Check out the new design

Përkthimi i kuptimeve të Kuranit Fisnik - El Muhtesar fi tefsir el Kuran el Kerim - Përkthimi turqisht * - Përmbajtja e përkthimeve


Përkthimi i kuptimeve Surja: Fussilet   Ajeti:
۞ إِلَيۡهِ يُرَدُّ عِلۡمُ ٱلسَّاعَةِۚ وَمَا تَخۡرُجُ مِن ثَمَرَٰتٖ مِّنۡ أَكۡمَامِهَا وَمَا تَحۡمِلُ مِنۡ أُنثَىٰ وَلَا تَضَعُ إِلَّا بِعِلۡمِهِۦۚ وَيَوۡمَ يُنَادِيهِمۡ أَيۡنَ شُرَكَآءِي قَالُوٓاْ ءَاذَنَّٰكَ مَا مِنَّا مِن شَهِيدٖ
Kıyametin ne zaman kopacağına ilişkin bilgi yalnız bir olan Allah'a havale edilir. Yalnız O, ne zaman kopacağını bilir. O'ndan başka hiçbir kimse bilemez. O'nun bilgisi dışında meyveler kabuklarından ve tomurcuklarından yarılıp çıkamaz. O'nun bilgisi olmadan hiçbir dişi hamile kalamaz ve doğuramaz ve onlardan hiçbir şey O'nu geçip kendisinden kurtulamazlar. Yüce Allah, kendisine ibadet ile beraber aynı zamanda putlara da tapan müşrikleri azarlayarak onlara şöyle seslenir: "Benim ortaklarım olduklarını iddia ettiğiniz ortaklarım nerede?" Müşrikler de ona şöyle derler: "Buna dair şimdi senin önünde itiraf ediyoruz ki, sana ait şüphesiz bir ortağın olmadığına şahitlik ederiz.''
Tefsiret në gjuhën arabe:
وَضَلَّ عَنۡهُم مَّا كَانُواْ يَدۡعُونَ مِن قَبۡلُۖ وَظَنُّواْ مَا لَهُم مِّن مَّحِيصٖ
Böylece önceden dua ve ibadet ettikleri putlar kendilerinden uzaklaşıp gitmişler, onlar da şunu iyi anlamışlardır ki, kendileri için Allah'ın azabından uzaklaşabilecekleri ne bir yer ve kurtulacakları ne bir konum vardır.
Tefsiret në gjuhën arabe:
لَّا يَسۡـَٔمُ ٱلۡإِنسَٰنُ مِن دُعَآءِ ٱلۡخَيۡرِ وَإِن مَّسَّهُ ٱلشَّرُّ فَيَـُٔوسٞ قَنُوطٞ
İnsan; sıhhat, mal, çocuk ve daha başka nimetleri istemekten bıkmaz. Fakat kendisine bir fakirlik veya hastalık dokunduğu zaman, o Allah'ın rahmetinden hemen ümidini kaybeder ve ümitsizliğe kapılır.
Tefsiret në gjuhën arabe:
وَلَئِنۡ أَذَقۡنَٰهُ رَحۡمَةٗ مِّنَّا مِنۢ بَعۡدِ ضَرَّآءَ مَسَّتۡهُ لَيَقُولَنَّ هَٰذَا لِي وَمَآ أَظُنُّ ٱلسَّاعَةَ قَآئِمَةٗ وَلَئِن رُّجِعۡتُ إِلَىٰ رَبِّيٓ إِنَّ لِي عِندَهُۥ لَلۡحُسۡنَىٰۚ فَلَنُنَبِّئَنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ بِمَا عَمِلُواْ وَلَنُذِيقَنَّهُم مِّنۡ عَذَابٍ غَلِيظٖ
Ve eğer kendisine dokunan bir sıkıntıdan ve hastalıktan sonra, ona kendi katımızdan bir sıhhat, zenginlik ve afiyet tattıracak olsak mutlaka şöyle der: "Ben buna layığım ve bunu hak ediyorum. Kıyametin kopacağını zannetmiyorum ve eğer kıyametin kopacağını varsaysak dahi benim Allah katında malım ve zenginliğim vardır. Onu hak ettiğimden dolayı bu nimeti bana dünyada verdiği gibi ahirette de bana verir." Biz, Allah'ı küfredenlere yaptıkları küfürleri ve işlemiş oldukları günahları mutlaka haber vereceğiz ve mutlaka en ağır azabı onlara tattıracağız.
Tefsiret në gjuhën arabe:
وَإِذَآ أَنۡعَمۡنَا عَلَى ٱلۡإِنسَٰنِ أَعۡرَضَ وَنَـَٔا بِجَانِبِهِۦ وَإِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ فَذُو دُعَآءٍ عَرِيضٖ
Biz insana sıhhat, afiyet gibi nimetler verdiğimiz zaman Allah'ın zikrinden ve O'na itaat etmekten gaflete düşer, kibirlenerek yüz çevirir. Ona hastalık ve fakirlik gibi bir sıkıntı başına gelince de üzerinden sıkıntısını gidermesi için Allah'a çokca dua eder. O Rabbi, kendisine nimet verdiği zaman O'na şükretmez. Ona bir bela verdiğinde ise o belaya da sabretmez.
Tefsiret në gjuhën arabe:
قُلۡ أَرَءَيۡتُمۡ إِن كَانَ مِنۡ عِندِ ٱللَّهِ ثُمَّ كَفَرۡتُم بِهِۦ مَنۡ أَضَلُّ مِمَّنۡ هُوَ فِي شِقَاقِۭ بَعِيدٖ
-Ey Resul!- Bu yalanlayan müşriklere de ki: "Eğer bu Kur'an, Allah tarafından olup da sonra siz de onu inkâr edip,yalanlamışsanız o zaman haliniz nasıl olur? Hakkın ortaya çıkması ve delilinin de apaçık olması ile beraber hakka karşı inat eden kimseden daha sapık kim olabilir?
Tefsiret në gjuhën arabe:
سَنُرِيهِمۡ ءَايَٰتِنَا فِي ٱلۡأٓفَاقِ وَفِيٓ أَنفُسِهِمۡ حَتَّىٰ يَتَبَيَّنَ لَهُمۡ أَنَّهُ ٱلۡحَقُّۗ أَوَلَمۡ يَكۡفِ بِرَبِّكَ أَنَّهُۥ عَلَىٰ كُلِّ شَيۡءٖ شَهِيدٌ
Kureyş kâfirlerine ayetlerimizi, Allah'ın Müslümanlar için fetih vereceği yeryüzünün ufuklarında bulunan yerleri göstereceğiz. Onlara kendi nefislerinde olan ayetlerimizi Mekke'nin fethiyle göstereceğiz. Ta ki müşriklerde bulunan şüpheler ortadan kalkana kadar bu Kur'an'ın içinde hiçbir şüphe olmayan hak olduğu ortaya çıksın. Kur'an'ın Yüce Allah katından olduğuna dair Allah'ın şahitlik etmesi bu müşrikler için yetmez mi? Allah'tan daha yüce şahit kim olabilir. Gerçekten hakkı istemiş olsalardı, Rablerinin şahitliği onlara mutlaka yeterdi.
Tefsiret në gjuhën arabe:
أَلَآ إِنَّهُمۡ فِي مِرۡيَةٖ مِّن لِّقَآءِ رَبِّهِمۡۗ أَلَآ إِنَّهُۥ بِكُلِّ شَيۡءٖ مُّحِيطُۢ
Şüphesiz müşrikler tekrar dirilmeyi inkâr ettikleri için, kıyamet gününde Rablerine kavuşmaktan şüphe içindedirler. Onlar ahirete iman etmezler. Bunun için ahirete salih amel ile hazırlanmazlar. Yüce Allah, ilim ve kudret bakımından her şeyi kuşatan değil midir?
Tefsiret në gjuhën arabe:
Dobitë e ajeteve të kësaj faqeje:
• علم الساعة عند الله وحده.
Kıyametin kopma vaktinin ilmi yalnızca Yüce Allah'ın katındadır.

• تعامل الكافر مع نعم الله ونقمه فيه تخبط واضطراب.
Yüce Allah'ın kendisine vermiş olduğu nimetlere karşı kâfir kimsenin bütün davranışlarında karışıklık ve huzursuzluk vardır.

• إحاطة الله بكل شيء علمًا وقدرة.
Allah Teâlâ, her şeyi kudreti ve ilmiyle kuşatmıştır.

 
Përkthimi i kuptimeve Surja: Fussilet
Përmbajtja e sureve Numri i faqes
 
Përkthimi i kuptimeve të Kuranit Fisnik - El Muhtesar fi tefsir el Kuran el Kerim - Përkthimi turqisht - Përmbajtja e përkthimeve

Botuar nga Qendra e Tefsirit për Studime Kuranore.

Mbyll