للإطلاع على الموقع بحلته الجديدة

ترجمة معاني القرآن الكريم - الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم * - فهرس التراجم


ترجمة معاني سورة: الشعراء   آية:
قَالَ وَمَا عِلۡمِي بِمَا كَانُواْ يَعۡمَلُونَ
Nuh -aleyhisselam- onlara şöyle dedi: "Müminlerin ne yaptıklarına dair benim ne bilgim olabilir? Onların yapmış oldukları amellerinin hesabını tutmakla görevli değilim."
التفاسير العربية:
إِنۡ حِسَابُهُمۡ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّيۖ لَوۡ تَشۡعُرُونَ
"Onların hesabı, ancak gizli ve açık hallerini bilen Yüce Allah'a aittir, bana ait değildir. Eğer söylediklerinizin ne anlama geldiğini bilseydiniz bunları söylemezdiniz."
التفاسير العربية:
وَمَآ أَنَا۠ بِطَارِدِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
"Sizler iman edesiniz diye sizin isteğinize uyarak Müminleri meclisimden kovacak değilim."
التفاسير العربية:
إِنۡ أَنَا۠ إِلَّا نَذِيرٞ مُّبِينٞ
Ben, ancak Allah'ın azabından sakındıran apaçık bir uyarıcıyım.
التفاسير العربية:
قَالُواْ لَئِن لَّمۡ تَنتَهِ يَٰنُوحُ لَتَكُونَنَّ مِنَ ٱلۡمَرۡجُومِينَ
Kavmi ona şöyle dedi: "Eğer sen bizi davet ettiğin şeyden vazgeçmezsen, mutlaka hakaret edilenlerden ve taşlanarak öldürülenlerden olacaksın."
التفاسير العربية:
قَالَ رَبِّ إِنَّ قَوۡمِي كَذَّبُونِ
Nuh, Rabbine dua ederek şöyle demişti: "Rabbim! Şüphesiz kavmim beni yalanladı. Onlara senin katından getirdiğim şeyde bana inanmadılar."
التفاسير العربية:
فَٱفۡتَحۡ بَيۡنِي وَبَيۡنَهُمۡ فَتۡحٗا وَنَجِّنِي وَمَن مَّعِيَ مِنَ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
"Batıl üzerine ısrar etmeleri sebebiyle benimle onların arasında sen hüküm ver. Kavmimden kâfir olanları helak ettiğin şeyden beni ve beraberimdeki Müminleri kurtar."
التفاسير العربية:
فَأَنجَيۡنَٰهُ وَمَن مَّعَهُۥ فِي ٱلۡفُلۡكِ ٱلۡمَشۡحُونِ
Bunun üzerine biz onun duasına icabet ettik. İnsanlar ve hayvanlar ile dolu olan gemide, onu ve onunla beraber olan Müminleri kurtardık.
التفاسير العربية:
ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا بَعۡدُ ٱلۡبَاقِينَ
Onlardan sonra Nuh'un kavminden geride kalanları suda boğduk.
التفاسير العربية:
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
Şüphesiz Nuh ve kavmi hakkında, Nuh'un ve onunla beraber olan Müminlerin kurtulması ve kavminden kâfir olanların helak olmasıyla ilgili kıssada, ibret alanlar için bir öğüt vardır. Ne var ki onların çoğu iman eden kimseler değillerdi.
التفاسير العربية:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
-Ey Resul!- Şüphesiz ki senin Rabbin Azîz'dir. (Hiç kimse O'na galip gelemez.) Düşmanlarından intikam alandır. Onlardan tövbe edenlere de çokça merhamet edendir.
التفاسير العربية:
كَذَّبَتۡ عَادٌ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
Âd kavmi, peygamberleri Hûd -aleyhisselam-'ı yalanladıkları zaman bütün resulleri de yalanladılar.
التفاسير العربية:
إِذۡ قَالَ لَهُمۡ أَخُوهُمۡ هُودٌ أَلَا تَتَّقُونَ
Soy bakımından kardeşleri olan Hûd'un onlara şöyle dediğini hatırla: "Kendisinden korkarak O'ndan başkasına ibadeti bırakıp Allah Teâlâ'dan sakınmaz mısınız?"
التفاسير العربية:
إِنِّي لَكُمۡ رَسُولٌ أَمِينٞ
"Ben Allah'ın size gönderdiği bir elçiyim. Güvenilir biriyim. Allah'ın bana tebliğ etmeyi emrettiğinde ekleme ve eksiltme yapmam."
التفاسير العربية:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
"Emirlerine itaat ederek, yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. Benim size emrettiğim ve yasak ettiğim şeylerde bana itaat edin."
التفاسير العربية:
وَمَآ أَسۡـَٔلُكُمۡ عَلَيۡهِ مِنۡ أَجۡرٍۖ إِنۡ أَجۡرِيَ إِلَّا عَلَىٰ رَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
"Rabbim katından size getirip tebliğ ettiğim şeylerden dolayı sizden bir karşılık talep etmiyorum. Mükâfatımı, ancak tüm canlıların Rabbi olan Allah verecektir. (Mükâfatımı vermek) Başkasına ait değildir."
التفاسير العربية:
أَتَبۡنُونَ بِكُلِّ رِيعٍ ءَايَةٗ تَعۡبَثُونَ
"Sizler yüksek ve çevreye hakim yerlere dikkat çekmek için dünyanızda ve de ahiretinizde size hiçbir faydası olmayan binalar mı yapıyorsunuz?"
التفاسير العربية:
وَتَتَّخِذُونَ مَصَانِعَ لَعَلَّكُمۡ تَخۡلُدُونَ
"Sanki bu dünyada ebedî kalıp buradan başka bir yere gitmeyecekmişsiniz gibi sağlam kaleler ve saraylar mı ediniyorsunuz?"
التفاسير العربية:
وَإِذَا بَطَشۡتُم بَطَشۡتُمۡ جَبَّارِينَ
"Sizler öldürmek için saldırdığınız zaman zorbaca öldürüyorsunuz veya merhamet etmeden ve şefkat göstermeden zorbaca vuruyorsunuz."
التفاسير العربية:
فَٱتَّقُواْ ٱللَّهَ وَأَطِيعُونِ
"Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. Size emretmekte ve yasaklamakta olduğum şeylerde bana itaat edin."
التفاسير العربية:
وَٱتَّقُواْ ٱلَّذِيٓ أَمَدَّكُم بِمَا تَعۡلَمُونَ
"Bilmekte olduğunuz nimetlerinden sizlere bahşeden Allah Teâlâ'nın öfkesinden korkun."
التفاسير العربية:
أَمَدَّكُم بِأَنۡعَٰمٖ وَبَنِينَ
Size hayvanlar ve çocuklar bahşetmiştir.
التفاسير العربية:
وَجَنَّٰتٖ وَعُيُونٍ
Size bahçeler ve akan pınarlar bahşetmiştir.
التفاسير العربية:
إِنِّيٓ أَخَافُ عَلَيۡكُمۡ عَذَابَ يَوۡمٍ عَظِيمٖ
-Ey Kavmim!- "Şüphesiz ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum. Bu gün kıyamet günüdür."
التفاسير العربية:
قَالُواْ سَوَآءٌ عَلَيۡنَآ أَوَعَظۡتَ أَمۡ لَمۡ تَكُن مِّنَ ٱلۡوَٰعِظِينَ
Kavmi ona şöyle dedi: "Öğüt versen de, vermesen de bizim yanımızda birdir. Sana asla iman etmeyeceğiz ve üzerinde bulunduğumuz inancımızdan asla dönmeyeceğiz."
التفاسير العربية:
من فوائد الآيات في هذه الصفحة:
• أفضلية أهل السبق للإيمان حتى لو كانوا فقراء أو ضعفاء.
Fakir ve zayıf kimseler olsalar bile ilk önce iman eden kimseler her zaman üstündürler.

• إهلاك الظالمين، وإنجاء المؤمنين سُنَّة إلهية.
Zalimlerin helak edilmesi ve iman edenlerin kurtarılması ilahi bir sünnettir.

• خطر الركونِ إلى الدنيا.
Dünyaya meyletmenin tehlikeli oluşundan bahsedilmiştir.

• تعنت أهل الباطل، وإصرارهم عليه.
Batıl ehlinin inat etmeleri ve bunun üzerinde ısrarlı olmalarından bahsedilmiştir.

 
ترجمة معاني سورة: الشعراء
فهرس السور رقم الصفحة
 
ترجمة معاني القرآن الكريم - الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم - فهرس التراجم

صادرة عن مركز تفسير للدراسات القرآنية.

إغلاق