiyorum, ben size sadece doğru yolu gösteriyorum, dedi.
Os Tafssir em língua árabe:
وَقَالَ ٱلَّذِيٓ ءَامَنَ يَٰقَوۡمِ إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُم مِّثۡلَ يَوۡمِ ٱلۡأَحۡزَابِ
İman eden kimse şöyle dedi: Ey halkım! Doğrusu ben üzerinize önceki toplulukların günü gibi, bir günün gelmesinden korkuyorum.
Os Tafssir em língua árabe:
مِثۡلَ دَأۡبِ قَوۡمِ نُوحٖ وَعَادٖ وَثَمُودَ وَٱلَّذِينَ مِنۢ بَعۡدِهِمۡۚ وَمَا ٱللَّهُ يُرِيدُ ظُلۡمٗا لِّلۡعِبَادِ
Nuh, Âd, Semûd kavminin ve ondan sonraki toplumların durumu gibi. Oysa Allah, kullarına zulmetmek istemez.
Os Tafssir em língua árabe:
وَيَٰقَوۡمِ إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ يَوۡمَ ٱلتَّنَادِ
Ey halkım! Ben sizin için feryat gününden korkuyorum.
Os Tafssir em língua árabe:
يَوۡمَ تُوَلُّونَ مُدۡبِرِينَ مَا لَكُم مِّنَ ٱللَّهِ مِنۡ عَاصِمٖۗ وَمَن يُضۡلِلِ ٱللَّهُ فَمَا لَهُۥ مِنۡ هَادٖ
O gün arkanızı döner, kaçarsınız. Fakat, sizi Allah’tan koruyacak hiç bir şey yoktur. Allah kimi saptırırsa, artık onu doğru yola iletecek de yoktur.
Os Tafssir em língua árabe:
وَلَقَدۡ جَآءَكُمۡ يُوسُفُ مِن قَبۡلُ بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَمَا زِلۡتُمۡ فِي شَكّٖ مِّمَّا جَآءَكُم بِهِۦۖ حَتَّىٰٓ إِذَا هَلَكَ قُلۡتُمۡ لَن يَبۡعَثَ ٱللَّهُ مِنۢ بَعۡدِهِۦ رَسُولٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ مَنۡ هُوَ مُسۡرِفٞ مُّرۡتَابٌ
Daha önce de size Yusuf, açık delillerle gelmişti. Fakat siz, onun getirdiklerinden hep şüphe edip durdunuz. Sonunda o öldüğü zaman: Allah, ondan sonra bir peygamber göndermeyecektir, dediniz. Allah, haddi aşan şüpheci kimseyi işte böyle dalalete düşürür.
Os Tafssir em língua árabe:
ٱلَّذِينَ يُجَٰدِلُونَ فِيٓ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ بِغَيۡرِ سُلۡطَٰنٍ أَتَىٰهُمۡۖ كَبُرَ مَقۡتًا عِندَ ٱللَّهِ وَعِندَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْۚ كَذَٰلِكَ يَطۡبَعُ ٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ قَلۡبِ مُتَكَبِّرٖ جَبَّارٖ
Bu kimseler, Allah’ın ayetleri hakkında, kendilerine gelen bir delil olmadığı halde tartışır dururlar. Bu, Allah katında da, iman edenlerin yanında da büyük bir gazap sebebidir. Allah, büyüklük taslayan her zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
Os Tafssir em língua árabe:
وَقَالَ فِرۡعَوۡنُ يَٰهَٰمَٰنُ ٱبۡنِ لِي صَرۡحٗا لَّعَلِّيٓ أَبۡلُغُ ٱلۡأَسۡبَٰبَ
Firavun dedi ki: Ey Hâman! Benim için bir kule yap, belki sebeplere/yollara ulaşırım.
Os Tafssir em língua árabe:
أَسۡبَٰبَ ٱلسَّمَٰوَٰتِ فَأَطَّلِعَ إِلَىٰٓ إِلَٰهِ مُوسَىٰ وَإِنِّي لَأَظُنُّهُۥ كَٰذِبٗاۚ وَكَذَٰلِكَ زُيِّنَ لِفِرۡعَوۡنَ سُوٓءُ عَمَلِهِۦ وَصُدَّ عَنِ ٱلسَّبِيلِۚ وَمَا كَيۡدُ فِرۡعَوۡنَ إِلَّا فِي تَبَابٖ
Göklerin sebeplerine/yollarına... Ve Musa’nın ilahını görürüm. Çünkü ben onun yalancı olduğunu sanıyorum. Firavun'a kötü işleri işte böyle süslendi ve yoldan saptırıldı. Firavun'un tuzağı hüsrandan başka bir şey değildir.
Os Tafssir em língua árabe:
وَقَالَ ٱلَّذِيٓ ءَامَنَ يَٰقَوۡمِ ٱتَّبِعُونِ أَهۡدِكُمۡ سَبِيلَ ٱلرَّشَادِ
İman eden kişi şöyle dedi: Ey halkım! Bana uyun, size doğru yolu göstereyim.
Os Tafssir em língua árabe:
يَٰقَوۡمِ إِنَّمَا هَٰذِهِ ٱلۡحَيَوٰةُ ٱلدُّنۡيَا مَتَٰعٞ وَإِنَّ ٱلۡأٓخِرَةَ هِيَ دَارُ ٱلۡقَرَارِ
Ey halkım, bu dünya hayatı bir meta/geçimliktir. Ahiret ise, kalıcı, karar kılma yurdudur.
Os Tafssir em língua árabe:
مَنۡ عَمِلَ سَيِّئَةٗ فَلَا يُجۡزَىٰٓ إِلَّا مِثۡلَهَاۖ وَمَنۡ عَمِلَ صَٰلِحٗا مِّن ذَكَرٍ أَوۡ أُنثَىٰ وَهُوَ مُؤۡمِنٞ فَأُوْلَٰٓئِكَ يَدۡخُلُونَ ٱلۡجَنَّةَ يُرۡزَقُونَ فِيهَا بِغَيۡرِ حِسَابٖ
Kötülük yapan kimse onun benzerinden başkasıyla cezalandırılmaz. Erkek olsun, kadın olsun kim mü’min olarak salih amel yaparsa, işte onlar da cennete girerler ve orada hesapsız olarak rızıklandırılırlar.
Os Tafssir em língua árabe:
۞ وَيَٰقَوۡمِ مَا لِيٓ أَدۡعُوكُمۡ إِلَى ٱلنَّجَوٰةِ وَتَدۡعُونَنِيٓ إِلَى ٱلنَّارِ
Ey halkım! Ben sizi kurtuluşa çağırırken, ne diye siz beni ateşe çağırıyorsunuz.
Os Tafssir em língua árabe:
تَدۡعُونَنِي لِأَكۡفُرَ بِٱللَّهِ وَأُشۡرِكَ بِهِۦ مَا لَيۡسَ لِي بِهِۦ عِلۡمٞ وَأَنَا۠ أَدۡعُوكُمۡ إِلَى ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡغَفَّٰرِ
Beni, Allah’a küfretmeye, ona hakkında bilgim olmayan bir şeyi ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, Aziz ve çok bağışlayıcı olan (Allah'a) davet ediyorum.
Os Tafssir em língua árabe:
لَا جَرَمَ أَنَّمَا تَدۡعُونَنِيٓ إِلَيۡهِ لَيۡسَ لَهُۥ دَعۡوَةٞ فِي ٱلدُّنۡيَا وَلَا فِي ٱلۡأٓخِرَةِ وَأَنَّ مَرَدَّنَآ إِلَى ٱللَّهِ وَأَنَّ ٱلۡمُسۡرِفِينَ هُمۡ أَصۡحَٰبُ ٱلنَّارِ
Gerçek şu ki, sizin beni davet ettiğiniz şeyin dünyada da ahirette de davete değer bir tarafı yoktur. Dönüşümüz Allah'adır, aşırı gidenler de ateş ehlinin kendileridir.
Os Tafssir em língua árabe:
فَسَتَذۡكُرُونَ مَآ أَقُولُ لَكُمۡۚ وَأُفَوِّضُ أَمۡرِيٓ إِلَى ٱللَّهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ بَصِيرُۢ بِٱلۡعِبَادِ
Size söylediklerimi hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Allah, kullarını çok iyi görendir.
Os Tafssir em língua árabe:
فَوَقَىٰهُ ٱللَّهُ سَيِّـَٔاتِ مَا مَكَرُواْۖ وَحَاقَ بِـَٔالِ فِرۡعَوۡنَ سُوٓءُ ٱلۡعَذَابِ
Allah, onu onların kurdukları kötü tuzaktan korudu ve Firavun ailesini kötü azap kuşattı.
Os Tafssir em língua árabe:
ٱلنَّارُ يُعۡرَضُونَ عَلَيۡهَا غُدُوّٗا وَعَشِيّٗاۚ وَيَوۡمَ تَقُومُ ٱلسَّاعَةُ أَدۡخِلُوٓاْ ءَالَ فِرۡعَوۡنَ أَشَدَّ ٱلۡعَذَابِ
Onlar sabah akşam o ateşe sunulurlar: Kıyamet gerçekleştiği gün Firavun ailesini en şiddetli azaba sokun!
Os Tafssir em língua árabe:
وَإِذۡ يَتَحَآجُّونَ فِي ٱلنَّارِ فَيَقُولُ ٱلضُّعَفَٰٓؤُاْ لِلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُوٓاْ إِنَّا كُنَّا لَكُمۡ تَبَعٗا فَهَلۡ أَنتُم مُّغۡنُونَ عَنَّا نَصِيبٗا مِّنَ ٱلنَّارِ
Ateşte tartışırlar. Zayıf bırakılanlar, büyüklük taslayanlara şöyle derler: Biz size tabi olmuştuk. Şimdi ateşin bir kısmını bizden savabilir misiniz?
Os Tafssir em língua árabe:
قَالَ ٱلَّذِينَ ٱسۡتَكۡبَرُوٓاْ إِنَّا كُلّٞ فِيهَآ إِنَّ ٱللَّهَ قَدۡ حَكَمَ بَيۡنَ ٱلۡعِبَادِ
Büyüklenenler de: Biz, hepimiz onun içindeyiz. Allah, kulları arasında hükmünü vermiştir.
Os Tafssir em língua árabe:
وَقَالَ ٱلَّذِينَ فِي ٱلنَّارِ لِخَزَنَةِ جَهَنَّمَ ٱدۡعُواْ رَبَّكُمۡ يُخَفِّفۡ عَنَّا يَوۡمٗا مِّنَ ٱلۡعَذَابِ
Ateştekiler, Cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden bir gün azabı hafifletsin, der.
Os Tafssir em língua árabe:
قَالُوٓاْ أَوَلَمۡ تَكُ تَأۡتِيكُمۡ رُسُلُكُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِۖ قَالُواْ بَلَىٰۚ قَالُواْ فَٱدۡعُواْۗ وَمَا دُعَٰٓؤُاْ ٱلۡكَٰفِرِينَ إِلَّا فِي ضَلَٰلٍ
Onlar da: Size, apaçık delillerle peygamberleriniz gelmedi mi? derler. Evet, derler. Bekçiler de: O halde kendiniz dua edin. Halbuki kâfirlerin yalvarması boşunadır
Os Tafssir em língua árabe:
إِنَّا لَنَنصُرُ رُسُلَنَا وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَيَوۡمَ يَقُومُ ٱلۡأَشۡهَٰدُ
Biz, peygamberlerimize ve iman edenlere dünya hayatında da, şahitlerin (şahitlik için) ayağa kalkacağı kıyamet günü de yardım edeceğiz.
Os Tafssir em língua árabe:
يَوۡمَ لَا يَنفَعُ ٱلظَّٰلِمِينَ مَعۡذِرَتُهُمۡۖ وَلَهُمُ ٱللَّعۡنَةُ وَلَهُمۡ سُوٓءُ ٱلدَّارِ
O gün zalimlere mazeretleri bir fayda vermez. Artık lanet de onlarındır, kötü yurt da onlarındır!
Os Tafssir em língua árabe:
وَلَقَدۡ ءَاتَيۡنَا مُوسَى ٱلۡهُدَىٰ وَأَوۡرَثۡنَا بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ ٱلۡكِتَٰبَ
Musa’ya hidayet vermiş ve İsrailoğulları'nı kitaba mirasçı kılmıştık.
Os Tafssir em língua árabe:
هُدٗى وَذِكۡرَىٰ لِأُوْلِي ٱلۡأَلۡبَٰبِ
O, akıl sahipleri için bir öğüt ve hidayet rehberidir.
Os Tafssir em língua árabe:
فَٱصۡبِرۡ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞ وَٱسۡتَغۡفِرۡ لِذَنۢبِكَ وَسَبِّحۡ بِحَمۡدِ رَبِّكَ بِٱلۡعَشِيِّ وَٱلۡإِبۡكَٰرِ
Sen de sabret, kuşkusuz Allah’ın vaadi haktır. Günahların için bağışlanma dile, sabah akşam hamd ederek Rabbini tesbih/tenzih et.
Os Tafssir em língua árabe:
إِنَّ ٱلَّذِينَ يُجَٰدِلُونَ فِيٓ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ بِغَيۡرِ سُلۡطَٰنٍ أَتَىٰهُمۡ إِن فِي صُدُورِهِمۡ إِلَّا كِبۡرٞ مَّا هُم بِبَٰلِغِيهِۚ فَٱسۡتَعِذۡ بِٱللَّهِۖ إِنَّهُۥ هُوَ ٱلسَّمِيعُ ٱلۡبَصِيرُ
Kendilerine gelen hiç bir delilleri olmadan, Allah’ın ayetleri hakkında tartışanların gönüllerinde kibirden başka bir şey yoktur. Onlar, ona ulaşamazlar. Öyleyse sen, Allah’a sığın. Şüphesiz Allah, hakkıyla işiten ve görendir.
Os Tafssir em língua árabe:
لَخَلۡقُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ أَكۡبَرُ مِنۡ خَلۡقِ ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَعۡلَمُونَ
Gökleri ve yeri yaratmak, insan yaratmaktan daha büyük bir şeydir. Fakat, insanların çoğu bilmiyorlar.
Os Tafssir em língua árabe:
وَمَا يَسۡتَوِي ٱلۡأَعۡمَىٰ وَٱلۡبَصِيرُ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَلَا ٱلۡمُسِيٓءُۚ قَلِيلٗا مَّا تَتَذَكَّرُونَ
Kör ile gören eşit değildir. İman edip, salih ameller yapanlarla kötüler de bir değildir. Ne kadar az düşünüyorsunuz.
Os Tafssir em língua árabe:
إِنَّ ٱلسَّاعَةَ لَأٓتِيَةٞ لَّا رَيۡبَ فِيهَا وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يُؤۡمِنُونَ
Kıyamet saati gelecektir. Onda hiç şüphe yoktur. Fakat insanların çoğu ona iman etmiyor.
Os Tafssir em língua árabe:
وَقَالَ رَبُّكُمُ ٱدۡعُونِيٓ أَسۡتَجِبۡ لَكُمۡۚ إِنَّ ٱلَّذِينَ يَسۡتَكۡبِرُونَ عَنۡ عِبَادَتِي سَيَدۡخُلُونَ جَهَنَّمَ دَاخِرِينَ
Rabbiniz şöyle dedi: Bana dua edin, size icabet edeyim. Bana ibadet etmekten büyüklenenler, aşağılanmış olarak Cehennem'e gireceklerdir
Os Tafssir em língua árabe:
ٱللَّهُ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلَّيۡلَ لِتَسۡكُنُواْ فِيهِ وَٱلنَّهَارَ مُبۡصِرًاۚ إِنَّ ٱللَّهَ لَذُو فَضۡلٍ عَلَى ٱلنَّاسِ وَلَٰكِنَّ أَكۡثَرَ ٱلنَّاسِ لَا يَشۡكُرُونَ
İstirahat etmeniz için size geceyi yaratan, gündüzü de aydınlık yapan Allah’tır. Allah, insanlara karşı çok lütufkârdır. Fakat insanların çoğu şükretmezler.
Os Tafssir em língua árabe:
ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمۡ خَٰلِقُ كُلِّ شَيۡءٖ لَّآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَۖ فَأَنَّىٰ تُؤۡفَكُونَ
İşte O, her şeyin yaratıcısı, kendisinden başka (hak) ilah olmayan Rabbimiz Allah’tır. O halde nasıl olup da (imandan) döndürülüyorsunuz!
Os Tafssir em língua árabe:
كَذَٰلِكَ يُؤۡفَكُ ٱلَّذِينَ كَانُواْ بِـَٔايَٰتِ ٱللَّهِ يَجۡحَدُونَ
İşte Allah'ın ayetlerini inatla inkâr edenler işte (haktan) böyle döndürülür.
Os Tafssir em língua árabe:
ٱللَّهُ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَرۡضَ قَرَارٗا وَٱلسَّمَآءَ بِنَآءٗ وَصَوَّرَكُمۡ فَأَحۡسَنَ صُوَرَكُمۡ وَرَزَقَكُم مِّنَ ٱلطَّيِّبَٰتِۚ ذَٰلِكُمُ ٱللَّهُ رَبُّكُمۡۖ فَتَبَارَكَ ٱللَّهُ رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Yeryüzünü sizin için yerleşme yeri ve göğü de bina olarak yaratan Allah’tır. Sizi en güzel şekilde şekillendirmiş ve temiz/iyi şeylerden size rızık vermiştir. İşte sizin Rabbiniz Allah Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!
Os Tafssir em língua árabe:
هُوَ ٱلۡحَيُّ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَٱدۡعُوهُ مُخۡلِصِينَ لَهُ ٱلدِّينَۗ ٱلۡحَمۡدُ لِلَّهِ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
O, hayat sahibidir. Ondan başka (hak) ilah yoktur. Dini ona halis kılarak, yalnızca ona dua edin. Hamd, alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Os Tafssir em língua árabe:
۞ قُلۡ إِنِّي نُهِيتُ أَنۡ أَعۡبُدَ ٱلَّذِينَ تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ لَمَّا جَآءَنِيَ ٱلۡبَيِّنَٰتُ مِن رَّبِّي وَأُمِرۡتُ أَنۡ أُسۡلِمَ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
De ki: Bana Rabbimden apaçık deliller gelince, sizin Allah'ı bırakıp o ibadet ettiklerinize ibadet etmem bana yasaklandı ve bana alemlerin Rabbine teslim olmam emredildi.
Os Tafssir em língua árabe:
هُوَ ٱلَّذِي خَلَقَكُم مِّن تُرَابٖ ثُمَّ مِن نُّطۡفَةٖ ثُمَّ مِنۡ عَلَقَةٖ ثُمَّ يُخۡرِجُكُمۡ طِفۡلٗا ثُمَّ لِتَبۡلُغُوٓاْ أَشُدَّكُمۡ ثُمَّ لِتَكُونُواْ شُيُوخٗاۚ وَمِنكُم مَّن يُتَوَفَّىٰ مِن قَبۡلُۖ وَلِتَبۡلُغُوٓاْ أَجَلٗا مُّسَمّٗى وَلَعَلَّكُمۡ تَعۡقِلُونَ
Sizi topraktan, sonra meniden, sonra kan pıhtısından yaratan; sonra sizi analarınızın karnından bebek olarak çıkaran, sonra sizi güçlü kuvvetli bir çağa eriştiren, derken ihtiyarlığa varacak kadar yaşatan da O'dur. Kiminiz daha önce vefat ettirilir, kiminiz de belirtilmiş bir süreye ulaşırsınız. Belki artık akledersiniz!
Os Tafssir em língua árabe:
هُوَ ٱلَّذِي يُحۡيِۦ وَيُمِيتُۖ فَإِذَا قَضَىٰٓ أَمۡرٗا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُۥ كُن فَيَكُونُ
Hayat veren ve öldüren O’dur. Bir işe hüküm verince, ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir.
Os Tafssir em língua árabe:
أَلَمۡ تَرَ إِلَى ٱلَّذِينَ يُجَٰدِلُونَ فِيٓ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ أَنَّىٰ يُصۡرَفُونَ
Allah’ın âyetleri hakkında tartışanları görmedin mi? Nasıl da döndürülüyorlar!
Os Tafssir em língua árabe:
ٱلَّذِينَ كَذَّبُواْ بِٱلۡكِتَٰبِ وَبِمَآ أَرۡسَلۡنَا بِهِۦ رُسُلَنَاۖ فَسَوۡفَ يَعۡلَمُونَ
Kitabı ve rasûllerimizle gönderdiklerimizi yalanlayanlar, ileride bileceklerdir.
Os Tafssir em língua árabe:
إِذِ ٱلۡأَغۡلَٰلُ فِيٓ أَعۡنَٰقِهِمۡ وَٱلسَّلَٰسِلُ يُسۡحَبُونَ
O zaman, boyunlarında boyunduruk ve zincirlerle sürülecekler.
Os Tafssir em língua árabe:
فِي ٱلۡحَمِيمِ ثُمَّ فِي ٱلنَّارِ يُسۡجَرُونَ
Kaynar suya, sonra ateşte yakılacaklardır.
Os Tafssir em língua árabe:
ثُمَّ قِيلَ لَهُمۡ أَيۡنَ مَا كُنتُمۡ تُشۡرِكُونَ
Sonra onlara denilecek ki: Ortak koştuklarınız nerede?
Os Tafssir em língua árabe:
مِن دُونِ ٱللَّهِۖ قَالُواْ ضَلُّواْ عَنَّا بَل لَّمۡ نَكُن نَّدۡعُواْ مِن قَبۡلُ شَيۡـٔٗاۚ كَذَٰلِكَ يُضِلُّ ٱللَّهُ ٱلۡكَٰفِرِينَ
Allah’tan başka. Bizden uzaklaştılar. Biz, önceden hiç bir şeye dua/ibadet etmiyorduk, dediler. İşte Allah kâfirleri böyle saptırır.
Os Tafssir em língua árabe:
ذَٰلِكُم بِمَا كُنتُمۡ تَفۡرَحُونَ فِي ٱلۡأَرۡضِ بِغَيۡرِ ٱلۡحَقِّ وَبِمَا كُنتُمۡ تَمۡرَحُونَ
İşte bu, yeryüzünde haksız yere şımarmanız ve boşuna böbürlenmeniz sebebiyledir.
Os Tafssir em língua árabe:
ٱدۡخُلُوٓاْ أَبۡوَٰبَ جَهَنَّمَ خَٰلِدِينَ فِيهَاۖ فَبِئۡسَ مَثۡوَى ٱلۡمُتَكَبِّرِينَ
Girin cehennemin kapılarından, içinde kalmak üzere... Büyüklük taslayanlara ne kötü bir mesken!
Os Tafssir em língua árabe:
فَٱصۡبِرۡ إِنَّ وَعۡدَ ٱللَّهِ حَقّٞۚ فَإِمَّا نُرِيَنَّكَ بَعۡضَ ٱلَّذِي نَعِدُهُمۡ أَوۡ نَتَوَفَّيَنَّكَ فَإِلَيۡنَا يُرۡجَعُونَ
Sabret, kuşkusuz Allah’ın vaadi haktır. Biz onlara vaat ettiğimiz azabın bir kısmını ya sana gösteririz, ya da seni vefat ettiririz. Ama neticede onlar, bize döndürüleceklerdir.
Os Tafssir em língua árabe:
وَلَقَدۡ أَرۡسَلۡنَا رُسُلٗا مِّن قَبۡلِكَ مِنۡهُم مَّن قَصَصۡنَا عَلَيۡكَ وَمِنۡهُم مَّن لَّمۡ نَقۡصُصۡ عَلَيۡكَۗ وَمَا كَانَ لِرَسُولٍ أَن يَأۡتِيَ بِـَٔايَةٍ إِلَّا بِإِذۡنِ ٱللَّهِۚ فَإِذَا جَآءَ أَمۡرُ ٱللَّهِ قُضِيَ بِٱلۡحَقِّ وَخَسِرَ هُنَالِكَ ٱلۡمُبۡطِلُونَ
Senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan kimini sana anlattık kimini de anlatmadık. Hiç bir peygamber Allah’ın izni olmadıkça bir ayet getiremez. Allah’ın emri geldiği zaman da hak ile hüküm verilir ve işte o zaman batılcılar hüsrana uğrar.
Os Tafssir em língua árabe:
ٱللَّهُ ٱلَّذِي جَعَلَ لَكُمُ ٱلۡأَنۡعَٰمَ لِتَرۡكَبُواْ مِنۡهَا وَمِنۡهَا تَأۡكُلُونَ
Allah, kimine binesiniz, kimini yiyesiniz diye sizin için hayvanları yaratandır.
Os Tafssir em língua árabe:
وَلَكُمۡ فِيهَا مَنَٰفِعُ وَلِتَبۡلُغُواْ عَلَيۡهَا حَاجَةٗ فِي صُدُورِكُمۡ وَعَلَيۡهَا وَعَلَى ٱلۡفُلۡكِ تُحۡمَلُونَ
Onlarda sizin için başka faydalar da vardır. Gönüllerinizdeki ihtiyaca/arzuya onların üzerinde ulaşırsınız. Hem onların üzerinde hem de gemilerde taşınırsınız.
Os Tafssir em língua árabe:
وَيُرِيكُمۡ ءَايَٰتِهِۦ فَأَيَّ ءَايَٰتِ ٱللَّهِ تُنكِرُونَ
Allah size ayetlerini gösteriyor. Allah’ın hangi ayetlerini inkâr edebilirsiniz.
Os Tafssir em língua árabe:
أَفَلَمۡ يَسِيرُواْ فِي ٱلۡأَرۡضِ فَيَنظُرُواْ كَيۡفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبۡلِهِمۡۚ كَانُوٓاْ أَكۡثَرَ مِنۡهُمۡ وَأَشَدَّ قُوَّةٗ وَءَاثَارٗا فِي ٱلۡأَرۡضِ فَمَآ أَغۡنَىٰ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ
Hiç yeryüzünde gezmiyorlar mı? Kendilerinden öncekilerin akibetinin ne olduğuna baksınlar. Nitekim onlar, bunlardan kuvvet ve yeryüzündeki eserleri yönünden daha üstündüler. Ama Allah, onları günahları sebebiyle yakalamıştı da onları Allah’tan koruyacak birisi yoktu.
Os Tafssir em língua árabe:
فَلَمَّا جَآءَتۡهُمۡ رُسُلُهُم بِٱلۡبَيِّنَٰتِ فَرِحُواْ بِمَا عِندَهُم مِّنَ ٱلۡعِلۡمِ وَحَاقَ بِهِم مَّا كَانُواْ بِهِۦ يَسۡتَهۡزِءُونَ
Peygamberleri onlara apaçık delillerle geldiği zaman, kendi bilgileri ile şımardılar ve alay ettikleri şey onları çepeçevre kuşatıverdi.
Os Tafssir em língua árabe:
فَلَمَّا رَأَوۡاْ بَأۡسَنَا قَالُوٓاْ ءَامَنَّا بِٱللَّهِ وَحۡدَهُۥ وَكَفَرۡنَا بِمَا كُنَّا بِهِۦ مُشۡرِكِينَ
Azabımızı görünce: Bir tek Allah’a iman ettik, ona şirk koştuklarımıza küfrettik dediler.
Os Tafssir em língua árabe:
فَلَمۡ يَكُ يَنفَعُهُمۡ إِيمَٰنُهُمۡ لَمَّا رَأَوۡاْ بَأۡسَنَاۖ سُنَّتَ ٱللَّهِ ٱلَّتِي قَدۡ خَلَتۡ فِي عِبَادِهِۦۖ وَخَسِرَ هُنَالِكَ ٱلۡكَٰفِرُونَ
Azabımızı gördükleri zaman iman etmeleri onlara bir yarar sağlamadı. (Bu,) Allah'ın kulları arasında sürüp gitmekte olan sünnetidir. İşte kâfirler orada hüsrana uğramışlardır.
Os Tafssir em língua árabe:
 
Tradução dos significados Surah: Suratu Ghafir
Índice de capítulos Número de página
 
Tradução dos significados do Nobre Qur’an. - Tradução Turco - Shaaban Britsch - Índice de tradução

Tradução dos significados do Nobre Alcorão para o turco, traduzido por Shaban Preach. Corrigido sob a supervisão do Centro de Pioneiros da Tradução A tradução original está disponível com a finalidade de expressar opinião, avaliação e desenvolvimento contínuo.

Fechar