Check out the new design

Salin ng mga Kahulugan ng Marangal na Qur'an - Salin sa Wikang Turko ng Al-Mukhtasar fī Tafsīr Al-Qur’an Al-Karīm * - Indise ng mga Salin


Salin ng mga Kahulugan Surah: Al-Baqarah   Ayah:
وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ ٱتَّبِعُواْ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ قَالُواْ بَلۡ نَتَّبِعُ مَآ أَلۡفَيۡنَا عَلَيۡهِ ءَابَآءَنَآۚ أَوَلَوۡ كَانَ ءَابَآؤُهُمۡ لَا يَعۡقِلُونَ شَيۡـٔٗا وَلَا يَهۡتَدُونَ
Bu kâfirlere “Allah'ın indirdiği dosdoğru yola ve aydınlığa tabi olun!” diye söylense, onlar inat ederek şöyle derler: “Bilakis bizler atalarımızda gördüğümüz inançlara uyar ve onları taklit ederiz.” Velev ki doğru yol ve aydınlıktan hiçbir şeyi düşünemiyor ve Allah'ın razı olduğu hakikate uymuyor olsalar da mı atalarına uyacaklar?
Ang mga Tafsir na Arabe:
وَمَثَلُ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ كَمَثَلِ ٱلَّذِي يَنۡعِقُ بِمَا لَا يَسۡمَعُ إِلَّا دُعَآءٗ وَنِدَآءٗۚ صُمُّۢ بُكۡمٌ عُمۡيٞ فَهُمۡ لَا يَعۡقِلُونَ
Kâfirlerin atalarına ittiba etmeleri, hayvanlarına seslenerek bağıran çobanın durumu gibidir. Onlar, çobanın sesini duyarlar fakat söylediğini anlamazlar. Kâfirler de hak olan sözü faydalanacakları bir şekilde işitemez sağırdırlar. Onların dilleri hak olan sözü söyleyemez, dili tutulmuş dilsizdir. Gözleri hakkı göremez kördür. Bu yüzden senin davet ettiğin doğru yolu akıl edemiyorlar.
Ang mga Tafsir na Arabe:
يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ كُلُواْ مِن طَيِّبَٰتِ مَا رَزَقۡنَٰكُمۡ وَٱشۡكُرُواْ لِلَّهِ إِن كُنتُمۡ إِيَّاهُ تَعۡبُدُونَ
Ey Allah'a İman eden ve peygamberine tabi olanlar! Allah'ın sizi rızıklandırdığı ve size mübah kıldığı temiz olan rızıklardan yiyin! Allah’a, size ikram ettiği nimetlerden ötürü açık ve gizli şükredin! O'nun emirlerini yerine getirmekten ve O'na karşı gelmekten sakınmak, Allah Teâlâ’ya yapılan şükürdendir. Şayet hakikaten sadece O'na ibadet ediyorsanız, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın!
Ang mga Tafsir na Arabe:
إِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيۡكُمُ ٱلۡمَيۡتَةَ وَٱلدَّمَ وَلَحۡمَ ٱلۡخِنزِيرِ وَمَآ أُهِلَّ بِهِۦ لِغَيۡرِ ٱللَّهِۖ فَمَنِ ٱضۡطُرَّ غَيۡرَ بَاغٖ وَلَا عَادٖ فَلَآ إِثۡمَ عَلَيۡهِۚ إِنَّ ٱللَّهَ غَفُورٞ رَّحِيمٌ
Allah, dinen uygun olarak kesilmeden ölen hayvanları, akan sıvı kanı, domuz etini ve kesilirken Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen hayvanları yemeyi size haram kıldı. Şayet insan, bunlardan yerken ihtiyaç duyduğu kadarından fazla yiyerek aşırı gitmez ve zaruret miktarını aşmadan yemeye mecbur kalırsa, ona bir günah ve bir ceza yoktur. Muhakkak ki Allah kullarından tövbe edenleri çok bağışlayandır ve onlara karşı merhametlidir. Zaruret halinde bu haramlardan yenilmesinden ötürü insanları sorumlu tutmaması da O'nun merhametindendir.
Ang mga Tafsir na Arabe:
إِنَّ ٱلَّذِينَ يَكۡتُمُونَ مَآ أَنزَلَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلۡكِتَٰبِ وَيَشۡتَرُونَ بِهِۦ ثَمَنٗا قَلِيلًا أُوْلَٰٓئِكَ مَا يَأۡكُلُونَ فِي بُطُونِهِمۡ إِلَّا ٱلنَّارَ وَلَا يُكَلِّمُهُمُ ٱللَّهُ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ وَلَا يُزَكِّيهِمۡ وَلَهُمۡ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Şüphesiz Yahudi ve Hristiyanların yaptığı gibi Allah'ın indirdiği kitapları, içerdiği hakikat ve Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in peygamberliğine delalet eden delilleri gizleyenler, bunları yöneticilik, itibar veya mal mülk gibi az bir karşılık elde etmek için yaparlar. Hakikatte onlar karınlarını, cehennem ateşinde azap görmelerine sebep olacak şeylerden başka bir şeyle doldurmazlar. Allah kıyamet günü onlarla hoşlanacakları şeyleri konuşmayacak. Bilakis onların rahatsız olacağı şeyleri konuşacak. Onları günahlarından arındırmayacak, onlara sena da etmeyecek. Ayrıca onlar için elem verici bir azap vardır.
Ang mga Tafsir na Arabe:
أُوْلَٰٓئِكَ ٱلَّذِينَ ٱشۡتَرَوُاْ ٱلضَّلَٰلَةَ بِٱلۡهُدَىٰ وَٱلۡعَذَابَ بِٱلۡمَغۡفِرَةِۚ فَمَآ أَصۡبَرَهُمۡ عَلَى ٱلنَّارِ
İnsanların ihtiyaç duyduğu ilmi gizlemekle nitelenenler, gerçek ilmi gizleyerek hidayeti sapıklıkla, Allah'ın bağışlamasını Allah'ın azabıyla değiştirmişlerdir. Onlar, cehennem ateşine girmelerine sebep olan bu şeyleri yapmaya ne kadar da sabırlılar. Sanki bu yaptıklarında gösterdikleri sabırla cehennem azabını umursamıyorlar.
Ang mga Tafsir na Arabe:
ذَٰلِكَ بِأَنَّ ٱللَّهَ نَزَّلَ ٱلۡكِتَٰبَ بِٱلۡحَقِّۗ وَإِنَّ ٱلَّذِينَ ٱخۡتَلَفُواْ فِي ٱلۡكِتَٰبِ لَفِي شِقَاقِۭ بَعِيدٖ
O ceza, ilmin ve doğru yolun gizlenmesinden dolayı verilmiştir. Hâlbuki Allah bu ilahi kitapları hak olarak indirmiştir. Bunun için gizlenmeyip açıklanması gerekir. Bu ilahi kitaplar hakkında ihtilafa düşenler, bir bölümüne iman edip diğer bir bölümünü gizleyenler, haktan çok uzak bir ayrılık ve çekişmenin içindedir.
Ang mga Tafsir na Arabe:
Ilan sa mga Pakinabang ng mga Ayah sa Pahinang Ito:
• أكثر ضلال الخلق بسبب تعطيل العقل، ومتابعة من سبقهم في ضلالهم، وتقليدهم بغير وعي.
İnsanların doğru yoldan ayrılmalarının en büyük sebebi, aklın kullanılmamasıdır ve insanın içinde bulunduğu yanılgıda ondan önce gelmiş olan kimselere uyarak, onları bilinçsizce taklit etmesidir.

• عدم انتفاع المرء بما وهبه الله من نعمة العقل والسمع والبصر، يجعله مثل من فقد هذه النعم.
Bir kimsenin, Allah'ın verdiği akıl, duyma ve görme nimetlerinden faydalanmaması, onu bu nimetleri yitirmiş bir kişi haline sokar.

• من أشد الناس عقوبة يوم القيامة من يكتم العلم الذي أنزله الله، والهدى الذي جاءت به رسله تعالى.
Kıyamet günü en şiddetli cezalara çarptırılacak olan insanlar, Allah'ın indirdiği ilmi ve Allah resullerinin getirdiği doğru yolu gizleyenlerdir.

• من نعمة الله تعالى على عباده المؤمنين أن جعل المحرمات قليلة محدودة، وأما المباحات فكثيرة غير محدودة.
Allah Teâlâ’nın mümin kullarına bahşettiği, nimetlerden birisi de haramları az sayıda ve sınırlı kılmasıdır. Oysa mübah kılınanlar sınırlanamayacak kadar çoktur.

 
Salin ng mga Kahulugan Surah: Al-Baqarah
Indise ng mga Surah Numero ng Pahina
 
Salin ng mga Kahulugan ng Marangal na Qur'an - Salin sa Wikang Turko ng Al-Mukhtasar fī Tafsīr Al-Qur’an Al-Karīm - Indise ng mga Salin

Inilabas ng Markaz Tafsīr Lid-Dirāsāt Al-Qur’ānīyah (Sentro ng Tafsīr Para sa mga Pag-aaral Pang-Qur’an).

Isara