Check out the new design

Përkthimi i kuptimeve të Kuranit Fisnik - El Muhtesar fi tefsir el Kuran el Kerim - Përkthimi turqisht * - Përmbajtja e përkthimeve


Përkthimi i kuptimeve Surja: El Kehf   Ajeti:
قَالَ هَٰذَا رَحۡمَةٞ مِّن رَّبِّيۖ فَإِذَا جَآءَ وَعۡدُ رَبِّي جَعَلَهُۥ دَكَّآءَۖ وَكَانَ وَعۡدُ رَبِّي حَقّٗا
Zülkarneyn dedi ki: Bu set Ye'cûc ve Me'cûc ile yeryüzünde ifsat çıkarmaları arasında engel olacak Rabbimin bir rahmetidir. Onları bu işlerinden alıkoyacaktır. Kıyamet kopmadan önce Yüce Allah'ın onların çıkması için belirlediği vakit geldiğinde, o seti yerle eşit kılacaktır. Yüce Allah'ın (seti) yerle eşit kılması, Ye'cûc ve Me'cûc'un çıkmaları ile alakalı vaadi sabittir, üzerinde hiçbir ihtilaf yoktur.
Tefsiret në gjuhën arabe:
۞ وَتَرَكۡنَا بَعۡضَهُمۡ يَوۡمَئِذٖ يَمُوجُ فِي بَعۡضٖۖ وَنُفِخَ فِي ٱلصُّورِ فَجَمَعۡنَٰهُمۡ جَمۡعٗا
Ahir zamanda onları bırakırız da (kalabalık olmalarından dolayı) diğerleri ile birbirlerine dalgalar halinde karışırlar. Sûr'a üflendiği zaman da bütün hepsini hesap ve karşılıklarını vermek için bir araya toplarız.
Tefsiret në gjuhën arabe:
وَعَرَضۡنَا جَهَنَّمَ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡكَٰفِرِينَ عَرۡضًا
Cehennemi apaçık görmeleri için kesin bir şekilde kâfirlere gösteririz.
Tefsiret në gjuhën arabe:
ٱلَّذِينَ كَانَتۡ أَعۡيُنُهُمۡ فِي غِطَآءٍ عَن ذِكۡرِي وَكَانُواْ لَا يَسۡتَطِيعُونَ سَمۡعًا
Dünyada gözlerinin önünde görmelerine mani olan perdeden dolayı Allah'ı zikretmekten kör olan kâfirler için cehennemi gösterdik. Kabul etmek kastıyla Allah'ın ayetlerini dinlemeye güçleri de yoktu.
Tefsiret në gjuhën arabe:
أَفَحَسِبَ ٱلَّذِينَ كَفَرُوٓاْ أَن يَتَّخِذُواْ عِبَادِي مِن دُونِيٓ أَوۡلِيَآءَۚ إِنَّآ أَعۡتَدۡنَا جَهَنَّمَ لِلۡكَٰفِرِينَ نُزُلٗا
Allah'ı inkâr edenler, melek, peygamber ve şeytanlardan olan kullarımı benim dışımda ilahlar edineceklerini mi sandılar? Şüphesiz biz cehennemi, orada kalmaları için konak olarak hazırladık.
Tefsiret në gjuhën arabe:
قُلۡ هَلۡ نُنَبِّئُكُم بِٱلۡأَخۡسَرِينَ أَعۡمَٰلًا
-Ey Resul- De ki: -Ey İnsanlar!- Amel bakımından en büyük hüsrana uğrayanların kim olduğunu size haber verelim mi?
Tefsiret në gjuhën arabe:
ٱلَّذِينَ ضَلَّ سَعۡيُهُمۡ فِي ٱلۡحَيَوٰةِ ٱلدُّنۡيَا وَهُمۡ يَحۡسَبُونَ أَنَّهُمۡ يُحۡسِنُونَ صُنۡعًا
Onlar, kıyamet gününde dünyada yapmış oldukları çabaların zayi olduğunu gören kimselerdir. Oysaki onlar çabaladıkları hususta iyi yaptıklarını sanıp amellerinden istifade edeceklerini zannederler. Ancak gerçek bunun hilafınadır.
Tefsiret në gjuhën arabe:
أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِـَٔايَٰتِ رَبِّهِمۡ وَلِقَآئِهِۦ فَحَبِطَتۡ أَعۡمَٰلُهُمۡ فَلَا نُقِيمُ لَهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَزۡنٗا
Onlar Rablerinin birliğine delalet eden ayetler hakkında kâfir olan, O'nunla karşılaşmayı inkâr eden, bu küfürlerinden dolayı amelleri batıl olan kimselerdir. Kıyamet günü Allah'ın katında onların bir kıymeti olmaz.
Tefsiret në gjuhën arabe:
ذَٰلِكَ جَزَآؤُهُمۡ جَهَنَّمُ بِمَا كَفَرُواْ وَٱتَّخَذُوٓاْ ءَايَٰتِي وَرُسُلِي هُزُوًا
Allah'ı inkâr etmeleri, indirilen ayetlerle ve resullerle alay etmelerinden dolayı onlar için hazırlanmış ceza (yaptıklarının karşılığı) cehennemdir.
Tefsiret në gjuhën arabe:
إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ كَانَتۡ لَهُمۡ جَنَّٰتُ ٱلۡفِرۡدَوۡسِ نُزُلًا
Şüphesiz ki, Allah'a iman edip salih ameller işleyenlere ikram olarak cennetin en üst mekânları konak olarak hazırlanacaktır.
Tefsiret në gjuhën arabe:
خَٰلِدِينَ فِيهَا لَا يَبۡغُونَ عَنۡهَا حِوَلٗا
Onlar orada ebedî kalacaklardır. Oradan ayrılmak istemezler. Çünkü onun dengi olan başka bir karşılık yoktur.
Tefsiret në gjuhën arabe:
قُل لَّوۡ كَانَ ٱلۡبَحۡرُ مِدَادٗا لِّكَلِمَٰتِ رَبِّي لَنَفِدَ ٱلۡبَحۡرُ قَبۡلَ أَن تَنفَدَ كَلِمَٰتُ رَبِّي وَلَوۡ جِئۡنَا بِمِثۡلِهِۦ مَدَدٗا
-Ey Resul- De ki: "Rabbimin kelimeleri çoktur. Eğer denizler mürekkep olsa, onunla yazsan; Allah -Subhanehu ve Teâlâ-'nın sözleri bitmeden denizler tükenirdi. Eğer başka denizler dolusu (mürekkep) getirsek aynı şekilde onlar da tükenirlerdi."
Tefsiret në gjuhën arabe:
قُلۡ إِنَّمَآ أَنَا۠ بَشَرٞ مِّثۡلُكُمۡ يُوحَىٰٓ إِلَيَّ أَنَّمَآ إِلَٰهُكُمۡ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞۖ فَمَن كَانَ يَرۡجُواْ لِقَآءَ رَبِّهِۦ فَلۡيَعۡمَلۡ عَمَلٗا صَٰلِحٗا وَلَا يُشۡرِكۡ بِعِبَادَةِ رَبِّهِۦٓ أَحَدَۢا
-Ey Resul!- şöyle de: "Ancak ben sizin gibi bir beşerim. Şüphesiz bana hak olan ilahınızın bir tek ilah olduğu, hiçbir ortağının bulunmadığı vahyolunmaktadır. O Yüce Allah'tır. Kim Rabbi ile karşılaşmaktan korkuyor ise dinine uygun ameller işlesin, ibadetlerinde Rabbine karşı ihlaslı olsun. Rabbine ibadetinde hiç kimseyi ortak koşmasın."
Tefsiret në gjuhën arabe:
Dobitë e ajeteve të kësaj faqeje:
• إثبات البعث والحشر بجمع الجن والإنس في ساحات القيامة بالنفخة الثانية في الصور.
Sûr'a ikinci kez üfürüldüğünde, bütün insan ve cinler kıyamet alanında yeniden diriltilip toplanacaklar.

• أن أشد الناس خسارة يوم القيامة هم الذين ضل سعيهم في الدنيا، وهم يظنون أنهم يحسنون صنعًا في عبادة من سوى الله.
Kıyamet gününde en şiddetli hüsrana uğrayanlar dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir. Onlar, Yüce Allah'tan başkasına ibadet ederek iyi bir iş yaptıklarını zannederler.

• لا يمكن حصر كلمات الله تعالى وعلمه وحكمته وأسراره، ولو كانت البحار والمحيطات وأمثالها دون تحديد حبرًا يكتب به.
Allah Teâlâ'nın kelimelerinin, ilminin, hikmetinin ve sırlarının sınırlandırılması imkansızdır. Denizler, okyanuslar ve onların emsali kadar sınırsız mürekkep olsa bile yazmak için yine de yetmezdi.

 
Përkthimi i kuptimeve Surja: El Kehf
Përmbajtja e sureve Numri i faqes
 
Përkthimi i kuptimeve të Kuranit Fisnik - El Muhtesar fi tefsir el Kuran el Kerim - Përkthimi turqisht - Përmbajtja e përkthimeve

Botuar nga Qendra e Tefsirit për Studime Kuranore.

Mbyll