Check out the new design

《古兰经》译解 - 土耳其语翻译版古兰经简明注释。 * - 译解目录


含义的翻译 章: 麦尔彦   段:
وَأَنذِرۡهُمۡ يَوۡمَ ٱلۡحَسۡرَةِ إِذۡ قُضِيَ ٱلۡأَمۡرُ وَهُمۡ فِي غَفۡلَةٖ وَهُمۡ لَا يُؤۡمِنُونَ
-Ey Resul!- Kötülük yapanın yaptığı kötülüğe pişman olacağı, iyilik yapanın da çokça ibadet etmediğine pişman olacağı gün hakkında insanları uyar. Öyle ki, kulların defterleri kapatılıp hesapları görüldüğünde, herkes yapmış olduğunun karşılığını bulur. Onlar dünya hayatlarında aldanmışlardır. Ahireti umursamayan ve kıyamet gününe de iman etmeyen kimselerdi.
阿拉伯语经注:
إِنَّا نَحۡنُ نَرِثُ ٱلۡأَرۡضَ وَمَنۡ عَلَيۡهَا وَإِلَيۡنَا يُرۡجَعُونَ
Şüphesiz yaratılmışlar fani olduktan sonra biz kalıcı olacak, yeryüzünün mirasçıları olacağız. Onlar fani olup biz kalıcı olduktan sonra yeryüzünün üzerinde olan şeylerin sahibi ve mirasçısı olacağız. Dilediğimiz gibi onlar hakkında tasarrufta bulunacağız. Kıyamet günü hesap ve ceza için yalnızca bize döndürülecekler.
阿拉伯语经注:
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ إِبۡرَٰهِيمَۚ إِنَّهُۥ كَانَ صِدِّيقٗا نَّبِيًّا
-Ey Resul!- Sana indirilen Kur'an'da İbrahim -aleyhisselam-'ın haberini de zikret. Şüphesiz ki o, çok doğru sözlü, Allah'ın ayetlerini tasdik eden, Yüce Allah'ın katından gönderilmiş peygamberdi.
阿拉伯语经注:
إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ يَٰٓأَبَتِ لِمَ تَعۡبُدُ مَا لَا يَسۡمَعُ وَلَا يُبۡصِرُ وَلَا يُغۡنِي عَنكَ شَيۡـٔٗا
Hani babası Azer'e şöyle demişti: "Ey Babacığım! Allah'ın dışında dua ettiğinde duanı işitmeyen, ibadet ettiğinde ibadetini görmeyen, senden zararı gideremeyen ve sana fayda sağlamayacak puta neden tapıyorsun?"
阿拉伯语经注:
يَٰٓأَبَتِ إِنِّي قَدۡ جَآءَنِي مِنَ ٱلۡعِلۡمِ مَا لَمۡ يَأۡتِكَ فَٱتَّبِعۡنِيٓ أَهۡدِكَ صِرَٰطٗا سَوِيّٗا
"Ey Babacığım! Vahiy aracılığıyla sana gelmeyen ilim bana gelmiştir. Bana uy ki, seni dosdoğru bir yola ileteyim."
阿拉伯语经注:
يَٰٓأَبَتِ لَا تَعۡبُدِ ٱلشَّيۡطَٰنَۖ إِنَّ ٱلشَّيۡطَٰنَ كَانَ لِلرَّحۡمَٰنِ عَصِيّٗا
"Ey Babacığım! Şeytana itaat ederek ona ibadet etme. Şüphesiz şeytana Âdem'e secde etmesi emredildiğinde secde etmeyerek Rahman'a karşı asi olmuştur."
阿拉伯语经注:
يَٰٓأَبَتِ إِنِّيٓ أَخَافُ أَن يَمَسَّكَ عَذَابٞ مِّنَ ٱلرَّحۡمَٰنِ فَتَكُونَ لِلشَّيۡطَٰنِ وَلِيّٗا
"Ey Babacığım! Küfrün üzerine ölürsen Rahman'ın azabının sana isabet etmesinden ve Şeytan'a olan dostluğundan dolayı azapta onun arkadaşı olmandan korkuyorum.''
阿拉伯语经注:
قَالَ أَرَاغِبٌ أَنتَ عَنۡ ءَالِهَتِي يَٰٓإِبۡرَٰهِيمُۖ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ لَأَرۡجُمَنَّكَۖ وَٱهۡجُرۡنِي مَلِيّٗا
Azer, oğlu İbrahim -aleyhisselam-'a şöyle dedi: "Ey İbrahim! Sen benim ibadet ettiğim ilahlarımdan mı yüz çeviriyorsun? Eğer ilahlarıma sövmeyi terk etmezsen seni mutlaka taşlarım. Uzun bir zaman benden uzak ol, benimle konuşma, benimle aynı ortamda da olma."
阿拉伯语经注:
قَالَ سَلَٰمٌ عَلَيۡكَۖ سَأَسۡتَغۡفِرُ لَكَ رَبِّيٓۖ إِنَّهُۥ كَانَ بِي حَفِيّٗا
İbrahim -aleyhisselam- babasına şöyle dedi: "Benden selam olsun sana, benden hoşnut olmadığın şey sana ulaşmaz. Rabbimden senin için hidayet ve bağışlanma dileyeceğim. Şüphesiz ki, O -Subhanehu ve Teâlâ- bana karşı çok lütufkârdır."
阿拉伯语经注:
وَأَعۡتَزِلُكُمۡ وَمَا تَدۡعُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَأَدۡعُواْ رَبِّي عَسَىٰٓ أَلَّآ أَكُونَ بِدُعَآءِ رَبِّي شَقِيّٗا
Sizi ve Allah'tan başka ilah edinip ibadet ettiğiniz ilahlarınızı terk ediyorum. Hiçbir şeyi ortak koşmadığım Rabbime dua ediyorum. Dua ettiğimde beni men etmeyeceğini ve bu duam ile bedbahtlardan olmayacağımı ümit ediyorum.
阿拉伯语经注:
فَلَمَّا ٱعۡتَزَلَهُمۡ وَمَا يَعۡبُدُونَ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَهَبۡنَا لَهُۥٓ إِسۡحَٰقَ وَيَعۡقُوبَۖ وَكُلّٗا جَعَلۡنَا نَبِيّٗا
Onları ve ibadet ettikleri ilahlarını terk edince, ehlini kaybetmesine karşılık olarak ona oğlu İshak'ı bağışladık. Ve ona torunu Yakup'u bahşettik. Onlardan her ikisini de peygamber kıldık.
阿拉伯语经注:
وَوَهَبۡنَا لَهُم مِّن رَّحۡمَتِنَا وَجَعَلۡنَا لَهُمۡ لِسَانَ صِدۡقٍ عَلِيّٗا
Onlara, peygamberlikle birlikte birçok hayrı rahmetimizden bağışladık. Kulların dilinde sürekli olarak hayırla yâd edilmelerini sağladık.
阿拉伯语经注:
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مُوسَىٰٓۚ إِنَّهُۥ كَانَ مُخۡلَصٗا وَكَانَ رَسُولٗا نَّبِيّٗا
-Ey Resul!- Sana indirilen Kur'an'da Musa -aleyhisselam-'ın haberini de zikret. O seçilmiş seçkin bir kul, resul ve nebiydi.
阿拉伯语经注:
这业中每段经文的优越:
• لما كان اعتزال إبراهيم لقومه مشتركًا فيه مع سارة، ناسب أن يذكر هبتهما المشتركة وحفيدهما، ثم جاء ذكر إسماعيل مستقلًّا مع أن الله وهبه إياه قبل إسحاق.
İbrahim -aleyhisselam- hanımı Sâre ile birlikte kavminden uzaklaşıp, ayrıldı. Bundan dolayı ayette her ikisine birden verilen çocuk ve torunun hatırlatılması bu yönden uygun oldu. Ardından Allah Teâlâ İbrahim -aleyhisselam-'a İsmail -aleyhisselam-'ı bahşettiğini tek olarak zikretti. Hâlbuki İsmail'i İshak'tan önce bahşetmiştir.

• التأدب واللطف والرفق في محاورة الوالدين واختيار أفضل الأسماء في مناداتهما.
Ana-baba ile konuşurken şefkatli, yumuşak ve edepli olmak ve onlara seslenirken en güzel isimlerin seçilmesi gerekir.

• المعاصي تمنع العبد من رحمة الله، وتغلق عليه أبوابها، كما أن الطاعة أكبر الأسباب لنيل رحمته.
Günahlar insanın, Yüce Allah'ın rahmetine ulaşmasına engel olup, üzerine rahmet kapılarının kapanmasına sebep olur. Yüce Allah'a itaat etmek ise O'nun rahmetine nail olunacak en büyük sebeplerden birisidir.

• وعد الله كل محسن أن ينشر له ثناءً صادقًا بحسب إحسانه، وإبراهيم عليه السلام وذريته من أئمة المحسنين.
Allah Teâlâ iyilik yapana ihsanı ölçüsünde hayırla yâd edilmeyi vadetmiştir. İbrahim -aleyhisselam- ve zürriyeti, muhsinlerin önderlerindendir.

 
含义的翻译 章: 麦尔彦
章节目录 页码
 
《古兰经》译解 - 土耳其语翻译版古兰经简明注释。 - 译解目录

古兰经注释研究中心发行。

关闭